Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        23 Ocak’ta vizyona girecek “Humbling” filminin yönetmeni Barry Levinson’ın filmografisinde yer alan filmleri ve oyuncuları şöyle bir hatırlayalım dedik. Robert De Niro, Al Pacino, Dustin Hoffman, Robin Williams, Bruce Willis, Cate Blanchet, Adrien Brody, Tom Cruise, Kevin Bacon, Michael Douglas, Demi Moore ve daha adını sayamadığımız popüler oyuncularla çalışan,akademi ödüllü Levinson, hem yönetmen, hem yapımcı, hem de yürütücü yapımcı. “Rain Man” filmi ile “En İyi Yönetmen Oscarı”nı kazanan ve daha sonra bu ödüle 1991 yılında “Bugsy” filmi ile tekrar aday gösterilen Levinson, bu kez ödülü kucaklayamamıştır. Sonra ise “And Justice For All”, “Diner” ve “Avalon” filmleri ile “En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü”ne aday gösterilmiştir.

        Yönetmen Barry Levinson’ın ismini duyduğunuzda, aklınıza ilk hangi filmi gelir? Levinson’un filmografisine baktığımızda genelde benzer janrlar arasında gidip geldiğini görürüz ve filmografisinde yer alan tek farklı film ise şüphesiz “Sphere” (Küre) filmidir. Levinson’ın neden yolunu değiştirdiğini merak edenler olmuştur elbet, sanırız Levinson farklı türde bir film yapıp yapamayacağını ölçtü. “Quantified Self” konusuna eğilen Levinson, kendinden emin bir rejisör olduğunu, çektiği filmlere yansıtarak bize kült filmler armağan etti. Bunlardan biri de Tom Cruise ile Dustin Hoffman’ı bir araya getiren “Rainman” filmidir.

        Hafızalarımıza yerleşen “Rain Man”, duygularımızın doruk noktasına çıktığı, dramatik anların yüreğimizi perişan ettiği, umutla umutsuzluğun birbirine karıştığı unutulmayan bir klasiktir. Otistik bir karakteri canlandıran Dustin Hoffman (Raymond), rolüyle bütünleşerek bizi mimikleriyle ve zekâsıyla kendine bağlamıştır, bu bağ çok güçlü olduğu için aradan yıllar geçse bile kopmaz. Halen o sahneler gözümüzün önündedir, bunun sebebi de Barry Levinson’dır. Dustin Hoffman’ın ‘aaaahhh’ dediği sahnenin, hem hayatımız üzerindeki etkisi büyüktür, hem de gerçek ve doğru oyunculuğun kanıtıdır. Hatta filmin bazı replikleri dimağımıza bile yer etmiştir.

        “RAINMAN” KARDEŞLIK SEVGISIYLE DOLUP TAŞAR

        İki kardeş arasındaki dostluğa ve beraberliğe vurgu yapan Levinson, kardeş olmanın kutsallığını kadrajına alırken, otistik olmanın zorluklarını da bizimle paylaşır, o zorluklar bazen kardeşliğe gölge düşürse de, tek bir gerçek asla değişmez: kan bağı… Her ne kadar kızıp kardeşimiz otistik diye onu anlayamasak da, onun sevgisi her şeye bedeldir. Atsanız atamazsınız, satsanız satamazsınız. Bunu çok iyi bir şekilde yansıtan Levinson, dramatik sahneler arasına koyduğu sedatif ve etkileyici müziklerle, seyirciye geçirmek istediği hislerin analizini yapar. Hazır müzikten bahis açılmışken ufak bir parantez açalım: Ünlü müzisyen Hans Zimmer’ın film için yaptığı “Leaving Wallbrook On The Road”isimli müzikal parça bir süre sonra TRT kanalının belgesel müziği olarak kullanılmıştır. Genel itibariyle; ajitasyonyapmadan seyircinin maneviyatına doğru uzanan Levinson, seyircinin algısını iyi ölçtüğü için nabza göre şerbet vererek, ortaya karakterleri ve atmosferi güçlü bir hikâye koyar. Mesela Tom Cruise’un canlandırdığı Charlie karakteri…

        Tom Cruise’un kendini tam anlamıyla gösterdiği “Rainman” kariyerinin en önemli filmlerinden biridir. Genellikle aksiyon filmlerinde oynayan Cruise’in dram ağırlıklı bir filmde gayet düzeyli bir oyunculuk sergilemesi, bizde olumlu bir etki bırakmıştır ki, bu da Cruise’un yükselişi adına güzel bir gelişmedir. Genelde aynı oyuncularla çalışmayı tercih eden Levinson, standartlarının dışına çıkmayı çok sevmediği için bildiği yollardan ilerler. Levinson’ınbirçok filminde yer alan DustinHoffman, zaten Levinson için doğru bir isimdir. Aralarındakisenkronun güçlü oluşu yönetmen-oyuncu ilişkisine yenilik katar. Aynı şekilde Robert De Niro ile Al Pacino da…

        LEVINSON’IN BİLİNDİK FİLMLERİ

        Levinson’ın en bilindik filmlerini şu şekilde sıralayabiliriz: “Wag The Dog” (Başkanın Adamları), “Sleepers” (Kardeş Gibiydiler), “Man Of TheYear” (Yılın Adamı), “Avalon” ve “Good Morning, Vietnam”… Komedi-dram türünde çektiği “Man Of The Year” ve “Good Morning, Vietnam” filmlerinde, rahmetli usta komedyen Robin Williams’ı hikâyelerinin merkezine yerleştiren Levinson, filmlerinin başarısını Williams’a atfeder sanki… İşinin ehli olan Levinson, seyircinin ne istediğini çok iyi bildiği için, hikâyeye hem mizah, hem de duygu katar ki, seyirci iki duyguyu aynı anda yaşasın, Karakterleri allayıp pullamadan perdeye koyan yönetmen, karakterlerin dünyalarında olan biten her şeyi olduğu gibi, yani tüm çıplaklığıyla sergiler. Duygu adamı olan yönetmen, içimizi acıtan gerçekleri yumuşak filtreden geçirerek peliküle aktarır, aktarırken de seyirci ile empati kurmayı ihmal etmez.

        36 yıllık kariyer yaşamı olan, güleç suratlı Levinson, cana yakınlığını filmlerine yansıtarak,hikayesel bütünlüğe ruhunu katar ve hikayeleri kuru olmadığı için de seyircinin ilgisini çeker. Bazı filmler yıllar sonra bile aklımızdan uçup gitmez, bu da Levinson’ın olumlu yönünü ortaya koyar. Karşısındaki insanlara derin bir bakış atan Levinson, insan tahlili konusundaki yetkinliğini her şekilde gösterir. Çalışkan bir yönetmen olan Levinson, belli bir yaşa gelmesine rağmen hiç durmadan iş düşündüğü için, oldukça dinçtir! Hatta kendisi şöyle bir ifade kullanmıştır: "Beni bir yere götüreceğine inandığım herşeyi, sonuna kadar denerim. Bu da zaten kontrol altınaalınabilir bir özgürlük."

        LEVINSON’IN SINEMASAL ANLATISI

        Levinson’ın sinemasal anlatısına farklı bir açıdan yaklaşırsak; sistem eleştirisi konusunda sınır tanımayan Levinson, zaman zaman kara mizahı şaha kaldırarak, sırların ironik bir biçimde ortaya çıkmasına meydan verir, bazen de devrimcilik yapar. Ama mutlaka kaliteli espriler vardır filmlerinde, eh ne de olsa Levinson espri anlayışı güçlü bir kişilik… Genellikle öz film yapma konusunda seyirciyi mutlu eden Levinson, Baltimore’da büyüdüğü için yaşadığı yeri filmlerine yansıtarak, kendi hayatından kesitler sunar.

        Levinson hakkında olumsuz yorum yapan veya onu sert bir şekilde eleştiren olmamakla beraber, Levinson’ın kendi yazıp yönettiği filmleri,üzülerek belirtiyoruz ki, kıyıda köşede kalmıştır, değeri tam olarak bilinememiştir. Bakınız: “Tin Man” “Diner” ve “Avalon”. Mütevazı bir yönetmen olan Levinson, genellikle çok göz önünde olmadığı için, hakkında çok fazla detaylı bilgi yoktur. Levinson’ın çektiği film türlerinin yüzdelik istatistiki değerleri ise şu şekildedir: %32 Komedi, %13 Dram, %13 Biyografik, %13 Dramatik komedi, %7 Aksiyon ve %25 Diğer türler…

        BIR PHILIP ROTHROMANI DAHA FİLME UYARLANDI

        Asıl merak edilen konu ise; Levinson’ın “Rainman” gibi bir film yaptıktan sonra neden tekrar ödül alamadığı, bunun sebebi “Rainman”in fazla kültleşmesi mi? Bu filmden sonra Levinson birkaç kere çıkış yakaladı ama ödüle kavuşamadı. Zaten, sonrasında Levinson farklı filmlere yelken açtı. Aslında Levinson’ın filmlerinin sevilmesindeki en önemli unsurlardan biri,seyircinin içine işleyen orijinal müziklerdir. Müzik seçimindeki ustalığı konusunda Levinson’ın hiç taviz vermemesi, sinema ve müziğin ayrılmaz bir bütün oldukları gerçeğini doğrular. Doğru müzik doğru sahneye oturtulduğu zaman, filmher şekilde amacına ulaşır.

        Geldik Barry Levinson’ın son çektiği film “Humbling”’e… Philip Roth'un romanından uyarlanan film, 60'lı yaşlarda bir anda oyunculuk yeteneğini kaybeden Simon Axler isimli bir aktörün derin depresyona girişini konu alıyor. Gözden düşen bir ünlünün psikiyatri servisine yatırılmasına kadar, birçok detayı aynı anda inceleyenLevinson, hassas bir meseleye parmak basıyor.

        Sonuç olarak; kendi halinde bir yaşam sürdüren, oldukça detaycı, gözlemci, analizci, iyi kadraj yakalayan, realist bir yönetmendir Levinson… İçinde bulunduğu şartları sarkastik bir mizah anlayışıyla ele alan yönetmen, bazı iç burkan olayları ti’ye alarak trajik olanın önüne geçer. Onun dünyasında her şey olması gerektiği gibidir, ne istediği konusunda yanılgıya düşmez.

        Diğer Yazılar