Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Diğer Mali Genel Kurul başladı! - Futbol Haberleri

        Sheraton Otel'de yapılan genel kurulda, Divan Başkanlığına Prof. Dr. Mehmet Helvacı, Divan Başkan Vekilliğini Şekip Mosturoğlu, üyeliklere ise Hasan Yener ve Yusuf Kenan Yılmaz seçildi.

        UEFA Asbaşkanı Senes Erzik, Fenerbahçe kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, bazı milletvekilleri ile çok sayıda kulüp başkan ve yöneticisinin katılımıyla açılan genel kurul, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın söylenmesiyle başladı.

        Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, skorlara dayalı günlük başarılar için değil, meyveleri yıllar sonra alınabilecek uzun vadeli projeler için de aynı dikkati ve çabayı gösterdiklerini bildirdi.

        Mahmut Özgener, yaptığı konuşmada, 2009-2010 sezonunun hem TFF, hem de tüm futbol ailesi için ilginç ve çarpıcı gelişmelerin yaşandığını, yıllar sonra da hatırlanacak bir sezon olduğunu ifade etti.

        Türkiye'ye ve dünyaya bakıldığında son 20 yılda yaşanan süratli gelişim ışığında büyük bir hızla değişen ve her alanında yeniden yapılanan futbolun, Türkiye'de de sağlıklı bir şekilde büyümesi için TFF'nin aralıksız çalıştığını belirten Özgener, ''Bu çalışma ile hedeflenen kusursuz bir gelişim için birbirinden çok farklı görevleri aynı başarıyla yerine getirmemiz gerekiyor. Sadece skorlara dayalı günlük başarılar için değil, meyveleri yıllar sonra alınabilecek uzun vadeli projeler için de aynı dikkati ve çabayı gösteriyoruz'' diye konuştu.

        Özgener, Türkiye'de futbol faaliyetlerini yürütme, düzenleme ve denetlemenin, dünyadaki diğer futbol organizasyonlarıyla karşılaştırıldığında zorluk derecesinin yüksek bir görev olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

        ''FUTBOLUMUZUN BAZI KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI VAR''

        Türkiye'de futbolun ''bazı kötü alışkanlıklarının'' olduğunu söyleyen Özgener, ''Geçtiğimiz sezon sonu yaklaştıkça yine açıklamalar birbirini kovaladı, belirli maçlar etrafında gerilim fırtınaları yaratıldı. Türkiye Futbol Federasyonu olarak belirli anlarda müdahale etmek zorunda kaldık. Bu müdahaleler zaman zaman yanlış yorumlandı. Taraflı olmakla suçlanarak ağır ithamlarla karşı karşıya bırakıldık'' dedi.

        Yaşananları, TFF Yönetim Kurulu sıfatıyla göreve talip olduklarında göze aldıklarını, yaşanacağını tahmin ettikleri şeyler olduğunu ifade eden Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Liglerimizde bazı davranış biçimlerinin artık klasikleştiğini biliyor, kemikleşen bazı alışkanlıkların bir-iki yıl içinde tümden değişmesini zaten beklemiyorduk. Tüm yaşananlara rağmen bize yasalarla verilen görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştık. Birçok radikal kararlarla, sorunsuz ve kamuoyundaki soru işaretlerini silecek icraatlarda bulunduk.''

        ''HAKEMLERİMİZİ EN ÇOK RAHATLATACAK ÇALIŞMA PROFESYONELLEŞME OLACAK''

        Sezon boyunca en çok konuşulan konunun yine hakemler olduğunu vurgulayan Özgener, Dünya Kupası'na da bakıldığında hakem hatalarının sadece Türkiye'de bir sorun olmadığını artık herkesin gördüğünü düşündüklerini söyledi.

        Özgener, giderek hızlanan, daha çok atletik yetenek gerektiren ve küçük-büyük ayrımının yavaş yavaş ortadan kalktığı futbol ortamında hakemliğin de ciddi bir revizyon yaşamak zorunda olduğunu vurguladı.

        Türk hakemliğinin gelişim çalışmalarını sadece uluslararası ilerlemelere bağlamadıklarını kaydeden Özgener, şöyle devam etti:

        ''Merkez Hakem Kurulu (MHK) ile ilgili her konuda çalışmalarımız tamamlanıyor. Talimatname, kurulların yapılanması, profesyonelleşme, eğitim gibi konularda önemli yenilikler getirdik. Geçtiğimiz yıl hakemlerimize uluslararası düzeyde eğitim veren Jaap Uilenberg'in yanına bu yıl sadece yardımcı hakemlerimize eğitim verecek çok önemli bir İngiliz eğitmen olan Philip Sharp ile anlaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar ışığında, hakemliğimizin yapılanmadan kaynaklanan sorunlarını çözmek için büyük bir çaba gösteriyoruz.

        MHK ve Türk hakemliğinde yaptığımız tüm yenilikler hakemlerimizin kafasının rahat olması için gerçekleştiriliyor. MHK Talimatı'ndaki köklü değişikliklerle kurumsal yapıyı olabildiğince sade ve kafa karıştırmayacak şekilde düzenledik. Hakemlerimizi en çok rahatlatacak çalışma ise 'profesyonelleşme' olacak.''

        Özgener, Yeni MHK Talimatı'nın en önemli maddelerinden biri olan bu konu ile birlikte Türkiye'nin, İngiltere'den sonra profesyonel hakemliğe geçecek ikinci ülke olacağına dikkati çekerek, ''Bu sayede hakemlerimiz sadece futbola ve mesleklerine konsantre olarak maçlara daha rahat çıkma şansı yakalayacaklar. Talimat ile birlikte sadece hakemlerimiz değil MHK de profesyonelleştirilmiş oldu. Tüm bu gelişmelerle MHK Talimatı, Avrupa ülkelerinin önünde bir düzenleme haline geldi'' diye konuştu.

        ''TÜRK FUTBOLU 5 YILINI GARANTİYE ALDI''

        Geçen yıl gerçekleştirdikleri yayın ihalesiyle tüm kulüplere önemli bir maddi kaynak yaratıldığını anlatan Özgener, bu maddi kaynağın Türkiye'ye uluslararası düzeyde tanınmış oyuncuları getirmeye başladığını ve kalitenin giderek artacağının şimdiden görülmeye başlandığını ifade etti.

        Ülke sınırlarının dışına taşarak Avrupa kamuoyunun ve diğer federasyonların da tebriklerini alan bu süreçte, Türk Futbolu ve Türk ekonomisinin gelecek 5 yıl için 3 milyar dolar gibi bir ekonomik girdinin sahibi olduğunu vurgulayan Özgener, şöyle konuştu:

        ''Sadece Süper Lig için ödenecek miktarda bir önceki ihaleye göre yüzde 126 artış yaşanması da elde edilen başarıyı daha net ortaya koymaktadır. 9 yıldır Türk futboluna en önemli kaynağı aktaran ve son ihale ile birlikte 5 yıl daha Türk futbolunun en önemli paydaşlarından biri olacak olan Digiturk'e özel bir teşekkür etmek istiyorum.

        Türk futboluna benzersiz kaynak aktarımı sadece 14 Ocak ihalesi ile sınırlı kalmadı. Ziraat Türkiye Kupası'nı da yüzde 30 artışla yıllık 19 milyon dolara satarak göstererek, kupa kanalıyla kulüplerimizin bütçelerine de önemli bir katkı sağladık. Ayrıca, Milli Takımımızın 2010-14 arasındaki resmi maçlarını da yüzde 87 artışla 33 milyon dolara satma başarısı gösterdik. Elde edilen bu büyüme rakamlarını Türk futbol ailesine olan güvenin bir tecellisi olarak görüyoruz.

        2011-2012 sezonunda başlayacak ve 3 yıl sürecek ciddi bir yapılanmayla kulüplerimizin finansal durumları disiplin altına alınacak. Yıl sonuna kadar açıklamayı hedeflediğimiz bu çalışmada ciddi yaptırımlar da yer alacak. Burada amacımız şu an için Avrupa Kupalarına katılmada şart olan Kulüp Lisans Sistemini ulusal liglerde zorunlu hale getirmektir.

        Başta Bank Asya 1. Lig olmak üzere diğer liglerimizde de kalitenin, mücadelenin ve heyecanın her yıl daha da arttığını görmek hepimizi sevindiriyor. Tüm liglerimize daha büyük maddi kaynaklar yaratmak, futbolcularımızın ve teknik adamlarımızın daha iyi şartlarda mücadele etmesini sağlamak için çalışmalarımız sürüyor.''

        ''TÜRKİYE FUTBOL ÜLKESİ...''

        Türkiye'nin bir futbol ülkesi olduğunun her araştırmada ortaya çıkan önemli bir gerçek olduğunu vurgulayan Özgener, Türkiye genelinde 8 bölgede değişik gelir gruplarından 1500 kişi ile yaptırdıkları Türkiye'nin en kapsamlı futbol araştırmasında son rakamların da bunu doğruladığını bildirdi.

        ''GELİRLERİMİZİ ARTIRMANIN YOLLARINI ARIYORUZ''

        Futbolun gelişimi için ayrılan kaynaklarda kesintiye gitmek yerine gelirleri artırmanın yollarını aradıklarını bildiren Mahmut Özgener, sözlerini şöyle tamamladı:

        ''Bu yıl bütçede 16.7 milyon liralık eksi bir değer dikkatinizi çekecektir. Böyle bir durumun ilk olmadığını ve yakın geçmişte de yaşandığını belirtmek isterim.

        Bütçemizde en fazla sapan kalemlerden biri, 10 milyon lira az gerçekleşme ile Spor Toto-İddaa gelirleridir. Bu önemli düşüşün nedenleri incelendiğinde Süper Lig'in bir önceki sezon ile aynı tutar olan 50 milyon lira İddaa isim hakkı almasına karşın, Bank Asya 1. Lig'de bir önceki sezon 36 milyon lira olan kulüp isim hakkı gelirinin yüzde 10 azalışla bu sezon 32 milyon liraya gerilediği, TFF 2. Lig'de bir önceki sezon 61 milyon lira olan gelirin yüzde 30 gelir azalmasıyla 42 milyon liraya gerilediği, TFF 3. Lig'de bir önceki sezon 33 milyon lira olan isim hakkı gelirinin de yüzde 50 dolayında azalışla 15 milyon liraya gerilediğini görmekteyiz. Bu tablo, 100'ü aşkın kulübün gelirinde önemli düşüş yaşandığını ortaya koymaktadır.''

        Genel Kurul, Yönetim Kurulu gelir-gider tablolarıyla faaliyet raporunun oy çokluğuyla kabul edilmesi sonrası tamamlandı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ