Halit Akçatepe'den haber var
Ebru Akçatepe babasının durumu hakkında sosyal medyadan açıklama yaptı
Giriş: 28.03.2015 - 10:58 Güncelleme: 28.03.2015 - 10:58
Halit Akçetepe, bir süre rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmış, usta sanatçının yüksek tansiyona bağlı kısmi felç geçirdiği anlaşılmıştı.
Dün bir televizyon programında hastane odasında çekilen fotoğrafı yayınlanan Akçatepe'den güzel haber geldi.
Halit Akçatepe'nin kızı Ebru Akçatepe, babasının fizik tedavi sırasında çekilen fotoğrafını Instagram hesabında paylaşarak altına "Babam 'Dunya Tiyatrolar Günü'nde en guzel müjdeyi bugün yürüyerek yaptı" notunu düştü.
Ünlü isimlerin yürek burkan hikayeleri
Türk sinemasına uzun seneler hizmet veren ve Altın Portakal ödülü alan 'Maden' filminde ışık şefi olan Ömer Ekmekçi, Beyoğlu'nda kağıt mendil satarak geçiniyor. Bin 200 lira emekli maaş aldığını ancak yetmediğini söyleyen Ekmekçi, kendisine yardım eli uzatılmasını bekliyor.
Ömer Ekmekçi, Antalya 15. Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi film ödüllü 'Maden'nde ışık şefi olarak ödül aldı. Birçok filmde de ışık şefliğini yapan 76 yaşındaki Ömer Ekmekçi, bin 200 lira emekli maaşıyla geçinemeyince İstiklal Caddesi'nde kağıt mendil satarak yaşamını sürdürüyor. Tarlabaşı'nda oturduğu eve 500 lira kira verdiğini söyleyen ÖmerEkmekçi, kendisine yardım elinin uzatılmasını bekliyor.
Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Kadir İnanır dahil bütün artistlerle çalıştığını söyleyen ÖmerEkmekçi, "Fatma Girik'in suratına pudra bile sürmüşlüğüm var. Işıkçı olarak sinema sektörüne 50-60 sene hizmetim var. Emekliyim ama kirada oturuyorum. İş olduğu zaman çağrıyorlar ve gidiyorum. Hastalıklarımla da mücadele ediyorum. Ciğerlerimden ve dizlerimden rahatsızlığım var. Vücudumda kaşınan yerler anında sivilce oluyor. Sandalyeden düşünce de yüzümden yaralandım." dedi.
'Şeytan' lakaplı Ömer Ekmekçi'yi tanıdığını belirten Yeşilçam Sokak'taki Sinemacılar Cafe'de çaycılık yapan Zülfikar Öner "Kendisi çok zor durumda. Yolda kağıt mendil satıyor. İyi durumda değil. Kimsesizler Yurdu'na götürüyorlar. Giydiriyorlar yediriyorlar ama durmuyor. Sonra bir bakıyorsunuz tekrar çıkmış gelmiş. Ödül alan Maden Filmi'nin ışık şefiydi. Bir çok sinema filminin de ışık şefiydi." diye konuştu. - (CİHAN)
Ali Eyüboğlu, Yeşilçam'ın usta oyuncusu Tanju Gürsu'nun sağlık durumunu köşesinde ele aldı. İşte Eyüboğlu'nun o yazısı...
Tanju Gürsu, boyu posu, soyadındaki gibi gür ve tok sesiyle Yeşilçam'ın en heybetli adamlarından biri olmasının ötesinde sevdiğim bir hemşehrimdir. Birkaç gün önce Tanju Abi'nin sağlık durumuyla ilgili aldığım haber beni bir hayli üzdü.
1.5 aydır İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Yakacık'taki Sanatçı Yaşam Evi'nde kalan sanatçı, düşüp omuriliğini incitince Kayışdağı'ndaki Darülaceze Tıp Merkezi'nde tedavi altına alındı.
Doktorlar "Alzheimer başlangıcı" teşhisi koyunca, İstanbul'da en iyi rahat edebileceği yer olan Sanatçı Yaşam Evi'ne yerleştirilen Gürsu'nun omuriliğindeki sorun geçmezse ameliyat söz konusu.
YEŞİLÇAM OYUNCUSU SAHTE PARADAN YAKALANDI - Yeşilçam filmlerinde rol alan oyuncu Ahmet Uyanık, alıcı rolündeki polislere sahte 100 bin dolar satmaya çalışırken yakalandı ve tutuklandı.
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bir çetenin yüklü miktarda piyasaya sahte para süreceği yönünde bilgi aldı. Alınan bilgi üzerine çalışma başlatan ekipler, sahte parayı piyasaya sürmeye çalışan kişilerle alıcı rolünde bağlantıya geçti. Ataşehir'de bir AVM'nin otoparkında randevulaşıldı.
Ahmet Uyanık ve yanında bulunan Şükrü Polat, buluşma yerine otomobille geldi. Bir süre yapılan pazarlığın ardından para ortaya çıkınca polis harekete geçti. Gerçek kimliklerini açıklayan polisler, Ahmet Uyanık ve Şükrü Polat'ı gözaltına aldı. Çantada sahte 100 bin 800 dolar ve sahte 800 lira bulundu. Ahmet Uyanık'ın sahte paraları 15 bin liraya satmak istediği belirtildi. Uyanık, emniyetteki ifadesinde hakkındaki iddiayı kabul etmedi. 2 kişi sorgularının ardından savcılığa sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan Ahmet Uyanık ve Şükrü Polat tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ahmet Uyanık, Kara Çarşaflı Gelin, Ustura Behçet, Süper Kadın Dehşet Saçıyor ve Korku Çemberi gibi filmlerde rol almıştı. (Hürriyet)
YARDIM BEKLİYOR - Kemal Sunal'ın "Umudumuz Şaban" filminde rol alan "Artist Ahmet" lakaplı Ahmet Cengiz artık sokaklarda ayakkabı boyacılığı yapıyor.
61 yaşındaki oyuncu, sinema sektöründe geçirdiği 15 yılın ardından yerleştiği Gaziantep'in Nizip ilçesinde hayatta kalma çabası veriyor.
Cengiz, Yeşilçam günlerini anarken ilerleyen yaşı ve soğuk hava nedeniyle artık ayakkabı boyamakta zorlandığını söylüyor.
Emektar oyuncu mesleğini sürdürebileceği kapalı bir mekan istiyor. (AA)
Türk sinemasında çocuk tiplemeleriyle tanınan "Şişko Nuri" lakaplı oyuncu Sıtkı Sezgin'i 30 yıl sonra gelen film teklifi heyecanlandırdı.
Yaşamını 7 yıldan bu yana Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevinde sürdüren Sezgin, yaklaşık bir ay önce kendisine gelen film teklifiyle sinemaya dönecek olmanın heyecanını yaşıyor.
Sezgin, 25 gün önce film teklifi aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Huzurevinin telefonuna beni çağırdılar. Bir bayan, 'Nuri amca' diye hitap ederek, bir korku filmi projeleri olduğunu, bu filmde benim için bir rol düşündüklerini söyledi. 'Oynar mısın?' diye sordular.
Birdenbire gözlerim çakmak çakmak oldu, heyecanlandım ve kabul ettim çünkü yeniden bir Yeşilçam filmi gibi sinemalarda oynayacağım"
Sezgin, 1 Kasım'da İstanbul'a giderek sözleşme imzalayacağını, çekimlerin 15 Kasım'da Kayseri'de başlayacağını sözlerine ekledi. (AA)
70'li yıllarda erotik filmleriyle adından söz ettiren Tülin Tan'ın çarpıcı öyküsü... 6 yıldır Darülaceze'de yaşayan, felç nedeniyle sol tarafı tutmayan Tan, "Yedim, içtim, eğlendim. Hiç param kalmadı" dedi..
"Yıllarca ne paralar kazandım ama bu paraları tutamadım. Şimdi başımı sokacak bir evim bile yok" diyen Tan'ın bir kızı var ancak görüşmüyorlar.
Aydemir Akbaş, Bülent Kayabaş, Kazım Kartal gibi ismlerle film çeken oyuncu "Beni araba tutkum mahfetti" dedi ve şunları söyledi...
"Sinemadan para kazanamadım. Çakıl, Maksim, Gar, Aşiyan gazinolarında sahne aldım. Oralardan kazandım. İbrahim Tatlıses ile Malatya turnesindeydik. Kapımı çaldı. Niyeti belliydi. Beni odaya sokmak istedi.
Koridorda kovalamaca oynadık. Amacına ulaşamadı. Burada feleğin şamarını yemiş insanlarla tanıştım. Hikâyelerini dinliyorum. Sadece 35 yıl önceki sevgilim geliyor yanıma."
Tan, son olarak Kemal Sunal ile "İyi Aile Çocuğu" filminde oynadı.(SABAH)
YILLAR SONRA GELEN İTİRAF Ünlü türkücü Dilber Ay yıllar sonra ilk kez cezaevine neden girdiğini açıkladı.
50'sinden sonra fenomen olan ünlü türkücü sır gibi sakladığı "tecavüz olayını" Beyaz Haber'e anlattı.
Ünlü türkücü,şöhret hayatında birçok röportaj verdi ama tüm röportajlarında cezaevine girme sebebini kavga olarak geçiştirdi ancak daha fazla dayanamadı.
'Ben her şeyimi delikanlılığımdan kaybettim' diyen Dilber Ay, 'Kamuoyu ilk kez duyacak' dedi ve o anları 15 yıllık kocasının yanında gözyaşlarıyla anlattı.
Kulisinde kendisine tecavüz etmeye çalışan adamı bıçakladığını itiraf eden Dilber Ay, Hollanda'da 8 ay 21 gün cezaevinde kaldığını söyledi.
Yeşilçam'ın ünlü yıldızının yürek yakan hali... 1960'larda Türk Sineması'nın yeni Cahide Sonku'su gözüyle bakılan ve 170 filme imza atan Leyla Sayar, Nişantaşı'nda boş bir evde yaşıyor…
Leyla Sayar'ın hayatı evin salonunda geçiyor, burada yatıp burada kalkıyor. En önemli eşyası çekyatı, sehpası, seccadesi. Konu yalnızlık ve sağlığa gelince şu açıklamayı yapıyor...
"Yalnızlıktan ve fakirlikten şikayetçi değilim. Yalnızlığı hep sevdim. Burada kendi yağımla kavruluyorum. Tek şikayetim arada bir canımdan bezdiren karnımdaki ağrılar…" (Sözcü)
ARKADAŞI SAHİP ÇIKTI Ünlü yönetmen Fatih Akın'ın ödüllü filmi Duvara Karşı'nın başrol oyuncusu Birol Ünel, Berlin'de kaldırımda uyurken görüntülenmişti.
Alman Bild gazetesinin haberine göre; Berlin'in "Küçük İstanbul" diye adlandırılan Kreuzberg semtinde görüntülenen 53 yaşındaki Ünel'in sokaklarda yaşadığı iddia edildi. Alkol sorunu olduğu bilinen Ünel, "Artık azalttım" demişti.
Ünel'e Köln'de yaşayan yönetmen arkadaşı sahip çıktı.Yönetmen arkadaşı tarafından tren istasyonunda karşılanan Ünel "Başımı tekrar bir çatının altına sokacağım için memnunum" dedi.
Fatih Akın'ın "Duvara Karşı" filminde başrolü Sibel Kekilli ile paylaşan Ünel, bu yapımda alkol sorunu nedeniyle tedavi gördüğü hastanede tanıştığı Türk kızla yaptığı evliliği ve bu süreçte yaşadıklarını konu alıyordu.
Ünel, son olarak Nil Karaibrahimgil'in He Man klibinde rol almıştı.
EVSİZ KALDI Uzun zamandır gözlerden uzak olan Arda Kural'ın son röportajındaki görüntüleri hayranlarını üzmüştü.
Hürriyet'in haberine göre; Kural şimdi de evsiz kaldı. Annesinin maddi sıkıntılar nedeniyle çıkmak zorunda kaldığı evin bahçesinde yatıp kalkan Kural'ı komşuları polise şikayet etti.
İddiaya göre evin giderlerini karşılayamaz hale gelen Gülnur Kural, ev sahibinin isteği üzerine 10 gün önce tüm eşyalarını alıp abisinin yanına taşındı. Arda Kural ise annesinin ısrarlarına rağmen evden ayrılmak istemedi.
Boş dairede kalmaya devam eden eski oyuncu, geceleri de bahçedeki hamakta uyumaya başladı. Ancak komşuları, garip davranışları nedeniyle Kural'dan rahatsız olunca polise şikayette bulundu.
Kural'ın çocukları korkuttuğunu öne süren komşuları, genç adamı bahçeden kovdu. Durumu öğrenince soluğu eski apartmanında alan Gülnur Kural ise "Oğlum benimle gelmiyor, çünkü burayı çok seviyor ne yapayım" dedi.
Arda Kural'ın boş evde kalan kıyafetleri, komşuları tarafından valizlere doldurulup apartmanın kapısına konuldu.
Olayın duyulmasının ardından Büyükçekmece Belediyesi harekete geçti. Belediye Başkanı Hasan Akgün, oyuncuya yardım edeceklerini açıkladı.
Kural, ısrarlarına rağmen akrabalarının yanına taşınmıyor. Oyuncu "Benim sorunum özgürlükle. Kimseyle yaşayamam. Hayatımda biri olursa evlenirim ama. Kendi özgür ailemi kurarım" dedi.
Geçtiğimiz yıllarda şizofreni tedavisi gördüğü haberleriyle gündeme gelen Arda Kural için Söylemezsem Olmaz programına konuk olan eski rol arkadaşı Yıldız Asyalı da genç oyuncunun durumunun iyi olmadığını söylemişti.
Kural verdiği röportajda, "Evim yok artık. O yüzden sevdiğim Büyükçekmece insanlarını yakından görebildiğim bu kafede yaşayacağım. Sadece burada da değil, her yer benim evim. Şezlong dolu Büyükçekmece. Buralarda uyuyorum ama mutlu uyuyorum" demişti.
YALÇIN MENTEŞ 2013 yılında kangren olup bir bacağını kaybeden usta oyuncu Yalçın Menteş zor günler geçiriyor.
Eski eşiyle birlikte yaşayan Menteş, biriken borçlarını ödeyemeyince evine haciz geldi, emekli maaşına el konuldu.
Uzun süredir ekranlardan uzak kalan ve zor günler yaşayan Yalçın Menteş'e Zahide Yetiş yardım etti. Yetiş, canlı yayında SGK uzmanı Ertan Nacar'ın desteğiyle Yalçın Menteş'in tüm borçlarının sildiğini söyledi.
Usta oyuncu aldığı bu haber karşısında gözyaşlarına boğuldu. Herkese teşekkür eden Menteş, sanatçı dostlarına da sitem etti: 'İnsanlardan yardım istedim diye herkes kayboldu'
Genç aktör Jonathan Rhys Meyers, bir süre önce perişan bir halde görüntülenmişti. Önceki gün ise tamamen farklı bir halde kelimenin tam anlamıyla'pırıl pırıl' bir şekilde objektiflere takıldı.
37 yaşındaki aktör, İngiltere'nin başkenti Londra'da çıktığı alışveriş turunda kot pantolunu, tişörtü, parkası ve sinek kaydı tıraşıyla kusursuz görünüyordu.
Jonathan Rhys Meyers, böylece birkaç hafta önce elinde içki şişesi ve darmadağın haliyle sergilediği görüntüyü unutturmak ister gibiydi.
Meyers, sosyal medya hesabından da geçen ay sergilediği kötü görüntü için hayranlarından özür diledi ve onlara kendisine verdikleri desteğe teşekkür etti.
Mesut Engin Ses Dergisi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında Kral seçilip Yeşilçam'a adım attı. O yıllarda tüm genç kızların hayallerini süslüyordu.
Bir dönemin jönüydü. Sefalet içinde hayata veda etti. İşte oyunculuğun yanısıra mankenlik ve fotomodellik de yapan, otellerin kral dairelerinde kalan ancak sonra yaşadıkları yüzünden alkole sığınan ve akli dengesini de yitiren Mesut Engin'in buruk öyküsü... Bir yıldızın yükselişi ve çöküşü...
Takvimler 1973 yılını gösteriyordu. Mesut Engin, Türk sinemasına bir çok yıldız oyuncu armağan eden Ses dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanarak Yeşilçam'a adım attı.
Ama 1976 yılında geçirdiği trafik kazası onun için sonun başlangıcı oldu. Geçirdiği trafik kazasından sonra sağ el bileğinin sinirleri kesildi. 1953 doğumlu Engin bu olay olduğunda henüz 23 yaşındaydı. Yaşadıklarını kaldıramadı. Hayata küstü ve alkole sığındı. Bir kaç yıl sonra hayatında bazı şeyler yoluna girer gibi oldu. 30 yaşına geldiğinde İstanbul'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Asiye Gençağaoğlu ile nişanlandı. Güzellik salonu işletmeye başladı.
Bir zamanların ünlü ve paylaşılamayan oyuncusu Mesut Engin İzmir Ağaçlı Yol'da otobüs duraklarındaki banklarda uyumaya başlamıştı.
Karayolları çalışanlarının desteğiyle yaşamını sürdürdü. 2011 yılında ise hayatını kaybetti.
AYŞEN GRUDA'NIN İSYANI Ayşen Gruda 'En İyi 10 Komedi Kadın Oyuncu' ödülünün sahibi oldu.
Tosun Paşa, Gırgıriye, Çiçek Abbas ve Hababam Sınıfı gibi Türk Sineması'nın unutulmaz filmlerinde rol alan usta sanatçı "Telif hakkımı istiyorum. Evimin borcunu ödeyemiyorum. Bunun dünyada çok örneği var ben de hakkım olan telifi istiyorum" dedi.
90'lı yıllara mizah yönü kuvvetli şarkılarla damga vuran Grup Vitamin'in solisti Selçuk Aksoy'un bir mağazada satış danışmanlığı yaptığı ortaya çıktı.
Yeni işini 4 yıldır sürdüren Aksoy, bir AVM'de çalıştığı mağazada görüntülendi.
Ünlü isimlerin sıkça gittiği İstinye Park'ta bugüne dek fark edilmediğini söyleyen Aksoy, "Kızım doğduktan sonra sigortalı bir işe başlamam gerekiyordu" diye konuştu.
Türk sinemasının unutulmayan oyuncusu Adile Naşit'in bilinmeyen sırrı ortaya çıktı.
Adile Naşit eşi Ziya Keskiner'in Temmuz 1982'deki ölümünden sonra 16 Eylül 1983'te Cemal İnce ile evlendi. Kahkahaları bugün bile kulaklarımızı dolduran Adile Naşit'in oğlu Ahmet Naşit Keskiner'in kalbi doğuştan delikti.
İyileşmesi için Amerika'da ameliyat olması gerekiyordu. Ameliyat masrafları ise tiyatrocu babası Ziya Keskiner ve annesi Adile Naşit'in karşılayabileceği bir miktar değildi.
1966'nın parası ile tam 100 bin lira gerekiyordu. Sanatçı arkadaşları yetişti imdatlarına, İstanbul Tiyatroları bir gecelik gelirlerini, yani 20 bin lira verdi aileye...
Bir de "Gece Yarısı Tiyatrosu" yapıldı, o paralar ve dönemin gazetelerinin başlattığı kampanyalarla denkleştirildi.
Ahmet Amerika'ya gitti, başarılı da geçmişti ameliyatı. Ama bir gün komaya girdi ve bir daha uyanamadı. Tarih 16 Haziran 1966'yı gösteriyordu, tam da annesinin doğum gününden bir gün öncesini…
Oğlunun ölüm haberini İzmir'deki bir oyun öncesi alan Adile Naşit, bu habere rağmen sahneye çıktı ve bütün salonu güldürdü. Ama bu olay bütün hayatını değiştirdi.
İzmir'den İstanbul'a geldiği uçaktan perişan bir halde inen Hafize Ana, bir daha uçağa binmedi ve doğum gününü kutlamadı.
Rıfat Ilgaz'ın unutulmaz eseri "Hababam Sınıfı"nın sinema uyarlamasında "Domdom Ali" karakterine can veren Feridun Şavlı'nın hayat hikayesini hiç merak ettiniz mi?
Şavlı, "Hababam Sınıfı"ndaki "domdom" karakteri ile tanınan ve bu eserin vazgeçilmez oyuncularından biri oldu.
Yeşilçam'ın emektar isimlerinden Feridun Şavlı, 1953'te Burdur'da dünyaya geldi. Hababam Sınıfı serisi dışında bazı filmlerde de rol aldıktan sonra 1978'den sinemadan uzaklaştı.
Şavlı, önce bir trafik kazası geçirmiş ve kolunu kaybetmiş, birkaç yıl sonra da kalp krizi geçirerek 1996 yılında vefat etmişti.
Yeşilçam filmlerinde, kimi zaman sokaklarda yankesicilik yaptı, kimi zaman Filiz Akın ablasına elinde darbukasıyla eşlik eden bir çingene oldu. Bazen de Ediz Hun'a "size baba diyebilir miyim amca" deyip mavi gözlerinden boncuk gibi yaşlar akıttı.
Filmlerdeki değişmez rol arkadaşı ve gerçek hayattaki kuzeni Zeynep Değirmencioğlu'nun (Ayşecik) babası senarist Hamdi Değirmencioğlu onu Ses dergisinin çocuk yıldız yarışmasına sokmasaydı belki de hayatı çok farklı bir şekilde ilerleyecekti.
Yarışmada birinci değil ikinci oldu ama yine de Yeşilçam kapıları onun için ardına kadar açıldı.
1959 doğumlu Ömercik ya da gerçek adıyla Ömer Dönmez, 4 yaşında kamera karşısına geçti. 60'lı ve 70'li yıllarda 40'a yakın filmde oynadı.
Ama pek çok çocuk yıldızın kaderinden farklı olmadı onunki de. Büyüdükçe popülerliğini kaybetti.
17 yaşındayken geçirdiği talihsiz bir kaza nedeniyle de sol gözünü. Kısacası onun için "film bitti". Sonra bir süre büfecilik, taksicilik yaptı.
Zeynep Değirmencioğlu'nun emlak ofisinde çalıştı. Şimdi 50'li yaşlarına merdiven dayayan Ömercik, İkinci Bahar dizisinde bir kuruyemişçiyi canlandırdı. Artık, eski parlak günlerinin çok uzağında bir yaşam sürdürüyor.
Yeşilçam'ın emektar figüran oyuncularından 'Ustura Kemal' lakaplı 77 yaşındaki Niyazi Taligacı, Edirne'de seyyar arabayla tatlı satarak geçimini sağlıyor.
Sinemayla 1967 yılında tanıştığını ve Yeşilçam'da 50'den fazla filmde rol aldığını söyleyen Niyazi Taligacı, tek başına kiralık evde yaşadığını söyledi.
Edirne'de gençlik yıllarında sinemada çalışırken oyuncu olmaya karar verdiğini ve 1955 yılında İstanbul'a gittiğini, ardından yönetmen Çetin İnaç ile tanışıp oyunculuk yapmaya başladığını anlatan Niyazi Taligacı...
Türk sinemasının çok vefasız olduğunu, bir çok arkadaşının çok zor şartlarda yaşayıp hayata veda ettiklerini anlattı.Devletin 3 ayda bir verdiği yaşlılık maaşıyla geçinemediği için seyyar arabayla tatlı satmaya başladığını söyledi.
Niyazi Taligacı, Yeşilçam'da başrollerini Cüneyt Arkın'ın oynadığı filmlerde 'Ustura Kemal' lakabıyla tanınmıştı...
HUZUREVİNE YERLEŞTİRİLDİCüneyt Arkın, Ayhan Işık, Yılmaz Güney, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın gibi Türk Sineması'nın dev isimleriyle 460 Türk filminde rol alan emektar sanatçı...
Suat Geyik'e ailesi de sahip çıkmayınca sokakta kalmak üzereyken Adana Valiliği tarafından huzurevine yerleştirildi.
Bir zamanların ünlü spikeri 3 aydır huzurevinde yaşıyor. TRT'nin bir döneme damgasını vuran efsane spikeri Mesut Mertcan şu an huzurevinde yaşadığı ortaya çıktı.
Evli ve 2 çocuk babası olmasına rağmen 3 aydır huzur evinde yaşayan ünlü spiker "Yaşamımın son 3 yılını yaşanmış saymıyorum" diyerek dert yandı.
Ünlü spiker Mesut Mertcan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gece saat 04.00'de radyoda 1 numaralı MGK bildirisini okumasıyla hatırlanır.
Yeşilçam'ın usta oyuncularından Mahmut Hekimoğlu'nun sağlık sorunları yüzünden zor bir dönem geçirdiği ortaya çıktı...
Bir ay önce ameliyat olan Hekimoğlu'nun, geçen yıllarda batan yapım şirketi nedeniyle ekonomik olarak da zor durumda olduğu belirtildi...
Güneş'in haberine göre, 58 yaşındaki oyuncunun prostat kanserine yakalandığı öğrenildi...
Maddi açıdan zorluk çeken oyuncunun yakın arkadaşı Nuri Alço...
Hastane masrafları konusunda yakın çevresinden yardım aldı.
Yeşilçam Sineması'na 'Gecekondu Yosması' adıyla damgasını vuran 1950'li yılların gözde dansözlerinden 85 yaşındaki Nimet Alp, memleketi Mersin'de kaldığı huzurevinde unutulmanın hüznünü yaşıyor.
12 yaşındayken bale yaparken keşfedildiğini, 67 yıl önce adım attığı Yeşilçam'da da dansı ve oyunculuğu ile 18 yıl emek verdiğini anlatan Nimet Alp, filmlerde rol aldığı arkadaşları ve devlet yöneticilerinin kendisini hatırlamadığından yakındı.
Huzurevinde hayatının sonbaharını sürdüren Nimet Alp, 'Gecekondu Yosması' filmiyle şöhreti yakaladıktan sonra 'Yetim Yavrular', 'Çalsın Sazlar Oynasın Kızlar', 'Öp Babanın Elini' gibi çok sayıda filmde dans edip oyunculuk yaptığını belirtti.
Nimet Alp, "Zeki Müren, Fikret Hakan, Eşref Kolçak, Adile Naşit gibi isimlerle filmlerim var. O dönemlerde herkes etrafımdaydı. Binlerce hayranım vardı. Ama şimdi unutulmak, hatırlanmamak zoruma gidiyor" dedi.
Nimet Alp şimdilerde anı dolu fotoğraflarla avunuyor...
Yeşilçam'ın eski sanatçılarından 82 yaşındaki Muazzez Özdemir, Edirne'deki evinde ölü bulundu.
Özdemir'in cansız bedeni çevreye yayılan kötü koku sonucu komşuların polis ekiplerine haber vermesi ile bulundu.
Peki bir zamanlar Yeşilçam'ın en ünlü yıldızları olan isimler, şimdi nasıl hayatlar yaşıyor? İşte her biri film gibi olan çarpıcı hayat hikayeleri...
Yeşilçam'da 1970'li yıllarda kötü adam rollerinin aranan adamı olan İhsan Gedik'in, Taksim'de güçlükle yürümesi ve düşmesi kameralar tarafından görüntülendi.
Güçlükle yürüdüğü dikkat çeken Gedik'in bir ara demir dubaya çarpıp düştüğü görülüyor. Başı yere çarpan Gedik'in yanından geçmekte olan çöp kamyonunun altında kalmaktan son anda kurtuluyor.
Vatandaşların yardım ettiği Gedik, kendisine verilen bir sandalyeye oturuyor. Vatandaşlarla kısa bir süre sohbet eden Gedik, Taksim'de karanlıkta gözlerden kayboluyor. (CİHAN)
'Türk Sineması'nın kötü adamı' olarak bilinen ve Yeşilçam'da 48 yılda 600 yakın sinema filminde rol alan 71 yaşındaki İhsan Gedik, rol teklifi gelmeyince, geçimini sağlamak için hazırlattığı 'Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabını elinde bastonuyla sokak sokak gezerek satmaya başladı.
Gedik, kitap satışından elde ettiği parayla geçimini sağladığını ve kızını üniversite okuttuğunu söyledi.
Yeşilçam'da 600 yakın filmde Türk Sineması'nın önemli yıldızlarıyla kamera karşısına geçen ve 'Sinemanın kötü adamı' olarak tanınan İhsan Gedik, zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
Gedik, çevirdiği sinema filmlerinin tanıtım kapakları, fotoğraf kareleri ve Türk sinemasının önemli aktörlerinin kendisi için yazdığı sözleri 174 sayfalık 'Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabında topladı.
Sanatçı bu kitapları satarak para kazanmaya çalışıyor. İstanbul'da yaşayan İhsan Gedik, otobüsle Edirne'ye gelirken sırtında yaklaşık 20 kilo ağırlığında çantasında taşıdığı kitapları, bastondan destek alarak gezdiği sokaklarda kendisini tanıyanlara ve esnafa satmaya çalışıyor.
Gedik'i tanıyanlar, birlikte fotoğraf çektiriyor. Gedik, kitaplarını imzalayarak satıyor.
Bir dönem 'Perihan Abla' başta olmak üzere birçok televizyon dizisinde, reklam filminde rol alan ve sonrasında yerleştiği Antalya'da bir kafeteryanın çay ocağında işe başlayan İffet Kalkan, 30 yıl önce koptuğu kızı Hümeyra Öztürk Jamil'e kavuşuyor.
İffet Kalkan'ın fotoğrafını gören Hümeyra Öztürk Jamil, 30 yıl önce izini kaybettiği annesinin Antalya'da yaşadığını öğrendi. Haberden yola çıkarak annesinin telefonuna ulaşan Jamil, onunla kısa bir görüşme yaptı.
Kızıyla konuştuğunda gözyaşlarını tutamayan İffet Kalkan, şu an 41 yaşındaki kızını ilkokuldan mezun olduktan sonra ayrıldığı eşi Tahir Jamil'e teslim ettiğini,iki yıl süren telefon ve mektuplaşmanın ardından bağlantılarının tamamen kesildiğini anlattı.
Kalkan, 30 yıldır yüzüne, sesine, nefesine hasret yaşadığı kızından ayrılış hikâyesini şöyle özetledi:
1972 yılında, Avustralya asıllı Tahir Jamil ile evlendim. İstanbul'da yaşıyorduk. 1973 yılında kızım Hümeyra dünyaya geldi. Kızım ilkokul öğrencisiyken eşimden ayrıldım. İstanbul'da, dul bir kadın olarak genç bir kızı yetiştirmem çok zor olacaktı.
Baba Avustralya'ya dönmüştü. İlkokulu bitirince kızımı gelip almasını, Avustralya'da ona iyi bir gelecek sağlamasını istemiştim. Kızım okulunu bitirince babası Avustralya'dan geldi, Hümeyra'yı aldı. Baba-kız Avustralya'ya döndü.
Son gelen mektubunda, babasının evlendiğini, iki de kardeşi olduğunu, çok mutlu yaşadığını yazmıştı. Ben de bu arada birkaç kez iş, ev ve şehir değişiklikleri yapmıştım, kızımın telefon ve adresini kaybetmiştim. İletişim tamamen koptu. DHA
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde sokakta mendil satarak geçimini sağlamaya çalışan eski milli boksör Hüseyin Ağar yetkililerden yardım bekliyor.
Çöp eve dönen bodrum katın bir odasında kalan Ağar, sağlık sorunları yaşamasına rağmen kendisine bakacak kimsesi olmadığı için zor durumda olduğunu söyledi.
Yaklaşık 300 sinema filminde rol alan 'Şişko Nuri' lakaplı Sıtkı Sezgin 1968 yılında TRT 1'de yayınlanan ve Canan Arısoy'un hazırladığı 'Bizim Sokak' isimli film ile televizyon hayatına başladı...
40 yıllık sanat hayatı içersinde Orhan Boran, Fatma Girik, Adile Naşit, Münir Özkul gibi birçok sanatçıyla çalıştı...
Şu anda Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevi'nde hayatını sürdüren Şişko Nuri, en büyük idealinin Kurtlar Vadisi'nde rol almak olduğunu belirtti...
Beyaz perdeye Bizim Sokak isimli televizyon filmi ile başladığını belirten Şişko Nuri, 'Orada ben rahmetli Orhan Boran ile tanıştık. Bana isim aranıyordu. Bana 'oğlum senin adın Sıtkı Sezgin kimse tanımaz. 'Şişko Nuri adını sana verelim' dedi. ..
Türk Sineması'nda 'Şişko Nuri' olarak tanınan ve Samsun'da huzurevinde kalan 63 yaşındaki Sıtkı Sezgin, ölmeden önce son isteğini açıkladı...
Ben de 'tamam' dedim ve o günden sonra Şişko Nuri adını aldık. 300'e yakın irili ufaklı birçok güzel kaliteli filmlerde rol aldım. En çokta Sezerciğin 'Öksüzler' filmi var. Halkın çok beğenisini kazandı. Benim ailem öldükten sonra Yeşilçam'a girmeden önce çok sıkıntılar çektim. Kahve köşelerinde hayatım geçti. Fotoğrafçılık yaptım' diye konuştu...
Birçok filmlerde rol aldığını en son Ali Avaz'ın '40 Bin Mark Alman Avrat' filmlerini oynadıktan sonra bir çöküş dönemine girdiğini ifade eden Şişko Nuri, 'Ben de artık unutulmaya yüz tuttuğum gibi şekillere girdim...
'Ben bir kenara mı itildim, perişan mı olacağım, ne olacak?' diye düşüncelere kapıldım. Bu sıkıntılarla Samsun'a geldim...
Benim en büyük idealim ölmeden önce Kurtlar Vadisi'nde oynamak. Filmin yapımcısı Raci Şaşmaz'a buradan sesleniyorum, ben ölmedim. Bir sanatçı olarak Kurtlar Vadisi'nde güzel bir rol almak istiyorum...
Nam-ı diyar Mazlum'u yani Yadigar Ejder'i tanımayanımız yoktur.
Gerçek adı Yadigar Kuzu'di. Arkadaşlarının deyimiyle "Ayı Yadigar"
21 yıl önce 14 Ocak 1992'de Taksim Parkı'nda sabah temizliği yapan çöpçüler, bir bankın üzerinde donarak ölmüş dev bir adamın cesedini buldular.
Soğuktan kaskatı kesilmiş bulunan bu beden bir aktöre aitti.
Üstelik bine yakın filmde rol almış, fizik olarak Yeşilçam'da benzeri bulunmayan bir oyuncuya, Yadigar Ejder'e...
1000 film çevirmişti ama cebinde 5 parası yoktu.
Kirasını ödeyemediği için, evinden çıkarılmıştı. Belli ki, o soğuk gecede sığınabilecek tek bir dost kapısı da yoktu.
Taksim Parkı'ndaki bir bankta kendisini bekleyen Azrail'in kollarına uzanıverdi, çaresizce.
Kemal Sunal'ın neredeyse bütün filmlerinde rol almıştır.
İşte zirveden yere çakılan diğer hayatlar...
Bir dönem ünlü şarkıcılarla birlikte sahneye çıkan perküsyon sanatçısı 61 yaşındaki Mehmet İdiç'in yaşamı Mersin'de drama dönüştü.
İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur ve Kibariye ile birlikte aynı sahnede perküsyon çalan Mehmet İdiç, vücudunun sol tarafı felçli olan kardeşi Ahmet İdiç'le ilgilenmek için 15 yıl önce mesleği bırakmak zorunda kaldı. Kardeşi gibi hiç evlenmeyen ve geçinmek için inşaatlarda bekçilik yapan Mehmet İdiç'in sağ ayağındaki yara kangrene dönüştü.
Kaldırıldığı hastanede sağ ayağı diz altından kesilen Mehmet İdiç, taburcu olduktan sonra felçli kardeşiyle birlikte Merkez Akdeniz İlçesi Bahçe Mahallesi 4510 Sokak'ta terk edilmiş bir evde sefalet içinde yaşamaya başladı. Zaman zaman farelerin gezdiği, elektriği, suyu olmayan, yağmur yağdığında damlayan evde sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veren Mehmet İdiç'in hali yürek sızlattı.
Yatağa mahkum olan Mehmet İdiç, gidecek yerleri olmadığı için buraya yerleştiklerini belirterek şunları söyledi, "Daha önce çalıştığım inşaatlarda kalabiliyordum. Ama şimdi, her türlü haşerenin yuva yaptığı yerde, yatağa mahkum olarak öleceğim günü bekliyorum. Benim burada kaldığımı görenler zaman zaman yiyecek bir şeyler getiriyor. Birileri bir şey getirirse karnım doyuyor. Yoksa o gün öyle geçiyor. Bazen de ayağımın tedavisine yardım ediyorlar. Tek dileğim engelli kardeşimle birlikte bir huzurevine yerleşebilmek. İlgililerden bu konuda yardım istiyorum. Bari ömrümüzün son günlerinde rahat edelim."
Girdiği bunalımdan bir türlü çıkamayan Engin, kendini tamamen alkolün yarattığı 'yalancı' mutluluğa bıraktı. Akli dengesini yitirdi ve artık sokaklara düşmüştü.
Yeşilçam'ın "kral ünvanlı" oyuncusu Mesut Engin 58 yaşında yaşamını yitirdi. Yeşilçam'ın "kral" lakaplı jönü Engin, ismi gibi Mesut bir hayat süremese de bu hayattan göçmüş diğer sinema yıldızları gibi hayallarimizde yer bulacak: "1973 Ses Dergisi Yarışması birincisi, genç kızların yeni gözdesi"
Onun öyküsünü bir film olsa belki de milyonlarca kişiyi salonlara çeker ve gözyaşlarına boğardı. Küçücük yaşında keşfedilip sinemaya adım attı, adını tarihe "efsane dansöz" olarak yazdırdı.
Henüz 14 yaşındayken annesiyle gittiği film setinde keşfedilmişti Özcan Tekgül. Türkiye'nin önemli pavyonlarında sahneye çıktı. Bununla da kalmadı Ortadoğu ülkelerinde dans etti. 1954 tarihli Çalsın Kızlar, Oynasın Kızlar ile ilk oyunculuk deneyimini yaşadı
Döneminin magazin basınının peşinde koştuğu ünlülerden biriydi Tekgül. Güzelliğini sergileyen fotoğrafları ile erkeklerin başını döndürdü.1980 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kendisine Onur Belgesi verilmesi,tartışmalara yol açtı
Sonra devir değişti. Tekgül yavaşça köşesine çekildi. Artık onu ne arayan vardı ne soran
Hiç evlenmemiş, yuva kurmamıştı. Bu yüzden babasından kalan maaş ile geçinmeye çalıştı
Hatta baba yadigarı evi satıp kıt kanaat yaşamaya başladı
Ondan geriye Yaşlı Gözler, Garipler Adası, Basmacı Güzeli, Kadifeden Kesesi, Hicran Yarası, Çadır Gülü'nün de bulunduğu çok sayıda film kaldı. Bir de trajik bir yaşam öyküsü
Tekgül'ün ölümünden sonra onun adına sevindirici olan haber ise aktör Halil Ergün'den geldi.
"Zamanında büyük bir hayranlıkla izlemiştim" dediği Tekgül'ün mezarını yaptırma sözü verdi Ergün
Ondan geriye Yaşlı Gözler, Garipler Adası, Basmacı Güzeli, Kadifeden Kesesi, Hicran Yarası, Çadır Gülü'nün de bulunduğu çok sayıda film kaldı. Bir de trajik bir yaşam öyküsü
Tekgül'ün ölümünden sonra onun adına sevindirici olan haber ise aktör Halil Ergün'den geldi.
"Zamanında büyük bir hayranlıkla izlemiştim" dediği Tekgül'ün mezarını yaptırma sözü verdi Ergün
Bir dönem herkesi peşinden koşturan Yeşilçam yıldızlarının ışıltılı yaşamları hiç ummadıkları talihsizlikler sonucunda birer drama dönüştü. Yeşilçam'ın trajik öykülerinden birinin kahramanı da Serpil Örümcer. 1967'de Milliyet'in düzenlediği güzellik yarışmasında birinci olduğunda henüz 14 yaşındaydı Örümcer.
Bacaklarının güzelliğiyle dikkat çeken ve "Bayan Bacak" olarak anılan Örümcer, bir yıl mankenlik yaptı. Bu sırada unutulmaz Samanyolu şarkısıyla zirvede bulunan, dönemin ünlü sanatçısı Berkant'la tanıştı. Bir süre sonra onunla evlendi.
Ama bir süre sonra Berkant'ı terk etti. Artık öylesine ünlüydü ki... Ayakkabısından rakı içen bile vardı. Örümcer iki evlilik daha yaptı. Cengiz Kartal'la 1989-1990 yılları arasında süren evliliği bittiğinde neyi var neyi yok satmıştı. Batman'da gayriresmi 4 eşi ve 11 çocuğu bulunduğunu sonradan öğrendiği işadamı Hasan Ölük'le yaptığı üçüncü evlilik, Örümcer'e göre hayatının ikinci büyük hatasıydı.
Bir günlük konser için gittiği Batman'da 10 gün kalınca tanıştığı Hasan Ölük, evlendikten sonra işkenceye başladı. Raporlar alıp mahkemelerde günler geçiren Serpil Örümcer, bu evlilikten güçlükle kurtuldu.
Ancak artık, yaşamını süsleyen neon ışıklarının yerini, çöpleri aydınlatan sokak lambaları almıştı. Çöplerden topladığı káğıt ürünlerini satarak geçimini sağlıyordu. Örümcer kızı Fulya ve torunlarıyla Küçükçekmece'de yaşıyor. Örümcer için geçtiğimiz aylarda Bakırköy Belediyesi ve Bakırköy Gönüllü Çevreciler Sosyal Yardımlaşma Derneği bir gece düzenledi. Amaç Örümcer'in bir ev sahibi olmasını sağlamaktı.
Tiyatro ve sinema oyuncusu, şarkıcı Deniz Akbulut, oyunculuğa Nejat Uygur Tiyatrosu'nda başladı.
50'nin üzerinde film çeviren ve sesiyle de halkın sevgisini kazanan İstanbullu sanatçı, film setinde geçirdiği bir kaza sonunda 1996'da gözlerini kaybetti.
Dört yıl önce kocası tarafından terk edildi. Akbulut, şimdi kaderiyle baş başa, köşesinde ilgi bekliyor.
1944 Kıbrıs Lefkoşa doğumlu olan Feri Cansel kariyerinin en parlak dönemini 1974 ile 78 arasında yaşadı. Türkiye'ye geldikten sonra, daha kolay iş bulabilmek için bir apartman görevlisi ile bir formalite evliliği yaptı.
1960'lı yıllar ve 1970'li yıllarda günün koşullarına uygun piyasa filmlerinde rol aldıktan sonra, ismini 1970'lerde erotik filmlerle duyurdu.
Erkeksi tavırları, küfrün eksik olmadığı konuşma tarzı ile "Kasımpaşalı Emmanuelle" olarak lanse edildi. Cansel, 2 Eylül 1983 günü nişanlısı tarafından öldürüldü.
Yeşilçam'da birçok filme sesini veren ses sanatçısı Sevim Şengül, 1938'de İstanbul'da doğdu.
Özellikle 60'lı yıllarda İstanbul sahnelerinde fırtına gibi esti. Türk müziği ve fantezi türü şarkılarla çok sevildi. 'Bar Kızı', 'Bana Derler Fosforlu', 'Veda Busesi' gibi filmlerde Türkan Şoray'ın okuduğu şarkılara sesini verdi.
Ama yoksulluk uçurumuna düşen ünlüler gibi, önce işini, sonra sağlığını yitirdi. Son günlerini hayranlarından birinin evine sığınarak geçirdi. En son Bursa Devlet Hastanesi morgunda yapayalnız kaldı. 1999'un ağustos ayında birkaç yakını tarafından toprağa verildi.
Sezercik Aslan Parçası, Sezercik Yavrum Benim, Sezercik Küçük Mücahit gibi filmlerin kocaman gözlü, dağınık perçemli sevimli oyuncusu Sezer İnanoğlu babası yapımcı Berker İnanoğlu sayesinde sinemaya adım attı. Genellikle Kemaletin Tuğcu'nun kahramanlarını anımsatan anne- baba sevgisinden uzak çocukları canlandırarak seyirciyi 'bal telinden' vurdu.
Ama dönemin sinemaseverlerinin gönlünde 1974 Kıbrıs çıkarmasını konu alan Sezercik Küçük Mücahit filmindeki rolüyle taht kuran Sezercik'in hayatı yetişkinliği döneminde çok farklı bir yola girdi. Bir kaç filmin yapımcılığını üstlendiyse de sinemada eski parlak günlerine bir türlü dönemedi.Eşinin intiharı ise onun hayatında farklı bir dönüm noktası oldu
Sezer İnanoğlu ya da pek çok kişinin hafızalarındaki adıyla Sezercik daha sonra polisiye olaylarla gündeme geldi. Önce evinde uyuşturucu bulundu. Ardından polisle çatışmaya girdi. Evinde ve ofisinde aüeşli silahlar bulundu.Eski Türk filmlerinin o masum yüzlü çocuğu Hollywood aksiyonlarındaki kötü adama dönüştü .
Hayatı fırtınalarla geçen, figüranlıktan zirveye ulaşan Cahide Sonku, bastığı yerlere halı serilen, ayakkabısından şampanya içilen sinemamızın ilk starıydı
Sonku, tiyatro ve sinema dünyamızın en güzel ama en kötü kaderli yıldızı oldu.
Parasının kıymetini bilmedi, har vurup harman savurdu. Ve buna alkol tutkusu da eklenince sonunda sokaklarda kalacak kadar göz yaşartan bir yoksulluğun pençesine düştü. Cahide, 18 Mart 1981'de, bugün Pera Palas'ın karşısında olan ve yıllar sonra onun anısına açılan 'Cahide's Restoran'ın bulunduğu yerde kör kütük sarhoş hayata veda etti. Öldüğünde 65 yaşındaydı.
1950'lerde ve 60'ların başında Türk sinemasında fırtına gibi esen komedyen karakter oyuncusu Suphi Kaner, çeşitli sorunlarla iç içe yaşarken, aşırı duyarlı kişiliği nedeniyle alkole bağımlı oldu.
Alkol yüzünden dönemin Prodüktör Cemiyeti ortak karar alarak ona kimsenin iş vermemesini sağladı. Düştüğü yoksulluk ve bunalım çukurunda daha fazla duramadı ve 1963 Ağustos'unda intihar ederek hayata veda etti. Öldüğünde cebinde 15 lirası vardı. Daktilo makinesi de 50 liraya rehindeydi.
1925'de Diyarbakır'da doğan Sami Hazinses, ilkokuldan sonra çalışmak için İstanbul'a geldi.
1953'de Mahir Canova'nın yönettiği 'Kara Davut' filmindeki rolle sinemaya başladı.
Sonraki yıllarda çevirdiği filmlerle rolleri büyüyen Hazinses, Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başardı. Hazinses, oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmaları da yaptı. Son yıllarında sefaletin kucağında olan sanatçı, Göztepe Semiha Şakir Huzurevi'ndeydi. 2002'nin ağustos ayında hayata gözlerini yalnızlık içinde yumdu.
15 Mayıs 1944'te Mersin'de dünyaya gelen Işın'ın filmlere konu olacak bir yaşam öyküsü var. Küçük yaşta ailesini yitirince akrabalarının yanında kalan Işın sinemayla Adana'ya çekim için giden bir film ekibi sayesinde tanıştı. Gördüklerinen etkilenince film yıldızı olmak için 1958 yılında İstanbul'a geldi. Hem de yaya olarak. Henüz 15 yaşında olan Işın, soluğu Beyoğlu'nda bir otelde aldı. İstanbul'a gelişinin hemen ertesi gün bir film şirketinin kapısında bekleyip sete giden bir minibüse gizlice bindi. Bu deneyim onun sinemanın büyüsüne iyice kapılmasına yol açtı. 1968 yılında Türkiye'de ilk yerli fotoromanı yayınlayan Birol Işın, Elziliş ve Diriliş gibi filmleri yönetti.
Işın'ın trajedisi aslında yıllar önce başladı. Oğlu Finlandiya'ya kızı da Almanya'ya yerleşen Işın eşinden de ayrılınca bunalıma girdi Ekonomik durumu da kötüye giden Işın 2005 kışında sokakta donmak üzereyken bulundu. Ona Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü'nün sahip çıktı.2007'de Yaşam Evleri projesi kapsamında Beyoğlu Sururi Mahallesi'ndeki bir apartmanın giriş katındaki evine yerleştirildi. Kızı arayıp bulamayınca polise haber verdi ve cesedi bulundu.Cenazesine kızı oğlu ve Darülaceze görevlileri dışında hiç kimse katılmadı.
Yönetmen Kemal İnci'nin kardeşi olan Bilal İnci, çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sinemaya yöneldi
Bir Türk'e Gönül Verdim, Alageyik, Büyük Yemin, Beyaz Mendil gibi filmlerde oynadı.
Deli Yürek, Fahri Baba, Berivan, Yusuf, Ayışığı Neredesin, Kayıt Dışı İnci'nin rol aldığı TV dizileri. Bir Türk'e Gönül Verdim adlı filmdeki rolüyle 2. Adana Altın Koza Film Festivali'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü kazanan İnci, 2005 yılında Beyoğlu'nda kaldığı otel odasında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti.
İlkokulu bitirdikten sonra kunduracılık, dökümcülük, kuyumculuk gibi değişik işlerde çalıştı. Sinemaya 1953 yılında Köyün Çocuğu adlı filmle adım atan Hamzaoğlu, ilk başrolünü 1961 yılında oynadı
1969 Adana Altın Koza Film Festivali, 1970 Antalya Altın Portakal Film Festivali, 1991 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazandı. 1999 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü'nün sahibi oldu.
1999'da Marmara Bölgesi'ni yerle bir eden depremde evini kaybetti. 2000 yılındaki ölümünden önce TV ekranlarında göründüğünde eski halinden eser yoktu. Hastalık yüzünden zayıflayıp tanınmaz hale gelmişti. Yeşilçam'da kendisi gibi karakter oyuncusu olan pek çok meslektaşının kaderini paylaşıp yapayalnız ve yardıma muhtaç bir şekilde hayata veda etti.
Sinemaya 1946 yılında başlayan Kazım Kartal, kamera karşısına en çok 'kötü adam' rolüyle geçen aktörlerden biri. Bine yakın filmde yan rollerde yer alan Kartal, iki tane de senaryo kaleme aldı. 1970'li yıllarda seks filmleri furyasında da kamera karşısına geçen Kartal bunun nedenini de şöyle anlatmıştı: "Parasız kaldığım dönemlerde bakkaldan veresiye alışveriş bile yapamayıp, alay konusu olmak canıma tak demişti, mecburdum".
ÇASOD üyesi olan sanatçı, 2003 yılında bir dizi filmin çekimi için gittiği Erzurum'da rahatsızlanıp İstanbul'a dönmesinden kısa bir süre sonra kalp krizi neden yaşamını yitirdi.
Siyah- beyaz Yeşilçam filmlerinde kimi zaman sokaklarda yankesicilik yaptı, kimi zaman Filiz Akın ablasına elinde darbukasıyla eşlik eden bir çingene oldu. Bazen de Ediz Hun'a "size baba diyebilir miyim amca" deyip mavi gözlerinden boncuk gibi yaşlar akıttı.
Filmlerdeki değişmez rol arkadaşı ve gerçek hayattaki kuzeni Zeynep Değirmencioğlu'nun (Ayşecik) babası senarist Hamdi Değirmencioğlu onu Ses dergisinin çocuk yıldız yarışmasına sokmasaydı belki de hayatı çok farklı bir şekilde ilerleyecekti. Yarışmada birinci değil ikinci oldu ama yine de Yeşilçam kapıları onun için ardına kadar açıldı.
1959 doğumlu Ömercik ya da gerçek adıyla Ömer Dönmez, 4 yaşında kamera karşısına geçti. 60'lı ve 70'li yıllarda 40'a yakın filmde oynadı. Ama pek çok çocuk yıldızın kaderinden farklı olmadı onunki de. Büyüdükçe popülerliğini kaybetti. 17 yaşındayken geçirdiği talihsiz bir kaza nedeniyle de sol gözünü. Kısacası onun için "film bitti". Sonra bir süre büfecilik, taksicilik yaptı. Zeynep Değirmencioğlu'nun emlak ofisinde çalıştı. Şimdi 50'li yaşlarına merdiven dayayan Ömercik, İkinci Bahar dizisinde bir kuruyemişçiyi canlandırdı. Artık, eski parlak günlerinin çok uzağında bir yaşam sürdürüyor.
Yazı Boyutu
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
REKLAM advertisement3ndparty