Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAŞADIĞIM apartmanlarda son yıllarda evine tek gazete alan kişi benim. Geçenlerde bende kalan bir arkadaşım sabah kapıyı açıp gazeteyi bulamayınca “Herhalde komşular aldı” diye düşünmüş. Komşuların gazeteyle işleri olmayacağını, büyük ihtimalle dağıtımda bir sorun çıkmış olabileceğini söyledim. Hakikaten de öyle oldu.

        İstanbul’da oturan bir başka arkadaşım da “Artık karpuz keserken altına serecek gazete bile bulamıyorum” dedi. Şehirlerin yapısı, yaşam tarzları değişiyor. Birçok apartmanın artık kapıcısı yok. Eskiden mahallelerde sokak sokak gezip gazete dağıtanlar kalmadı. Dahası bir de değişimin dayattığı kolaylıklar var. Basılı gazeteyle çay keyfi, biraz ev telefonuyla saatlerce dedikodu yapmak gibi bir nostalji olabilir ancak.

        Hangimiz çoktandır eve gazete alıyorduk ki zaten? Ben bile kendi köşemi basılı kâğıtta toplasanız beş kere görmüşümdür son 10 yılda. Ben bu durumdayken okurdan kâğıdı yaşatmasını beklemek bir aymazlık olabilirdi.

        Gazetenin bayi fiyatına bile az önce baktım.

        Ciner Grubu en radikal, sert ama en doğru kararı verdi.

        Zamanın ruhunun aksine ben hâlâ kâğıdın ölmediğine inananlardanım. Öngörümün doğru çıkacağında da ısrarlıyım. Ama bugünkü yapısıyla mevcut gazetecilik sürdürülebilir bir model değil. Aksine, kâğıt “premium” kategorisine yerleşecek. Her gün eve gazete gelmeyecek ama belki yılda birkaç kere, muazzam ve çok özel bir içerikle oluşacak basılı yayın organları yaşamaya devam edecek. Tabii bunun da satışı şimdiki gibi maliyetinin çok çok çok altına 1.25 TL değil belki 100 TL olacak.

        Habertürk’ün kuruluşunda “Teknede uçmaz, rüzgârda okunur” diye mottosu vardı. Belki de yazılı basın hiçbir zaman Habertürk’ün DNA’sında yoktu ve şimdi özüne dönüyor.

        Diğer Yazılar