Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Hülya Koçyiğit hastanede rehin kaldı - Magazin haberleri
        1

        'G.O.R.A' - CEM YILMAZ
        Cem Yılmaz'ın senaryosunu tek başına yazdığı ilk film olan 'G.O.R.A'nın adını sosisli sandviçten değil, Goralı Türkler'den geldiğini biliyor musunuz?
        Peki Goralı Türkler nerede yaşıyor?

        2

        Cem Yılmaz, 2001'de başladığı askerlik görevini Ankara Mamak Muhabere Bilgi Sistemler Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı'nda 18 ay yaptı.
        Askerliği sırasında NATO Barış Gücü'ndeki Türk askerleri için düzenlenen moral gecesinde için stand - up gösterisi yapmak üzere Kosova'ya giden Yılmaz, orada Goralı Türkler hakkında edindiği bilgiden etkilenerek filminin adını ‘G.O.R.A' olarak belirledi.

        3

        GORALI TÜRKLER KİMLERDİR?
        Türkçe'de dağ anlamına gelen 'Tura'dan türeyen Gora, Kosova'nın güneyindeki Şar Dağları eteklerindeki bölgeye deniyor.

        4

        Bölgedeki 20 köy Kosova, 2 köy Makedonya ve 10 köy Arnavutluk sınırları içinde.
        Bölgede yaşayanlara Goralı denirken 1991'de nüfusları 45 bindi.
        Yugoslavya'daki savaştan sonra özellikle iş bulmak için Sırbistan'a yaşanan büyük göçten sonra nüfusları son sayımda 7 bin olarak belirlendi.
        Müslüman olan Goralı Türkler, kendi dilleri olan Goraniçe'nin dışında Türkçe, Sırpça, Bulgarca ve Arnavutça'yı konuşuyor.

        5

        'RECEP İVEDİK' - ŞAHAN GÖKBAKAR
        Türk sinemasının izleyici ve hasılat rekortmeni 'Recep İvedik'i beğenmedikleri için Şahan Gökbakar'ın 6 yapımcı tarafından kapı dışarı edildiğini biliyor musunuz?

        6

        'Recep İvedik'in beyazperdeye yansıması hiç de kolay olmadı.
        Şahan Gökbakar, 'Dikkat Şahan Çıkabilir'deki skeçlerinden biri olan 'Recep İvedik'i film haline getirmek istiyordu. Senaryoyu yazıp yapımcıları aramaya başladı.

        7

        Zar zor randevu aldığı yapımcıların bazıları projeyi beğenmedi. Bazılarıysa 'Tamam çekeriz' demesine rağmen işe başlamayı sürekli erteledi.

        8

        Büyük hayal kırıklığı yaşayan Şahan Gökbakar, tam umudunu kaybetmişken Faruk Aksoy'un yanına gitti. Aksoy, projeyi beğenip çekmek istedi ama filmi finanse edecek kadar parası yoktu.

        9

        Faruk Aksoy, bir kaç gün sonra Mehmet Soyarslan'ı arayarak 'Recep İvedik' projesini çok beğendiğini ama çekim için yeterince parası olmadığını, ortak olmaları halinde seti kurabileceklerini söyledi.
        Mehmet Soyarslan'ın ortaklığı kabul etmesiyle de 'Recep İvedik' çekildi.


        10

        'Recep İvedik', Faruk Aksoy ile Mehmet Soyarslan'ın bile ön görmediği şekilde ilgi görerek o güne kadar en çok izlenen film oldu.
        6 yapımcının beğenmediği 'Recep İvedik' serisindeki 5 film toplam 26 milyon 767 bin 69 kişilik izleyici sayısıyla 250 milyon 467 bin 328 TL hasılat elde etti.

        11

        'AYLA' - YİĞİT GÜRALP
        'Kore Savaşı sırasında Astsubay Süleyman Dilbirliği'nin öksüz ve yetim kalan, Ayla adını verdiği Kim Eunja'ya manevi babalık yapması 67 yıl sonra sinemaya aktarıldı.

        12

        5 milyon 588 bin 903 kişinin izlediği, 66 milyon 49 bin 393 TL hasılat elde edildiği 'Ayla'nın beyazperdeye yansıma süreci 'Recep İvedik'in hikâyesine oldukça benziyor.

        13

        Yiğit Güralp, Astsubay Süleyman Dilbirliği ile Kim Eunja'nın yaşadıklarını bir belgeselde gördü. Güalp, yaşadıklarından oldukça etkilendiği Dilbirliği ile Eunja'yı film haline getirmek istedi.


        14

        Yiğit Güralp, proje dosyasıyla bir kaç yapımcının kapısını çaldı.
        İlk yapımcı, 'Hikâyede aşk yok, bu film izlenmez' diyerek projeye sıcak bakmadı.
        Daha sonra bir kaç yapımcıya daha gitti.
        Onların da görüşü aynıdır; 'Film izlenmez'...
        Yiğit Güralp, projesini daha iyi anlatabilmek için dosyasına kısa bir montaj görsel ekledi.
        Bu montajı izlettiği bir diğer yapımcı, Astsubay Süleyman Dilbirliği ile Kim Eunja'nın hikâyesine ağladı ama filmi çekmek istemedi.

        15

        Yiğit Güralp’in ortak bir tanıdığı sayesinde Mustafa Uslu’ya ulaşan proje, en sonunda yatırımcısını buldu. Güralp, aynı zamanda 'Ayla'nın yaratıcı yapımcısı oldu.


        16

        Yiğit Güralp, yaratıcı yapımcı kimliğiyle 'Ayla'nın başrol oyuncusunun İsmail Hacıoğlu olmasını, filmin yönetmenliğini ise Can Ulkay'ın yapmasını istedi.

        17

        Mustafa Uslu, Kim Eunja'yı bir Güney Kore firmasının Türkiye temsilcisinin kızının canlandırmasını istedi. Yiğit Güralp ve Can Ulkay 'Ayla' rolünü Güney Kore'de yaşayan ve oyunculuk eğitimi almış birinin oynaması gerektiğini söyleyerek buna şiddetle karşı çıktı.

        18

        Mustafa Uslu'nun filmde rol almasını istediği kız çocuğu deneme çekimi sırasında ağlama sahnesinde istenilen sonucu veremedi.
        Bunun üzerine Yiğit Güralp ile ve Can Ulkay’ın dediği olarak Kim Seol Güney Kore'den İstanbul'a getirildi.




        19

        Yiğit Güralp, kendisini yaratıcı yapımcı olarak tanımadığı, sözleşme şartlarına uymadığı, bu durumunu jenerikte ifade etmediği ve senaristlik konumunu da tartışmalı hale getirdiği iddiasıyla Mustafa Uslu'ya mayıs ayında dava açtı.

        20

        HÜLYA KOÇYİĞİT
        Hülya Koçyiğit ile Selim Soydan'ın damadı Ender Alkoçlar, sahibi olduğu şirket için bir kaç gün önce konkordato talebinde bulundu.
        Peki Hülya Koçyiğit ile Selim Soydan'ın paraları olmadığı için bir hafta boyunca hastanede rehin kaldığını biliyor musunuz?

        21

        Evet, Hülya Koçyiğit ile Fenerbahçeli milli futbolcu Selim Soydan, parasızlıktan dolayı kızları Gülşah'ın dünyaya geldiği doğumun masraflarını karşılayamadı.
        Hülya Koçyiğit, masrafların ödenememesi üzerine 1 hafta boyunca hastanede rehin kaldı.

        22

        Hastanede rehin kalarak kızını alıp eve gidemeyen Hülya Koçyiğit, o günlerde neler yaşadıklarını, parayı nasıl bulduklarını Habertürk'e şöyle anlattı;

        23

        Yıl 1969...
        Nisan ayı. Karnım burnumda. Selim ile hayatımızın en heyecanlı zaman dilimi içerisindeyiz. Bebeğimizi kucağımıza almamıza az bir zaman kalmış.
        Bugünün teknolojisi o zamanlar yok tabi. Cinsiyetini bilemediğimiz yavrumuzun ismi hazır.
        Kız olursa Selim'in babaannesinin adı Gülşah, erkek olursa da çok erken yaşta kaybedip doyamadığım babamın adı Sedat ismini vereceğiz.
        Tabii ben erkek olmasını diliyorum içten içe. Babamın ismini yaşatacak bir evlat hayal ediyorum.
        İnandım da, dünyaya bir erkek çocuk getireceğim.

        24

        Birimiz sinemada, birimiz futbolda Türkiye'nin en popüler, en sevilen isimlerindeniz.
        Hal böyle olunca nikâhımızda adım atılacak yer bırakmayan, ülkemin güzel insanlarıyla birlikte yaşıyoruz bu heyecanı.
        Herkes iyi temennilerini dile getirdiği mektubu ve kartpostalı ile birlikte bir sürü bebek hediyesi yolluyor.
        Bebekle ilgili akla gelebilecek A'dan Z'ye her şey...
        O zaman televizyon yok. TRT'den gelip Gülşah'ın ağlama sesini kaydettiler. Sonra da radyodan yayınladılar.
        Öyle sıcak ve samimi ve sanal olmayan bir ortamdayız.

        25

        Nisan ayının 24'ünü gösterdiğinde takvim, sancılarım başlıyor.
        Aman Allah'ım büyük gün.
        Koştur koştur hastaneye ve gerekli tetkikler ardından artan sancılarımla doğuma...
        Heyecanım tavan, bebeğimiz geliyor ve doktorun sesiyle dehşete düşüyorum: "Nur topu gibi kızınız oldu."
        Ben şok üzerine şok geçiriyorum o an.
        İnanılmaz mucizevi bir şey yaşıyorum; bir bebek dünyaya getiriyoruz.
        Bizim bebeğimiz...
        İnanılmaz bir hayal kırıklığı yaşıyorum çünkü bebek erkek değil. Kendimi kaybediyorum ve "Ben erkek olmasını istiyordum" diye öyle bir ağlıyorum ki herkes
        hayretler içerisinde.

        26

        Sonra kızımızı kucağıma verdiklerinde güzelliği karşısında kalakalıyorum.
        'Ben yaptım. Benim bebeğim. Bu bebeği ben yaptım...'
        Böyle egosantrik bir tavırla kendimi kaybediyorum.
        Ameliyathanedekiler bu duygu değişimi dolayısıyla şokta.
        Her şey anlık oluyor, ilk bebeğin verdiği buldumcuk olma durumu belki de bu.
        Daha güçlü ağlamaya başlayıp af diliyorum Allah'tan; 'Affet beni Allah'ım. Ne olur affet' diye...



        27

        Çok küçük yaşta babasız kalan bir çocuğun hayal kırıklığını anlık da olsa yaşadığım içindi bu isyanım.
        Adını Gülşah koyduk evladımızın ve babamı gülümseyerek her anımızda yaşatmaya da devam ettik kızımızı büyütürken.
        Doğumdan bir müddet sonra sakinleşiyorum ve normal odaya alınıyorum ama Gülşah odada yok.
        9 ay beklemişsin ama o an artık daha fazla beklemek istemiyorsun, gözüm hep kapıda. ‘Ne oldu Hülya demin isyan ediyordun?' diye soruyorum kendime...
        Çok şükür ne bende ne de Gülşah'ta sağlık açısından bir sıkıntı çıktı.
        Ertesi gün taburcu olup, çekirdek aile olarak evimize gideceğimizi düşündükçe mutluluktan uçuyorum.

        28

        25 Nisan oluyor ancak büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kalıyoruz.
        Çıkış işlemini başlatamıyoruz çünkü hastane masraflarını karşılayacak kadar paramız çıkmıyor.
        Kalakaldık mı öylece hastanede.
        Bugünün bir futbolcu ya da oyuncu kazancı o günlerde geçerli değil tabii. Az kazanan, günübirlik kazancıyla geçinen bir aileyiz. Eee tabii bir de evlenmeden önce annemden kalan borçları da ödemeye çalışıyoruz.
        İnanılmaz şöhretlisin ama maddi gücün yetersiz.

        29

        'Kol kırılır yen içinde kalır' durumundayız anlayacağınız.
        Selim’in alacakları var alamıyor, avans bekliyor; gelmiyor.
        Bir gün geçti yok, iki gün geçti yok.
        Ben de hastanenin konforuna bıraktım artık kendimi.
        Ailem yanımda, Selim antrenmanlara gidip geliyor.
        Bu arada para bulmaya çalışıyor ama yok.
        Selim’in o çaresizliği gözümün önünde.
        Ben de bir yandan ‘iyiyim merak etme’ mesajı vermeye çalışıyorum.
        Aslında içim içimi yiyor Gülşah’ı alıp eve gitmek için.


        30

        Sağlıklı bir şekilde normal doğum gerçekleştirip uzun süre hastanede kalan nadir insanlardan olabilirim, bekleyişimiz 1 hafta kadar devam etti çünkü.
        Baktık olacak gibi değil artık, Selim babasına durumun gerçek yüzünü anlatıyor binbir mahcubiyetle.

        31

        Kayın pederim rahmetli Arif Bey imdadımıza yetişiyor sağ olsun öğrenir öğrenmez. Uzun süre kaldığımız için iyice kabaran hastane masrafımızı ödüyor ve parasızlıktan mahsur kaldığımız hastaneden ancak öyle çıkıp evimize gidebiliyoruz.

        32

        Hayattaki en büyük şansımız, iyi yürekli evladımız Gülşah'ımız.
        İyi ki Allah senin gibi bir evlat verdi bize. Şükürler olsun.
        Çocuk sahibi olmak isteyen anne baba adaylarının gönüllerindeki muradı Allah nasip etsin.

        33

        SELİM SOYDAN KİMDİR ?
        Milli futbolcu Selim Soydan, futbola Beşiktaş'ta başladı.
        1961'de Fenerbahçe'ye transfer olan Soydan, sol açık mevkinde sahaya çıktığı 170 maçta 22 gol attı.
        15 kez milli formayı giren Selim Soydan 1971'de Fenerbahçe - Beşiktaş maçıyla jübilesini yaptıktan sonra 1975'te Gülşah Film'i kurarak yapımcılığa başladı.
        57 filme imza atan Soydan, günümüzde spor yorumculuğu yapıyor.

        34

        'HABABAM SINIFI' - ERTEM EĞİLMEZ - RIFAT ILGAZ
        Ertem Eğilmez'in izlenmeyeceğini düşünerek Rıfat Ilgaz ile 'Hababam Sınıfı'nın telif anlaşmasını tek film üzerinden yaptığını biliyor musunuz?

        35

        Rıfat Ilgaz, Dolmuş Dergisi'ne yazdığı öyküleri 1957'de roman türünde kitaplaştırdı. Ilgaz, romanını 1966'da piyese dönüştürdü.
        Ulvi Uraz tarafından sahnelenen piyes, 25 günlük provadan sonra Küçük Sahne'de Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ercan Yazgan, Ahmet Gülhan, Ali Yalaz, Zihni Küçümen ve Suzan Uztan'lı kadrosuyla 3 ay kapalı gişe oynadı.

        36

        Bunun üzerine Rıfat Ilgaz', Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1969), 'Hababam Sınıfı Baskında' (1972) ve 'Hababam Sınıfı Uyanıyor' (1972) adıyla üç piyes daha yazdı.

        37

        Ertem Eğilmez, 'Hababam Sınıfı'nı 1973'de sinema filmi projesi aşamasına getirdi.
        Başrolde de Zeki Alasya ile Metin Akpınar yer alacaktı.
        Ne var ki Eğilmez ile anlaşmazlık yaşayan Alasya ile Akpınar daha sonra filmde rol almaktan vazgeçti.
        Bunun üzerine Eğilmez, oyuncu arayışına başladı. Hatta sokaklara ve caddelere filmde oynamak isteyenleri bulmak için afiş bile bastırdı.

        38

        Oyuncu kadrosunun bulunmasının ardından çekimlerine 1974'te başlanan filmde başrolleri Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, Tarık Akan, Halit Akçatepe, Şener Şen, Ayşen Gruda, Feridun Şavlı, Cem Gürdap, Ahmet Arıman, Cengiz Nezir ve Bülent İğdiroğlu paylaştı.

        39

        Gösterime 1 Nisan 1975'te giren 'Hababam Sınıfı'nın ilk başlarda sadece kitabın okuyucuları tarafından izlenileceği sanılıyordu. Bu nedenle Ertem Eğilmez, Rıfat Ilgaz ile telif anlaşmasını tek film üzerinden yaptı.
        Ne var ki film gösterimde 28 hafta kalınca Eğilmez, 'Hababam Sınıfı'nı 6 filmlik seri haline getirdi.

        40

        Ertem Eğilmez'in oğlu Ferdi Eğilmez, 2004'te babasından bayrağı devralarak 'Hababam Sınıfı Merhaba', 'Hababam Sınıfı Askerde' ve 'Hababam Sınıfı Üç Buçuk'u çekti.
        Üç film toplam 6 milyon 237 bin 446 kişi tarafından izlendi.

        41

        Kimsenin izlemeyeceği sanıldığı için 1973'te telif sözleşmesi tek film üzerinden yapılan 'Hababam Sınıfı', Türk sinemasının en uzun soluklu serilerden biri olmasının yanı sıra Kemal Sunal ile Şener Şen'i fenomen haline getirdi. Aradan geçen 45 yıla rağmen 'Hababam Sınıfı' serisi yayınlandığı TV kanallarında hâlâ yüksek izlenme oranlarına ulaşıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ