Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünyada çoğu ülke, bir yandan koronavirüs salgınıyla uğraşırken diğer taraftan da sebep olduğu ekonomik sorunların ciddi yıkımlara sebep olmaması için fikirler geliştiriyor. Türkiye’de hükümet geçen hafta bir destek paketi açıkladı. Sektörlere yansıması için düzenlemeler, revizyonlar devam ediyor.

        Koronavirüs sebebiyle ortaya çıkan ekonomik sıkıntıya destek meselesinde en büyük sıkıntı veya tartışmanın ise bankalar tarafında yaşanacağını söylemek mümkün. Görüştüğüm bazı şirket ve havayolu yetkilileri kredi limitlerinin olmasına rağmen özel bankaların kredilerini kullandırmadıklarını söylediler.

        Bankaların ve hassaten özel bankaların krizi fırsata çevirme girişimi ve kredi kullandırmama pozisyonları için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) kısa süre önce uyarı yaptı, ancak tartışmalara hazır olalım. Sorun büyüyecek. Gözlemlerimi anlatayım.

        Görüştüğüm bazı şirket yetkilileri, sahipleri, geçen hafta Pazartesi yüzde 2 faizle kullanmak istediği Euro cinsinden kredinin Cuma günü yüzde 4.5'e çıkarıldığını ifade etti. Düşünün Avrupa’da Euro’ya 0 (sıfır) faiz uygulanırken bizde bazı bankalar bir haftada hem faizi ikiye katlamış hem de kredi kullandırmamış. Faiz oranlarının bu ortamda bir referans tarihine sabitlenmesi gerekir.

        Bir başka şirket ise Avrupa’dan getireceği ham madde için özel bir bankada akreditif açtıramamış. Bu şekilde üretim nasıl olacak? Mal var, para var, üretim için heves var, ancak işlem yapılamıyor. Özel bankalarımız ne kadar likitte kalıp beklerse parayı iki katına satacaklarına inandıkları için zamana oynuyorlar ama bu fırsatçılığa bir acil müdahale gerek. Dikkat buyurun; teminatı, kredi limiti olan şirketlere bunlar yapılıyor. Bahsettiğim konular ilgili bakanlar ve BBDK Başkanı’na şikayet edilecek. Bakalım neler olacak?

        Krizin 2 ay sonra geçtiğinde nasıl bir hasar bırakacağı, kriz sonrasının nasıl yönetileceğinin de şimdiden düşünülmesi lazım. Bizdeki adam sendecilikle olur mu? Zor. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nu kamu dinlemiyor. Koronavirüs önlemlerinde geç kalınıyor. 31 Ocak’taki Bilim Kurulu uyarılarına şu an bile uyulmuyor!

        REKLAM

        ***

        İçhatlarda uçuşlar iptal edilebilir!

        Resmi Gazete’de havacılık sektörü için içhatlarda KDV’nin yüzde 18’den bire indirildiğine dair karar yayınlanarak yürürlüğe girdi. Ancak bu ortamda seyahati teşvik edecek adımlardan ziyade, havayollarının kasasından nakit çıkışını kontrol edecek, karşılaştıkları sorunlarla mücadele için de nakit girişine destek olacak düzenlemeler, krediler gerekiyor.

        Önümüzdeki hafta Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun içhatlardaki seyahatlerin de durdurulmasını isteyebileceği dikkate alınmalı. Görüştüğüm bazı yetkililer de bu ihtimalin güçlü olduğunu söylediler. İçhatlarda Türk Hava Yolları 49 noktaya, Pegasus da 35 şehire uçuş yapıyor, ama doluluk oranları düşük. Şu an içhat uçuşlarında bir sınırlama olmasa dahi KDV’nin indirilmiş olmasının şirketlere katkısı tartışılır. Ama vatandaşı bu ortamda ilginç bir şekilde evden çıkmaya teşvik ediyor.

        Dolayısıyla düşük kar marjıyla çalışan havacılık şirketleri faaliyetlerini tamamen durdurma noktasına yaklaşırken gider çıktılarının engellenmesine ve taze gelire, şirkette çarkların dönmesi için nakit akışına ihtiyaç var. Sadece havacılık ve turizm değil, tüm sıkıntıda olan sektörler için bir model bulunması gerekiyor.

        REKLAM

        ***

        Hangi sektörler desteklenmeli!

        Türkiye’nin Almanya, Fransa veya Amerika gibi kaynağı, bir kenarda harcayacağı parası yok. Dolayısıyla olan imkanların iyi kullanılması, krizde hangi sektörlere destek verileceğinin iyi tespiti gerekiyor.

        Korona krizinden ilk etkilenenler havacılık, turizm ve hizmet sektörleri. Krizden çıktığımızda da ekonominin hızla toparlanması için öncelikle bu sektörlerin faaliyetlerine hemen başlaması gerekiyor. Devletin de buna göre önceliklerini belirlemesi şart.

        İtalya virüs salgınına geç müdahale ettiği için hastalar arasında ayrım yapmaya, riskler arasında tercihe başladı. Türkiye’de de benzer durum sektörler ve şirketler için geçerli. Eldeki kaynakların tüm sektörlere seferber edilmesi halinde kimseye yetmeyeceğinden herkesi toptan ölüme götürebilir. Devletin acilen kademeli olarak tercihini yapması lazım. Desteklenecek sektör ve şirketler için kriterler belirlenmesinden başka yol yok. (İnşaat sektörü lobisine yenik düşülmeden!)

        Diğer Yazılar