AB Bakanı, özel açıklamalarda bulundu
AB Bakanı Volkan Bozkır, anlaşmanın perde arkasını sadece Habertürk'e anlattı. Özel röportaj, pazar günü Habertürk'te
Kübra PAR/ FİNLANDİYA
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Finlandiya’da Avrupa Birliği (AB) ile mülteci krizi konusunda varılan mutabakatın detaylarına ilişkin özel açıklamalarda bulundu.
Anlaşma kapsamında 33. faslın açılacağını, haziran sonunda vizelerin kaldırılacağını ve Gümrük Birliği’nin güncelleneceğini söyleyen Bakan Bozkır, güvenli bölge oluşması fikrinin de AB nezdinde ilk kez değerlendirildiğini vurguladı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki İkili Geri Kabul Anlaşması’na bağlı olarak, Yunanistan’a geçen mültecilerin Türkiye’ye geri kabul sürecinin 4 Nisan’dan itibaren başlayacağını vurgulayan Bozkır, AB’nin 4 bin kadar uzmanı, süreci yönetmek üzere Yunanistan’a göndereceğini açıkladı.
NEDEN 72 BİN KOTASI?
Bakan Bozkır, Avrupa ile Türkiye arasında geçiş yapacak 72 bin kişilik kotanın Avrupa Birliği’nin kendi içindeki düzenlemelerden kaynaklandığını dile getirdi. “Geçtiğimiz yıl temmuz ayında hangi ülkenin kaç kişi alacağını kararlaştırdılar. 72 bin rakamı bu dağılımın toplamından çıkmış bir rakam” diyen Bozkır, “İnşallah bu 72 bin rakamıyla bu psikoloji oluşturulacaktır ve düzensiz göç sona erecektir. 72 bin kotası aşılırsa kendi aralarında bir karar alarak rakamı artırabilirler, bu bizim sorunumuz değil. Biz bire bir diyoruz, yani bir kişi gelirse bir kişiyi göndeririz” dedi. AB’den gelecek toplam 6 milyar Euro’luk hibenin pratikte nasıl kullanılacağına dair endişeleri olduğunu belirten Bozkır, şöyle devam etti:
NASIL KULLANILACAK?
“Eğer bu para mevcut AB sistemi içinde uluslararası kuruluşların aracılığıyla kullanılırsa, Türkiye’ye geliş uzun yıllar alabilir. Aracı kuruluşlar her gönderilen paradan komisyon alıyorlar. Bu komisyon yüzde 15’i bulabiliyor. Bu durumda 3 milyar Euro’nun 450 milyonu komisyon olarak uluslararası kuruluşlara gidecek. Buna karşılık yeni bir mekanizma talebinde bulunduk. Bu para Kızılay’a ya da AFAD’a verilsin. O takdirde ihalesi, inşaatı Türkiye’de bu işi bilenler tarafından yapılır, 450 milyon boşa gitmez.” Kızılay ve AFAD’ın Avrupa’da akredite olmadığını fakat akreditasyon için gerekli girişimlere başladıklarını kaydeden Bozkır, “Bu para Türkiye’ye hemen gelmelidir. 2 yıl sonra gelmesinin burada yaşayan Suriyeli kardeşlerimize psikolojik olarak faydası olmaz” diye konuştu.
