Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Genelkurmay: JİTEM diye bir birim yok

        Veysi İPEK / DİYARBAKIR (AHT)

        Güneydoğu'da 1988-1994 yılları arasında bazı emekli generallerin bilgisi dahilinde "Adam öldürmek, araç bombalamak, suikast, adam kaçırıp infaz etmek, fidye almak" eylemlerini gerçekleştirdikleri öne sürülen 11 kişinin yargılandığı davada, mahkemenin talebi üzerine Genelkurmay Başkanlığı'nın gönderdiği yazıda "Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş JİTEM adında herhangi bir birim mevcut değildir" denildi.

        Emekli bazı general ve komutanların bilgisi dahilinde "JİTEM" yapılanması içerisinde öldürme, bombalama ve gasp gibi eylemlere giriştikleri iddiasıyla 10 yıldan bu yana tutuksuz yargılanan 9'u PKK itirafçısı, 1'i korucu, 1'i de istihbarat elemanı 11 sanıklı davanın son celsesinde, JİTEM'in varlığı sorgulanmıştı. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanifi Avcı'nın verdiği ifadeler doğrultusunda Diyarbakır 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 Ekim 2009'daki duruşmada Genelkurmay Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı'na 'JİTEM' adında bir kurumun olup olmadığı sorulmuştu. Genelkurmay Başkanlığı, mahkemenin talebini inceleyerek Hakim Albay Orhan Önder imzasıyla gönderdiği cevabi yazıda şöyle dedi: "Genelkurmay Bakanlığı bünyesinde kurulmuş, JİTEM adında herhangi bir birim mevcut değildir."

        Önceki celselerde müşteki avukatı Tahir Elci, Ergenekon davası sanıklarından Albay Arif Doğan'ın ifadelerinde JİTEM adlı örgütü kurduklarını ve resmi bir kurum olduğunu ifade ettiğini ileri sürerek, Teoman Koman'ın JİTEM'in varlığını kabul etmediğini ileri sürmüştü.

        EMNİYET MÜDÜRDÜ AVCI'NIN İFADELERİ

        Dönemin Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü olan Eskişehir Müdürü Hanifi Avcı, tanık olarak Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 18 Haziran'da verdiği ifadesinde Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı içerisinde ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunduğunu bazı şahısların asayiş toplantılarına JİTEM komutanlığı görevlisi olarak katıldığını söylemişti. JİTEM kurucusu ve üyeleri olan Arif Doğan, Cem Ersever, Aytekin Özer'le tanıştırıldığını anlatan Avcı, JİTEM kurulduktan sonra başlayan PKK karşıtı eylemlerin JİTEM tarafından yapıldığı kanaatine vardıklarını anlatmıştı.

        O dönem cezaevinde 40 civarında itirafçı olduğunu belirten Avcı, Binbaşı Cem Ersever ile itirafçılar İbrahim Babat, Adil Timurtaş, Recep Tiril ve 5-10 kişilik bir ekiple birlikte çalıştıkları bilgisini vermişti. Veli Küçük'ün Jandarma Genel Komutanlığı'nda karargâhta olduğunu ve JİTEM'in ona bağlı olarak bölge ve Diyarbakır'da teşkilatlandırıldığını duyduğunu söyleyen Avcı, "Korgeneral Hikmet Köksal Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanıyken tüm birlikler ona bağlı olduğu gibi JİTEM de ona bağlıydı" demişti. Avcı, Ergenekon sanığı Arif Doğan'ın, Cem Ersever'in komutanı olmasına rağmen JİTEM'de Ersever'den daha geri bir konumda olduğunu da öne sürmüştü.

        VEDAT AYDIN CİNAYETİ

        Avcı, bölgedeki ilk önemli faili meçhul cinayet olan HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yapan Susurluk kazasında ölen dönemin Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ'ın bu cinayetle ilgili polislerle yaptığı bir değerlendirmeye şahit olduğunu söylemişti. Avcı, "Ergani'de yol kontrolü yapan bir trafik ekibi olay öncesinde yoldan çekildi ve böylece Vedat Aydın'ın cesedini taşıyanlar Maden tarafına sorunsuz geçti" diye konuşmuştu.

        "DOĞAN, BABAT'I KORUYORDU"

        Tanık Avcı, itirafçı İbrahim Babat'ı geçtiğimiz günlerde Ergenekon davasından sağlık nedenleriyle tahliye edilen emekli Albay Arif Doğan'ın koruduğunu da öne sürerek şunları söylemişti: "Babat çek senet tahsilatı işine girmiş. Kadıköy'de para anlaşmazlığı nedeniyle çıkan çatışmada iki kişi yaralanınca Babat firar etmiş. O tarihlerde Yalova Alay Komutanı olan Albay Arif Doğan ile irtibatını sürdürmüş. Sinan Yaşar isimli JİTEM Ege sorumlusu, subay ve astsubaylarla tahsilat işlerine girmişler. Arif Doğan, Babat'a hoşgörülü davranılması için yardım istedi. Bu işlerin peşinde olmamasını söyledim. Kadıköy Emniyeti'nde müdür seviyesinde birisiyle irtibata geçebileceğini kaydettim. Doğan, bu kişiyle irtibata geçtikten sonra Kaleşnikof tüfeğiyle birlikte Babat'ı teslim etti."

        İDDİANAMEDEN

        Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı PKK itirafçıları İbrahim Babat, Adil Timurtaş, Recep Tiril, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Hayrettin Toka, Fethi Çetin ve Abdulkadir Aygan ile jandarma istihbarat elemanları Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz ve korucu Faysal Şanlı hakkında ömür boyu hapis istemiyle dava açmıştı.

        İddianamede sanıklar hakkında, Güneydoğu'da 1988 ile 1994 yılları arasında bazı emekli generallerin bilgisi dahilinde "Adam öldürmek, araç bombalamak, suikast, adam kaçırıp infaz etmek, fidye almak" suçlamalarıyla dava açılmış ve 10 yıldan beri süren dava dosyası Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi ile sivil mahkeme arasında görevsizlikle gidip gelmişti. İddianamede, 11 sanığın, dönemin Asayiş Kolordu Komutanı Hulusi Sayın, asayiş komutanları İsmail Selen, Hikmet Köksal, Silopi JİTEM Grup Komutanı emekli Albay Arif Doğan, Veli Küçük, Yüzbaşı İsmail Öztoprak, Yüzbaşı Sinan Yaşar'ın bilgisi dahilinde kaçak olaylarda kullanıldıkları, Silopi'de JİTEM adına çalışan Ahmet Zeyrek'in yasa dışı olayları bildiği için çevreye bilgi sızdıracağı endişesiyle sanık Lokman Gündüz tarafından öldürüldüğü, PKK'ya yardım ettikleri iddiasıyla Tahsin Sevim, Hasan Utanç ve Hasan Caner adlı köylülerin astsubay Şaban Bayram'ın bilgisiyle kaçırılıp sanık korucu Faysal Şanlı tarafından kurşuna dizildiği belirtiliyor.

        İddianamede, Veli Küçük'ün İstihbarat Komutanlığına getirilmesi üzerine PKK itirafçılarına asker kimliği çıkarıp Grup Komutanlığı'nda görevlendirdiği, ?PKK'lı diye 6 vatandaşı Asayiş Komutanı Hikmet Köksal'ın emriyle öldürdükleri, sanık İbrahim Babat'ın kapatılan ?Yeni Ülke' gazetesinin Nusaybin bürosunu bombalayıp kaçtığı sırada polisçe yakalandığı, üzerinde asker kimliği çıkınca serbest bırakıldığı belirtiliyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ