Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan yargıyı eleştirdi

        Umut TÜTÜNCÜ/AHT

        Başbakan Erdoğan, yüzlerce subayın “örgüt elemanı” olarak suçlanmasını “Bu yenilir, yutulur bir şey değil” diye niteledi ve yargıyı özenli olmaya çağırdı: Bu insanlara moral değerler noktasında darbe vurursak, terörle mücadelede darbe yeriz”

        Başbakan Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları nedeniyle tutuklu askerlerin “örgüt elemanı olarak” suçlanmasını eleştirerek, “Bu insanlara moral değerler noktasında darbeyi vurursak terörle mücadelede çok büyük darbe yeriz” diye konuştu. Erdoğan, 24 TV’de “Sansürsüz Özel” programına konuk olarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı:

        DELİL VARSA HÜKMÜNÜ VER: (Tutuklu askerlerle ilgili soru üzerine) Şimdi böyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü işi bitir. Ama elinde kesin hükümler yok da sen yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak hele hele emekli Genelkurmay Başkanı’nı kalkar bu şekilde değerlendirirse, burası gerçekten Silahlı Kuvvetler içinde bütün moral değerlerini altüst eder... Ama siz şimdi orada bu mücadeleyi veren insanlara arka taraftan ‘Bu örgüt elemanıdır’ dersen, ya nasıl oluyor da bu örgüt elemanı gidiyor da bu terör örgütü ile orada bu mücadeleyi veriyor? Bu yenilir yutulur bir şey değil.

        HASTALAR İÇİN YASA: (Yaşlı ve hasta tutukluların durumu) Şu anda bunların içinde mama ile beslenenler var. Bu duruma düşenler var. Diyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu işi bırakmadan yasa ile çözelim. Çünkü evde bakımı gerektiren bir konu. Hapishaneden bunlar ciddi manada zaten ikinci bir cefayı çekiyor. Ben bu ifadeleri kullanırken yargıyı yargılama gayreti içinde değilim ama attığımız bir yanlış adımın çok daha dikkatle ele alınmasının gereğine inanıyorum. Bu insanlara moral değerler noktasında, motivasyon noktasında darbeyi vurursak terörle mücadelede çok büyük darbe yeriz.

        KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ: ‘Kabineler göreve başladığından sonra ilanihaye görev yapar’ diye kayıt yok. Süreç içerisinde zaman zaman zayıflama oluyor, performans düşüyor. Bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde sıkıntılar yaşıyorsunuz. Bizim de sorumluluklarımız var. Değişimi gerektiren bir şey yakalıyorsanız idareci olarak bunu yapmak zorundasınız. Arkadaşlarımdan farklı noktada Allah göstermesin olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular. Sağlık Bakanım 10 yıldır elinden gelen gayreti ortaya koydu. En uzun kabinenin içindeki 5 arkadaşımdan biriydi.

        EŞ DURUMU TAYİNLERİ: Ülkemizde özellikle eş durumundan öğretmenler meselesinde beklentiler var. Beklentiler noktasında bunu süratle aşmamız gerekir. Eğitim Komisyonu Başkanı olan Nabi Bey’in (Nabi Avcı) hassasiyetini biliyoruz. Dedik bu adımları değişiklikle atalım. Aynı şekilde Kültür Bakanlığımız da bazı durumlar. Çok süratle almamız gereken mesafeler var.

        POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ: (Politika değişikliği sorusu üzerine) Bazı değişimleri yapmamız şart ve bu değişimlerde özellikle bazı yerlerde bürokratlar sizi engelliyor, tıkıyor. Eğer o bürokratik oligarşiyi aşamazsanız kalıyorsunuz. Marmaray’da 3 sene, belki daha fazla gecikmeliyiz. Çünkü bu önemli bir yatırım. Belki açılacaktı. İstanbul’un ulaşımında ciddi yükü kaldıracaktı. Bürokrasi bazen sizi tıkıyor.

        BDP’LİLER ARIYOR: Bazı BDP’li arkadaşlar beni arıyor. ‘Biz size inanıyoruz’ diyor. E bana inanıyorsanız sert açıklamalarınıza ara verin. Konuşmalarınızı yumuşatın. Barışı savunan Kürt başkan konuşmasının sonunda, ‘Benim Kürt vatandaşımı bombalıyor’ diyor. Biz teröristi bombalıyoruz. Benim vatandaşımı, askerimi, polisimi tarayanları biz de ininde mağarasında bombalıyoruz.

        ÖCALAN’A TELEVİZYON: Ben Adalet Bakanı’na ‘Oraya bir televizyon koyun’ talimatını daha önce vermiştim. Konulmadığını duyunca tekrardan sordum. Radyo dinleyeceğine televizyon izlesin. Bunun zaten cezası belli. Hücre diye bir şey yok. Yatağı var, şimdi televizyonu da var. Bu yavru muhalefeti rahatsız edebilir. ‘Kucaklaşma’ diyor, çirkin çirkin akla hayale gelmedik şeyler. Sayın Bahçeli’nin bu tür şeylerini yanlış buluyorum. Bu, ülkenin huzuruna destek değil. Biz burada risk aldığımızın farkındayız.

        ‘ALIN ŞANGHAY BEŞLİSİ’NE, AB’DEN VAZGEÇELİM’

        Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin AB sürecini unutması, kaybetmesi diye bir şeyin söz konusu olmadığını belirterek, “NATO halkı Müslüman bir ülkeyi zamanında almış, ama artık almak istemiyor. AB, ‘NATO’nun düştüğü yanlışa ben düşmek istemiyorum’ diyor. Biz sizinle AGİT’te beraberiz, NATO’da beraberiz. Niye AB içinde bu kadar farklı bir yaklaşım içindesiniz? Onun için geçenlerde ben Putin Bey’e ‘Alın bizi Şanghay Beşlisi’ne, biz de AB’den vazgeçelim’ dedim. Şanghay Beşlisi daha güçlü, daha iyi” diye konuştu.

        TAKSİM’E REZİDANS OLABİLİR

        TAKSİM Meydanı’nda trafiği tamamen yerin altına alacaklarını, burasının İstiklal Caddesi’nin adeta mütemmimi gibi olacağını ifade eden Erdoğan, “Ha kullanım noktasında belli bir kısım belki rezidans olabilir. Çünkü ciddi ihtiyacımız var. Belli bir kısmı alışveriş olabilir. Belli bir kısmı müze olabilir. Bunlarla beraber de biz burayı zenginleştireceğiz. Şimdi Taksim Meydanı’na gelenler, nasıl uluslararası herhangi bir ülkeye gittiğinizde onların böyle dev meydanları vardır. Böyle tarihi eserlerin önlerinde giderler resim çektirirler, e bizim öyle bir meydanımız yok. İstiyoruz ki burada öyle bir meydan olsun” diye konuştu.

        ***

        ERDOĞAN’IN ACI GÜNÜ

        Başbakan Erdoğan, dün 84 yaşında vefat eden dayısı Kemal Mutlu’nun Büyük Piyale Paşa Camii’ndeki cenaze törenine katıldı. Cemaatten helallik alınırken Erdoğan’ın gözyaşlarına hâkim olamadığı görüldü.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ