Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Koronavirüs sebebiyle seyahat talebinin azalması ve bazı ülkelere sefer yasağının konması yolcu uçaklarının trafiğini önemli oranda düşürürken, kargo uçakları tarafında ise yoğunluğu beraberinde getirdi.

        Deniz ve karadan ulaşım imkanı kalmayan bazı ülkelere yük taşımacılığı hava kargoyla yapılmaya başlandı. Son olarak ABD’nin Avrupa’ya getirdiği seyahat kısıtlamasında da ticaret ve kargo uçuşlarının muaf tutulduğu dikkate alınırsa hava kargoda bu dönemde yaşanan yoğunluk daha iyi anlaşılacaktır.

        Ancak dünyada havayoluyla taşınan kargonun önemli kısmı, yaklaşık %52’si yolcu uçaklarının altında gerçekleştiği için toplam hava kargo kapasitesinde düşüş söz konusu. Sadece kargo taşımacılığı yapan uçak trafiğinde ciddi yoğunluk söz konusu.

        Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) rakamlarında hava kargo hizmet veren havayollarının Koronavirüs sebebiyle talep gördüğü ve birçoğunun virüs salgını boyunca Çin’e yoğun uçtuğu dikkat çekiyor.

        Ayrıca, şu an yaşadığımız tablonun önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleyeceği bilinmiyor. Fakat Çin'deki fabrikalar normal üretime geçtikçe UPS, FedEx, DHL, Turkish Cargo, Air China, Katar Emirates, Lufthansa, Cargolux ve diğer kargo havayolları muhtemelen hava kargo talebini karşılayamayacak.

        Sadece kargo havayollarının değil yolculu seferlerin de açılmasıyla kargo taşımacılığı en üst seviyede karşılanabilir. Zaten istatistiklere baktığımızda toplam hava kargo taşımacılığı içinde sadece kargo havayollarının ayrıştığı görülecektir. Koronavirüs sebebiyle bazı kargo havayolları daha güçlenerek ve filosunu kalıcı şekilde genişleterek çıkabilir. Hava kargonun ticari taşımacılıkta payı da artamaya devam edecektir.

        Türkiye’nin kargo hizmetleri veren Turkish Cargo (THY) Air ACT ve ULS Havayolları gibi şirketleri de bu dönemde yoğun kargo yükünün altından kalkmak için şu an Koronavirüsle mücadele eden Çin, Irak, İran, Avrupa ve diğer kıtalardaki ülkelere gece-gündüz yoğun seferler gerçekleştiriyor.

        Irak ve İran gibi komşu ülkelere karadan ve denizden ticari yük taşımacılığı söz konu olmayınca tüm ürünler mecburen havadan naklediliyor. Çin gibi uzak rotalar yapılan seferlerde ise uçaklar bu ülkelerin meydanlarında kalmıyor. Kargo uçakları götürdüğü kargoyu bırakıp, alacağı eşyayı yükleyip dönüyor. Konaklamıyor, uzun süre kalmıyor. Bu sebeple Çin’e yakın olan Kazakistan, Kırgızistan gibi Koronavirüs olmayan ülkelerde bekleme yapılıyor, lojistik destek sağlanıyor.

        Son yıllarda hava kargo taşımacılığı, sıfırdan kargo uçuşları için tasarlanan uçaklarla ve kargo havayollarıyla hızla büyümeye devam ediyordu. Koronavirüs etkisiyle de kargo havayollarının küresel taşımacılıktaki payı tahminlerden daha hızlı artacak gibi görünüyor.

        REKLAM

        ***

        Suçlu yok suçlular var!

        Bir ay önce pistten çıkan Pegasus Havayolları uçağını ve hayatını kaybeden 3 kişiyi yoğunlukla konuştuk. Ardından dünyada bir ilke imza atarak uçağın pilotunun Kaza Kırım Raporu neticesi beklenmeden tutuklanmasını tartıştık. Tartışma, fikir yürütme dönemleri geride kaldı.

        Ön rapor çıktı. Medyaya da kısmen yansıdığına göre uçağın teknik bakımları tamammış. Kazada tek bir suçlu yokmuş, silsile halinde suçlular varmış. Sadece kişilerin değil, kurum ve kuruluşların da hatası söz konusuymuş. O zaman pilot neden tutuklandı?

        Adli makamlara, savcılara böyle bir soru sormak, eleştiride bulunmak abesle iştigal. Zira ülkemizde “Hava İş Kanunu” yoksa, pilotluk bir meslek olarak tanımlanmamışsa savcı ne yapsın?

        Kaza olmuş, 3 kişi de hayatını kaybetmişse görünen bir numaralı sorumlu hesap veriyor. Dolmuş şoförünün yaptığı bir kaza gibi düşünün! Çünkü başka türlü düşünmeyi gerektirecek mevzuatımız, yasamız, düzenlememiz hâsılı kelam hukuki anlamda medeni bir havacılık altyapımız yok. Ama iş övünmeye, böbürlenmeye gelince dünyanın en önemli havacılık ülkesi olarak mangalda kül bırakmıyoruz.

        Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Pegasus uçağı pistten çıktığında yaşadığımız atmosferle şu günleri bir kıyaslayın. Eğer hayal gücünüze güveniyorsanız bir de bir ay sonra neleri yaşayabileceğimizi tahmin etmeye çalışın. Kendinizi fazla zorlamayın devreleriniz yanabilir.

        Bulunduğumuz coğrafya, yaşadığımız ülke ve tabi olduğumuz mevzuatlar hayal edemeyeceğimiz bir gelecek öngörüyor. Hadiseleri iyi tartışamadan, “doğru nedir” konuşamadan yeni olaylar yaşıyoruz. Tüm alanlarda olduğu gibi havacılık sektöründe yaşadığımız hadiseler de bundan payını alıyor.

        Pegasus uçağının pistten çıkma hadisesini inceleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı çalışan Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı (UEİM) bir ay içinde hazırlaması gereken ön raporu İstanbul’daki Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiş. Ama yasal düzenlemelerimiz izin vermediği için ön rapor kamuoyuna açıklanmadı. UİEM’in sitesine de konmadı. Neden? Ön raporun şu veya bu şekilde medyaya eksik, tamam sızacağı belliyken, niçin kamuya açıklanması yasak?

        Medyaya sızdığı kadarıyla raporda şu hususlar dikkat çekiyor;

        Kulenin verdiği Türkçe ilk bilgiler yabancı uyruklu pilot tarafından anlaşılmadı. Pilot inişten sonra 6 saniye gecikmeli olarak fren yaptı. İnişten yaklaşık 6 dakika önce uçağa yıldırım isabet etmesi sebebiyle pilotlar strese girdi. Bir an önce iniş yapmak istediler. Yeşilköy ve Sabiha Gökçen hava trafik kontrolleriyle iniş için temas kuruldu. Alçalma aşamasında sapmalar görüldü, ama iniş sorunsuz gerçekleşti.

        Pistin sonunda uçak kayarak toprak zemine çıktı.

        Daha önce tartışılan pistte lastikler izleri, yağmurlu havanın durumu, pilotların kabin içi koordinasyonunun kazaya yansıması ve krizi yönetmede etkisi gibi hususlar raporda nasıl yer alıyor, bilmiyorum.

        İniş sorunsuz gerçekleşiyor, ama uçak pistin sonunda duramayarak kaza yapıyor. Yani ortada bir sorun ve çok sayıda sorumlu var. Ancak ön rapordan anlaşıldığı kadarıyla bu aşamada kazada sorumlulukları olanların hangi oranda bu hadisede payı olduğu henüz belli değil. Asıl raporu beklememiz gerekecek, ama 1-2 yıla yayılacak süreçte kamuoyu raporu da hadiseyi de unutacaktır.

        REKLAM

        ***

        ABD ümitleri suya düştü!

        Koronavirüs sebebiyle alınan önlemler havacılık sektörünü ciddi sıkıntıya sokmakla kalmıyor, şirketler ve ülkelerin ne yapacağı, nasıl önlemler alacağı hususunda da kafaları karıştırmaya devam ediyor.

        Mesela ABD Başkanı Donald Trump’ın bu cuma gecesinden itibaren Avrupa’dan yapılacak tüm seyahatleri 30 gün boyunca askıya aldıklarını açıklaması ansızın geldi.

        Hâlbuki Avrupalı havayolları dünyanın doğusuna uçamadıkları için kendilerini ayakta tutacak güzergâh olarak Amerika’yı görüyorlardı. Ümitleri Amerika hattındaki uçuşlardı. Ama bu hat da kapanınca havayolları için risk büyüdü. Daha fazla uçak yerde yatacak, istihdam ve ekonomik sorunlar hızlanacak. Şirketlerin sıkıntıları katlanarak artacak. Dayanma güçleri azalacak.

        Diğer Yazılar