Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Magazin Pazarı'nda bu hafta: Tarkan, Hülya Avşar, Orhan Gencebay - Son dakika magazin haberleri
        1

        Bu haftaya damgasını vuran olay Tarkan'ın 'Geççek' şarksıydı. Megastar son parçasıyla Türkiye'nin gündemine otururdu. Magazin gündemindeki başka çarpıcı olay ise Hülya Avşar'ın 12 yıllık aşk orucunu bozmasıydı. Avşar'ın iş insanı Cemal Güzelci ile aşk yaşadığı iddia edildi. Son dönemde sahne kıyafetleriyle gündeme olan Gülşen'in Orhan Gencebay ile yaşadığı polemik ise en çok okunan haberler arasındaydı. Demet Özdemir ile Oğuzhan Koç'un evlilik yoluna girmesi ve Hazım Körmükçü'nün sevgilisinden olaylı bir şekilde ayrılması da dikkat çeken diğer konulardı...

        2

        Tarkan'ın yeni şarkısı ‘Geççek’ sadece Türkiye'nin gündemine değil aynı zamanda dünyanın gündemine de oturdu. Yayınlandığı andan itibaren 24 saat içerisinde en çok dünyada en çok izlenen 2. video klip ve en çok beğeni alan 1. video oldu. Siz şarkıyı nasıl buldunuz?

        3

        ESİN ÖVET: Amaca hizmet etti mi etti. Tamamdır. Değerini ve yerini buldu bence. Biz bu şarkıyı daha çok konuşuruz. Ki, Tarkan’ın yapmak istediği anlatmak istediği çok net. Daraldık, sıkıldık, bunaldık ve bu zorlu geçen pandemi döneminin bir an önce geçmesini istiyoruz. Yani evet geççek geççek.

        4

        KADİR KAYMAKÇI:Tarkan şarkıyı pandemi dönemi, dünyada yaşananlar, doğanın yok edilişi, insanlığın endişe verici gidişatı gibi konular üzerine yazdığını söylüyor. Siyasi nedenlerle de yazabilirdi. ‘Popstarlar partiler üstüdür’ diye saçma bir argüman gördüm. Neden? Popstar süs bitkisi mi? İçinde yaşadığı toplumun dertleriyle dertlenemez mi? O duygularla bir şarkı yazamaz mı? Stevie Wonder’dan U2’ya, George Michael’dan Kendrick Lamar’a yüzlerce popstar ‘protest’ şarkı yazıyor da Tarkan’a gelince mi sorun? Aslında nasıl bir dönemden geçtiğimizi yüzümüze çarptı. Bir şarkı üzerinden akla hayale gelmedik komplo teorileri üretildi şu üç günde. ‘Beğendim-beğenmedim’ üzerinden tartışılacak bir şarkıyı ekranlarda hukuk profesörleri, siyaset bilimciler tartışıyor. Pop şarkılarını siyasi tartışma programlarında değil, dev stadyum konserlerinde dans ederek dinlemeyi tercih ederim doğrusu...

        5

        MEHMET ÇALIŞKAN: ‘Geççek’, benim şarkılarımdan biri değil. Hiçbir zaman döndüre döndüre dinlediğim şarkılardan biri olmayacak. Ne var ki zamanın ruhunu yansıtması adına başarılı bir çalışma, başarılı bir tanıtım. Benim şarkı hakkında en çok merak ettiğim konu Tarkan’ın seçim zamanlarında isteyen siyasi partiye kullanma izni verip vermeyeceği. Pandemi döneminde ruhunda esen fırtınaları cümlelere döktüğünü açıklayarak “Siyasetle ilgisi yok” dese de kesin cevabı ilk seçimlerde görebileceğiz.

        6

        AYTEKİN TEKER: Alışılagelmiş Tarkan şarkılarından tabii ki farklı... Çok beğendiğimi söyleyemem ama Tarkan'ın şu dönemdeki pozitifliği yeter. Megastar, hem umuduyla, hem de enerjisiyle zorlu dönemde insanlara dokundu.

        7

        Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç nikah masasına oturuyor. 70 bin dolarlık yüzük ve başkasına ait olan 20 milyon TL'lik otomobille edilen evlilik teklifini hakkında neler söylersiniz? Ayrıca evlilik teklifi sizi şaşırttı mı?

        8

        ESİN ÖVET: Hayır şaşırtmadı. Çünkü bekliyordum. Ayrıldıkları zaman da, “Barışacaklar, şimdi biraz naz yapıyorlar birbirlerine. Aralarını düzeltecekler” demiştim. Oğuzhan daha hızlı çıktı bir de üstüne evlenme teklif etti. Oh mis. Ben ikisini de çok yakıştırıyor ve beğeniyorum. Evlilik teklifinin unutulmaz olmasını istemiş belli ki. Özenmiş, plan yapmış ne güzel. Ayrıca dünyada örnekleri var. Starlara herkes sponsor olmak ister. Ki bu ikilinin düğününe herkes sponsor olmak ister. Evlilik teklifine olmuşlar çok mu?

        9

        KADİR KAYMAKÇI: Doğrusu evlilik teklifine şaşırdım. Gazeteciler ile ünlüler dünyası arasında ‘şüphecilik’ ekseni etrafından dönen ilişkiden dolayı iki ünlü aşk yaşamaya başlayınca biz gazetecilerin ilk tepkisi ‘yakında ayrılırlar’ oluyor. Onlar adına yanılmış olmaktan mutluyum. Evlilik teklifi konusuna gelirsek. Bu tamamen onların bileceği iş. Almasa da Demet’in bunu sorun edeceğini sanmıyorum ama Oğuzhan’ın imkanı var sevdiği kadına 70 bin dolarlık yüzük almış. Ne güzel. ‘Başkasının arabası’ konusuna gelince bunun nesi tuhaf anlamadım. ‘Nişanlanmaya kendi arabanla gideceksin’ diye bir kural mı var?

        10

        MEHMET ÇALIŞKAN: Evlilik teklifi hiç şaşırtmadı. Aralık ayındaki ayrılıklarının nedeni Oğuzhan Koç’un evliliğe henüz yanaşmamasıydı. Barışmalarından dolayı Koç’un evliliğe hazır olduğu anlaşılmıştı. Oğuzhan Koç’un 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Demet Özdemir’e bulunduğu evlilik teklifi bir hayli masraflı oldu.
        Elbette herkes sevdiğine en iyi hediyeyi almak ister. Oğuzhan Koç’un 70 bin dolarlık tektaş yüzük hediye etmesi, o günü 82 bin TL’lik bir otel odasında kutlamaları normal. Para, Oğuzhan Koç’un parası. En mutlu günlerinden birinde aşkı için harcadı. Benim anlamadığım Oğuzhan Koç’un Demet Özdemir’i almaya bir arkadaşından ödünç aldığı 20 milyon liralık otomobille gitmesi. Açıkçası hiç anlam veremedim.

        11

        AYTEKİN TEKER: Evlilik teklifi açıkçası beni şaşırttı. Demek ki Oğuzhan'ın aşkı evlilik fobisinden büyükmüş. Yakın arkadaşları Eser Yenenler ve İbrahim Büyükak da çoluk çocuğa karıştı. Sanırım Oğuzhan da 'artık zamanı geldi' dedi.

        12

        Hülya Avşar 12 yıllık aşk orucunu bozdu. Avşar'ın iş insanı Cemal Güzelci ile aşk yaşadığı iddia edildi. Güzelci'nin Avşar'ın alnından öptüğü fotoğraflar basına yansıdı.

        13

        ESİN ÖVET: Demek Hülya Avşar kendisini güldürebilen birini buldu. Mutluluklar dilerim de Cemal Bey’in Instagram hesabı var mı acaba? “Malumunuz sosyal medyada olan bir erkek olmaz. İstemem” demişti Hülya Avşar. Sosyal medyada sürekli dolanan, fotoğraf paylaşan bir erkekle yapamam çıkışı benim de ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti. Çünkü iş adamı bir erkeğin ya da kadının elinde telefon sürekli sosyal medyada yaşaması çok komik geliyor bana. Mesleği bu yönde olur o zaman tamam. Demek ki, her türlü kriter var Cemal Bey’de. Malumunuz Hülya Avşar’ın çok kriterleri var.

        14

        MEHMET ÇALIŞKAN:Henüz birbirlerini tanıma aşamasındalar. Hülya Avşar’dan birkaç yaş küçük olan Cemal Güzelci daha önce kısa süren bir evlilik yapmış. Güzelci, Hülya Avşar’ın her gazino programında en öndeki masayı rezerve etmiş, Avşar’ın her programına gitmiş, her programında kulise çiçek göndermiş. Hülya Avşar’ın artık hiç kimseyle beraber olmak istemeyeceği, evlenmeyeceği yönündeki görüşler böylelikle yerle yeksan oldu. Neden istemesin ki? Aşkın yaşı mı var? Eğer birbirlerine uygun olduklarına karar verirlerse evlenirler. Sonrasında hayatlarının en mutlu dönemlerinden birini yaşayabilirler. Sonuçta ikisi de güngörmüş, hayat deneyimini kazanmış, gereksiz ihtiraslardan arınmış kişiler. Edindiğim yeni bilgi şu şekilde; özel bir yemek değilmiş. Hatta masada başkaları da varmış. Cemal Güzelci’nin Hülya Avşar’ı alnından öpmesinin hikâyesi ise şöyle; Hülya Avşar, tenis turnuvasından elde ettiği gelirle çocuk ve genç tenisçilere sponsor oluyor. Cemal Güzelci, Hülya Avşar’ın sponsorluğuyla ilgili bir video izlettirip sonra da ‘helal olsun’ diyerek alnından öpmüş.

        15

        KADİR KAYMAKÇI: 

Bu haberde beni tek şaşırtan şey Hülya Avşar’ın 12 yıldır yalnız olması! Aşk insanı her köşe başında beklemiyor tabii ama Hülya Hanım’ın kalbinin 12 yıldır boş olduğuna inanmak da zor... Neyse sonunda aşkı bulmuş, kendisine mutluluklar.. Ayrıca Cemal Bey’in Hülya Avşar’ı anlında öptüğü karedeki kedi de çok sevimli olmuş :)

        16

        AYTEKİN TEKER: Haberi okur okumaz yaptığım ilk şey Instagram'da Cemal Güzelci'yi aramak oldu. Malum Hülya Hanım son açıklamasında, "Instagram kullanan erkek bana göre değil!" demişti. Nitekim de kullanmıyormuş. Avşar, 14 Şubat ile ilgili sorulara; “En son ne zaman kutladığımı hatırlamıyorum. Bizden geçti. Ben hayatımdan memnunum. Yaşadıklarıma sayıyorum…” diye konuşmuştu. Umarım seneye beraber kutlarlar...

        17

        Orhan Gencebay sahne kıyafetleri hakkında, "Her şeyin bir dengesi vardır. Biz eskiden televizyonlara çıkarken smokinle çıkardık, şimdi zaman değişti. Tabii ki biz mayoyla çıkmıyoruz, biraz daha günlük kıyafetlerle çıkabiliyoruz. Bu edeple ilgili, akılla ilgili, eserin yapısıyla ilgili" dedi. Ardından da Gülşen 'Namus' şarkısını seslendirdikten sonra "Arkadaşlar, ülkemizin şarkısı bu şarkı, ilan ediyorum. 'Namuslu görünmek kimlere kalmış!' diyerek buraya nokta koymak istiyorum." ifadelerini kullanmıştı. Gencebay bunun üzerine "Hayatımda kimseye ne kötü bir söz söyledim ne de dedikodu yaptım. Ülkemizde herkes özgürdür. Ben 'Gülşen Hanım yanlış bir şey yaptı' demedim, demem de! Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim. Gülşen benim evladımdır." ifadelerini kullandı. Sizin yorumunuz nedir?

        18

        ESİN ÖVET: Orhan Baba son yaptığı açıklamada ne güzel konuşmuş. Bence o konuşmanın üzerinden yorum yapalım. Ne demiş; “Ülkemizde herkes özgürdür. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim”. Oh mis. İşte bu… Ne güzel uzatmadan konuyu hemen kapatmış. Kendisine yakışanı yapmış. Ve evet. Herkes özgürdür ve kim nasıl giyinmek isterse öyle giyinir. Bitti… Özellikle sahne sanatçının kendi yeridir. Ve nasıl giyinmek isterse öyle giyinir.

        19

        KADİR KAYMAKÇI: Orhan Gencebay’ın televizyona smokinle çıktığı yıllarda tek bir kanal vardı, şimdi kaç kanal olduğunu bilen yok! Her şeyin kendi zamanımızdaki gibi kalmasını beklersek nasıl ilerleyeceğiz! 200 yıl evvel de smokin yoktu, hadi bakalım! İşin edep kısmıyla ilgili sözlerinin yersiz olduğunu anlamış ve kendisine yakışanı yapıp özür dilemiş. Başkalarının hayatıyla ilgili konuşurken iki kez düşünmek gerek... Birlerinin edebiyle ilgili söz söylemek kimseye düşmez.

        20

        MEHMET ÇALIŞKAN: Bir sahne kıyafetidir aldı başını gitti. Gülşen, eskiden şarkılarıyla gündeme gelirdi. Şimdi sahne kıyafetiyle, polemikleriyle gündemden düşmüyor. Amaç, gündeme gelip kaşeyi artırmaksa başarılı bir girişim. Ne var ki bu kısa vadedeki bir kazanç. İşin bir de uzun vadeli kazancı var ki ona ışıltılı bir kariyer diyoruz. Orhan Gencebay’ın bu tartışmanın içine girmesine bir anlam veremedim. Bu konu hakkında edeceği tek bir cümle, anlatmak istediğinden farklı anlaşılacak, farklı yorumlanacaktı. Ki öyle oldu. Orhan Gencebay’ın ‘edeple ilgili’ cümlesini ‘ahlakla ilgili’ olarak değil, ‘çekinme’ ile ilgili kullandığını düşünüyorum. Orhan Gencebay, yanlış yorumlara açık olan bir cümle sarf etmiş olmasından dolayı hata ettiğini düşünüp Gülşen’den özür dileyerek büyüklüğünü gösterdi. Gülşen ise “Namuslu görünmek kimlere kalmış!” cümlesinden dolayı Orhan Gencebay’dan özür dilemedi.

        21

        AYTEKİN TEKER: Orhan Gencebay hatasını da anlayıp o sözlerinin ardından özür diledi ve son açıklamasıyla güzel bir tavır ortaya koydu. Gencebay bundan sonra daha dikkatli olacaktır diyecektim ama artık röportaj vermeme kararı almış. Gencebay'ın özründen sonra bakalım Gülşen ne diyecek?

        22

        Hazım Körmükçü, 5 ay aşk yaşadığı meslektaşı Damla Cercisoğlu ile ayrıldı. Hazım Körmükçü, ayrılık sonrası Cercisoğlu ile birlikte rol aldığı tiyatro oyununu da bıraktı. Özel hayatını, sanatına yansıtmasını nasıl buluyorsunuz?

        23

        ESİN ÖVET: Profesyonellik bir yere kadar. Demek Damla Hanım hiç aşık olmamış. Bir küçük kavgada hemen kapıyı yüzüne kapatmış. Erkekler biraz kavga ederken biraz daha düşünsünler.

        24

        KADİR KAYMAKÇI: “Babam öldü sahneye çıktım” söylemlerinin çok ulvi bir şeymiş gibi anlatıldığı sanat camiasını hiç anlamam! İnsanın babası, annesi, sevdiği biri ölünce sahneye çıkması bana saçma gelir. Ama sevgilimden ayrıldım diye sahneye çıkmamak kafamı karıştırdı biraz. Her sevgilisinden ayrılan işe gitmese İstanbul trafiği rahatlar herhalde.

        25

        MEHMET ÇALIŞKAN: “Hazım Körmükçü, oyunu bırakarak mesleğine ihanet etti” şeklindeki düşünceleri son derece yersiz buluyorum. Provalarda neler yaşandığını bilmiyoruz. Örneğin bir adama kızdırıp kızdırıp sonra da ‘Sen ne kadar çok kızıyorsun? diyemezsiniz. Hazım Körmükçü, oyunu bırakarak mesleğine ve işine duyduğu saygıyı gösterdi. Baktı ki olmuyor “Ben burada kaldıkça oyun zarar görecek. O kadar kişinin ekmek yediği işe zarar veremem” diye düşünmüş olamaz mı? Bence aynen böyle düşündüğü için oyundan ayrıldı.

        26

        AYTEKİN TEKER: Hazım Bey keşke o oyundan ekmek yiyen onlarca insanı düşünseydi de hemen ayrılık kararı almasaydı. Ayrılacağını belirtip yerine başka biri gelene kadar oyunda dursaydı...

        27

        Netflix'e çekilen yerli yapımların yeterli kalitede olmamasını nasıl yorumluyorsunuz? Son olarak 'Aşk Taktikleri' filmi hakkında da sosyal medyada olumsuz eleştiriler yağdı.

        28

        ESİN ÖVET: Sosyal medyada ve olumsuzluk. Şaşırıyor muyuz hala. Olumlu bir şey oluyor mu sosyal medyada Allah aşkına. Özellikle Twitter'da. Ben şahsen beğendim. Oğlan yakışıklı, kız güzel, Kıyafetler on numara. Daha ne olsun. iki saatlik çerezlik bir film. Hayır İtalyan ve İspanyolların, Amerikalıların yaptığı bu tarz filmlerden ne farkı var. Onlar yapınca harika biz yapınca mı kötü. Hadi oradan. Bence çok güzel bir film olmuş.

        29

        KADİR KAYMAKÇI: Dijital platformların, “Aslında biz çok yaratıcıyız da işte halk anlamıyor, TV kanal yöneticileri böyle istiyor” diye vasat işlerine kılıf uyduran yönetmenler, senaristler, oyuncular için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyordum aslında. Bizim sanatçıların özgün hikayelerini tüm dünyaya duyuracakları bir platform olacaklardı. Ancak, maalesef bu platformlar, 'Aşk Taktikleri' gibi işlerle piyasanın vasatlığını beslemeyi tercih ediyorlar. ‘Aşk Taktikleri’ Netflix’i mutlu etmiştir ‘nicelik’ olarak. Milyonlar meraktan bir bakmıştır. Ama onların bakış açısıyla ‘müşteri’ bir daha yer mi bu ‘yavan’, ‘niteliksiz’ işleri! Netflix biraz da Türkiye’nin ‘Roma’sına, ‘Mank’ına, ‘The Power of The Dog’una alan açmalı… ‘Kütüphanesini’ oradan buradan ‘esinlenilen’ fikirlerlerle kotarılmış, sade suya tirit bu tür işlerle doldurmaya devam ederse uzun vadede kendisi kaybedecektir bence! 


        30

        MEHMET ÇALIŞKAN: Dijjtal platformlarda daha önce yayınlanan birçok yapım da fazlaca eleştirildi. Dijital platformda yayınlanan her yapımın en kalitelisinden olacağını düşünemeyiz. İçlerinde en kalitelisi de olacaktır, en berbat olanı da. Tıpkı sinemada olduğu gibi. Bir yapım, birçok bileşenden meydana gelir. O bileşenlerden birinin bile kusurlu olması bütün yapıyı etkiler. Benim gördüğüm şu; dijital platformlar için film üretenler, beyazperdeye ürettiği gibi özenli davranmıyor. Bu da kusurlu bileşen sayısını artırıyor.

        31

        AYTEKİN TEKER: Netflix'te yerli romantik-komedi filmleri vasat buluyorum. Dram türündeki yerli yapımların yanına yanaşamıyorlar. Tabii ki her iş çok iyi kalitede olmayabilir ama 'Netflix nasıl olsa ne koysak gider' mantığında mı bilemiyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ