"70.000 kişi dinleniyor"

VİDEO İÇİN TIKLAYIN

Anayasa Mahkemesi'nin kararı direkt olarak sizi muhatap alıyor. Nasıl bir durum ortaya çıktı? Karar hakkında neler düşünüyorsunuz?

F.Ş : Önümde Anayasa açık ve orada şöyle diyor: İptal kararları geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar kesinlikle dinlemenin niteliği ile ilgili değildir. Soruşturma yürütülen veya yapılmış birçok dinlemenin geçersiz olacağı gibi bir bağlantı kuruyorlar, bu çok yanlış. Mahkemenin yaptığı iptal 2 hükmü ilgilendiriyor: 1. İletişim Başkanı'nın atanmasıyla ilgili. Üçlü kararnameyle atanmalı denmiştir. 2. İletişim Başkanlığı'nın yürüteceği işlemlerin Başbakan'ın görevlendireceği bir komisyon tarafından denetlenmesi hükmü iptal edildi. Bunun dışında adli dinlemelerle ilgili, hem de MİT, Jandarma ve Emniyet birimlerimizin yaptığı istihbari dinlemelerle ilgili iptal kararı bulunmadığı gibi, ne yapılmakta olan soruşturmaları etkileyecek bir karardır Anayasa Mahkemesi'nin kararı, ne de şimdiye kadar yapılmış soruşturmaları etkileyen bir karardır.

Sizi ilgilendiren, siyasi erkin istediği yönde dinlemeler olduğuna yönelik ithamlar oldu. Bunlar için ne dersiniz?

F.Ş : Ben Meclis'te iki komisyona da katıldım. İnsan Hakları Komisyonu kamuoyuna, "yasadışı dinlendiğini iddia eden varsa komisyonumuza başvursun" diye çağrıda bulundu. Görev süresi içerisinde hiçbir başvuru olmadı. Ben buradan kamuoyuna tekrar çağrıda bulunuyorum. Elinde somut, hakim kararı olmadan dinlendiğine dair bilgi ve belgesi olanların kendilerine en yakın Cumhuriyet savcılığına başvurmalarını tavsiye ederim. Ben bu göreve atanmadan önce 25 yıl Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptım. İletişim Başkanlığı'nda hakim kararı olmadan hiçbir dinlemenin yapılması mümükün değil. Bizim dışımızda yapılanları kastetmiyorum. Ortam dinlemesi dediğimiz, teknik dinleme bizim dışımızda yapılan işlemler, emniyet güçlerimizin yaptığı işlemleri kastetmiyorum. Ancak her tür dinlemenin mahkemede delil olarak kullanılabilmesi için hakim kararıyla dinlemenin yapılması gerekir. Türkiye'de 70 milyonun dinlenmesi gibi birşey sözkonusu değil. Bu işle görevli sayısını Türkiye bilse kesinlikle böyle bir kanaatin doğru olmadığını anlar. Sinyal bilgileri dediğimiz, kullandığımız elektronik aletlerin bulundukları ortamlarda iz bıraktığı bir gerçek.

Peki kaç kişi dinleniyor?

F.Ş: Biz MİT'in, Jandarma'nın ve Emniyet'in emanetçisiyiz. Gerek istihbari gerek adli dinleme olarak Avrupa ülkelerindeki sayının çok çok üzerinde bir sayı değil. Nüfusa oranla binde bir oranında olduğunu kamuoyu ile paylaşıyorum. İstihbari ve adli dinlemeler dahil. Hakim kararı olmadan hiç kimse dinlenmiyor. Ortam dinlemesini kastetmiyorum. Yasadışı yapılanlar. Kamu görevlisi de gerekmiyor bunları yapmak için. Ben Türkiye'de bu işlerin yasal zemine oturduğunu düşünüyorum.

Resmi Gazete'de yayınlanınca karar istifa edecek misiniz? Prosedür nasıl işleyecek bundan sonra?