Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar Buse Sinem İren'den son dakika açıklama: Bu yalnızca erkeklerin yarattığı bir dünya değil
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        'İhtiyar Balıkçı ve Deniz'de rol alıp sahnenin tozunu yuttuktan sonra aldığı keyfin meydana getirdiği 'sahne devam etmeli' düşüncesiyle çıktığı yolda komedyenliğe rastladı.

        Bir arkadaşını görmeye gitiği BKM Mutfak'ta 'Açık Mikrofon' günüydü.

        Oturdu, seyretti.

        O akşam başının üzerinde yanan ampül, "Sen de stand up yapabilirsin' fikrini aydınlattı.

        O aydınlanmanın şevkiyle eve gidip 5 dakikalık bir gösteri yazdı.

        Ertesi hafta, o gösteriyle çıktığı sahnede kendisini seyredenlerin beğenisi, komedyenlik unvanına da sahip olmasını sağladı.

        Buse Sinem İren...

        O günden sonra kadın komedyenler içinde yerini alan Buse Sinem İren, Türkiye'deki gösterilerle ispatladığı rüşdünü yurt dışındaki gösterilerle pekiştirdi. İren, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a verdiği röportajda erkek meslektaşlarını kadın komedyenlere destek vermeye çağırdı.

        Oyuncu, komedyen ve sanat tarihçisi olarak tanımlanıyorsunuz. Bu tanımlamaları açabilir misiniz? Oyunculuk ve komedyenlik neden farklı maddeler halinde?

        Oyunculuk; İstanbul Halk Tiyatrosu'ndan aldığım eğitim ve sonrasında tiyatronun 'İhtiyar Balıkçı ve Deniz' oyununda oynamamla başladı. Fakat doğduğumdan beri bir oyuncu ve eğlendiriciydim. (Gülüyor) Pozitif Atölye'den kamera önü oyunculuğu eğitimi aldım. Sonra da 'Çocuklar Duymasın' dizisinin son sezonunda 'Havuç'un evlendiği 'Simay'ı canlandırdım. Bahar Kerimoğlu'ndan çok verim aldığım eğitimi tamamladıktan sonra da 'Menajerimi Ara' dizisinde 'Meral' karakterini canlandırdım.

        Komedi; kendi stand up gösterilerimi yazıyor, Türkiye ve Avrupa turneleri yapıyorum. Aslında bana ilk dizi projemde rol almamı da bir markanın reklam yüzü olmamı da tek kişilik gösterim sağladı. Oyunculuk ve komedyenliğin farkı; komedyenlikte kendi yazdığım metinle ve kendi ifademle seyirci karşısında olmam. Başka bir karaktere can vermiyor, kendimi ortaya koyuyorum.

        Sanat tarihi; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden mezun oldum. Lisans eğitimim sanat konusunda ciddi bir derinleşme yaşamamı ve sanatın evrensel dokunuşunu keşfedip kendi sanatımı yaratıp sunmamı sağladı. Bana göre sanat, dileyenin kendi ifadesini, keyif alarak ve keyfi yayarak özgün bir şekilde sunmasıdır. Kendi tek kişilik gösterilerimde komedyenliğim kadar sanat tarihçi yanımı da kullanıyorum.

        REKLAM

        Komedyenlik size ne ifade ediyor? Komedi anlayışınız ve komedi dilinizle ilgili neler söylemek istersiniz?

        Her kişinin yaşam serüveninin, kendisinin sanat eseri olduğunu düşünürüm. Yaşamımı benim seçimlerim inşa eder ve bu seçimler bir hikâye oluşturur. Ben bu hikâyede en çok neşe ve sevginin olmasını istedim. Kolay bir yaşamım olmadı, bu yüzden kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü zorluklar beni pratik çözümler bulma konusunda, eğlenceli bir bakış açısıyla her anıma neşeyi çekmenin yolunu bulma konusunda geliştirdi. Charlie Chaplin'in dediği gibi "Hayat yakından bakıldığında trajedi, uzaktan bakıldığında komedidir." Sorunların içinde, acıya, soruna ve ızdıraba tutunmak bence bir seçimdir. Bu seçenekleri verimli bulmadığım için ben komedi, neşe ve sevgiyi seçtim. Bir yere baktığımda öncelikle güzel yanını, sevilecek yanını görmeye çalışırım. Bu da bir rahatlama ve neşelenme fırsatı yakalamama hizmet eder. İnsanları severim, güldüklerini görmek beni besler. Sahnelerimi izlemeye gelen her seyircinin kalbini, ruhunu hissederim ve onlara kalbimi açarım. Sıcak, sevgi dolu bir ortam yaratıp herkesi rahatlattıktan sonra omuzlarındaki baskıdan kurtulacakları anlar yaratırım ve bize kahkahalarımız eşlik eder.

        REKLAM

        Komedyenlikte erkeklerin mutlak bir hakimiyeti söz konusu. Siz o hakimiyet karşısında çalışmalarınızı yeterince gözler önüne serebiliyor, bunun sonucunda da komedi anlayışınızı yeterince ifade edebiliyor musunuz?

        Sektörel hakimiyetlerin kadın, erkek olmakla değil de atılgan olmakla ilgili olduğunu düşünüyorum. Toplumsal gelişim, kadınların sahnede olmasını biraz geciktirdi fakat bu yalnızca erkeklerin yarattığı bir dünya değil. Ben bugüne bakıyorum; bugün her şeyi yapabiliyorum ve özgürüm. Beylerimizi de çiçek açmamıza destek olmaya davet ederim ki çiçekli bahçelerimiz olsun. İfademi ortaya koyma kararlılığımın karşısında duracak kişinin, dizlerini titretirim. (Gülüyor) Cinsiyetinin bir önemi yok.

        REKLAM

        Komedyenlikte kullanılan argo kelimelerin kadınların ağzından çıkmasının şık olmadığı düşüncesiyle geçmişte kadınların sahnede stand up yapması yapması sıra dışıydı. Günümüzde ise birçok kadının stand up yaptığını görüyoruz. Sizce geçmişten günümüze bu durumu değiştiren unsurlar nelerdir?

        Bu durumu değiştiren biziz. Yazan ve sahneye çıkma cesaretini gösteren kadınlar ve tabii ki farklı alanlarda öne çıkma cesaretini gösteren tüm kadınlar... Argo, küfür hayatımızda olan şeyler. Hayatın doğal akışında kullanılan bu konuşma tarzı eğer doğallıkla sunuluyorsa, seyirciler bundan rahatsızlık duymuyor. Komedide en önemli şey zamanlamadır. Doğru zamanda doğru şeyi söylemek bu işin sihri. O doğru zamanda, en ağır küfürü de kullansanız cinsiyetiniz düşünülmeksizin gülme reaksiyonunu alıyorsunuz. Tabii bu belirli bir refah seviyesinde yaşayan insanların oluşturduğu seyirci kitlesi için geçerli. Belirli bir refah seviyesi derken, şunu demek istiyorum; huzuru olan, kendini seven, yaşama tutunan, insanları seven ve sayan kişiler. Bu da ızdırap çeken birisi için mümkün olamıyor. Izdırap içinde olan, kendinden nefret eden ve dolayısıyla kimseye tahammülü olmayan kişilere istediğiniz şakayı yapın, dünyanın en kaliteli kelimelerini kullanın o yine ızdıraba tutunmayı seçecek ve gülmeyecektir. Yine de saygı duyuyorum ve ızdıraplarının son bulmasını diliyorum. Bu ızdırap biterse, insanı insan yapan şeyin cinsiyeti değil, var olması olduğunu anlayacağız, geçmişte yaşanmış tüm yıkıcı ayrımcılıklar son bulacak.

        Kurucuları arasında yer aldığınız 'Çok da Fifi Hatunlar Stand Up' nedir ve kurma amacınız nedir?

        'Çok da Fifi Hatunlar Stand Up', başlangıçta 7 kadın komedyenin kurduğu bir komedyen grubu. Kurma amacımız, birlikten güç doğmasıydı. El ele verip Türkiye ve Avrupa'yı gezdik. Unutulmaz sahnelerimiz ve anılarımız, bununla beraber bir kız kardeşlik hikâyemiz oldu. Sahnelerimiz, yeni kariyer fırsatlarına olanak tanıdı. Ben 2019'da gruptan ayrıldım. Hem set programım hem tek kişilik gösterilerim olduğundan, kalabalık grubumuzun yoğun gösteri takvimi benim iş takvimimle çakıştı.. Onlar devam ediyorlar, görüşüyoruz ve onları çok seviyorum.

        REKLAM

        BKM Açık Mikrofon'da sahneye çıkma sürecini anlatabilir misiniz? Ne oldu da "Ben de şansımı deneyeyim" dediniz?

        İki yıl 'İhtiyar Balıkçı ve Deniz' oyunuyla sahneler, turneler yaptım. Sahnenin tadını, yanımda Erkan Can'ın da olduğu bir ortamda aldım. Kendisi çok saygı duyduğum, öğrencilerinin hepsinin "baba" dediği kocaman bir yürektir. Oyun bitince tadı damağımda kaldı ve kendime "sahne devam etmeli" dedim. Tek kişilik oyun yazmak çok iddialı bulunacak ve fırsat verilmesi için çok titizlenilecekti. Çok da gençtim... 24 yaş, bir sahneye gidip "Ben bu oyunu yazdım, bana sahnenizi verin" demek için oldukça erken bir yaş diye düşündüm o zaman. 'Açık Mikrofon' öyle değildi, herkese açıktı. Bir tanıdığınız olmasına, ünlü olmanıza ya da hatırı sayılır referanslara ihtiyaç olmadan ürettiğiniz içeriği direk alıcısıyla buluşturabildiğiniz bir yer. Kendi referansımı kendim yaratmak istedim. BKM Mutfak'ta bir arkadaşım çalışıyordu, onu ziyarete gittiğimde 'Açık Mikrofon' gecesine denk geldim. Eve gidip hemen 5 dakikalık bir gösteri yazdım. Bir sonraki 'Açık Mikrofon'a gidip sahneye atladım. (Gülüyor) Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Nerede sahne varsa gidip çıktım, mekânlarla kendim anlaşıp gösteri ayarladım. 'Çok da Fifi Hatunlar Stand Up'ı kurduk ve tek kişilik şovumu çıkardım.

        REKLAM

        'Açık Mikrofon'dan sonra başladığınız stand upları yurt dışına da taşıdınız. Türkiye ve yurt dışında seyircilerinizin size olan yaklaşımlarını nasıl yorumlarsınız?

        Bana sevildiğimi hissettiriyorlar. Beni olduğum gibi kabul ediyorlar. Niyetimi sorgulamalarına gerek kalmıyor, onlara kalbimi açıyorum, onlar da kalbimdeki sevgiyi görüyor. Gösteri bittiğinde bana sarılmak istiyorlar. Beni kızı gibi seven insanlar, kardeşi gibi destekleyenler, beğenisini açık yüreklilikle sunan cömert insanlarla o anları yaşamak benim için çok özel. Çoğu zaman selam anında hafiften gözlerim dolar. Sahip olduğum en değerli şey neşem ve bunu son nefesime kadar paylaşacağım.

        Mesleğinizde nihai hedefiniz nedir? Ne yaparsanız kendinizi yeterince iyi hissedersiniz?

        Bir insan olarak nihai hedefim yaşamı hakkını vererek yaşamak, varlığımı tüm insanlığın hayrına olacak şekilde ortaya koymak ve güzelliği çoğaltmaktır. Kimsenin hakkını yemeden, kendime de haksızlık etmeden ruhumun sesini dinleyerek ürettiğim ne varsa sunabilirsem ben tamamım.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ