Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar 460 kafeste, 9 farklı çeşit böcek ile Böcek Çiftliği

        Antalya’nın Aksu İlçesi’nde 900 metrekarelik bir çiftlik, çiftliğin başında da Selami Gökgöl. Dışarıdan bakan, içinde çok çok 20 büyükbaş havyan olduğunu düşünür ancak bu çiftlikte 150 binin üzerinde hayvan bulunuyor. Üstelik ne yem derdi var ne de su... Şaşırmayın, bu bildiğiniz çiftliklerden değil, bu bir böcek çiftliği. 460 kafeste, 9 farklı çeşit böcek var. Damızlık çekirgeler hariç! Bu ilginç çiftlikte Selami Bey ile 4 saat geçirdik, çekirge bakımından böcek ekonomisine her şeyi konuştuk. HT Pazar'dan Ece Ulusum'un haberi...

        Hatırlarsınız, mart ayında yenebilir böceklerle ilgili bir haber yazdık, okurlardan pek çok soru aldık. Birleşmiş Milletler’e göre kaçınılmaz son şu: O böcek yenilecek.

        Okurlardan biri de “İyi de nereden alacağız?” diye sormuş. Herhalde vücut geliştiriyor! Türkiye’de canlı böcek yetiştiriciliğini yapan birini bulmak hiç kolay değil. En nihayetinde Avrupa Birliği yemeklik böcekleri onaylasa da bizde yasal değil. Üstelik bizler Uğur Dündar’ın kafasında boneyle mutfaklarda hamamböceği avını izleyerek büyüyen nesiliz, bize ters. Ancak şans eseri işadamı Selami Gökgöl’ün sitesini buldum, internet üzerinden hayvan yemi maksadıyla canlı böcek satışı yapıyor. Aradım, “Yemeklik alan var mı?” diye sordum, “Fazlası bile var” deyince soluğu yanında aldım.

        Antalya merkezden yaklaşık 2 saat uzaklıkta olan Mira Canlı Hayvancılık ve Böcekçilik tesisine vardık. Etrafta bir sürü çiftlik var, kim tahmin eder kapalı olanlardan birinde on binlerce böcek olduğunu...

        ‘YER MİSİNİZ?’

        Vardığımızda bizi Selami Gökgöl ve 2 çalışanı karşılıyor. Gökgöl dingin, güleryüzlü ve babacan bir adam. Her detayı ağır ağır anlatıyor. Bunun altında eskiden lisanslı bir turist rehberi olması yatıyor. Her şeyi baştan dinlemek istedim ama tesisin içinde. Bana “Çabuk davranmayın, önce içeri girin” dedi gülümseyerek. Ne olabilirdi ki? Adımımı atar atmaz yüzüme çöl sıcağı vurdu. Adeta Antalya’dan daha sıcak bir yer! Selami Bey, “Çöl sıcağıdır bu. Üstelik siz geleceksiniz diye sıcaklığı 48 dereceden 38’e düşürdük” dedi. Bir de çekirgelerin uğultusu eklenince sıcağa, dışarı kaçtık. Tam kurulduk, röportaja başlayacağız; ilk soruyu Selami Bey soruyor, “Nereden buldunuz beni Allah aşkına?”, ben de açıkça söyledim: “Bir gün çok acıkmıştım ve ne yiyeceğime karar veremiyordum.” Gülerken yanında çalışan esmer gence gözleriyle içeriyi işaret edip “Getir içeriden” diyor. 1 dakika sonra elinde iki kutu; Selami Bey kutuyu uzatıp ikram etti: “Yer misiniz?” O, daha cevabımı beklemeden fırınlanmış büyük bir çekirgeyi tuzlu fıstık gibi ovuşturup ağzına attı.

        REKLAM
        • “Çekirgelerin ömrü 75 gündür. Hayvanları kurutup öğüterek raf ömrünü uzatıyoruz.”

        ‘ÇALIŞACAK ELEMAN YOK’

        Selami Gökgöl, Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı okudu. Uzun yıllar birçok şirkette ve şehirde turist rehberliği yaptı. İşleri iyi giderken kendini sağlama almak istedi, tam 19 yıl önce turizmle ilgili istastikler tutmaya başladı. Ve sonunda turizmin eskisi kadar kazandırmayacağını öngördü. Çocukluğundan beri hayvanları seven, hobi olarak da egzotik hayvanlar yetiştiren Gökgöl, bu işin ticaretini yapmaya karar verdi ve bakımı pek kolay olmayan discus balığı üretti. Her şey yolunda giderken balıklarına canlı yem yani böcek bulamayınca canlı böcek işindeki açığı ve potansiyeli fark etti ve balık işini bırakıp varını yoğunu bu işe adadı. “Ne yapacağımı öğrenene kadar akla karayı seçtim. Çok ciddi paralar harcadım. Bedelini maddi olarak ağır ödedik. Arsa, ev, araba gitti. O yetmez gibi eşimle çok tartıştık, boşanma noktalarına kadar geldik. Uzun süre yatırım yaptım. Başta para kazanamadım. Devam ettim. Kitaplar okudum, yurtdışında uzmanlarla yazıştım. Elbette deneme-yanılma yöntemi de oldu...” diyor Gökgöl. Tam işe başlayacakken Türkiye’de bu işi yapan olmadığından yasal engellerle karşılaşmış. “Damızlık çekirge nasıl olur?” diye düşünmeleri ve yasallaştırmaları tam 3 yılı bulmuş. Eliyle yüzünü tutup “Hâlâ bürokrasi engelleri ortaya çıkıyor” diyor ve devam ediyor: “Hiç kimse malını satamazken biz epey hızlı büyüdük, iyi bir yere geldik. İç piyasada alıcı bulamayınca biz de ihracata yöneldik. Özellikle Avrupa’da Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelere... Zamanla iç piyasadan talepler olmaya başladı. Şu anda sadece Türkiye’de 2 bin 600 sabit müşterimiz var.” 12 yıldır bu işi yapan Selami Bey, 2011’de Yılın İhracat Yıldızları Ödülü’nü kazanmış. Geliri artınca şehir merkezinde bir özel kız öğrenci yurdu açmış, eşi Funda Hanım’la orada ayrıca çalışıyor. Gökgöl şimdi de yeniden üniversite okumaya başladı; kendisi Anadolu Üniversitesi İşletme öğrencisi. İşten fısat kaldıkça ders çalışıyor. Tek derdiyse yanında çalışacak birini bulamaması, “İş var ama bu işi yapacak eleman yok. Kabul eden de bir süre sonra dayanamayıp gidiyor” diyor...

        REKLAM

        ŞİFA NİYETİNE

        Peki bu iş nasıl bu kadar kârlı? Bu kadar kazandırmasının altında ne yatıyor. Kim alıyor, alıp da ne yapıyor? Hepsini bir bir anlatıyor Selami Bey: “İguana gibi hayvanlarına yem olarak kullanan insanlar var, hayvanat bahçeleri alıyor, araştırmaları için üniversiteler satın alıyor. Kimisi de bazı tür böcekleri yemek ya da ilaç haline getirmek için alıyor. Ancak biz teknik olarak insan gıdası üretmiyoruz, yem üretiyoruz.”

        İlaç yapımı için özellikle hamamböcekleri tercih ediliyormuş. Gökgöl, “Hamamböceklerinin bu kadar ilgi çekeceğini beklemiyordum. Oturdum araştırdım ve gördüm ki Çin ile Amerika’da kanserle mücadele için hamamböceği kullanılıyor. Türkiye’de de bildiğim ancak şahsen tanımadığım birkaç kişinin hamamböceğiyle kanserle mücadele çalışması yaptığını biliyorum. Onlar beni buldu ve gelecekte sağlık sektöründe çok sık kullanılacak ürün olacağını söylediler. Çin’deki çalışmada şöyle yazıyordu: ‘Hastalar düzenli bir şekilde hamamböceğinin her türlüsünü yemeli...’ Izgarasından tutun da şiş olarak bile yapılıyor zaten.” Şu sıra hamamböceği satışları iyiymiş.

        ÇİFT ÇEKİRGENİN TANESİ 5.5 TL, KURDUN KİLOSU 249 TL

        Bazı ürünlerin fiyatlarıysa şöyle: Nauphoeta cinerea cinsi hamamböceği 50 kuruş, Arjantin hamamböceği 75 kuruş, eşli damızlık locusta migratoria cinsi çekirge 5.5 TL, kurutulmuş 40 gramlık çekirge 39 TL, 1 kilo un kurdu 90 TL, 1 kilo morio kurdu 249 TL. Fiyatlar hayvanların büyüme evrelerine göre de farklılık gösteriyor. “Böcek için çok para, kim alacak” diye düşünebilirsiniz ancak Selami Bey haftada ortalama 20 bin adet, yılda 960 bin adedin üzerinde böcek satıyor. Üstelik bu sayıya kiloyla sattığı un kurdu dahil değil. Üretimini taleplere göre ayarlayabileceği gelişmiş bir sistemi var. Çin’deki böcek fabrikalarında ‘AI’ adı verilen yapay zekâ, her şeyi hallediyor ancak burada birilerinin bu böceklerin konforuyla ilgilenmesi gerek. “Çekirgeler, çöl çekirgesi; nemi sevmez, ondan nem derecesi yüzde 30’un altında olması gerek. Özellikle de Antalya gibi bir şehirde yüzde 80’i bulabiliyor. Sürekli nem derecesini ayarlamak durumundayız. Çöl çekirgeleri ilginçtir, ısıyı ve nemi sabit tutunca işiniz bitmiyor. Kimi zaman çöldeki gibi sıcaklığı birden düşürüp sonra yükseltmek gerekiyor. 48 dereceleri gördüğümüz oluyor. Aksi durumda birkaç saat içinde ölürler. Diğerlerinin yumurtalarını toplamalı, ölüleri ve yavruları ayırmalı... Yemleri gecikmemeli, su içinse özel jel sulardan verilmeli” diye sıralıyor görevlerinin bir kısmını.

        REKLAM

        Bu işi öğrenmek, zaman ayırmak ve doğru teçhizatı kurmak gerçekten önemli. Ancak diğer çiftçilik türlerine göre de çok kolay. Küçücük bir alanda binlerce böcek üretimi sağlanabilir, hızlı ürüyorlar, yem ve su tüketimi az, öldürmez ve satış kıvamına getirmesi kolay, dışarı çıkarıp otlatmanıza gerek yok. Elektrik dışında masrafınız çok fazla olmayabilir. Ancak doğru zamanda doğru adım atmak ve bir de Selami Bey’in dediği gibi böceklerin dilinden anlamak gerekiyor: “Bir bakışta böceklerimin derdini anlarım; sağlıklı mı değil mi, bir sorun yaşıyor mu yaşamıyor mu.”

        • Böcek çiftçiliğinde en büyük üretici Çin ve ABD. Çin, yılda sadece bir böcek çeşidinden 10 milyonun üzerinde satış yapıyor.

        Selim Bey karşımda çatır çutur fırınlanmış yani kurutulmuş çekirge yiyor, benim de canım çekiyor ancak bir türlü cesaret edemiyorum. Araştırmalar, 100 gram çekirgede yüzde 69 protein ve 112 kalori, 100 gram dana etinde yüzde 28 protein ve 219 kalori, tavuktaysa yüzde 31 protein ve 219 kalori var. Bunu duyan sporcular da böcekle protein takviyesi almaya başlamış. Selami Bey birçok sporcuya fırınlanmış çekirge yolluyor. Söylediğine göre fırınlanmışı tuzsuz soya fasulyesine benziyor. Yenebilir böceklerle ilgili çok heyecanlı, kızı ve oğlu da onunla böcek yemiş. Gelecek neslin sofrasında böcek olacağından da emin: “Türkiye’de yenebilir böceklerle ilgili henüz bir yasa maalsesef yok. En nihayetinde saf protein. Katkısız ve koruyucusuz. Gönül ister bugün böceklerle ilgili bir restoran açılsın ve biz de destekleyelim. Böcek yememe olayı tamamen beynimizde olup bitiyor. Çocukluğunuzda karınca çorbası yeseydik diğerlerini de sorun etmeyecektik.”

        Bu heyecanı ve merakı katiyen lafta değil, Çin mutfağını iyi bilen bir aşçıyla ahbap olmuş, böcekler ondan, pişirmesi aşçıdan. Soya soslu çekirge, yumurta ve galeta unuyla terbiyelenen çekirge kızartması yapmış. Çocuklar tadının baharatlı patates cipsine benzetmiş, eşi ve kendisiyse karidese. Un kurduysa tuzsuz kavrulmuş fıstık gibi. BM, 1900 yenilebilir böceğin bulunduğu bir liste yayınladı. Amerika, Kanada, Meksika ve Avrupa’da mönüsüne böcek koyan ve satan 245 restoran var. Avrupa Birliği de sadece tamamı yenen, işlenmemiş böceklerin satışına ve yenilmesine izin veriyor. Yani Türkiye’ye de bu yeme alışkanlığının gelmesi yakındır.

        Ancak Selami Bey, meyve halindeki bir manav edasında bizi uyarmayı da ihmal etmiyor: “Çürümeye yüz tutmuş hayvanı kavurmamak gerekir. O da başımıza geldi. Tadı acıydı. Sonradan hangisinin iyi hangisinin kötü olduğunu ayırt etmeye başladık.” Sonunda dayanamadım sordum: “Niçin yapıyorsunuz bunu?”

        Bir çekirge attı ağzına, “Hepsi meraktan” dedi.

        BÖCEK ÇİFTLİĞİ DEĞİL DARPHANE

        Geleneksel olarak hamamböceği binlerce yıldır Çin tıbbında kullanılılıyor. Ülkedeki 4 bin hastanede böceklerle üretilen ilaçlarla tedavisi yapılan 40 milyon kişinin solunum, mide ve diğer iç hastalıklarının iyileştiği gözlemlendi. Bu bilgileri Çin hükümeti yerel bir yayında açıkladı. Kore’de de en az 5 ilaç şirketi yasal olarak AIDS ve kanser tedavisi için vitamin takviyesi olarak toz hamamböceği ilaçları üzerine çalışıyor. Kenya Jaramogi Oginga Odinga Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Monica Ayieko “İnsanlar artık endüstriyel besinlerin diyabet, kanser gibi hastalıklara neden olduğunu biliyor. Böceklerde kimyasal madde yok. Tıbbi değerleri ve besleyiciliği nedeniyle artık endüstriyel toplumlar bile bunları yiyor. İnsanlar uyanıyor” diyor. İnsanlarda korku yaratan bu böceklerin ticaretini yapanlarsa bu işe şöyle diyor: Big moneymaker...

        REKLAM

        ZARARLI MI FAYDALI MI?

        Hollanda Wageningen Üniversitesi’nden entomolojist Prof. Dr. Marcel Dicke’ye göre:

        *Et hayvanı besiciliğinde ortaya çıkan ve çevre kirliliğinin en önemli faktörlerinden biri olan amonyak, böcek yetiştirildiğinde en aza iniyor.

        *Yenilebilen böceklerden insana geçecek hastalık yok.

        *10 kilo yem karşılığı elde edilecek sığır eti miktarı sadece 1 kilo, tavuk eti miktarı 3 kilo, böcek miktarı ise 9 kilo.

        *Protein açısından zengin, yağ değeri düşük. Kırmızı ve beyaz etteki protein oranından yüzde 75 daha fazla protein var. Yağ oranı sadece yüzde 2.2.

        *Kurt, çekirge, karınca, solucan gibi böceklerde A, B2, C vitaminleri, kalsiyum, fosfor, demir, magnezyum ve bol miktarda Omega 3 bulunuyor.

        • 2015’te yenilebilir böcek pazarı 33 milyon dolar değerindeydi. 2023’e kadar ABD’de yılda 165 milyon doları aşması bekleniyor. GMI Insights gibi bazı uluslararası siteler, böcek çiftliklerinin 2023’te dünya çapında 523 milyon dolardan fazla para kazanacağını tahmin ediyor.

        ÇEKİRGE BAKMAK İSTEYENLERE

        * Uygun bir kafes: Çekirgelerinizin yaşamlarını sürdürebilmeleri için hava sirkülasyonu olan bir kafes gerekli. Nemli ve durgun hava çekirgeleriniz için zararlıdır.

        *Isı ve ışık: Kullandığınız kafese bir adet 15-18 W enerji tasarruflu lamba eklerseniz çekirgelerinizin hem ısı hem de ışık ihtiyacını karşılamış olursunuz. Sıcaklığın oda sıcaklığı üzerinde olması gerekmektedir. (28- 32ºC) Bunu sağlamak için kafeste kullandığınız ışık kaynağının yanına çekirgelerinizin tırmanabilmeleri için el büyüklüğünde bir alüminyum tel sallandırabilirsiniz.

        REKLAM

        *Yem ve su: Çekirgelerin mineral ve protein değerlerinin yüksek ve ömürlerinin de uzun olmasını istiyorsanız, su ihtiyaçları için vitaminli özel su kristali ve besin değeri yüksek kuru gıda karışımı şart. Bunun yanı sıra kuru tahıl içeren yemler ve sebze-meyveler çekirgelerinizin besin ihtiyaçlarını karşılamaya yeter. Kuru yem olarak bayat ekmek ve kaba kepek en kolay bulunan ve kısa dönemde yeterli olacak yemlerdir. Kapı önünden toparlayacağınız çim ve otun yanı sıra elma, armut, havuç rendeleri, marul, karnabahar, su kamışı yaprakları, buğday, arpa, çeltik, çavdar gibi bitkilerin yeşil yaprakları ihtiyaçlarını karşılayacak. Ancak sebze-meyveler ılık suda uzun süre durulanmalıdır.

        *Kafesinize yeni yem eklemeden önce mutlaka önceki arta kalanları çıkarın.

        *Çekirgelerinizin banyo, depo gibi nemli olabilecek ortamlarda saklanması ömürlerini kısaltır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ