Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik "Ben olsam istifa ederdim"

        Mehmet Sağlam Bloomberg HT'de Gülin Yıldırımkaya'ya konuştu:

        ÖSYM’nin düzenlediği sınavlarda meydana gelen skandalların ardından ÖSYM Başkanı istifa etti. Sizce YÖK Başkanı da görevinden istifa etmeli miydi? YÖK Başkanı’nın sınav skandallarında herhangi bir sorumluluğu yok mu?

        Tabii ki YÖK Başkanı’nın bu konu ile ilgili sorumluluğu var. Çünkü ÖSYM, YÖK’ün şemsiyesi altında gelişerek güven kazanan bir kurum haline geldi. Sebebi şu veya bu şekilde bir siyasi otoriteye değil de, doğrudan doğruya tamamen özerk bir kurum olan YÖK’ün emrinde çalışması ile bu hale geldi. ÖSYM’nin başkanı dahil bütün personelini YÖK atar. Dolayısıyla otuz senelik mazisinde güvenilirliği hiçbir zaman tartışmaya açık olmayan bir kurumdu, o yüzden de birçok kamu kurumu sınavlarını ona yaptırırdı. Ama son zamanlarda şöyle bir iki mazereti var: Daha doğrusu mazur görülebilecek bir iki gerekçesi var. Bu kurum aslında doğrudan doğruya üniversite giriş sınavı için organize edilmiş bir kurumdur. Üniversite sınavları da, ya sene de bir ya da iki kere yapılan sınavlardır. Geçen yıl ilk defa bu sınav dört beş ayrı günde dört beş aşamalı yapılmaya başlandı. KPSS sınavını da ÖSYM yapıyor. Bütün kamu personelinin kadroya geçişlerini sağlayan sınavı bu kurum yapıyor. Bence YÖK kurumu yanlış yaparak bir takım başka sınavları da, yani kendi merkezi otoritesini temin için ALES, ÜDS vb. gibi asistanlığa girişte yeni sınavlar icat etti. Bence bunları üniversiteler yapabilir ki eskiden üniversiteler yapardı. Bu sınavlar da şimdi ÖSYM’ye yüklendi. Eskisine göre dört beş kat daha fazla iş yüklendi. Diyeceksiniz ki: ‘Eğer fazla iş yüklendiyse, bu işi yükleyenlerin bu kurumun kadrolarını da güncellemeleri lazımdı’ Eğer organizasyon yapısında bir takım güncellemeler yapması gerekiyorsa YÖK’ün kabahati burada başlıyor. Çünkü üniversite giriş sınavını üç dört yıldır tartışan ve sonunda da o sınavı uygulamaya koyan YÖK. Peki bunu dört beş aşamada yapacağına göre kuruma yüklediğimiz yüke karşılık, bunun organizasyon kısmında neler yaptık, nasıl bir takviyede bulunduk, uzman personele mi ihtiyacı var? Yanılmıyorsam geçen yıl ÖSYM’den YÖK bütçesine seksen milyon lira aktarıldı. ÖSYM para kazanan bir kurum, çünkü bütün sınavları paralı yapıyor. Deniyor ki ‘ÖSYM Başkanı ilave üç yüz lira alıyormuş, almasın daha fazla verin, kadrosu yokmuş kadro isteyin.’ Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bu kadar sınavı bu kuruma yüklerken bir tek başkan kadrosu vermekten aciz mi? Bunlar konuşulacak şeyler değil. Dolayısıyla hataları var. Bir an önce bu kurumu eski prestijine kavuşturacak bir çalışma yapılmalıdır.

        YÖK Başkanı siz olsaydınız görevinizden istifa eder miydiniz?

        Ben her şeyden evvel bu duruma düşmezdim diye düşünüyorum. Üç buçuk dört yıllık YÖK Başkanlığımda çok yenilik yaptım. Görev süremde bir kere öğrenci miktarı %100 arttı, yeni üniversiteler açıldı. Ben biraz da yönetim hocasıyım, profesör olarak alanım yönetim ve organizasyon dolayısıyla bu duruma düşeceğimi sanmıyorum ama bu duruma düşseydim istifa ederdim.

        Başkanın da bu skandallarda ciddi sorumlulukları ve hataları var diye de

        bakmak lazım?

        Tabii olaya buradan da bakmak gerekir, fakat oluşumuna da bakmak gerekir. Anayasada yüksek öğretimle ilgili iki madde var. 131. madde YÖK üyelerinin atanması ile ilgili bir cümle vardır: ‘YÖK üyesi, tercihen rektörlük yapmış, başarılı üniversite profesörleri arasından seçilir.’

        Şu anda da üyeler bu kriterlerden seçilmiş üyeler değil mi? Hayır, ne YÖK Başkanı ne yardımcıları rektörlük yapmış değiller, dekanlık da yapmış değiller ki bu çok önemli. Siz rektörleri yöneteceksiniz ama dekanlık bile yapmamış olacaksınız! En azından daha dikkatli davranılabilirdi. Bu başka şeye benzemez. Kitaptan öğrenilemeyecek şeyler de vardır. Tüm bunlardan kaynaklı bir takım eksiklikler olmuştur.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ