Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 2019 Filmekimi için 20 öneri
        1

        Diego Maradona

        Futbolu bırakalı yıllar olsa da o hâlâ bir efsane... Arjantinli futbolcu Diego Maradona'nın “film gibi” bir hayatı olduğunu aslında herkes biliyor. “Senna” ve “Amy” gibi başarılı belgeselleriyle tanınan Asif Kapadia, işte bu inişler, çıkışlar ve skandallarla dolu çalkantılı hayatın peşine düşüyor...

        2

        Kapadia, Arjantinli efsane sporcunun da onay verdiği, bir kısmı daha önce hiç görülmemiş 500 saati aşkın görüntüden kurguladığı filmde, Maradona'yı özellikle İtalya'da Napoli takımında oynadığı yıllara odaklanarak anlatıyor. Dünya prömiyerini Cannes'da yapan filmi futbol meraklısı sinemaseverlerin kaçırmaması gerekiyor.

        3

        Marriage Story

        Dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali'nde ödül alamadı ama özellikle eleştirmenler üzerinde derin bir etki bıraktı. Oscarlık filmlerin görücüye çıktığı Telluride ve Toronto festivallerinin de “yıldız”ıydı... “Marriage Story”, an itibarıyla 2020'de verilecek Akademi Ödülleri'nin en büyük favorilerinden biri...

        4

        Başlıca rollerinde Adam Driver, Scarlett Johansson ve Laura Dern'in oynadığı film, New York'tan Los Angeles'a uzanan bir boşanma hikâyesini anlatıyor. Toronto'da Adam Driver'a en iyi performans ödülünü getiren “Marriage Story”, yazar ve yönetmen olarak Noah Baumbach'ın imzasını taşıyor. Filmekimi'nde seyretmek istiyorsanız elinizi çabuk tutun.

        5

        A Hidden Life / Gizli Bir Yaşam

        Özellikle “The Thin Red Line”a (1998) kadar Terence Malick, çoğunluğun sevdiği, sinemaseverleri birleştiren yönetmenlerden biriydi... “The New World” ve “The Tree of Life” ile ayrışma başladı. Daha sonra çektiği her filmle hayran kitlesini küçültmeye devam etti...

        6

        Dünya prömiyerini Cannes'da yapan ve François Chalet Ödülü ile Ekümenik Jüri Ödülü'nü kazanan “Gizli Bir Yaşam”, eleştirmenler cephesinden baktığımızda son “The Tree of Life”tan bu yana en sevilen Malick filmi oldu... Gerçek bir hikâyeyi beyazperdeye taşıyan film, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin yanında savaşmayı reddeden ve idam edilen Avusturyalı çiftçi Franz Jägerstätter’in hayatını anlatıyor.

        7

        Pain and Glory / Acı ve Zafer

        Usta İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın yeni filmi “Acı ve Zafer” (Dolor y Gloria), dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali'nde çok beğenildi. Antonio Banderas'ın en iyi erkek oyuncu, Alberto Iglesias'ın en iyi müzik ödüllerini kazanmasının yanı sıra festivalin en iyi filmlerinden biri olarak kaldı akıllarda. Eleştirmenlerden aldığı yüksek notları gişede seyirciden gördüğü ilgiyle birleştirmesini bildi.

        8

        “En iyi uluslararası film” kategorisinde İspanya'nın adayı olan “Acı ve Zafer”, sinemalardan önce Filmekimi'nde karşımıza gelecek. Film, yaşlandıkça eski güzel günlerini özleyen dünyaca ünlü bir yönetmenin 1960’lardan günümüze uzanan hayat hikâyesini anlatıyor. Antonio Banderas'ın yönetmen karakterini canlandırdığı film, Almodovar'ın en kişisel filmi olarak anılıyor.

        9

        Parasite / Parazit

        Geçtiğimiz mayıs ayında Cannes'da Altın Palmiye kazanan “Parazit”, kendi ülkesi Güney Kore'de 10 milyon seyirciye ulaşmayı başardı... Güney Kore'nin Oscar adayı olan “Parazit”, bu yıldan itibaren “en iyi uluslararası film” olarak adlandırılan ödülün favorisi olarak kabul ediliyor. “Host”, “Memories of Murder”, “Snowpiercer” ve “Okja” gibi filmleriyle tanıdığımız Bong Joon-ho'nun yönettiği “Parazit”, Park ve Kim ailelerinin hikâyesini anlatıyor.

        10

        Yoksulluk içinde yaşayan Kim ailesinin işsiz bireyleri zengin Park ailesinin yanında çalışmaya başlıyor. İki aile arasındaki bu işbirliği, sınıf atlama özlemi ve zenginlik kibrinin yolaçtığı trajikomik olaylara vesile oluyor.

        11

        Young Ahmed / Genç Ahmet

        Jean ve Luc Dardenne kardeşler, Cannes'da en iyi yönetmen ödülünü kazanan yeni filmleri “Genç Ahmet”te Avrupa'da sürüp giden ırk ayrımcılığına ve sınıfsal öfkeye bu kez Belçika'da yaşayan Müslüman bir ergen üzerinden bakıyorlar. 13 yaşındaki Ahmet, ailesi ve yakın çevresinden gelen uyarılara karşı kısa süre içinde radikal görüşlerin etkisi altına giriyor.

        12

        “Genç Ahmet” tüm eleştirmenleri büyüleyen Dardenne kardeşler filmlerinden biri değil. Çok beğenenlerin yanı sıra vasat bulanlar da var ama yönetmenlerinin şöhreti ve ele aldığı konu itibarıyla Filmekimi seçkisinin en ilgi çekecek filmlerinden biri olmaya aday.

        13

        First Love / İlk Aşk

        Japon sinemacı Takeshi Miike, çağımızın kült yönetmenlerinden biri. Dünyanın her yanından birçok hayranı var... Miike'nin özelliği filmografisinin çeşitliliği ve renkliliği... “İlk Aşk”, son derece üretken bir yönetmen olan Miike'nin 90'ncı filmi... Senaryosunu Masa Nakamura'nın yazdığı film, tek bir gece boyunca Tokyo'da geçiyor. Hikâye, beyin tümörü teşhisi konan genç bir boksörün, bir tele kıza âşık olmasıyla ilgili...

        14

        Sonrası, Miike'ye özgü, yer yer aşırı noktalara varan çok kanlı ve eğlenceli bir serüven. Miike, kara film öğelerini serbestçe kullandığı “İlk Aşk”ta şiddet ve romantizmi, mizahla birleştiriyor. Üstelik animasyon bölümler de var...

        15

        The Laundromat

        Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yapan ve hemen akabinde Toronto'da Oscar için görücüye çıkan “The Laundromat”, açıkçası İngiliz ve Amerikalı eleştirmenler tarafından pek sevilmedi. Oscar tahmincileri, filmi listelerinden hemen çıkardılar.

        16

        Ama yine de birçok sinemaseverin merakla beklediği filmlerden biri olduğu kesin. Pulitzer ödüllü araştırmacı gazeteci Jake Bernstein'ın “Secrecy World” adlı kitabından Scott Z. Burns tarafından sinemaya uyarlanan film, Çin, Meksika, Afrika ve Karayipler’de Mossack Fonseca’nın üst düzey patronlarına ait sırları ortaya çıkaran gazetecilerin hikâyesini konu alıyor. Steven Soderbergh'in yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Meryl Streep, Gary Oldman ve Antonio Banderas gibi isimler yer alıyor.

        17

        Jojo Rabbit / Tavşan Jojo

        Toronto Film Festivali'nde Seyirci Ödülü'nü kazanarak bir anda Oscar yarışının öne çıkan filmlerinden biri olan “Jojo Rabbit”, İkinci Dünya Savaşı’nda, Nazi iktidarındaki Almanya’da geçiyor. Filmin kahramanı Jojo, annesinin tavan arasında Yahudi bir kızı sakladığını öğrenince ırkçılığıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu arada Jojo'nun hayali arkadaşının Adolf Hitler olduğunu da belirtelim. Filmin yönetmeni hayali arkadaş Adolf'u canlandıran Taika Waititi... 2014 yapımı “sahte belgesel” türündeki komedi filmi “What We Do in the Shadows?” ile tanıdığımız Yeni Zelandalı yönetmen Taika Waititi, “Thor: Ragnarok” gibi bir Hollywood süper prodüksiyonunun ardından komediyle dramı bir araya getiren bir filmle geliyor karşımıza...

        18

        Waititi'nin Christine Leunens'in romanından bizzat uyarladığı filmde genç oyuncular Roman Griffin Davis ve Thomasin McKenzie'nin yanı sıra Stephen Merchant, Alfie Allen, Sam Rockwell, Scarlet Johansson gibi isimler de yer alıyor.

        19

        The Farewell / Elveda

        Sundance Film Festivali'nde sadece Seyirci Ödülü'yle yetindi ama eleştirmenlerin verdiği yüksek notlarla yılın en dikkat çekici Amerikan bağımsız filmlerinden biri olmayı başardı. Lulu Wang’in kendi büyükannesinin hastalığından esinlenerek çektiği “Elveda”, başroldeki Awkwafina'nın çok iyi eleştiriler alan oyunculuğuyla da öne çıkıyor...

        20

        Awkwafina'nın canlandırdığı Billi, Çin'de yaşayan babaannesinin kansere yakalandığını ve 3 ay içinde öleceğini öğrenir. Babaannesini son bir kez görmek için kuzeninin düğününe gitmeye karar verir. Duygusal yanları ağır basan hüzünlü bir komedi filmi olan “Elveda”, en iyi film Oscar'ının da en güçlü adaylarından biri olarak kabul ediliyor.

        21

        Portrait De La Jeune Fille En Feu/ Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi

        “Tomboy” ve “Girlhood” gibi filmleriyle hatırladğımız Fransız yönetmen Céline Sciamma, yüzyıllar boyu gözardı edilen ve yapıtları tarihin karanlıklarına gömülen kadın ressamlardan yola çıkıyor... Film, 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle yaşadığı aşkı anlatıyor

        22

        Ressam Marianne’a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloise’ın portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloise’dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloise’ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır. Film, Cannes Film Festivali'nde en iyi senaryo ve Kuir Palmiye ödüllerini kazanmış ve çok beğenilmişti. Filmin başrollerini Noémie Merlant, Adèle Haenel ile paylaşıyor.

        23

        Sorry We Missed You / Üzgünüz, Size Ulaşamadık

        Yönetmen Ken Loach, geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir söyleşisinde filmlerin hayatımızı değiştirebileceği umudunu korumak istediğini söylemişti. “Üzgünüz, Size Ulaşamadık”, 2016'da seyrettiğimiz “Ben, Daniel Blake” gibi yine işçi sınıfının somut sorunlarına odaklanıyor ve çözüm aranması için kamuoyu oluşturmaya gayret ediyor.

        24

        Senaryosunu, yıllardır Loach ile işbirliği yapan Paul Laverty'nin yazdığı film, Newcastle’da geçiyor; sözleşmeli çalışanların sıkıntılarından yola çıkıyor ve bu kez iki çocuklu bir aileye odaklanıyor. Filmin ana karakterleri ise kendi kamyonetini almak isteyen Ricky ve evlere bakıcılığa giden eşi Abby...

        25

        Monos

        Brezilya doğumlu yönetmen Alejandro Landes'in senaryosunu Alexis Dos Santos ile yazdığı “Monos”, dünya prömiyerini yaptığı Sunance Film Festivali'nde “Dünya Sineması – Dramatik” bölümünde Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştı. Kolombiya'nın Oscar adayı olarak seçilen film, geçit vermeyen bir ormanda Amerikalı bir kadını rehin tutan sekiz çocuk askerin öyküsünü anlatıyor.

        26

        Sürpriz bir baskına uğrayan çocuklar kendilerini tehdit ve baskı altında hissedince üslerinden ayrılarak ormanın derinliklerine sığınmak zorunda kalıyorlar. Artık birbirlerine eskisi kadar güven duymazlar... Gösterildiği festivallerde çok olumlu eleştirilen alan film, fantastik bir savaş ve hayatta kalma hikâyesi anlatıyor.

        27

        Bacurau

        2016 yapımı “Aquarius” ile tanıdığımız Breziyalı yönetmen Kleber Mendonça Filho'nun, vatandaşı Juliano Dornelles ile birlikte yazıp yönettiği “Bacurau”, dünya prömiyerini Cannes'da yapmış ve Jüri Ödülü'nü kazanmıştı. Brezilya'da yaşanan gelir eşitsizliğinden esinlenen Filho ve Dornelles, dış dünya tarafından küçümsenen, “dış mihraklar”ın tehdidi altındaki küçük bir topluluğun hikâyesini anlatıyorlar.

        28

        Yakın gelecekte, ülkenin kırsal kesiminde geçen “Bacurau”, western ve bilimkurgu esintileri taşıyan mistik bir film... Filmde Batılı belgeselci rolünü üstlenen Udo Kier'in yanı sıra Sonia Braga da oynuyor.

        29

        The Painted Bird / Boyalı Kuş

        Jerzy Kosinski'nin 1965 yılında yayımlanan “Boyalı Kuş” adlı romanının ilk sinema uyarlaması, Çek yönetmen Vaclav Marhoul'un imzasını taşıyor. Eski usul 35mm filme çekilen siyah beyaz “Boyalı Kuş”, savaşın dehşetini bir çocuğun gözünden aktarıyor... İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru geçiyor film. Doğu Avrupa'nın çorak topraklarında, çiftlikler ve köyler arasında tek başına dolaşan bir çocuğu takip ediyoruz...

        30

        Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yapan “Boyalı Kuş”, ödül kazanamasa da eleştirmenlerden aldığı olumlu tepkilerle öne çıktı. Senaryoyu da yazan Marhoul, Çekya, Slovakya, Ukrayna ortak yapımı filmini “insan ruhunun karanlık derinliklerine doğru bir yolculuk olarak” tanımlıyor.

        31

        La vérité / Saklı Gerçekler

        “Like Father, Like Son”, “Our Little Sister”, “After the Storm”, “The Third Murder” gibi filmlerinin ardından geçtiğimiz yıl, Cannes'da Altın Palmiye'yi “Arakçılar” (Shoplifters) adlı filmiyle kazanan Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda yine bir aile dramına imza atıyor. Kore-eda'nın Paris'te çektiği Japonya – Fransa ortak yapımı “Saklı Gerçekler”, Catherine Deneuve'ün canlandırdığı ünlü bir sinema oyuncusunun, anıları yayımlandıktan sonra kızıyla yeniden bir araya gelişini ve yüzleşmelerini anlatıyor.

        32

        Kore-eda'nın Japonya dışında çektiği ilk film olan “Saklı Gerçekler”, yönetmenin önceki filmleri gibi karakterlerini dikkatle gözlemleyen, mütevazı ve sağlam bir dram... Juliette Binoche ve Ethan Hawke'un da rol aldığı film, Venedik Film Festivali'nin açılışında gösterilmişti.

        33

        The Lodge / Dağ Evi

        Avusturyalı Veronika Franz ile Severin Fiala'nın birlikte yazıp yönettiği “Goodnight Mommy / Ölümcül Oyun” son yıllarda seyrettiğim en kendine özgü korku gerilim filmlerinden biriydi... Dünya prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan “Dağ Evi”, eleştirmenlerden “Ölümcül Oyun” kadar yüksek notlar alamasa da gerek hikâyesi gerekse atmosferiyle farklılığını ortaya koymayı başardı.

        34

        Öykü, iki çocuk ve müstakbel üvey annelerinin tipi yüzünden bir dağ kulübesinde mahsur kalmaları üzerinden ilerliyor. Psikolojik gerilimin giderek yükseldiği “Dağ Evi”, sürprizlere de yer yeren bir gerilim... İngilizce olarak çekilen filmde Jaeden Lieberher, Riley Keough ve Alicia Silverstone gibi oyuncular yer alıyor.

        35

        The Peanut Butter Falcon / Hayallerin Peşinde

        Tyler Nilson ve Michael Schwartz, birlikte yazıp yönettikleri ilk uzun metrajlı filmleri “Hayallerin Peşinde”de özel bir bakımevinden kaçan Down sendromlu Zak'ın hikâyesini anlatıyorlar. Profesyonel Amerikan güreşçisi eğitimi almak isteyen Zak, tesadüfen karşılaştığı kanun kaçağı Tyler'la birlikte peşine düşenlerden kaçar...

        36

        Duygusal bir yol ve dostluk öyküsü anlatan filmde kendini canlandıran Zack Gottsagen, başrolü Shia LaBeouf ile paylaşıyor. Çağdaş bir “Huckleberry Finn” uyarlaması olarak da kabul edilen filmdeki diğer rollerde Dakota Johnson, John Hawkes, Bruce Dern ve Thomas Haden Church gibi oyuncular var. Deauville, Nantucket ve SXSW festivallerinde İzleyici Ödülü aldığını belirtelim.

        37

        It Must Be Heaven / Burası Cennet Olmalı

        “Kutsal Direniş - Divine Intervention” (2002) ve “The Time That Remains” (2009) filmlerindeki keskin ve zekâ dolu kara mizah duygusuyla tanıyıp çok sevdiğim Filistinli yönetmen Elia Süleyman, 10 yıl aradan sonra çektiği ilk uzun filmi “Burası Cennet Olmalı”da, alternatif bir vatan arayışıyla Filistin'den kaçan ES'nin peşine düşüyor... ES, ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın Filistin'den kurtulamayacağını anlıyor.

        38

        Yeni bir yaşam umudu, bir yanlışlıklar komedisine dönüşüyor... Filistin'in Oscar adayı olarak gösterilen “Burası Cennet Olmalı”, kimlik ve aidiyet kavramlarını Elia Süleyman'ın ince mizah anlayışıyla ele alıyor. Cannes'da FIPRESCI Ödülü'nü kazanan filmin ortak yapımcıları arasında TRT'nin olduğunu da hatırlatalım. Filmde Gael Garcia Bernal'ın yanı sıra Elia Süleyman da oynuyor.

        39

        Zombi Child / Zombi Çocuk

        Zombiler, çağdaş popüler kültürün vazgeçilmez figürleri olarak dizi ve filmlerde sürekli karşımıza çıkmayı sürdürüyorlar... “Saint Laurent” ve “Nocturama” filmleriyle tanıdığımız Fransız yönetmen Bertrand Bonello ise zombi mitinin köklerine götürüyor bizi...

        40

        Öldükten sonra dirilerek geri dönen Haitili köle Clairvius Narcisse’in “gerçek hikâyesinden” esinlenen “Zombi Child”, 1962’de Haiti’de tarlalarda başlıyor, 55 yıl sonra Paris’te prestijli bir yatılı okulda devam ediyor. Bonello, zombi mitini sömürgeciliği ve ırkçılığı eleştiren farklı bir bakış açısıyla ele alırken korku gerilim öğelerini de ihmal etmiyor. İlk gösterimini Cannes'da Yönetmenlerin 15 Günü bölümünde yapan “Zombi Çocuk” zengin alt metinleriyle öne çıkan bir film...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ