Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Deneklerin kim olduğunu unuttuğu, şiddetli sonuçlarla biten Stanford Hapishane Deneyi
        1

        Standorf Üniversitesi'nde fahri proseför olan Philip George Zimbardo ve ekibi; Amerika hapishanelerindeki gardiyanlarda görülen gaddarlığın onların mizacı mı yoksa şartların etkisi mi olduğunu araştırmak istiyordu.

        Kaynak: Invision. Fotoğrafta Dr. Zimbardo görülüyor.

        2

        Psikolog, cezaevlerindeki katı çevrenin; insanların mizaçlarından çok, öyle davranmaya zorlandıkları için ortaya çıktığını düşünüyordu.

        3

        1973 yılında Zimbardo, bunun için bir deney yapmaya karar verdi ve Stanford Üniversitesi psikoloji binasının bodrum katını sahte bir hapishaneye dönüştürdü.

        4

        Deney için 24 denek seçildi ve gerekli uygunluğu sağladıklarından emin olmak için psikolojik ve biyolojik testlerden geçtiler. Bu deneklerin her birine günlük 15 dolar ödenecekti ve deneyin 2 hafta sürmesi bekleniyordu.

        5

        Tabii ki hiç kimse olayların bir anda şiddetli bir kaosa dönüşeceğini ve deneyin 6.günde iptal edilmek zorunda kalacağını tahmin etmiyordu.

        24 kişiye rastgele roller dağıtıldı. Kimisi mahkum kimisi gardiyan oldu. Tüm mahkumlar koğuşa getirilmeden önce gerçek bir hapishane gibi tüm süreçleri yaşadı; çıplak olarak muayene edildi, parmak izleri alındı, fotoğrafları çekildi.

        6

        Deneyde, mahkumların isim kullaması yasaktı sadece kendilerine verilen bir kimlik numarası kullanabiliyorlardı.

        Tüm gardiyanlar aynı haki üniformalar giymişlerdi ve boyunlarında bir düdük ve polisten ödünç aldıkları bir sopa taşıyorlardı. Gardiyanlar ayrıca mahkumlarla göz temasını imkânsız kılmak için özel güneş gözlüğü taktılar.

        7

        Gardiyanlara fiziksel şiddet dışında otorite kurmaları için her türlü yetki verildi ki zaten işler bu noktada kontrolden çıktı. Kısa sürede herkes burayı gerçek bir hapishaneymiş gibi benimsedi.

        Deney henüz başlamışken gardiyanlar beklenmeyen bir hızla role alıştı ve mahkumları cezalandırmaya başladı. Gardiyanlar mahkumlarla alay ediyor, onları küçümsüyor, çıplak ellerle tuvaletleri temizlettiriyordu.

        8

        Şınav, gardiyanlar tarafından uygulanan yaygın bir fiziksel ceza biçimi haline geldi. Gardiyanlardan biri, şınav çekerken mahkumların sırtına basıyordu ya da diğer mahkumları şınav çeken diğer mahkumların sırtına oturtuyordu.

        9

        Bu sırada mahkumlar arasında bir isyan çıkar gibi oldu ancak gardiyanlar tarafından bastırıldı. İsyanının elebaşıları hücre hapsine alındı. Bundan sonra gardiyanlar şiddeti artırdı; mahkumları taciz etmeye ve korkutmaya başladı.

        10

        Giderek kontrolden çıkan gardiyanlar, bu isyanın bir daha yaşanmaması için isyana en az karışan mahkumlara özel yemek verdiler, kendilerini temizlemesine müsaade ettiler. Diğer mahkumlar yemek yeme hakkını bile kaybetmişti.

        11

        Mahkumlar daha bağımlı hale geldikçe, gardiyanlar onlara karşı daha sert ve küçümseyici oldu. Gardiyanların onları küçümsemesi arttıkça, mahkumlar daha itaatkar hale geldi.

        12

        Deneyin üzerinden 36 saatten daha az bir süre geçtikten sonra tutuklu 8612, şiddetli duygusal rahatsızlık, düzensiz düşünme, kontrol edilemeyen ağlama ve öfkeden acı çekme gibi durumlar yaşamaya başladı.

        Arkasından 8612 numaralı tutuklu da aynı öfke problemlerine ve ağlama krizlerine yakalandı.

        Mahkumlar, şiddetli gardiyan davranışları yüzünden psikolojik olarak çökmeye başlıyordu.

        13

        Bunun üzerine psikologlar, mahkumlar için "ziyaretçi saati" düzenleyerek, onları aileleriyle görüştürdü. Görüşme sonrası mahkumlar arasında yeniden firar etmekle ilgili fikirler oluşmaya başladı.

        14

        Mahkumların kaçacağından korkan gardiyanlar daha da acımasızlaştı. Bu sırada deneklerden biri daha ağlama krizine girdi. Mahkum, gardiyanlar tarafından "kötü" olarak etiketlenmişti.

        Psikologlar onu deneyden ayrılmaya ikna etmeye çalıştılar ancak o, diğerleri onu kötü bir mahkum olarak etiketledikleri için ayrılamayacağını söyledi.

        15

        O noktada olaya müdahele eden Zimbardo, "Dinle, sen tutuklu 819 değilsin. Senin adın ... ve benim adım Dr. Zimbardo. Ben bir psikoloğum, hapishane müdürü değilim ve burası gerçek bir hapishane değil. Bu bu sadece bir deney. Hadi gidelim."

        Tutuklu, şok bir şekilde gerçek hayata döndü. Aniden ağlamayı kesti, yukarı baktı ve sanki hiçbir sorun yokmuş gibi "Tamam, hadi gidelim" diye cevap verdi.

        16

        Zimbardo (1973), deneyin iki hafta sürmesini amaçladı, ancak altıncı günde mahkumların duygusal çöküntüleri ve gardiyanların aşırı saldırganlığı nedeniyle deneyi sonlandırmak zoruna kaldı.

        17

        Zimbardo (2008) daha sonra şunları kaydetti: "O noktada hapishane rolüme ne kadar yaklaştığımı çok sonra fark ettim. Bir araştırma psikoloğundan çok bir hapishane müfettişi gibi düşünüyordum."

        18

        Hapishane deneyi sonlandırıldıktan sonra Zimbardo, katılımcılarla röportaj yaptı. Araştırma onlara "gerçek" gelmişti.

        Bir gardiyan, "Kendime şaşırdım. Birbirlerine isim takmalarını ve çıplak elleriyle tuvaletleri temizlemelerini sağladım. Neredeyse mahkûmların sığır olduğunu düşündüm ve bir şey denemeleri durumunda onlara dikkat etmem gerektiğini düşünmeye devam ettim" dedi.

        19

        Deneye katılanların kendilerini nasıl bu kadar kaptırdığına gelince; gardiyanlar, yaşananların kişisel olarak kendilerinden kaynaklanmadığını düşündükleri için çok sadist davranmış olabilirlerdi, bu bir grup normuydu. Ayrıca giydikleri üniforma nedeniyle kişisel kimlik duygularını kaybettikleri düşünülüyordu.

        20

        Ayrıca öğrenilmiş çaresizlik, mahkumların gardiyanlara boyun eğmesini açıklayabilirdi. Sahte hapishanede, gardiyanların öngörülemeyen kararları, mahkumların sinmesini sağlamıştı.

        Bu ilginç psikoloji deneyi, 2015 yılında beyaz perdeye "Standord Hapishanesi Deneyi" ismiyle taşındı. Filmin galasına Dr. Zimbardo da katıldı.

        Çalışmanın detayları Simply Psychology'den alınmıştır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ