Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Mekke'nin Fethi ile ilgili mesajlar

        Mekke'nin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(SAV) ve islam ordusu tarafından fethedilişinin yıldönümünde kutlama mesajları gönderilmeye başlandı. Sizler için Mekke'nin Fethi mesajlarını derledik. İşte Mekke'nin Fethine dair kutlama mesajları ve Mekke'nin Fethine dair bilgiler...

        -Ey Müslüman Bugün Mekke Fethi!

        Ümmeti Muhammed'in Şerefli günün Yıldönümü!

        Ey Müslüman, sana verilen bu Şâni onurla taşı,

        taşı ki neslin tükenmesin!

        Ey Müslüman, bu Fetih En Şerefli Liderin Fethi!

        -Ümmeti Muhammed'in bu mübarek günü anması ve hayirlara vesile olmasi dileği ile..

        -Bugün mekkenin fetih yıldönümü.tüm islam aleminin (bu fetihin yüzü suyu hürmetine)uyanıp birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını ,daha nice gönül fetihlerine vesile kılmasını rabbım'dan niyaz ederim.

        -Bugün Mekkenin fetih yıldönümü hayırlı olsun hepimize...

        -31 Aralık Mekke'nin Fethinin Mübarek olmasını Cenab-ı Allah'tan diler, Yeni yılın ise kendi inancımıza göre karşılanmasını temenni ederim.

        -Her yeni gün ve her yeni yılın doğan bir umut olduğu, Anaların ağlamadığı, Şehitlerin gelmeyeceği inancıyla, Mekke’nin Fethi’nin Müslüman alemine yeni yılda huzur ve güven ortamına kavuşması dileğimle.

        -İslam için çekilen hiçbir sıkıntının boşa gitmediğini ve rabbimizin bunun karşılığında Mekke'nin Fethini müyesser kıldığı gerçeği kılavuzumuz olsun. Tüm İslam aleminin fetih yıl dönümünü de kutluyorum.

        MEKKE'NİN FETHİ

        Peygamberimiz (sav), Mekke'nin kan dökülmeden fethedilmesini istiyordu. Bu amaçla Hicretin 8. yılı olan 630 yılında, Ramazan ayının 10. günü 12 bin kişilik büyük bir ordu ile Medine'den çıktı ve gizlice Mekke şehrini kuşattı.

        Bu ani kuşatma karşısında Mekkeli müşrikler neye uğradıklarını şaşırmışlar ve savaş hazırlığını bile yapamamışlardı. Mekkeliler korkularından şehri savunamadılar ve Müslümanlar hiç kan dökülmeden Arabistan'ın en büyük, en kutsal şehrini savaşsız fethettiler. Bundan sonra Mekke halkının tamamı Müslüman oldu ve İslâm dînini kabul ettiler. Peygamberimiz (sav) Mekke'deki eski düşmanlarına karşı çok iyi davrandı. Mekke, bu tarihten sonra yeni bir dönemi yaşamaya başladı.

        Kabe etrafında yaklaşık olarak 360 civarında put vardı. Bunların en büyüğü olan "Hubel", Kabe'nin üstüne konulmuştu. Diğerleri Kabe'nin etrafına ve içine yerleştirilmişlerdi. Hz. Muhammed (sav) fetihten sonra tüm putları yıkmıştır. Allah'ın mübarek kıldığı, İslam dininin merkezi olan bu belde, böylelikle şirkten, putperestlikten ve bütün diğer hurafelerden arındırılmış yeni bir hayata kavuştu.

        Mekke alındıktan sonra çevredeki diğer bütün Arap kabileleri de İslam dinine katıldı. Böylelikle İslamiyet büyük bir güç kazandı.

        Fetihten sonra Mekke'nin ekonomik ve sosyal durumu da değişmiştir. İhtiyaçların temini için gereksinim duyulan kervan faaliyetlerine olan bağımlılık ortadan kalktı. Mekke'de Kuran ahlakının hakim olması ile birlikte şehrin elde ettiği gelirler ihtiyaç olan yerlere adil bir sekilde paylaştırılıyor ve böylelikle Mekke'nin ihtiyaç duyduğu her şey sağlanıyordu. Mekke artık Hac zamanlarında hareketli ve canlı günler yaşıyordu. Bu zaman zarfında çok yoğun bir ticari faaliyete de sahne oluyordu.

        Mekke'nin Fethine ilişkin Kuran-ı Kerim'de yer alan ayetler ise şunlardır:

        Ve de ki: "Rabbim, beni (girilecek yere) doğru bir girdirişle girdir ve (çıkarılacak yerden) doğru bir çıkarışla çıkar ve Katından bana yardımcı bir kuvvet ver." De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 80-81)

        Şüphesiz, sana Kur'an'ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir... (Kasas Suresi, 85)

        İslami Terimler Sözlüğü

        Beytü'l Haram: Mukaddes, korunulan ve sakınılan ev. Mekke'de Kabe'nin bulunduğu sahadaki mescidin adı. Beytü'l-Haram ifadesi Kur'an-ı Kerîm'de iki defa zikredilir:

        "Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan Ay'a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin..." (Maide Suresi, 2)

        "Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe'yi insanlar için bir ayaklanma (kıyam evi) kıldı..." (Maide Suresi, 97)

        Müslüman Bilim Adamları

        Zehravi; (936 - 1013) Endülüs'ün Zehrâ şehrinde doğan Zehravi, İslam dünyasında ve Batı dünyasında cerrahiyi konu edinen son bölümüyle tanınan el-Tasrif adıyla bir eser hazırlamıştır. Dönemin cerrahi ile ilgili bilgilerini özetlemiş, tecrübe edinmek için canlı hayvanlar üzerinde ameliyatlar yapılması gibi yeni görüş ve yöntemleri tıp dünyasına kazandırmıştır. Bu nedenle el-Tasrifin cerrahi ile ilgili son bölümü, Cremonalı Gerard tarafından Latinceye çevrilmiş ve 1497'de Venedik'te, 1541'de Basel'de ve 1778'de ise Oxford'da basılarak çoğaltılmıştır.

        Müslüman Hükümdarlar

        Kanuni Sultan Süleyman (1495 - 1566) Osmanlı Sultanlarının onuncusu ve İslam halifelerinin yetmiş beşincisi.

        Babası Yavuz Sultan Selim'in vefatı ile 30 Eylül 1520 tarihinde 26 yaşında iken Osmanlı tahtına çıktı. Avrupalıların "Muhteşem" olarak adlandırdıkları Süleyman Han, babasından devraldığı 6.557.000 km2 Osmanlı toprağını, yaptığı fetihlerle 14.893.000 km2 ye ulaştırdı. Bulunduğu yüzyıl, dünya tarihine Türk asrı olarak geçti. Bu asırda her sahada dahi devlet ve ilim adamları yetişti. Sadrazam İbrahim Paşa, Lütfi Paşa, Sokullu Mehmed Paşa, Şeyhülislam Kemalpaşazade, Fuzuli, Mimar Sinan, Barbaros Hayreddin Paşa bunlardan bazılarıdır.

        Sultan Süleyman Han'ın asıl adından daha fazla bilinip, şöhreti olan Kanuni ünvanı, önceki Osmanlı kanunnamelerini ve devri icabı lüzumlu hükümleri Kanunname-i Al-i Osman adı altında toplattırıp tanzim ettirmesinden ileri gelmektedir. Kanunname'yi hazırlarken ve tatbik ederken İslam alimlerine danışmış, onların fikirlerini almıştır. Süleyman Han, Atlas Okyanusu'ndan Umman Denizi'ne; Macaristan, Kırım ve Kazan'dan Habeşistan'a kadar çok geniş toprakları Kuran ahlakına uygun olarak adaletle idare etmeye muvaffak olmuştur. Kanuni; alim, nezaketli, irfan sahibi ve hakim bir padişah olarak tanınmış ve çok sevilmiştir.

        İmar faaliyetleriyle de uğraşan Kanuni, memleketin hemen her yerinde camiler, mescidler, medreseler, hamamlar ve çeşmeler inşa ettirmiştir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ