Sarımsak yemek sizi daha çekici yapabilir mi?
Dün öğlen üç arkadaş döner yemek için yola koyulduk! Macellan gibi dünyanın etrafını dolaşmak ya da Juan Ponce De Leon gibi Gençlik Pınarı’nı bulmak için destansı bir yolculuğa çıktığımız söylemek isterdim ama hayır, biz dümdüz döner yemek için İstiklal Caddesi’ni boydan boya kat ettik…
Yemek için uzun yolculuklara çıkan arkadaşlarım var. Lezzet peşinde dağları, ovaları, nehirleri geçip, 1.5 porsiyon köfte yedikten sonra dönüyorlar. Ben onlardan olmadım hiç. Yemek yemeyi severim ama yemek için Evliya Çelebi gibi diyar diyar gezmek pek benlik değil! Neyse bugün bahsetmek istediğim şey Lezzetin Indiana Jonesları değil; konum ‘Yemek ve koku!’
Sosyal medyanın lezzet kadar etkileşimin tadına doyamayan ne kadar ‘influncer’ı varsa bir şekil kapısından geçtiği bir büfede 150’şer gramlık dönerlerimizi sipariş ederken garson, “Soğan olsun mu?” diye sordu. Öğle vakti soğanlı bir şeyler yiyip sonra yazı işlerinde kokumla el ele dolaşmak istemediğim için, “Yok kalsın” dedim. Garson ısrar etti: “Biz soğanlı tavsiye ediyoruz ama, taze yeşil soğanlı!”
Yeşil soğanlı döner dürüm yemediğimi fark ettim birden ve garsonun ‘baştan çıkarıcı’ ısrarı üzerine “Aman kokacaksa da koksun” diyerek bol soğanlı bir döner dürüm söyledim. Bunlar BBC’deki ‘Kokunuzu daha çekici hale getiren yiyecekler’ başlıklı haberi okumadan önceydi. Her birimizin parmak izi gibi benzersiz bir koku profili olduğunu, dışa dönüklük, nevrotiklik gibi kişilik özelliklerimizden ruh halimize ve sağlığımıza kadar her şeyin koku alma şeklimizi etkilediğine yönelik bir bilimse çalışma yapıldığını da o yazıda öğrendim.
İskoçya'daki Stirling Üniversitesi'nde sosyal psikoloji profesörü olan Craig Roberts, "Son birkaç on yıl, kokunun genlerimiz, hormonlarımız, sağlığımız ve hijyenimiz tarafından şekillendirildiğini ortaya koydu...” diyor.
Yediğimiz yiyecekler, koku alma şeklimiz üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu söylüyor bilim insanları. Bir araştırma grubuna göre, bu sadece genel kokumuzu değil, aynı zamanda başkalarına ne kadar çekici göründüğümüz de dahil olmak üzere nasıl algılandığımızı da etkiliyormuş. New York Eyalet Üniversitesi’nden Lina Begdache, biyolojik düzeyde yiyeceklerin vücut kokumuzu iki ana yoldan etkilediğini söylüyor: Bağırsaklarımız ve cildimiz!
Yiyeceklerimizi sindirirken, bakteriler bağırsaklarımızda metabolize etmek için çalıştığını belirtiyor Begdache. Gıda kimyasalları ve bakteriler arasındaki bu etkileşimlerin bazılarının, yiyeceklerin vücutta uçucu moleküller olan gazlar açığa çıkardığını söylüyor. Bu durum, özellikle ne yediğimize bağlı olarak kötü nefes kokusuna neden olabilirmiş.
Yapılan araştırmalar, dünya çapında yetişkinlerin yaklaşık üçte birinin bir tür halitozdan (kronik ağız kokusu) muzdarip olduğunu gösteriyormuş. Bunun sindirimin yanı sıra başka nedenleri olduğunu kaydediyor Lina Begdache.
Cildimiz konusu ise şöyle: Yiyeceklerimizdeki kimyasal bileşenler metabolize edildikten sonra kan dolaşımına ve vücudun birçok dokusuna da taşınıyormuş. Bazıları ter yoluyla cilde geçip orada cilt bakterileriyle etkileşime girerek koku oluşturuyormuş. (Terin kendisi kokusuzmuş terin kötü kokmasını sağlayan, terde çoğalan cilt bakterileriymiş.)
Farklı yiyecekler, farklı aşamalarda devreye giren ve farklı seviyelerde kokuya neden olan çeşitli kimyasal bileşikler içeriyormuş. Ancak en keskin sonuçlara sahip yiyeceklerin neredeyse her zaman ortak bir suçlusu varmış: kükürt. Şaşırtıcı bir şekilde, bazı çalışmalar bu kokulu bileşiklerin bizi daha çekici hale getirme gibi beklenmedik bir etkiye sahip olabileceğini öne sürüyor!
Brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar sağlıklı sebzeler olabilir ancak bunlar, genellikle çürüyen yumurta kokusunu anımsatan kükürtlü bileşiklerle doluymuş. Beslenme terapisti Kerry Beeson'a göre, bu bileşikler kan dolaşımına karışıp cilt bakterileriyle etkileşime girdiğinde, teriniz keskin koku yayabilir.
Sarımsak ve soğan gibi yiyecekler de turpgillerdeki gibi aynı sebepten dolayı terimizin ve nefesimizin kokusunu etkileyebiliyormuş... Ancak şaşırtıcı bir şekilde, araştırmalar sarımsağın insanların nefesini kötü kokutmasına rağmen, koltuk altı terlemesini daha çekici hale getirdiğini gösteriyormuş.
Bir araştırmada bilim insanları, 42 erkeğe 12 saat boyunca terlerini toplayan koltuk altı pedleri taktırmış. Deneklerden bazıları az miktarda sarımsak yerken, bazıları bolca sarımsak yedi ve bazıları da sarımsak takviyesi almış. Ardından, 82 kadın bu pedlerden toplanan kokuyu öznel olarak hoşluk, çekicilik, erkeksilik ve yoğunluk puanlarına göre değerlendirmiş. Az sarımsak tüketen erkekler kadınları pek etkilemezken çok sarımsak yiyenler çok seksi olarak algılanmışı. Takviye alanların da daha çekici olduğu görülmüş.
Denyi yapan Çek Cumhuriyeti Charles Üniversitesi'nde Jan Havlíček, "Gerçekten şaşırdığımız için bu çalışmayı üç kez tekrarladık," diyor. Sarımsağın erkekleri daha çekici göstermesinin nedeninin, insan sağlığını iyileştiren antioksidan ve antimikrobiyal özelliklere sahip olması olduğunu düşünüyor Havlíček.
Daha fazla meyve ve sebze tüketmek de daha çekici bir kokmamıza neden olabilirmiş. 2017 yılında Avustralya'da yapılan bir araştırma, daha fazla meyve ve sebze tüketen erkeklerin daha iyi koktuklarını, yani daha meyvemsi, çiçeksi ve tatlı olduklarını ortaya koymuş! Çalışmada ayrıca, ilginç bir şekilde, insanların yüzlerini derecelendirildiğinde, havuç, balkabağı, domates, papaya ve diğer sebzelerden elde edilen karotenoid molekülü açısından zengin, biraz sarı ten renginin de daha çekici bulunduğunu belirtiyor bilim insanları. Ancak aynı çalışma, az miktarda yağ, et, yumurta ve tofu tüketen kişilerin daha hoş kokulu tere sahip olduğunu da öne sürüyor. Karbonhidrat ağırlıklı diyetler ise en az çekici kokuya sahip olanlarmış.
Jan Havlíček'in ekibi tarafından 2006 yılında yetişkin erkekler üzerinde yapılan bir başka çalışma, etin bizi daha çekici kılıp kılmadığı konusunda fikir veriyor. Bilim insanları, iki hafta boyunca etli veya etsiz beslenen 30 erkeği incelemiş bu çalışmada. Kadınlar kokularını hoşluk, çekicilik, erkeksilik ve yoğunluk açısından değerlendirmiş. Etsiz beslenen erkeklerin kokuları ortalama olarak daha çekici, daha hoş ve daha az yoğun olarak değerlendirilmiş. Havlíček, "Et yiyenlerin kokularının, et yemeyenlere göre biraz daha kötü olduğunu gördük" diyor. Bunun beklediği bir şey olmadığını belirtiyor...
Alkol susuz bıraktığı ve tükürük akışını azalttığı için, ağızda daha fazla bakterinin bulunmasına ve kötü nefes kokusunun devam etmesine neden oluyormuş. Bir araştırmada, 235 kişiden günlük alkol tüketenlerin ağız kokusundan şikayet etme olasılığının yüksek olduğu ve nefeslerinde daha yüksek konsantrasyonlarda uçucu kükürt bileşikleri bulunduğu tespit edilmiş.
Kahve ve çayda bulunan kafein ise, koltuk altı ve kasık gibi bölgelerde ter üretiminden sorumlu olan apokrin bezlerini uyarabiliyormuş. Bilim insanları, bu artan ter üretiminin bakterilerin çoğalması için daha elverişli bir ortam yaratabileceğini ve potansiyel olarak daha güçlü bir vücut kokusuna yol açabileceğini söylüyor. Ancak kafeinin vücut kokusunu etkileyip etkilemediğine dair bir veri yok!
Yiyecekler ve koku üzerine bu kadar çok araştırma yapıldığını hiç düşünmemiştim. BBC’de Sofya Ouaglia imzalı haberi okurken tek düşündüğüm, taze yeşil soğanlı dönerin lezzeti ve en kısa sürede bir porsiyon daha yemek istediğimdi...
- Siz de hayatın anlamanı 'koşarak' arayanlardan mısınız?11 dakika önce
- En büyük mucize yaşlanmak mı?12 dakika önce
- Başarı için şans mı önemli çok çalışmak mı? İşte bütün mesele bu!25 dakika önce
- Acı biber yemenin hayattan tat almakla ne alakası var?1 saat önce
- Sağlık için sanat eserlerinin önemi ne?18 dakika önce
- Siz de 'Ekran Apnesi' mağduru musunuz?44 dakika önce
- Oyunculuk kutsal bir iş mi? Anthony Hopkins'e göre değil!40 dakika önce
- İcat edildiği günden beri tasarımı değişmeyen şeyler bile artık değişiyor1 saat önce
- 'Yalan Kütüphanesi' ne kadar gerçek?19 saat önce
- Konsere geç başlamak sanatçılığın şanından mı?4 hafta önce