"Allah'ın söylediğini değiştirmeye kalkmasınlar"

GÜLİN YILDIRIMKAYA- GAZETE HABERTURK- POLEMİK

Gazeteler ve internet sitelerinde yaptıkları yorumlarla halkın sağlığıyla oynadıkları iddiasıyla Prof. Dr. Ahmet Maranki ve Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. TSÜAB Yönetim Kurulu Üyesi Zekai İlter, Prof. Dr. Saraçoğklu ve Prof. Dr. Ahmet Maranki'nin ''Hibrit tohumları kullanmayınız'', ''Doğum oranlarının son yıllarda azalması ve kısırlık probleminde hibrit tohumların etkisi mutlaka araştırılmalıdır'' şeklinde açıklamaları bulunduğunu anımsattı. Hatta konuyla ilgili olan iddiaların ''gerçek dışı'' olduğunu savunan İlter, bu tür açıklamalarla çiftçilerin emeklerinin ''heba olduğunu'' söyledi.

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu'nun suç duyurusuna Prof. Dr. Saraçoğlu, Gazete Habertürk'ten yanıt verdi. Prof. Dr. Saraçoğlu, "Allah’ın söylediğini değiştirmeye kalkmasınlar. Benim için ‘Tarımla alakası yok’ demişler, benim hayatım çiftlikte geçti. Anam beni tarlada şalvarına doğurdu" şeklinde yanıt verdi. Peki kısırlığın tohumlar nedeniyle arttığı gerçekten de doğru mu? İşte Prof. Dr. Saraçoğlu'yla birlikte konuyla ilgili farklı görüşler

İstanbul Aydın Üni. Gıda Müh. Öğr. Üy. Prof. Dr. İBRAHİM ADNAN SARAÇOĞLU:

‘Hibrit tohumlar milletimizi kısırlaştırdı, Allah’tan korksunlar’

Söylediğim her şeyin arkasındayım. İthal edilen hibrit tohumlar kısırdır, hem erkeklerimizi hem kadınlarımızı kısırlaştırıyor. Bu tohumlardamineraller, vitaminler en az yüzde 80 eksik, millete kök yediriyorlar. Erli hibrit tohumlara bir şey demiyorum, Çanakkale domatesiyle Ayaş domatesi hibrit olur ama ithal tohumlarla yapıyorlar. Bu bağıranlar da hibrit tohumu ithal edenler. Allah’tan korksunlar! Bakara Suresi 205 diyor ki: “Onlar ekini ve tohumu bozarlar, zürriyetleri de yok ederler.” Allah’ın söylediğini değiştirmeye kalkmasınlar. Benim için ‘Tarımla alakası yok’ demişler, benim hayatım çiftlikte geçti. Anam beni tarlada şalvarına doğurdu. 1800 dönüm çiftliğimizi bağışladım, huzurevi oldu. Ayrıca gıda mühendisliği bölümü öğretim üyesiyim.

Çevre Hastanesi Tüp Bebek Merkezleri Kurucusu / Maltepe Üni. Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.B.D Bşk. Kısırlık Bilimdalı Üy. Prof. Dr. ÜMİT ÖZEKİCİ:

‘Hormonları bozdu, kısırlığı ve kanseri artırdı!’

Bir takım insan üreme hücrelerinde dejenerasyon yaptığı muhakkak, biz bunu biliyoruz. İkincisi, yediğimiz içtiğimiz gıdalara üretimi artırmak için dışarıdan hormon veriliyor ve bu hem bitkisel hem de hayvansal gıdalarda bulunuyor. Bu hem kanser oranını artırıyor, hem de hormonal düzeni bozarak kısırlığı da beraberinde getiriyor. Bir de tabii radyasyon bulaşmış topraklarda yetişen gıdalar, o topraklarda beslenen hayvanlardan gelen bir radyasyon var. Ayrıca doğrudan aldığımız radyasyonlar var, tüm bunların birleşimi kesinlikle kısırlığı artırıyor. Hibrit dediğimiz melez ırktır ve bu melezliği yaparken ne kadar sağlıklı bir sonuç alınıyor bilemiyoruz. Canlı üretimini etkilemiyor, hiç etkisi yok demek doğru değil. Mutlaka ama mutlaka bu karışık tohumların üreme üzerinde, kısırlık üzerinde bir etkisi var.

‘Hibrit tohum kısırlaştırmaz suç duyurusunda bulunduk'

TSÜAB Yönetim Kurulu Üyesi ZEKÂİ İLTER:

Prof. Dr. Ahmet Maranki ve İbrahim Adnan Saraçoğlu basın yayın organları aracılığıyla kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar. Tohumculuk meslek grubunu kötüleyip, aynı zamanda da halkın sağlığıyla oynuyorlar. Bu kişiler yaptıkları televizyon programları, internet siteleri ve beyanat verdikleri gazetelerde, ''Hibrit tohumları kullanmayınız'', ''Doğum oranlarının son yıllarda azalması ve kısırlık probleminde hibrit tohumların etkisi mutlaka araştırılmalıdır'' şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Bu iddialar ''gerçek dışı''dır, ve çiftçilerin emekleri heba olmaktadır. 'Yönetim kurulumuzun aldığı kararla, Maranki ve Saraçoğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bundan sonra televizyoncular, yayıncılar bilgiye ve belgeye dayanmayan beyanlar konusunda daha dikkatli olurlar. Bu insanlar tarım konularında bilgi sahibi olmadıkları gibi, gerçek olmayan beyanlarda bulunarak hem üreticimizi, hem tohum ıslah firmalarımızı zan altında bırakmaktadırlar. Bundan da tüketicilerimiz olumsuz etkilenmekte ve en çok kanser önleyici maddeler olan likopen ve karoten ihtiva eden sebzeler çocuklarımıza yedirilmemektedir. Üstelik bu insanlar bu iddialarını 'Sera sebzeleri kanserojendir' diyerek sürdürmektedirler. Tam tersine en büyük kanser önleyici maddeler likopen ve karoten sebzelerde mevcuttur. Hibrit tohumlarla GDO'lu tohumlar arasında benzerlik kurulmaya çalışılıyor. Hibrit tohum, doğada var olan doğal döllenme şeklinin, Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirilmesiyle ortaya çıkarılıyor. Hibrit, doğada var olan güzelliklerin insanlığın faydasına sunulmasıdır.

‘Hibrit tohum kısırlık yapmaz, bağışıklık sistemini bozabilir’

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Sözcüsü ve Hububat Üreticileri Sendikası Genel Başkanı ABDULLAH AYSU:

HİBRİT tohum birbirine üreyebilen iki cinsin bir araya getirilmesidir. Ayşekadın fasulyesiyle sırık fasulyenin melezini yapmak gibi düşünün. Bunu GDO’dan ayırt etmek gerekiyor. GDO, birbirine üremeyen genleri bir araya getiriyor. Domates ve balık gibi. Fransa’da yapılan bir araştırmadan biliyoruz ki, GDO’lu tohumlar kısırlaştırıyor ve bu nedenle tüp bebek sayısında artış yaşanıyor. Ancak hibrit tohumun kısırlaştırdığına dair bir şey söylemek doğru değil. Böyle konuşarak bilgi kirliliği yaratıyorlar. Hibrit tohumun tehlikesi şudur: Aşırı derecede su ve gübre ister. Bu durum bitki üzerinde haşereleri artırır, bu haşereleri öldürmek için çok miktarda zehirli ilaç kullanılır. Haşere öldüren bu ilaçlar bitkilerin üzerine yapışır kalır. Düzgün yıkanmadan tüketilmesi durumunda vücuttaki bağışıklık sistemini bozar. Onun için ne alırsanız alın, iyice yıkayın mümkünse sirkeli suya yatırın.