Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başrollerinde Jason Bateman ve Rachel McAdams’ın oynadığı “Oyun Gecesi” (Game Night), 7 yetişkinin katıldığı bir oyun partisinin, kontrolden çıkarak tehlikeli bir hal almasını komediyle anlatıyor

        OYUN, çocukluk ve gençlik yıllarımızda hayatımızın önemli bir parçasıdır. Öte yandan, yetişkinlik de oyunsuz geçen bir dönem değildir. Hatta, birçok yetişkin oyunu hayatından eksik etmez. Bazıları ise oyunsuz yaşayamaz. Tıpkı Max (Jason Bateman) ve Annie (Rachel McAdams) gibi… Filmin başında hızlı kurgulanmış sahneler eşliğinde ikisinin de tam bir oyun delisi olduğunu görüyoruz. Oyun, onlar için iyi vakit geçirmenin ötesinde nerdeyse hayatın anlamı… Kaybetmeyi sevmiyor, sadece kazanmak istiyorlar.

        YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI

        Giriş bölümünü seyrederken, Max ile Annie’nin henüz olgunlaşmamış, çocukluk çağına takılıp kalmış birer yetişkin olduklarını, filmin de olgunlaşmamışlık ve kazanma hırsıyla ilgili olacağını tahmin etmek mümkün. Ancak, neden çocuk sahibi olamadıkları sorusuna yanıt aradıkları “doktor sahnesi”nde başka bir mesele daha çıkıyor karşımıza. Max’in oyun tutkusunun kökeninde abisiyle rekabet etme arzusu var. Max, her konuda başarılı abisi karşısında çocukluktan beri yaşadığı ezilme hissi nedeniyle sürekli kazanmaya odaklı biri haline gelmiş durumda. Bu yüzden, “daha az oyun oynayacağım” korkusuyla baba bile olamıyor.

        Max’in aşırıya kaçan “sürekli kazanma” arzusuyla “rekabet bağımlılığı” arasında kurulan bağ, öylesine ikna edici ve tutarlı ki, o noktadan sonra yan karakterlerin sorunları dışında filmde çözümlenecek pek bir mesele kalmıyor. Mark Perez’in yazdığı senaryo, “oyun içinde oyun” fikriyle ilerleyen, sürprizlerle dolu bir öykü sunuyor bize. Max’in abisi Brooks’un (Kyle Chandler) evinde, 7 kişinin katıldığı “Bir suçlu kim?” oyunu gibi başlayan gece, aslında tam da tahmin ettiğimiz gibi gelişiyor. Oyunla gerçeğin karışması sonucunda yaşanan yanlışlıklar komedyasının ardından mizahla kol kola ilerleyen bir suç hikâyesine kıvrılıyoruz. Finale doğru ise film keskin virajlar alarak bizi şaşırtmayı başarıyor. İlk andan itibaren asıl amacın komedi olduğunu bilsek de “bilmece” gibi kurulmuş “oyun içinde oyun” filmlerinin tadını hissetmek olası...

        AKIP GİDEN BİR FİLM…

        “Tatil Zamanı”ndan (Vacation) hatırladığımız yönetmenler John Francis Daley ve Jonathan Goldstein, yarı ciddi bir kara komedi atmosferinde, mizahla gerilim arasında gidip gelen hikâyenin hakkını veriyor. Güldürme amaçlı uzun diyaloglu sahneleri görmezlikten gelirseniz ve en başından gönüllüce kabul ettiğiniz hafifliği, sığlığı bir yana bırakırsanız, film akıp gidiyor. Üstelik yan karakterler de fena değil. Birlikte ilk kez oyun gecesine katılan Ryan’la (Billy Magnussen), zeki ve seksi İrlandalı Sarah (Sharon Horgan) arasındaki zıtlık hoş. Bütün gece “Hangi ünlüyle yattın?” polemiğine takılı kalan Kevin (Lamorne Morris)-Michelle (Kylie Bunburry) çifti eğlenceli... Oyun gecelerinden dışlanan yalnız ve tuhaf komşu polis Gary’de Jesse Plemons’un filme önemli bir katkı yaptığı da kesin.

        Bu arada, görüntü yönetmeni Barry Peterson’un özellikle açık havadaki genel planlarda her şeyin “oyun maketi” gibi göründüğü çekimler yaptığını belirtelim. Sonuç olarak, “Oyun Gecesi” hem adının hakkını veren hem de eğlendirmesini bilen hoş bir komedi.

        Filmin Notu: 6

        Diğer Yazılar