Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Buerger hastalığına bağlı uzuv kayıplarını önleyecek çalışma tıp literatürüne girdi

        Yapılan bir çalışmaya göre, sigaranın sebep olduğu Buerger (budama) hastalığına bağlı uzuv kesilmeleri önlenebilir. Dünyanın en prestijli tıp dergilerinden olan "Journal of Invasive Cardiology"de yayınlarak tıp literatürüne giren çalışmanın detaylarını anlatan Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ersan Tatlı, "Yayınladığımız çalışmamızda görüldüğü gibi, Buerger hastalığında yeni gelişen girişimsel teknikler ve damarlarda kan akış trafiğinin yeniden sağlanması stratejileri sayesinde ampütasyon oranları azalmaktadır" dedi.

        Prof. Dr. Ersan Tatlı
        Prof. Dr. Ersan Tatlı

        UZUV KESİLMELERİ BELİRGİN DÜZEYDE AZALDI

        2010 yılından beri Buerger hastalığı olup iyileşmeyen ayak yaraları olan hastalara transpedal adı verilen ayak topuğu ya da ayaküstü kılcal damarlardan girerek tıkalı damarları ters taraftan açtıklarını belirterek, "Normalde kasık bölgesinden girilerek dizaltı tıkalı damarlar açılabilmektedir. Ancak çoğu hastada kasıktan girilerek açılamayan ya da ayak üstünde yeterli damar yatağı olmadığı için ameliyata uygun olmayan hastalarda hibrit yöntem dediğimiz hem kasık hem de ayak üstü ve topuktaki kılcal damarlardan girerek damarları açıyoruz. Peki her damar açma işlemi yara iyileşmesini sağlar mı asıl önemli olan bu" dedi.

        Prof. Dr. Tatlı, çalışmalarında hem bu yeni teknik uygulamanın (hibrit yaklaşım) amputasyonu (kol, bacak gibi organların tedavi amacıyla kısmen veya tamamen kesilip çıkartılması) engelleme üzerine etkilerini hem de yara iyileşmesini sağlamak için nasıl bir anjiyografik sonuç elde edildiği sorularının yanıtlarını araştırdıklarını söyledi.

        BU ALANDA YAPILMIŞ EN BÜYÜK ÇALIŞMA

        Prof. Dr. Tatlı, sözlerine şöyle devam etti: "Bu yeni teknikle minör amputasyonların belirgin düzeyde azaldığını gösterdik. Yine yara iyileşmesinin olabilmesi için ayak tabanındaki damar yumağının (pedal loop) tamamen kanlanması gerektiğini gösterdik. Çalışmamızı dünyanın en prestijli girişimsel kardiyoloji dergilerinden biri olan "Journal of İnvasive Cardiology" dergisinde yayınladık. Çalışmamız hibrit yöntemle Buerger hastalığında şimdiye dek dünyada yapılmış en büyük vaka serisini içermektedir. Çalışma sonuçlarının bu hasta grubundaki tedavi yaklaşımlarını değiştirebileceğini düşünmekteyiz. Kliniğimizde 2016 yılından bu yana iyi organize olmuş yara bakım kliniği bulunmaktadır. Hastalarımızın tıkalı damarlarının açıldıktan sonra iyi bir yarabakım tedavisi almış olmaları da başarımızı sağlayan parametrelerden biridir."

        REKLAM

        HASTALARIN ÇOĞU ÜMİTSİZ VAKALARDI

        Çalışmaya alınan hastaların çoğunun ümitsiz vakalar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tatlı, "Ayağında açık yarası olan, cerrahiye uygun olmayıp, daha önce kasıktan girilerek başarısız anjiyoplasti (anjiyo eşliğinde damar açma işlemi) olmuş olan vakalardı. Bu hasta grubunda yeni bir tedavi tekniğinin (hibrit tedavi) yaraları iyileştirerek amputasyonları azalttığını gösterdik. Yine bu çalışmada yara iyileşmesi için muhakkak ayak tabanındaki damar yumağına balon anjiyoplasti yapılarak kanlanmasının sağlanması gerektiği, aksi takdirde yaranın iyileşmeyeceğini ispatladık. Sadece sorumlu damarı açmakla yaranın iyileşmediği, hedefimizin pedal loop kanlanmasını sağlamak olması gerektiği, yeni teknik yaklaşımların çaresiz Buerger hastalarına yeni bir umut olabileceğini gösterdik" ifadelerini kullandı.

        BUERGER HASTALIĞI SİGARA İÇEN ERKEKLERİ TEHDİT EDİYOR

        Buerger hastalığı, 20-50 yaş aralığındaki genç sigara içen erkeklerde daha sık görülüyor.

        Genellikle bacak ve dizaltı başta olmak üzere, kol ve diğer atardamarları tutarak damar tıkanmalarına yol açan Buerger hastalığında şu ana dek gösterilen tek nedenin sigara kullanımı olduğunu belirten Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ersan Tatlı, "Üstelik sigara kullanımının dozdan bağımsız olarak bu hastalığa yol açtığı bilinmektedir. İster ömrünüz boyunca 1 adet kullanın isterseniz günde 1 paket yıllarca kullanın fark etmez. Olası hastalık süreci, sigara kullanımına bağlı inflamasyonun (bir çeşit damar iltihaplanması) tetiklenerek atardamarların duvarlarında pıhtılaşma ve kalınlaşmalar yaparak tıkanmalara yol açar. Sigara içen kadınlarda da görülebilir ancak sıklık açısından erkeklerde daha fazla görülür. Özetle Buerger hastalığının şimdiye dek gösterilmiş tek nedeni dozdan bağımsız olarak sigara kullanımıdır. Nadiren genetik geçiş gösterdiğini savunan olgu serileri de bildirilmiştir" dedi.

        REKLAM

        ŞİKAYET TIRNAK KESMEYLE BAŞLAYABİLİR

        Prof. Dr. Tatlı, Buerger hastalığında hastalığın başlangıcındaki şikayet yelpazesinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Hastaların bir kısmında 'kladikasyo' dediğimiz yürümekle ortaya çıkan baldır ve dizaltında ya da kollarda yanma, çabuk yorulma ve halsizlik şeklinde bulgu verirken; bir kısmında ise ellerde ve ayaklarda özellikle istirahatte şiddetli ağrı ve soğukluk vardır. Çoğu kez parmaklar kızarmış soğuk ve ağrılıdır. Bize gelen hastaların hikayelerinde ortak nokta; hastalığın tırnak kesmeyle başlamasıdır."

        Prof. Dr. Tatlı, genellikle ayak başparmağında batma sebebiyle hastaların tırnaklarını kestiğini, bu sırada küçük bir yara oluşarak, bunun iyileşmediğini ve sürecin bu şekilde başladığını anlattı.

        Parmaktaki yaranın tırnak kesimine bağlı olduğu düşünülerek kendiliğinden iyileşmesinin beklenmesi sebebiyle hastaların doktora başvurmadığını kaydeden Prof. Dr. Tatlı, "Böylece yara gittikçe büyür. Büyüyen yara da zamanla enfekte olur ve ayak kaybına neden olabilir. Aslında tırnak batması hissi veren durum, başparmağın kanlanmasının olmamasıdır. Çünkü o bölgeyi besleyen damar tıkalı olduğu için başparmakta ağrı ve kızarıklık olur. Tırnak kesildiğinde o bölgenin kanlanması zaten olmadığından yara hızlıca büyümeye başlar. Tanı konmasında gecikme, tanı konmasa bile Buerger hastalığında deneyimli olmayan merkezlere başvuru hem tanı hem de tedavi aşamasında gecikmelere sebep olup ve ampütasyonlar (bacak ya da kolun kesilmesi) kaçınılmaz olur" diye konuştu.

        TEDAVİDE İLK AŞAMA: SİGARANIN BIRAKILMASI

        Periferik anjiografi veya bilgisayarlı tomografik anjiografinin tanı konmasında yeterli olduğunu aktaran Prof. Dr. Tatlı, tedavinin en önemli basamağının ise sigaranın kesilmesi olduğunu ifade etti.

        Prof. Dr. Tatlı, "Bu kesinlikle bir zorunluluktur. Sigara bırakılmadığında yaralar iyileşmez ya da tekrar açılır ve sonuçta çok sayıda amputasyon gerekebilir. Ayağında açık yara olmayan hastalar için ilk tedavi aşaması ilaç tedavisidir. Kullanılan ilaçlarla yürüme mesafeleri artabilir ve soğukluk, solukluk azalabilir. Hastaların önemli bir kısmında geceleri zonklar tarzda ağrılar oluşur. Bu nedenle yaşam kaliteleri ve psikolojileri ciddi biçimde bozulur. Ağrıları azaltabilmek için yeşil reçete gerektiren ağrı kesicilere başvurulabilir. Ağrı kesicilerden sonuç alınamayan durumlarda da ayakları uyaran sinirleri kesme işlemi uygulanabilir" dedi.

        HASTALARIN YÜZDE 90'I YARA MEYDANA GELİNCE TIBBİ DESTEK ARIYOR

        Hastaların yüzde 90’ının ayağında yara oluştuktan sonra hastaneye başvurduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tatlı, "Bu aşamada tedavi çok aşamalıdır. Öncelikle tıkalı olan damarların açılması gerekmektedir. Buergerli hastaların ancak yüzde 20'sinde damarlar bypass cerrahisi için uygundur. Çünkü ayak üstünde bypass yapacak yeterli kalitede damar ağı bulunamamaktadır.

        Bu yöntem uygulanamadığı ya da başarısız kaldığı durumlarda ise atar damarlardaki tıkanıklık anjiyografi eşliğinde anjiyoplasti denilen balonla genişletilerek tedavi edilebilir. Balon anjiyoplastinin yara iyileşmesi üzerine etkisinin olabilmesi için dizaltındaki yaraya yol açan damarın tamamen açılmış olması ve kan akımının elle hissedilir hale gelmiş olması gerekmektedir" şeklinde konuştu.

        Prof. Dr. Tatlı, tıkalı damarı açmakla işin bitmediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Hasta sonrasında iyi bir yara bakım kliniğine ihtiyaç doğar. Yaranın günlük bakımı, antibiyotik tedavisi ve hiperbarik oksijen ya da ozon tedavisi gibi ek tedavilerinin planlanması gerekmektedir. Ancak bu şekilde organ ampütasyonları önlenebilir. Yara bakım kliniği; kardiyolog, kalp damar cerrahı, ortopedist, enfeksiyon hastalıkları uzmanı, endokrinolog, psikiyatrist ve plastik cerrahi uzmanı ile yara bakım hemşirelerinden oluşmalıdır. Hastaları bu heyet birlikte değerlendirerek tedavi şemasını oluşturmalıdır."

        KANGRENLİ PARMAĞIN ALINMASI ÇÖZÜM DEĞİL

        Çoğu hastanın bu tedavilere cevap vermediğini ve uzvun kesilmesi gerektiğini söyleyen "Daha parmakta ağrılı kangren başladığında damar hastalığı yönünden etkin bir tedavi yapılmadan sadece kangrenli parmağın alınması soruna hiç bir çözüm getirmez ve oluşan ağrılı kangrenli güdük nedeniyle defalarca daha yukarılardan kesilme işlemleri gerekir. Bu nedenle Buerger hastalığı olan her hastada parmak ya da ayak kesilmeden önce bypassa uygunluk açısından değerlendirilmelidir" dedi.

        Prof. Dr. Tatlı, Buerger Hastalığında erken tanı ve takibin çok önemli olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Ancak tanıda genellikle geç kalındığından hastaların çoğu iyileşmeyen ayak yaralarıyla gelmektedir. Hastalar yara bakım kliniği olan merkezlere başvurmalılar. Buerger hastalığı konusunda deneyimi olan operatörler tarafından revaskularize edildikten sonra yarabakım kliniğinin takibinde olmalıdır."

        REKLAM
        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ