Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz günlerde, Hindistan bayrak taşıyıcı şirketi Air India’ya ait bir uçakta hostes, Mumbai Havalimanı’nda park halindeki uçaktan düşerek yaralanmıştı. Kabin görevlisi, Yeni Delhi’ye gitmeye hazırlanan Boeing 777 tipi uçağın kapısını kapamaya çalışırken düştüğü ve ağır bir şekilde yaralanan Harsha Lobo isimli kabin memurunun bel ve uyluk kemiğinin kırıldığı açıklanmıştı.

        Bu hadiseden yola çıkarak, öncelikli görevleri uçuş emniyeti olan, hatta uçakta bu sebeple bulunan kabin personeline yönelik de bir şeyler yapılması gerçeği ortaya çıkıyor. Yolcuların, emniyetli, güvenli ve konforlu bir şekilde seyahatlerine katkı sağlayan, uçak içinde yoğun çalışan kabin memurlarının kendilerini de düşünmesi, ülkemizde Türk Hava Yolları başta olmak üzere Sunexpress, Onur, Atlas, Anadolujet ve Pegasus havayollarının da yaşanan benzer olaylardan ders çıkarması gerekiyor.

        Ben buradan güzel bir uçuş için önerilerimi, tecrübelerimi, öğrendiklerimi sıklıkla gündeme getiriyorum. Sizlerde okuyorsunuz. Mesela uzun uçuşlarda jet-lag olmamak, yeme-içmeye dikkat etmek veya uçuş korkusunu yenmek için alınacak tedbirler vs... Ama kabin ekiplerinin jet-lag olmamaları için alınacak önlemler çok az aklımıza gelse dahi ya bahsetmeyiz, ya da onların bu konularda eğitimli olduklarını düşünürüz. Fakat kabin personeli robot değil. Onlar içinde sıkıntılı durumlar söz konusu. Bunların bazıları yaralanmayla, bazıları da ciddi hastalıklarla sonuçlanabiliyor. Bu hafta uçak içinde, uzun veya kısa uçuşlarda, öncelikli görevleri güvenlik olan kabin ekibinin yaşadığı zorlukları anlatacağım. Buyurun bakalım gözümüze çarpmayan, yolculara yansımayan kabin personelinin en zorlu durumlar neymiş...

        Ansızın ‘CAT’ türbülansına giriş!

        Clear Air Turbulance (CAT) denilen açık hava türbülansı kabin ekiplerinin korkulu rüyasıdır. Görülebilen alanda bulut veya bulut benzeri herhangi bir şeyin olmadığı durumda oluşan türbülansı, kokpit ekibinin fark etmesi de zordur. Radarlar rağmen yolcular ve kabin ekipleri hazırlıksız olarak bu türbülansa yakalanırlar. Ancak kabin personeli servis zamanında CAT türbülansına yakalanınca ilk önce yolcu güvenliğini düşündükleri için kendileri savunmasız kalabiliyorlar. Bu da bazı durumlarda ağır şekilde yaralanmalarına sebep olabiliyor. Bu sebeple yolcuların kemerlerini yolculuk esnasında sürekli takılı olması doğru bir davranış olarak tavsiye edilir. Böylece yolcular kendi güvenliklerini sağladıkları zaman kabin ekiplerine de yardımcı olurlar.

        Uçaktan Merdivenle İnme Sıkıntısı

        Uçakların körükler yanaşmadığı veya körüğü olamayan havalimanlarına sefer yaptıkları durumlarda, uçakların operasyonlarında kullanılan çekerli veya motorlu merdivenler kabin ekiplerinin korkulu rüyası haline gelebiliyor. Özellikle bu durum kış şartları veya yağmurlu havalarda ise daha da korkutucu olabilir. Mürettebatın dikkat etmesi gereken en önemli durumlardan birisi merdivenlerdir. Merdivenler yere sabitlenmediği müddetçe çok tehlike arz edebilir. Merdiven platformu 2 parçadan oluşur; Hareket eden üst kısım uçak modellerine göre aşağı ya da yukarı hareket edebilir. Eğer bu merdivenler tam yanaştırılmadığı durumda platformda aralık kalır ve bu aralığa ayağınız sıkışabilir veya buradaki boşluktan düşülebilir. Kabin ekipleri bu merdivenleri ilk deneyimleyen kişiler arasında bulunduğu için bu duruma dikkat etmeleri gerekir. Havacılıkta gelişmemiş ülkelerin apron operasyonlarında kullandıkları merdivenler ve bu merdiveni taşıyan arabalar o kadar eski oluyor ki, özellikle gelişmemiş ülkelere inen uçaklardaki kabin ekiplerini bekleyen bir tehlike olarak kabul edilir.

        Hot-cup; havada sıcak tehlike!

        Uçak yolculuklarında özellikle de kısa uçuşlarda meydana gelen sıcak su temini için kullanılan hot-cup yaralanmaları kabin ekiplerinin rastladığı durumlardan. Özellikle kabin ekiplerinin servis öncesi kusursuz bir şekilde ikramları hazırlaması ayrıca eksiksiz ve zamanında yapması en önemli görevleri olarak bilinir. Sektöre yeni başlayan ve üstlerini dinlemeyen yeni kabin memurları 100 derecede kaynayan hot-cup su ısıtıcılarına dikkat etmedikleri taktirde kazalara davetiye çıkarmış oluyorlar. Uçağın mutfağı olarak bilinen galleylerde bulunan hot-cup’ın yerine oturmamasından kaynaklı yanmalar zaman zaman yaşanabiliyor. Hot-cup’ın yerine iyi oturtulmuş olması kabin ekiplerinin hassasiyetle üzerinde durduğu bir durumdur. Ayrıca yemeklerin ısıtıldığı fırınlara aynı kapsamdadır. Uçağa yüklenen yemekleri servisten önce uygun ısı yada servis etmek için bazen zamanın kısa olması kazalara da ortam hazırlayabiliyor. Yolcular yemeklerin tadını ve servisini düşünürken, ekipler de yemekleri zamanında sunmak için bazı riskleri de göze alabiliyorlar.

        Uçakta Kaygan Zemin olur mu?

        Yağmurlu havalardan kabin personeli nasıl etkilenir? Birçok kırık çıkık gibi sıkıntılar kaygan zeminde düşen kabin ekiplerinin yaşadığı durumdur. Uçağa ikram yüklemesi sırasında sık sık gerçekleşen ıslak zemin kazaları, ikram yüklemesi sırasında uçağa yanaşan ‘high-loader’ isimli aracın yükleme esnasında yağmur sularının kabinin içine kadar girmesiyle tehlikeli olabiliyor. Uçuş öncesi aynı anda bir kaç işin yapılması da gerektiğinden böyle zamanlarda dikkatli olunmadığı zaman plastik olan kaygan zemin kazaya davetiye çıkarabiliyor. İkram yüklemelerini her ne kadar işin uzmanları yapsa da kabin ekipleri de bu operasyonda yer aldıkları için bazı tehlikeler yaşayabiliyor. Özellikle uçağa son anda gelen (top-up service) ikram hizmeti (go-show) denilen ve yolcular için ilave yemek konseptinin yüklenmesinde bu tarz sorunlar daha çok yaşanabiliyor.

        Kabindeki Ağır Valiz Tehlikesi!

        Kabin ekibinin son dönemlerdeki kabusu bel ve boyun fıtığıdır. Yolcuların kabinin içine soktukları ağır valizlere yardımcı olan kabin personeli bazı durumlarda bu tarz sorunlarla da karşılaşabiliyor. Dünya’nın her yerinde uçakta kabin içinde olması gereken 8 kg’lık kabin bagajları, yer hizmetlerinin yoğunluğu ve kalabalıkla mücadele edememesi yüzünden 30 kg’a kadar çıkabiliyor. Bunun önüne geçmek çok zor değil, ama dünyanın genelinde yaşanan bir durum. Ağır bagajı, o şekilde uçağa girince ve bir de uygun yer bulunmayınca, iş kabin görevlilerine düşüyor. Bazen yolcuların bile kaldıramadığı kabin içine alınan valizlere yardımcı oluyorlar. Böylece ciddi bir boyun ve bel fıtığı riskine de muhatap kalıyorlar. Gün boyunca zaten ayakta kalan kabin ekipleri, yorgun halleriyle bu tarz ağırlıkların altına girince de rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.

        Jet-lag Kabin Personeli Etkiler mi?

        Uçuşların her parkuruna bacak denir. Örneğin İstanbul’dan İzmir’e gidip gelen uçaktaki ekip aynı gün İstanbul’dan Roma’ya gidip dönüyorsa bu uçuş 4 bacak olarak adlandırılır. Yolcular kabin ekibinin bu tarz durumlarını uçuş sürelerini kendi seyahat ettiği uçuşlardan önce kabin ekibinin uçuş yapıp yapmadığını bilmezler, bilseler de değişen bir şey olmaz. En yüksek seviyede hizmet beklerler. Halbuki uzun uçuş olmasa da kısa ve sık uçmaktan jet-lag olurlar. Ve bu durumu sürekli yaşarlar ve bağışıklık kazanırlar. Jet-lag genellikle uzun uçuşlarda yaşanır şeklinde bilinir. Fakat kapsamını kabin personelini de dikkate alıp geniş tutmak gerekiyor. Jet-lag’ın ortak belirtileri sinirlilik, uykusuzluk, yorgunluk, göz kuruması, baş ağrısı, sindirim düzensizliği ve genel halsizlik. Kabin ekipleri sürekli bu durumlarla mücadele edip sizlere en güzel şekilde yaklaşıyorlar. Ancak mental yorgunluğuyla karşılaşıyorlar. Mental yorgunluklar ise büyük hastalıklara yol açabiliyor. Kabin ekiplerinin önemli bir sıkıntısı da budur. O yüzden düzenli yaşamaya dikkat etmeleri gerekiyor. Şöyle düşünün; Ortalama 200 kişinin seyahat ettiği uçakta, 4 ayrı seferde farklı yolcuyla ilgilenmek kolay olabilir mi?

        Diğer Yazılar