Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Erkekleri düzeltmemiz gerekiyor!’/Gizem Sevinç Selvi'nin yazısı

        Gizem Sevinç SELVİ/ GAZETE HABERTÜRK- PAZAR

        Tori Ufondu ilginç bir kadın. 33 yaşında, siyahi bir İngiliz. Edebiyat mezunu bir yaşam koçu. Buraya kadar her şey normal. Tori’yi ilginç kılan ise, en çok kadınlar üzerinden prim yapan devasa koçluk endüstrisinde sadece erkeklerle çalışmayı tercih etmesi. Bunu da “Erkeklerin düşünme biçimini değiştirmemiz gerekiyor” diye açıklıyor. Geçtiğimiz hafta skype üzerinden konuştuğumuz Ufondu’nun erkekler üzerine anlattıkları kayda değer...

        Sizi tanıyabilir miyiz?

        Amerikan Edebiyatı eğitimi aldım. Edebiyat tutkuyla bağlı olduğum bir alan. Uzun bir süre editörlük yaptıktan sonra bundan birkaç yıl önce bir yaşam koçuyla tanıştım ve büyülendim. İnsanlara yardım etme ve koçluk yapma fikri muazzam görünüyordu. Ardından gerekli eğitimleri aldım ve bu alana girdim.

        Sizi diğer yaşam koçlarından ayıran bir özelliğiniz var, yalnızca erkeklere koçluk yapıyorsunuz. Neden?

        Bu, bana en sık sorulan soru. Aslında yanıt çok basit: erkeklerin gerçekten yardıma ihtiyaçları var! İletişim kurmakta çok zorlanıyor, kendilerini açamıyor ve ifade edemiyorlar. Tabii kadınların erkeklerden büyük beklentilerinin olmasını ve bunun yarattığı baskıyı da göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Erkeklerden her koşulda güçlü olmaları bekleniyor. Kadınla erkek arasındaki dinamiklere biraz farklı bir açıdan yaklaşmaya çalışıyorum. Ana fikir, karşı cinslerin birbirlerine baskı yapmak yerine kucaklamaları gerektiği. İngiltere’de erkeklerin intihar oranının ne kadar yüksek olduğunu biliyor musunuz? Kadınların tam 3 katı! Bu, çok yüksek bir oran ve tek başına ortada erkeklerle ilgili düzeltilmesi gereken bir mesele olduğuna dair önemli bir kanıt. Benim işim, yardıma ihtiyaç duyan insanların sorunlarına odaklanmak. Dolayısıyla “Neden erkeklere odaklanmıyorum ki?” dedim. Ve eğlenceliler, seanslar harika geçiyor!

        Bir dakika, erkekler sandığımız kadar güçlü ve rasyonel değiller yani öyle mi?

        Evet, bu konuda yanılıyoruz. Erkekler ancak bir kadının olabileceği kadar güçlü ve mantıklı olabilir. Hatta bazen daha az! Çünkü kadınlar kendilerini çok daha iyi ifade edebiliyor. Eğer bir işe haiz olmak, o konuda daha iyi olmak istiyorsanız eksiklerinizi tamamlamanız ve gerektiğinde yardım istemeniz gerekir. Erkeklerin bunu yapmasını engelleyen ise idealize ettikleri; her şeye hâkim, güçlü ve maskülen figür olmaları gerektiği fikri.

        ‘KADINLARIN ANLATMA KONUSUNDA PRATİĞİ VAR’

        Hani erkekler her şeye düz bakan, kadınlarsa karmaşık taraftı? Hepsi yalan mı?

        Büyük bir yalan!

        İngiliz The Telegraph Gazetesi’ne “Kadınlara koçluk yaparken kız arkadaşlarımla muhabbet ediyormuşum gibi hissediyorum” demişsiniz. Erkeklere yardım etme fikri size kendinizi daha güçlü hissettiriyor olabilir mi?

        Sanmıyorum. Daha ziyade işe yarar bir şey yaptığımı hissettiriyor. “Kadınlara koçluk yapmak işe yaramaz” demiyorum, sadece koçluk endüstrisi ciddi anlamda kadın odaklı çalışıyor. Birçok kadın, diğer kadınlara güçlü ve iyi hissettirmek için çabalıyor zaten. Birilerinin eksik olana odaklanması lazım.

        Kadınlar peki? Biz ne durumdayız?

        Geçmişte kadınlarla da çalıştığım bir dönem oldu ve gördüm ki bir kadın rahatlıkla “Özgüven sorunum var”, “Bu konuda yeterince iyi değilim” ya da “Fazla endişeliyim” diyebiliyor, dolayısıyla problemi çözmek çok daha kolay. Erkeklerse sorunun ne olduğundan bile emin değil! Bir de kadınların insanlara neyin yanlış gittiğini anlatma konusunda pratiği çok iyi, sürekli birilerine anlatıyorlar çünkü!

        Peki bu erkeğin doğası olamaz mı? Belki de onlar öyledir ve ayarlarıyla oynamamamız gerekiyordur?

        En azından bununla başa çıkmayı öğrenmemiz gerekiyor. Tüm erkeklerin iletişim kuramadığını söylemek yanlış bir genelleme olur. Esas değişmesi gereken erkeklerden ziyade toplumun erkeklere bakış açısı ve “Erkek dediğin böyle olur” algısı. Zira hiç gerçekçi değil! n Düşünce yapısı bu kadar kolay değişebilen bir şey midir? Şaşırtıcı bir biçime evet.

        ‘MESELE TABULARI YIKMAK, OYUN OYNAMAK, FETHETMEK...’

        Gerçekten mi?

        Ergenlik yıllarımıza kadar çok farklı şekillerde düşünebilmeye programlanıyoruz aslında. Sadece bunun bilincinde değiliz. Biriyle karşılık oturup konuşmaya başlıyorum, ardından yavaş yavaş mentalitesi ve düşünme biçimi değişmeye başlıyor. Zor olan kısmı bu değil zaten. Zor olan, karşındakini açmak. Birçok insan kendisini açmaktan ve sorunun hayatının bir parçası olduğunu kabul etmekten imtina ediyor. Bunu başardıktan sonra değişmek kolay.

        Size danışan erkeklerin en büyük problemleri neler, genelleyebilir misiniz?

        Başarısızlık korkusu ve anksiyete. Sürdürmeleri gereken bir imaj olduğuna inanan birçok erkekle çalıştım. Yaptıkları işte başarılı ve mutlu hissettiklerine kendilerini inandırmaya çalıyorlar. Her şeye sahip olmak, her şeyi öğrenmek istiyorlar. Ve çoğunlukla olduklarından başka bir kimlikle yaşıyorlar. Sıradan bir insan olma fikri, hata yapma ya da bir şeylerin ters gidebilme olasılığı onları mahvediyor. İyi bir koca, iyi bir baba olma baskısı var üzerlerinde.

        Sizin daha çok işinde başarılı, orta yaşın üzerinde bir müşteri profiliniz var değil mi?

        Bu grubun en büyük sorunu, kişisel tatmin. Birlikte çalıştığım erkeklerin büyük çoğunluğu, iyi bir kariyer için yıllarca çalışmış ve başarmış kimseler. Yaptıkları işte en iyi olmaya odaklılar, zirvede olduklarından emin olmak istiyorlar. Sevdikleri işi yaptıklarını düşünüyorlar ama sürekli kafalarını kurcalayan bir şeyler var. Onlara şunu soruyorum: “Paran var, istediğin noktadasın, ailen harika. Peki sence neden bu kadar çok içiyorsun? Neden uyuşturucu kullanıyorsun ya da neden başka bir ülkede metresin var?” Köklerine baktığımızda çoğunun ruhunu tatmin etmeyen işler yaptığını fark ediyoruz, dolayısıyla başarı da sağlaması beklenen tatmini sağlamıyor.

        'BİSEKSÜELLİK SANDIĞINIZDAN DAHA YAYGIN'

        Benim bile şahit olduğum ya da etraftan da sıkça duyduğum bir durum var: Çok başarılı, büyük kurumların başında bulunan, ünlü ve evli erkeklerin biseksüel ilişkiler yaşadıkları söylentileri... Metreslere bir nebze alışkınız ama bu aşamaya geldiğini duyan herkesin ilk tepkisi, “Nasıl yani, neden?” yönünde...

        Bahsettiğiniz şey sandığınızdan daha yaygın. Ve bu profildeki kişiler genelde istedikleri her şeye sahip olanlar... Dışarıdan bakıldığında da her şey mükemmel: Çok güzel çocukları, güzel eşleri ve iyi bir kariyerleri var. Ayrıca dışarıda başka kadınlarla takılabilecekleri kadar paraları da var.

        Ne arıyorlar peki? Meydan okuma mı? Risk mi? Hep daha fazlası mı?

        Yeni, taze ve kesinlikle risk içeren şeylere ihtiyaç duyuyorlar. Tabuları yıkmak, oyun oynamak, fethetmek istiyorlar. Bu her zaman eşcinsel ilişki yaşamak şeklinde tezahür etmez elbette, zaman zaman uyuşturucuya yöneliyorlar. Yeni ve orijinal olan ne ise onu istiyorlar. Ama bir erkek 20 tane güzel ve stil sahibi kadını elde ettiğinde bir sonraki aşama, “Eee, sırada ne var?” oluyor. Ve risk almak istiyor, yeni bir deneyime ihtiyaç duyuyor. Bunu da gizli saklı ve biraz da korkarak yapmak bir tür heyecan sağlıyor

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ