Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat 'Korona Günlerinde Şiir'in konuğu Orhan Veli Kanık

        Orhan Veli Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak şiirlerinde günlük konuşma dilini kullandı.

        Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi 'Garip' akımının kurucusu olan Orhan Veli Kanık, 1914'te doğdu. 1950'de henüz 36 yaşındayken vefat etti.

        Şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok esere imza atan Orhan Veli Kanık, yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak durarak hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti.

        Kafiyeyi ilkel; mecaz, 'teşbih', 'mübalağa' gibi edebi sanatları gereksiz bulan Orhan Veli Kanık, geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak amacıyla yola çıktı. Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.

        Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı.

        REKLAM

        BEDAVA

        Bedava yaşıyoruz, bedava;

        Hava bedava, bulut bedava;

        Dere tepe bedava;

        Yağmur çamur bedava;

        Otomobillerin dışı,

        Sinemaların kapısı,

        Camekanlar bedava;

        Peynir ekmek değil ama

        Acı su bedava;

        Kelle fiyatına hürriyet,

        Esirlik bedava;

        Bedava yaşıyoruz, bedava

         Image Title 1  Image Title 2
        Description

        BENİ BU HAVALAR MAHVETTİ

        Beni bu güzel havalar mahvetti,

        Böyle havada istifa ettim

        Evkaftaki memuriyetimden.

        Tütüne böyle havada alıştım,

        Böyle havada aşık oldum;

        Eve ekmekle tuz götürmeyi

        Böyle havalarda unuttum;

        Şiir yazma hastalığım

        Hep böyle havalarda nüksetti;

        Beni bu güzel havalar mahvetti.

         Image Title 1  Image Title 2
        Description

        İSTANBUL'U DİNLİYORUM

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

        Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

        Yavaş yavaş sallanıyor

        Yapraklar, ağaçlarda;

        Uzaklarda, çok uzaklarda,

        Sucuların hiç durmayan çıngırakları

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

        Kuşlar geçiyor, derken;

        Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

        Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

        Bir kadının suya değiyor ayakları;

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

        Serin serin Kapalıçarşı

        Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

        Güvercin dolu avlular

        Çekiç sesleri geliyor doklardan

        Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

        Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

        Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

        Dinmiş lodosların uğultusu içinde

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

        Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

        Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

        Bir şey düşüyor elinden yere;

        Bir gül olmalı;

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

        İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

        Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

        Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

        Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

        Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından

        Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

        İstanbul'u dinliyorum

        PERŞEMBE: Attila İlhan

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ