Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para "Arsayı aldın Petkim'i yabancıya bıraktın" - Makro Ekonomi Haberleri

        "Sayın Nafiz Zorlu Bey, neden karayolları arazisine o kadar parayı saymanıza rağmen daha önemli ve bir milli kuruluşumuz olan Petkim'de çok düşük kaldınız? Sizin için bu şirketlerin ülkemiz şirketlerinin elinde olması mı önemli yoksa bir arazi üzerindeki alışveriş merkezleri mi? Tekrar soruyorum, boş arazi üzerinde anlamsız bir beton yığını mı dikmek daha kârlı ve önemli, yoksa çok önemli bir tesisimizin yabancılara yem yapılması mı?"

        'Gelmediler, işsiz kaldın'

        "Ben Ahmet Nazif Zorlu deyince çok şaşırdı. Beklemiyor. Dedim ki, işsizmişsin ama bir işin olduğunu varsayalım. Sana yeni bir iş daha gösterdiler. Ama ederini çok yükseğe çıkardılar. Alabilirsin ama düşüp bir tarafını da kırabilirsin. Kasada paramız var. Ama yanımızda 27 bin kişi çalışıyor. Yan sanayisiyle birlikte 70 bin kişi bizden ekmek yiyorsa hali hazırdaki işleri sıkıntıya sokma pahasına alır mıydın? Kaldı ki Karayolları da hizmet sektörü işi olacak, burada da binlerce kişi çalışacak. Sonra neden yabancı da gelmesin? O gelmesin, bu gelmesin dedik, bak sen işsiz kaldın. Bana hak verdi."

        Abdülhamit Demir, Zorlu'nun yanıtından sonra yeni bir e-posta göndererek, elini sıkmak istediğini belirtmiş. Zorlu, "Çağıracağım, görüşeceğiz. Belki iş de veririz" dedi.

        Helikopterle arsa turu

        Yılbaşında temel atacağı Zorlu Center arsasını birlikte havadan gezdik. Helikopter, Levent'teki arazinin üstünde tur attıkça Zorlu da büyük bir heyecanla projesini anlattı. Buraya gençler için elektronik kütüphane de yapacağını söyledi. Zorlu arsaya iddialı bir alışveriş merkezi, yabancıların işletmesine talip olduğu otel ve Türkiye'nin üst tabakasına satacağı rezidanslar yapacak. Ancak rezidansları öyle her isteyen alamayacak. Rezidans satışları için iddialı bir cv sahibi olmak gerekecek.

        Daha sonra Manisa'ya Vestel City'ye gittik. Her bir saniye içinde bir televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi üreten Avrupa'nın en büyük üretim üslerinden biri olan Vestel City'de her departmana duayla giren Zorlu yeni projelerini anlattı:

        Öyle keyfine helikopterle gezen, snob biri değilim. Günde üç şehir geziyorum. Bursa, Çorlu ve Manisa'daki fabrikalara günde iki kez gittiğim oluyor. Buralara taksiyle gidecek halim yok. 1990'lı yıllarda işlere yetişemez olup, ilk helikopteri almak istediğimde izin vermek istemeyen memur da böyle sormuştu: Neden normal ulaşım yollarını kullanmıyorsunuz? Siz şaka yapıyorsunuz, ama hakikaten o zamanın zihniyeti buydu ve helikopter alma izni için aylarca Ankara'da uğraşmıştık. Çok şükür o günler geride kaldı. İki helikopterimiz var.

        Amerikalıların teklifi var

        Ben buraya hayallerin alamayacağı bir şey yapacağım. Dubaili yapıyor, ben neden yapmayayım. Yeşil alanıyla, alışveriş merkeziyle, otel, spor salonları, müze, elektronik kütüphanesi, rezidansları, oteliyle dünya çapında bir şey olacak. Amerikalılar geliyor, alışveriş merkezini birlikte yapalım diyorlar, Avrupalılar geliyor, otele markamızı verelim diyorlar. Burası 96 dönüm. Yaklaşık 80 dönümü yeşil alan olarak düzenlenecek. Dünya standartlarında bir park yapacağız.

        14 proje hazırlandı. Bağımsız jüri en iyisini seçecek. Projelere 100 bin dolarlar veriyoruz. Para önemli değil. İkinci kattan Boğazı, 5. kattan Karadeniz'i gören bir arazi. 600 milyon dolar para koyacağız buraya.

        Kent estetiğini koruyan, insanların "A bakın böyle de oluyormuş" diyeceği bir kompleks olacak. Bu şehir bunu hak ediyor. Levent'teki yere otelin, alışveriş merkezinin kralını yapacağım. Zorlu Center'a Zincirlikuyu istasyonundan özel metro uzatmayı da düşünüyoruz.

        Avcılar'daki holding merkezini buraya mı taşıyacaksınız?

        Holdingimiz değerli, ama burası biraz fazla lüks olur bir holding merkezi için. Holdingi muhtemelen, rezidans ve iş merkezi yapmayı planladığımız Levent'te satın aldığımız Deva'nın arazisine taşıyabiliriz.

        Farklı işlere girdiniz. Elmalarla, armutları ayrı sepetlere koyma stratejisi mi?

        Tamamen öyle. Yılda 6 milyar dolar ciro üreten bir grup haline geldik. Türkiye'nin varlık fiyatları artıyor. Bugün pahalı dediğiniz Levent'teki arsa 5 yıl sonra belki çok ucuz olacak. Sağlığa giriyoruz, enerjide büyüyoruz.

        Banka satışından arta kalan parayı enerjiye mi yatıracak sınız?

        Zorlu Enerji'nin işleri büyüyor. Son olarak Trakya'nın doğalgaz dağıtımını aldık biliyorsunuz. Rusya'da 1 milyar dolarlık enerji işi aldık. Bunun 250 milyon dolarlık bölümü tamamlandı. Dağıtım ihalesi açıldığında da mutlaka iddiamızı koyacağız. Birlikte girelim diyen yabancılar da geliyor.

        Burada 9 fabrikamız var. İkinci çamaşır fabrikasını kuruyoruz. Televizyonda yeni dijital teknolojilere geçtik. LCD ve plazma fabrikası yıllık 4.5 milyon adet üretim kapasitesiyle Avrupa pazarındaki en önemli oyunculardan birisi oldu.

        Toplam 650 bin metrekare kapalı alana sahip olan Vestel City Avrupa'nın en büyük üretim üssü. Vestel City'nin yıllık üretim kapasitesi 35 milyon adedi aşıyor. Avrupa'nın elektronik üretiminin yüzde 30'unu, beyaz eşya üretiminin yüzde 11'ini biz yapıyoruz.

        Vestel, geçen yıl 2.8 milyar dolar ihracat yaptı. Bu yıl ihracat 3 milyar doları geçecek. Geçen yıl Vestel City'de Avrupa'nın tek laptop üretim tesisini yıllık 500 bin üretim kapasitesiyle kurduk. Intel'in teknolojik desteğiyle hayata geçirilen laptop fabrikasında anakart tasarımı ve üretimini Türk mühendisler gerçekleştirdi.

        Bu bilgisayarlar el iziyle çalışabiliyor. İsterseniz sizden başka kimse açamıyor.

        Dövizin seviyesi sizi zorlamıyor mu?

        Malımızı üretiyoruz, satıyoruz. Ama bir ihracatçı olarak işler yolunda diyemiyoruz. YTL'nin değer kazanmasından herkes ağlıyor. Lira ocakta yüzde 10 değer kazandı, yüzde 10'da çalışana zam verdik. Etti yüzde 20. 27 bin kişi çalışıyor. Bu ekstradan her ay 4- 5 milyon dolar ek maliyet demektir. Çinli'den ilerideyiz. Ayda 1.5 milyonun üzerinde televizyon yapabiliyoruz. Ama sanayici 1.400 kurundan mal almış, malın parasını 1.26'dan bozuyor. Yüzde 10 kayıp var. Vestel'in borsadaki piyasa değeri inşaat değeri bile değil. Yatırımcı kârlılığa bakıyor. Yatırımları borçla yapsaydık, bu döviz kuruyla altından kalkamazdık.

        'Yurtdışında kuruşum yok'

        Tekstil öldü deniyor. Biz tek başımıza 1 milyar dolara yakın ciro yapıyoruz. Çarşafta Avrupalı ilk bana gelir. Ama bu kurun altından kalkmak zor. Biz işadamları istikrara bakarız, partimiz olmaz. AKP bu istikrarı sağlamıştır. Halkın nazarında kim işini iyi yaparsa o muteberdir. AKP istikrar sağladı, 20 milyar dolar yabancı sermaye geldi. Bir de devlet sanayicisine desteğini artırırsa kimse tutamaz. Bunları Ankara'da anlatacağız. Yurtdışında şahsi bir kuruşum yok.

        Sizin yükseliş öykünüzün askerlikte başladığını söylüyor Sultanhamam camiası. Oradaki öykü nedir?

        Maraş'ta yaptım askerliği. Hafızam çok iyidir. Cep telefonum kaybolsa bile sorun olmuyor benim için. 300 telefonu hafızamdan arıyorum. Tekstil tarafında desenleri mesela numaralarıyla hatırlarım. Stokları bilirim. Hiçbir şeyi unutmam. Hafızamı fark eden karakol komutanı beni ilçe jandarma karakol vekilliğine kadar çıkarmıştı. 26 yaşında ilk fabrikamı kurdum.

        Petkim'i alan Kazaklar, Türk ortak arıyorlar. Düşünür müsünüz?

        Bizim değerlememize göre Petkim'in tamamının fiyatı en fazla 3 milyar dolardı. Onlar çok çıktılar. Biz o fiyatı verecek olsak, verir alırdık zaten. İhaleden önce Tüpraş'ta konsorsiyum kurduğumuz Tatar işadamları da geldi bize. İhaleye birlikte girelim dediler. Ancak biz Petkim'i alsak yalnız alacaktık. Ortaklık düşünmüyoruz.

        Petkim'i almadığınız için tepki de çektiniz ama?

        Her şeyin bir ederi vardır. Dediğim gibi Petkim'in değeri en fazla 3 milyar dolardı. Buna rağmen 3.6 milyar dolara kadar çıktık. 600 milyon dolarlık şov yaptık, bu şov Petkim'in değerini yükseltti. Bizi zorlayacak bir fiyatı verip öteki işlerimizi sıkıntıya sokamazdık.

        'Şule bana benzer'

        Kızınız Şule Zorlu'nun Linens'ten ayrılması biraz sansasyon yarattı. Oradaki sıkıntı neydi?

        Sıkıntı bazılarının dedikoduyu sevmesi, bulamayınca yaratmasından kaynaklanıyor. Bizim bir sıkıntımız yok. Çocuklarımız öyle tepeden gelip işlerin başına oturmuyor. Kızım bütün işlerimizde tecrübelenerek yukarı doğru yürüyor. Her işimizde 3 yıl çalışmalarını istiyoruz. Bankada, tekstilde çalıştı. Şimdi de gayrimenkul tarafına geçti. Emlakta aktif olarak işin içine girmiş durumda. Şule Zorlu sosyal zekâsı keskin, ABD'de işletme okumuş, geleceğe hazırlanan pırıl pırıl bir gençtir. Zekâsı ve çabuk parlaması bana benzer. Vestel'in yönetim kurulunda. Bizde patron çocuğusun, hadi gel otur zihniyeti yok. Önce öğreniyorlar.

        Denizden tatlı su üretimi

        Yok hayır! Güneş enerjisinden tatlı su elde edilmesi için teknoloji geliştirdik. İçme suyu üretilmesi için ar-ge çalışmaları yapılıyor. Deniz olan her yere gideceğiz. 1.5 - 2 yıldan bu yana çalışıyoruz. Onun için yer yapılıyor bahçenin gördüğünüz tarafında. Küresel ısınma nedeniyle önemli ve hayati bir sektör olan su işinde tatlı su elde edilmesi teknolojisinde başarıyı yakaladık. Ar-ge çalışmalarında deneme aşamasında istediğimiz sonucu aldık. 2010 yılına kadar Vestel olarak teknolojide birkaç teknolojik buluşu patlatmış olacağız.

        Avcılar binasına hastane

        Orayı Avrupa çapında bir sağlık projesi için düşünüyoruz. Türkiye'nin özel hastaneciliğe ihtiyacı var. Uzmanlaşmış farklı bir hastanecilik formatı düşünüyoruz. Arkadaşlar üzerinde çalışıyor, şu aşamada başka bir şey söylemem doğru olmaz.

        Hayatı Geceyarısı Ekspresi film müziğiyle anlatıldı

        Boğaz'daki Karayolları arsasını almasından sonra Zorlu'ya bir Fransız televizyon kuruluşundan röportaj teklifi geldi. Zorlu bu teklifi kabul etti. Fransız televizyoncuların çektikleri belgeselde Zorlu, "Türkiye'nin paşası" olarak nitelendirildi. Zorlu, Fransız gazetecilerle macerayı şöyle anlatıyor:

        "Gazeteci arkadaşlar bir hafta boyunca benimle yaşadılar, evimde kaldılar. Helikopterle önce İstanbul'u gezdik. 'İstanbul, Türkiye hakkında ne biliyorsunuz?' dedim. Daha önce hiç gelmedikleri bir ülkeyle ilgili bütün algıları Geceyarısı Ekspresi filmiyle oluşmuş. Haliyle çok olumsuz konuşuyorlardı.

        Bunun üzerine işi gücü bıraktık. Antalya'dan Göcek'e kadar tam bir hafta boyunca Türkiye'yi bu ülkenin güzelliklerini gösterdik. Yaşadıkları şoku, algılarının altüst oluşunu adım adım izledim. Dönüşte benim hayatımı anlatan bir program hazırladılar. İstanbul'un, Göcek'in güzelliklerini gösteren bu programı gösterirken Geceyarısı Ekspresi'nin film müziğini kullanmışlar. Çok hoşuma gitti tabii, turizmimizi bir zamanlar ciddi şekilde etkilemiş filmin müziğiyle gerçek Türkiye'yi gösterdiler. Bu ülke doğru pazarlanır, tarihi yarımada ön plana çıkarılabilirse yılda 50 milyar dolar turizm geliri elde etmek işten bile olmaz"

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ