Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam "Siyaseti maalesef erkekler yapıyor"

        Söz Sende'de Balçiçek Pamir'in konuğu, Türkiye'nin ilk ve tek kadın valisi Lale Aytaman'dı. Aytaman'ın Muğla'daki valilik dönemini kaleme aldığı kitabı "İğneli Koltukta Dört Buçuk Yıl" raflarda yerini aldı. Aytaman hem kitabını hem de kadınların siyasetteki yeri üzerine görüşlerini Balçiçek Pamir'e anlattı.

        VİDEO İÇİN TIKLAYIN

        Hep siyasetin içinde büyüdünüz. Bir gün siyasete girme hayaliniz var mıydı?

        Aslında pek niyetim yoktu. Çünkü çok çalkantılı dönemler yaşadı Türkiye. Biz bunların hepsine tanık olduk. Şahsen siyaete girmeyi hiç düşünmüyordum. Daha ziyade bir eştim. Çocukluğumdan beri akademik kariyer mensubu olmayı istiyordum. Almanya'daki doktoramı bitirince bir hariciyeciyle evlenince bütün bunları rafa kaldırdım.

        Öyle bir kopuş var değil mi? Eş olma konumu...

        Bazı mesleklerde maalesef öyle oluyor. Çünkü sürekli bir yerde kalamıyorsunuz. Ama ben üniverdite sevgimi Boğaziçi Üniversitesi'nde ders vererek gideriyordum. Almanca dersler veriyordum. Ama böyle bir şey olunca kariyer olamadı, ki ben evlenmeden önce Berlin Üniversitesi'nde neredeyse bir yer edinmiş oluyordum. Onu bıraktım.

        Peki nasıl oluyor? Sonuçta sizin gibi başarılı bir kadın hırslarını nasıl bastırır, eş olmak daha mı önemli oluyor?

        Yaptığınız her işi ciddiye alırsanız eş de olsanız o konumdaki işleriniz çok ciddiye alıyorsunuz. Ama bir yandan mesleğinizi bırakmıyorsunuz. Onu da bir şekilde devam ettiriyorsunuz ben hep öyle oldum. Bütün hayatım boyunca yaptığım her şeyi ciddiyetle yapmaya çalıştım. Memleketi dışarda temsil etmek görevini çok ciddiye aldım.

        Çünkü o eş olma durumu da çok önemli değil mi? Çok ülke gezdiniz.

        Hariciyecilerde böyle. Eşler görevin bir yarısını da üstleniyor. Onu layıkıyla yapmaya çalışıyordum.

        Konu oradan açılmışken. eşlerin de Türkiye'den gelen bürakrat eşlerine alışverişte yardım etme görevi vardır değil mi?Ne kadar zor bir görevdir bu böyle..

        Alışıyorsunuz zamanla. ben ilk başlarda çok yadırgamıştım. Düşünün üniversite öğrenciliğinden bir diplomat eşi görevine gidiyorsunuz. Maalesef bu dünyanın her yerinde olan bir şey. Herkes çok seviyor gittiği yerlerden alışveriş yapmayı. Ben dükkan filan bilmem. Ben de bunları öğrendim. Bangok'ta da renkli taşlar...

        Siz bir de taş bilimi uzmanı oldunuz.

        Öyle olmak zorunda kaldım. Çünkü herkes geliyor ve kıymetli taş almak istiyor, bir yerlere gitmek istiyor falan. Gidiyoruz ama o kadar çok sahteleri var ki...Dedim ki: Ben bu işin okuluna gideyim...Öğrendim ve çok gizemli bir dünyanın içine girdim. Pırlanta, elmas, renkli taşlar...

        Peki baktığınız zaman anlıyor musunuz, uzunca incelemek mi gerekiyor?

        Bir miktar incelemek gerekir, biraz bilgi, elinizden çok taş geçmiş olması lazım. Uzman değilim ama bakınca anlarım.

        Kitapta ilgimi çeken bölüm ilk kadın vali oluşunuz. Bir gün size telefon etmişler, lütfen anlatır mısınız?

        Sıcak bir yaz günüydü. Ailece Bodrum'da tatil yapmıştık. Oradan ayrılırken "İnşallah burada bir yerimiz olur" diye temennide bulunduk. Mustafa Kalemli bir öğleden sonra beni aradı. Eşimi aradıklarını düşündüğümden rahat konuşuyordum. Sayın Kalemli bana dedi ki "Biz hükümetimizin ilk icraati olarak bir kadın vali atama kararı aldık ve pek çok namzet arasında sizin üzerinizde karar kıldık"

        Özellikle Özal istemiş değil mi sizi?

        Evet. Özallar bizi uzakdoğu gezilerinde tanımışlardı. Onları biz iki kez ağırladık. Oradan tanıyorlardı. Demek ki beni bu göreve layık görmüşlerdir.

        O döneme kadar herkes Mülkiyeliler^'in vali olacağını düşünürken öyle bir şey olmadığı ortaya çıktı.

        Ben de öyle zannediyordum. Merhum Cumhurbaşkanımız o zaman bir taşla birkaç kuş birden vurmak istemiş. Hem kadın vali atansın hem de Mülkiye şartı olmadığı bir kez daha vurgulansın. Tabi bunu Mülkiyeliler pek hoş karşılamadı. Benim eşim de Mülkiyeli, şöyle derdi "Eşin Mülkiyeli olduğu için sen vali oldun"

        Peki şunu merak ediyorum: Niye Muğla?

        Bütün bunların kararını ben vermedim ama Sayın Kalemli "Ülkenin batıya açılan penceresinde bir kadın vali olması çok uygun olacaktır" dedi. Muğla sahil şeridi ve turistik yerleriyle yurtdışına mesaj olacaktı.

        Madem cesur bir hareket yapılıyor, niye İzmir, İstanbul.. değil?

        Şimdi hiç valilik deneyimi olmayan birisi için daha küçük bir il düşünüldü. Küçük bir il ama çetin bir ildi Muğla, büyük illerdeki her türlü sorunla orada da karşılaşıyorduk.

        Niye "iğneli koltuk"? Yani sizi bezdirdiler mi o koltukta onu merak ediyorum.

        Şöyle Mustafa Kalemli beni bizzat kendisi Muğla'ya götürdü ve koltuğa oturturken de aynen "Bu bir iğneli koltuktur, başarılı olacağınızı umuyorum" dedi. Yani "Başarılı olamazsan da bu koltukta çok fazla oturamzsın" Ben o koltuğa oturdum ama çok da rahat bir valilik yaptığımı söyleyemem. Başarılı olduğumu kabul ediyorum. Çünkü başarılı olabilmek için çok büyük bir gayret sarfettim. İstiyordum ki arkamdan kadınlar için bu yol açılsın. Her şeyimle bunu sağlamaya çalıştım.

        Sizin görevden alınmanız için çok uğraştılar...

        Beni Anavatan Partisi atadı o zaman. Ama aradan 3-5 ay geçtikten sonra seçim yapıldı ve başka partiler geldi. Ben devletin valisi olmaya özen gösteriyordum. Sadece yerel düzeyde alışagelmiş politikalara ayak uydurmadığım için sorunlar yaşadım. Birtakım kayırmalar yapmak istiyorsunuz veya yatırımları bazı yerlere kaydırmak istiyorsunuz. Biz ise ilin önceliklerini saptamışız nasıl ayrım yaparsınız? Ben güvenilir bir kişi olmak istedim.

        Buranıza kadar geldiği oldu mu?

        Oldu. Ama Süleyman Demirel bana çok destek vermiştir. "Katiyen ayrılmamalısınız, ben sizinle ilgili önüme gelen hiçbir kararnameyi de imzalamadım" dedi.

        Tansu Çiller ile ilgili yazdığınız bir bölüm var. "Kadın kadını asla desteklemiyor" diyorsunuz.

        Çok da düşündüm bunu yazmak için. Neticede bir tane kadın başbakanımız olmuş. Ama madem ki bir anı kitabı yazıyorum bunu da anlatmak istedim. Ben isterdim ki Türkiye'de bir kadın başbakan geldiğinde kadınlarla ilgili radikal değişiklikler olsun. Kadın sorunlarına öncelik tanımadı.

        Siyaset deneyiminiz oldu. Milletvekili oldunuz. Umduğunuzu bulabildiniz mi? Onun kitabı da gelecek mi?

        Gelecek. Ben bunu valilikten ayrıldıktan 13 yıl sonra yayımladım. O zaman poülerdim, best seller da olurdu. Tekrar kadın vali olgusu gündeme gelsin istiyorum. Çünkü üstünden 13 yıl geçti. Siz de söylüyorsunuz başarısız bir dönem değildi. "Kadından vali olur" dendi. Ama maalesef hiçbir siyasi irade bunu tekrar kullanamadı. 81 ilimizde erkek valiler var. Hepsine saygılar sunuyorum. Ama madem ki demokrasi içinde yaşıyoruz paylaşmamız lazım. Kadının adı yavaş yavaş Türkiye'de bütün portrelerden siliniyor. Buna çok üzülüyorum. Biraz da tekrar bunu gündeme getirmek istiyorum. Bir tane genç kız çıkıp vali olmak istediğini söylemiyor.

        Siyaset döneminizi anlatan bir kitap için 13 yıl daha beklemeyeceğiz değil mi?

        Onu da inşallah yazacağım. Ama o çok ayrı bir kulvar. Çok daha değişik değerlendirmeler var.

        Kadının adı orda da yok..

        Maalesef...Siyaseti de maalesef erkekler yapıyor. Siyasi partilerimizde parti içi demokrasi yok. Siyasi partide patronunuz kadın olmasını istiyorsa birkaç kadın serpiştiriliyor. Onlar da vitrin görevi görüyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ