Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Dendias’ın Ankara ziyaretinin düşündürdükleri

        Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın Ankara’ya niye geldiği sorusu açıklık kazanmaya başladı. Dendias’ın Ankara’da basın toplantısında niçin bu ölçüde kışkırtıcı ve tahrik edici olmasının yanında tehditkar bir tutum takındığı önemli bir soru işaretidir.

        Yunan Dışişleri Bakanı’nın kamuoyu yönünde takındığı diplomatik teamüller yanında adaba da uymayan bu küstah tutumun mutlaka bir sebebi olmalıdır. Genellikte bu sebep Yunan iç politikasında aranmış, Dendias’ın iktidardaki Yeni Demokrasi Partisinin sağ kanadına oynadığı, Mitsotakis’in yerine göz diktiği gibi hususlar dile getirilmiş, Mitsotakis ile Dendias arasında dış politikada görüş ayrılıkları olduğu öne sürülmüştür.

        Dr. Ahmet Oğuz Çelikkol, Dışişleri Bakanlığı’na 1977 yılında girdikten sonra çeşitli kademelerde bulunmuş  2008-2009 yılları arasında Atina Büyükelçiliği görevini yürütmüştü.
        Dr. Ahmet Oğuz Çelikkol, Dışişleri Bakanlığı’na 1977 yılında girdikten sonra çeşitli kademelerde bulunmuş 2008-2009 yılları arasında Atina Büyükelçiliği görevini yürütmüştü.

        Bakıldığında Mitsotakis yönetimi iş başına geldiğinden beri Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı saldırganlığını arttırdığı zaten izlenmektedir. Mitsotakis-Dendias yönetiminde Yunanistan dış politikasında eski hastalıklarına geri dönmüş, Yunanistan’ın genişleme politikası hırslı ve saldırgan bir şekilde izlenmeye başlanmıştır.

        Yunanistan’ın Megali İdea’dan, genişleme politikasından hiçbir dönemde vazgeçmediği doğrudur. Kıbrıs’ta 1950 ortalarından günümüze kadar gelen Yunan politikaları, Ege Denizi’nde 1970’lerden bu yana Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı olarak yaptığı uygulamalar, 2000’lı yılların başında Seville haritasını ortaya çıkartarak Doğu Akdeniz’de genişleme isteklerini ortaya çıkartması bu durumun en iyi işaretleridir.

        Yunanistan’ın geçmişte ve bugün, bu genişleme politikalarına zamanın güçlü devletlerinden destek sağlamaya çalıştığı, bunda zaman zaman başarılı olduğu da bir gerçektir. Tarihte ve bugün, zamanın uluslararası siteminde başat rol oynayan ülkeler, çeşitli ve farklı sebeplerle, Yunanistan’ın genişleme istek ve politikalarına destek vermişler, ancak buna yaparken esas olarak kendi çıkarlarını gerçekleştirmeyi amaçlamışlardır.

        Yunan halkının zamanın güçlü devletlerinden sağlanan bu siyasi, ekonomik ve askeri desteğe karşılık, yine zaman zaman ağır faturalar ve bedel ödediği de doğrudur. Bunun tarihteki en iyi örneklerinden biri Ortodoks Yunanistan’a devlet başkanı olarak zorla kabul ettirilen Katolik ve Protestan kraliyet aileleridir.

        Yunanistan, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra da Megali İdea’yi gerçekleştirmek için Birleşik Krallık’tan destek almıştır. Birleşik Krallığının, Sevr Anlaşmasını Türklere kabul ettirmek amacıyla, Yunanistan’ın yeni “Bizans İmparatorluğu” hayalini desteklemesine karşılık, Yunanistan Anadolu’da büyük bir yenilgiye uğramış ve Yunan halkı Birleşik Krallığın desteğine karşılık çok büyük bir bedel ödemek durumunda kalmıştır.

        Mitsotakis yönetiminde Yeni Demokrasi Partisinin iktidara gelmesinden sonra Yunanistan’ın Türkiye politikasının sertleştiği ve Atina’nın saldırgan politikaları uygulamaya koyduğu görülmektedir. Yunanistan, aynen tarihte gördüğümüz gibi, bu kez de saldırgan politikalarını ve genişleme isteklerini mevcut uluslararası sistemdeki güçlü ülkelerin desteği olmadan uygulayamayacağının farkındadır.

        REKLAM

        Bu nedenle Yunanistan’ın yine AB ve ABD’nin arkasına saklanmayı, kendisi ile Türkiye arasındaki ikili sorunları sanki Türkiye ile genel olarak Batı ve Avrupa Birliği arasındaymış gibi gösterme çabası içerisine girdiği izlenmektedir. AB’nin bir mahalle dayanışmasına dönüşen, retorikte Yunanistan’a sağladığı izlenimini verdiği sözde desteğin Atina’yı daha da şımarttığı Dendias’ın Ankara’da sergilediği tehditkar tutumdan anlaşılmaktadır.

        Esasen kendisinin de desteklediği Annan Planı’nın Rumlarca reddedilmesinden hemen sonra, Güney Kıbrıs’ı birliğe alarak büyük bir hata yapan, Rum/Yunan ikilisinin uzlaşmaz tutumunu mükafatlandırarak, Adadaki iki toplumun siyasi eşitliği üzerine kurulacak federal tek devletli çözümü neredeyse imkansız hale getiren AB, şimdi de Atina’nın saldırgan, yayılmacı politikalarını sözde bile olsa destekler görünerek esasında Yunan halkına büyük bir kötülük yapmaktadır.

        Mitsotakis-Dendias ikilisinin 2020 senesi içinde AB’yi, Türkiye’ye yaptırımlar uygulatarak, peşinden sürükleme isteklerinin AB içinde tam destek bulmadığı doğrudur. AB içindeki birçok ülkenin Atina’nın, Dendias’ın Ankara’da kibirli bir şekilde tekrar iddia ettiği şekilde, Ege ve Doğu Akdeniz’deki uygulama ve isteklerinin uluslararası hukuka uymadığının farkında olduğu açıktır.

        REKLAM

        Bu ülkelerin Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün sebebinin Rum/Yunan ikilisi olduğunun, 1960’da kurulan Kıbrıs Devletini Rum/Yunan ikilisinin yıktığının, Rum/Yunan ikilisinin aradan geçen 60 seneden sonra Ada’da Türk ve Rumların bir arada değil yan yana yaşamalarından başka bir çözüm bırakmadıklarının farkında olmamaları da imkansızdır.

        Türkiye-Yunanistan arasında çoğu köklerini tarih ve coğrafyadan alan birçok ciddi sorun bulunmaktadır. Atina’da bu sorunların çözümü yönünde siyasi bir irade başından beri bulunmamaktadır. Mitsotakis-Dendias ikilisinin Atina’da iktidara gelmesinden sonra bu sorunların günümüzde çözümü zaten imkansız hale gelmiştir.

        Bu durumda, geçmişte birçok kez yapıldığı gibi, sorunların dondurulması tek çare olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun en iyi örneklerinden biri Cem-Papandreou dönemindeki Türkiye-Yunanistan yakınlaşmasıdır. Atina’daki Büyükelçilik dönemimde de Ankara-Atina bu şekilde davranmış, sorunlar dondurularak, işbirliği yapılabilecek alanlara yönelinilmiş, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ekonomik alanda hızlı bir şekilde gelişmiştir.

        Dendias’in Ankara’ya heyetinde ekonomik konularla görevli Bakan Yardımcısının bulunması, Atina’nın yine sorunları dondurarak, işbirliği yapılabilecek alanlara baktığı, ekonomik işbirliği alanında yeni açılımların beklenebileceği izlenimini yaratmıştır.

        Ancak, Dendias’ın Ankara’daki basın toplantısında takındığı olumsuz tavır ve yeni hiçbir şey eklemeden Atina’nın sorunlar konusundaki tutumlarını kamuoyu önünde bir bir dile getirmesi Yunanistan’ın buna da hazır olmadığı ve saldırgan tutumunu ve yayılmacı politikalarını devam ettirmek istediği anlamına gelmiştir. Ancak, ciddi bir AB ve ABD baskısı Mitsotakis-Dendias ikilisini bu olumsuz ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerini kaçınılmaz olarak tırmanmaya götürecek davranıştan vazgeçirebilecektir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ