"Doğu Marmara'nın can damarı" Sapanca Gölü kuraklık nedeniyle tehdit altında
Son 65 yılın en kurak dönemini yaşayan Sapanca Gölü'nde su seviyesi kritik eşiği aşarak 28,54 metreye indi. 2023'ten bu yana kıyılarda 15-20 metreye varan su çekilmeleri yaşanıyor. Son 2 yılda yaşanan su kaybı Sakarya'nın 1 yıllık su tüketimine eş değer.
Sakarya ve Kocaeli'nin su ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Sapanca Gölü'nde su kotu tarihinin en düşük seviyesi olan 28,54 metreye geriledi.
Anadolu Ajansının (AA) "Sapanca Gölü Alarm Veriyor" başlıklı haber dosyasının ilk bölümünde, göldeki su seviyesinin durumu ve düşüşü önlemek üzere Sakarya'da kararlaştırılan tedbirler ele alındı.
Marmara Bölgesi'nin en önemli su kaynaklarından olan ve adını Sakarya'nın Sapanca ilçesinden alan göl, Arifiye ilçesinde başlayarak Kocaeli'nin Kartepe ilçesine uzanıyor.
Yüzölçümü 47 kilometrekare, en derin yeri ise 61 metre olan göl, özellikle güneyinden inen Karaçay, Kuruçay, Kurtköy, Mahmudiye, İstanbuldere, Karadere ve Kaymakçı derelerinden besleniyor.
Sapanca Gölü, tam kapasiteye ulaştığında fazla suyunu, doğu ucundan Çark Deresi aracılığıyla Sakarya Nehri'ne boşaltıyor.
SU KOTU TARİHİN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
En son 2014 yılında kuraklığın etkisiyle 29,64 metreye kadar inen göldeki su seviyesi, yıllar içinde etkili olan yağışlarla eski düzeyine geldi.
Yağışların ardından toparlanan ve 2023 Aralık'ta maksimum seviye olan 32,20 metreye yaklaşan gölün su kotu, son zamanlarda kuraklık nedeniyle düşüş eğilimi gösterdi.
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle azalan yağışlar, bilinçsiz sulama, kaçak kullanım ve diğer faktörlerden etkilenen birçok su kaynağı gibi Sapanca Gölü'nde de su seviyesi azaldı.
Geçen yılın başından beri su kaybeden Sapanca Gölü'nde seviye Aralık 2024'te 29,97 metre ölçüldü.
Bu yılın başındaki yağışlarla bir miktar artan su seviyesi nisanda 30,95 metreye yükseldi. Özellikle haziran, temmuz ve ağustosta "sıfır" yağış alan kentte gölün kotu, mayısta 30,86, haziranda 30,57, temmuzda 30,12, ağustosta 29,66, eylülde 29,30, ekimde 29,04 ve kasımda 28,56 metreye geriledi.
Gölün su kotu 15 Aralık itibarıyla 28,54 metre olarak kayıtlara geçti.
Sapanca Gölü'nün su kotunun tarihinin en düşük seviyesine gerilemesi ve kıyı kesimlerinden yaklaşık 50 metreye kadar çekilmelerin yaşanması sonucu kayıklar karaya oturdu, iskele bulunan alanlar susuz kaldı.
Sapanca Gölü'nün aynı açıdan çekilen eski ve yeni fotoğrafları, su kaybının boyutunu gözler önüne serdi.
SON 11 YILIN EN AZ YAĞIŞLI DÖNEMİ
Kente düşen yağış miktarının en önemli kaynaklar olan dereleri de etkilemesiyle Sapanca Gölü yeteri kadar beslenemedi.
Şehre 2014'te 948,8, 2015'te 1081,5, 2016'da 1027,3, 2017'de 790,6, 2018'de 909,8, 2019'da 798,2, 2020'de 659,2, 2021'de 894,5, 2022'de 630,6, 2023'de 990,5, 2024'de 585,1 ve bu yıl 474,7 kilogram/metrekare yağış düştü.
Bu yıl ise kent, ocakta 67,3, şubatta 83,1, martta 21,2, nisanda 29,4, mayısta 26,4, haziranda 3,4, temmuzda 0, ağustosta 13,2, eylülde 58,5, ekimde 130,2 ve kasımda 58,5 kilogram/metrekare yağış aldı.
TASARRUF TEDBİRLERİ ALINDI
Sakarya Valiliği İl Kuraklık Merkezince 17 Mart'ta içme suyunda sorun yaşanmaması için bazı kararlar alındı.
Bu kapsamda Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresinin (SASKİ) tasarruflu su kullanımını teşvik etmek amacıyla halkı bilgilendirme faaliyetleri yapması kararlaştırıldı.
İçme suyu isale hatlarında kayıp kaçak denetiminin artırılması, bahçe sulaması kapsamında talep edilen aboneliklerin verilmemesi, TÜPRAŞ'ın alternatif kaynaklardan su temin etmesi, gölden içme suyunun kontrollü gerçekleştirilmesi ve alternatif içme suyu kaynağı olarak düşünülen depolama tesislerinin ivedilikle yapılması gibi kararlar alındı.
Sapanca Gölü havzasından su tahsisi olan şişeleme su fabrikalarının kaynak noktalarında yüzde 30 can suyu bırakması için SASKİ ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca takip edilmesine karar verildi.
Ayrıca gölü besleyen kaynaklar ve derelerden şişeleme maksatlı mineralli sular ve doğal kaynak sularından SASKİ ve Devlet Su İşlerinin (DSİ) görüşü bulunmayan su kullanımlarının tespit edilmesi durumunda cezai yaptırımların ilgili kurumlarca uygulanması kararı alındı.
SASKİ tarafından 2023'ten bu yana yaşanan ve kentin yaklaşık 1 yıllık su tüketimine eş değer kayıp için su tasarrufu ve bilinçli tüketim seferberliği başlatıldı.
Şehrin geleceğini korumak için endüstri alanında kesintiler, park ve bahçe sulamalarının durdurulması, tarımsal faaliyetlerde içme suyu kullanımını önlemek için denetimlerin artırılması, turistik tesislerde bulunan veya süs niteliğinde olan havuzlara su verilmemesi, konut ve ticari aboneliklerde su tüketimi yüksek olanların takip edilmesi gibi tedbirlerin alınması kararlaştırıldı.
PROF. ATEŞ'TEN UYARI: CİDDİ BASKI ALTINDA
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asude Ateş, AA muhabirine, göldeki su varlığının azalan yağış ve artan sıcaklık, yükselen buharlaşma ve içme suyu, sanayi, tarım gibi alanlarda kullanılması nedeniyle ciddi bir baskı altında olduğunu söyledi.
Sapanca Gölü'nün Sakarya ve Kocaeli açısından hayati öneme sahip bir içme suyu kaynağı olduğunu anımsatan Ateş, "Dünya çapında çok iyi korunması gereken bir göle sahibiz. Burada yaklaşık 185 hektometreküp bir su bütçesi var. Bunun da yaklaşık 67,5 hektometreküpü Sakarya tarafından, 30 hektometreküpü Kocaeli tarafından kullanılıyor. Yani bu bütçenin yaklaşık 100 hektometreküp kısmı içme suyu kaynağı olarak kullanılıyor. Yağışların olmaması, diğer kaynakların doğru kullanılmaması gibi konulardan bahsedildiğinde, buradaki ekosistemin çok iyi korunabilmesi için ne yazık ki çok acil önlemlerin alınması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ateş, gölün kuzeyinden E5 otoyolu, güneyinden ise TEM otoyolu ve demiryolu geçmesi nedeniyle trafik kaynaklı kirlilik hususuna da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"BU GÖL TABANDAN BESLENİYOR BU YÜZDEN YERALTI SUYU ÇOK ÖNEMLİ"
Kış mevsiminde olunmasına rağmen gölde çok ciddi bir çekilme olduğuna işaret eden Ateş, "Bugünkü veriye göre kritik noktamız 28,54 metre. Bizim için kritik değer 29,4'tür ve biz bu değerin hep 30 metrelerin üstünde olmasını bekleriz. Ne yazık ki son 65 yılın en kurak mevsimini geçirdik. Buna bağlı olarak yağış miktarının azalması ve buharlaşmanın artmasıyla beraber bu değerlere eriştik." dedi.
Ateş, su seviyesinin kritik eşiğe ulaştığı bu gibi durumlarda içme suyu potansiyelinin önceliklendirilmesi gerektiğini, sanayi ve turizm gibi diğer kullanım alanlarının geri plana çekilmesi gerektiğini belirterek, tarımsal sulamada ise çiftçilerin salma sulama yerine damla sulama gibi verimli yöntemlere yönlendirilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Geçen sene beklenen kar yağışının gerçekleşmediğini hatırlatan Ateş, "Su rejimindeki ana rolü kar yağışı oluşturuyor. Karın salınımı çok daha uzun sürede gerçekleştiği için gölü besleme konusu önemli oluyor. Sapanca Gölü'nde su kütlesi olarak yaklaşık 47 kilometrekarelik bir alan görüyorsunuz. Havza yaklaşık 300 kilometrekare. Havza deyince tabi çok bütüncül bir yaklaşımla konuşmak lazım. Burayı besleyen temelde 8 tane dere var ve bu göl tabandan besleniyor bu yüzden yeraltı suyu çok önemli." ifadesini kullandı.
Son yıllarda turizm tesislerinin artmasıyla su tüketiminin de yükseldiğine dikkati çeken Ateş, bölgedeki tesisleri kuyu suyu kullandıklarını belirtse de bunun Sapanca Gölü'nü kullanmadıkları anlamına gelmediğini kaydetti.
"İLK DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN BURADAKİ SU BÜTÇESİNİN DAHA DOĞRU VE EN EFEKTİF DAĞILIMI"
Ateş, su bütçesinin göldeki canlı ekosisteminin devamlılığını sağlayacak su varlığını da kapsadığına işaret ederek, "Buranın yaşamına devam edebilmesi için maksimum 110-120 hektometreküp kullanım olması gerekir. Bunun 100'ü içme suyu bütçesi derseniz diğer kaynakların çekim miktarlarının nasıl olması gerektiği konusunda soru işaretleri oluşuyor. Belki de kısa sürede ilk düşünülmesi gereken konulardan biri buradaki su bütçesinin daha doğru ve en efektif dağılımı." dedi.
Gölün korunması için içme suyu dışındaki alanlarda daha radikal kararlar alınması ve yaptırımların artırılmasının faydalı olabileceğini belirten Ateş, öncelikle farklı illere kıyısı olan gölün su bütçesinin netleştirilmesini ve göl iyileşene kadar stratejik bir plan hazırlanmasını tavsiye etti.
Ateş, göl üzerinde en büyük baskıyı oluşturan içme suyu temininin alternatif su kaynaklarına yönelerek azaltılabileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin Ballıkaya Barajı ile ilgili bir projesi var. Bu proje sanırım şu anda şebeke boru ihalesi sürecinde. Çok güzel bir alternatif su kaynağı bulduk ama bunun bu göle ulaşması ya da buradaki baskıyı azaltması için en az 2 yıla ihtiyacımız var. O zaman bu göz bebeği kaynağımızı 2 yıl boyunca çok çok çok dikkat ederek korumak zorundayız. Çünkü bunun geri dönüşü yok. Yani eğer kayıp konusuna girerse şu anda kritik bir eşikteyiz. Eğer orası atlanırsa ne yazık ki göl ekosistemleri çok kolay geri döndürülecek ekosistemler değil."
Su yönetiminin sistemler üzerinden olduğu kadar bireysel kullanımlar açısından da önemli olduğunu vurgulayan Ateş, gelecek 100 yıl boyunca suyun çok stratejik bir kaynak olacağını ve bunun iyi yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.