Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Fiskos HT Masa haftanın magazin olaylarını masaya yatırdı
        1

        ‘Cem Yılmaz tıklama rekorlarını tarihe gömer!’

        Cem Yılmaz, ilk filmi ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ın 20’nci yılı şerefine orta metrajlı bir devam filmi çekeceğini duyurdu. Yımaz’ın Mazhar Alanson’la abi kardeşi oynadığı film, 1998 yılında 1 milyon 239 kişi tarafından izlenmişti. Dijital ortamda yayınlanacak olan film sizce nasıl bir tepki alır?

        2

        OBEN BUDAK: Ülkemizdeki tekelleşme komedi dalında da mevcut. Gülmek adına başvurabileceğim çok isim yok açıkçası. Bu yüzden Cem Yılmaz’a muhtaç konumdayız aslında. Ben kendi adıma eğleneceğimi düşünüyorum. Alternatifi yok zaten.

        3

        ESİN ÖVET: Günümüzde ‘Fi’ bu kadar izleniyorsa, internette yayınlanacak bir Cem Yılmaz filmi de gayet izlenir. Hatta ortalıkta dolaşan tıklama rekorlarını tarihe gömer. Artık dijital izlenme sayıları gayet iyi.

        4

        KADİR KAYMAKÇI: Son zamanlardaki en güzel haber bu... ‘Her şeyin çok güzel olacağına’ dair içimde bir umut ışığı yaktı doğrusu. İlk film artık bir klasik. Dijital ortamda yayınlanacak yeni filmi nasıl bir tepki alır, doğrusu “Bilemiyorum Altan!” Ama alacağı tepkinin çok da önemi yok benim için. Altan-Nuri Çamlı kardeşleri yeniden görmek her şeye rağmen çok güzel olacak...

        5

        İPEK DURKAL: Kesinlikle izlerim, eminim benim gibi izleyecek çok kişi vardır.

        6

        REŞAT BALCIOĞLU: Artık yavaş yavaş dijital ortama yatırımlar önem kazanmaya başladı. Cem Yılmaz akıllı bir yatırımcı, iyi bir sinemacı, komedyen ve oyuncu olmasının yanı sıra gelişen teknolojiye ve piyasalara da hâkim. Bence iyi bir fikir, belki filmi ileride sinema salonlarında da gösterebilir.

        7

        BÜLENT İPEK: Çok doğru bir karar. Cem Yılmaz’ın da bence en güzel filmi HŞÇGO. Ancak HT Magazin’de dün çok önemli bir haber çıktı. Bu Cem Yılmaz’ın sahibi olduğu bir film değil. Filmin hakları Ömer Vargı’ya ait. Vargı ilk filmin yapımcısı, yönetmeni ve senaristi. Ve bu yeni projeden haberi olmadığını söylüyor. Filmlerin yeniden çekim ve devam bölümünün hakları yapımcıda olur. Cem Yılmaz herhalde Vargı’yı ikna edecektir.

        8

        ‘Bekâr bir adamın bu kaçışları anlamsız’

        Ahmet Kural, geçtiğimiz hafta yine çapkınlıktaydı. Aracını takip eden muhabirlere sitem ederek “Arkadaşlar böyle sabaha kadar dolaşacak mıyız? Uykumuz geldi, bırakın evimize gidelim. Yaptığınız çok ayıp. Kızlarla aracın içinde mi sevişelim? Söz başka bir zaman size kendim çektireceğim, beni kırmayın” diye konuştu. Kural’ın çapkınlığı nereye varacak?

        9

        O.B.: Bekâr adam ne yapsın yani, evde mi otursun tek başına? İlişkiye döndürebileceği bir etkileşim peşinde demek ki. Karşısına iyi bir aday çıkana kadar kaza yapmasın da ne olursa olsun.

        10

        E.Ö.: Ahmet Kural genç, bekâr, zengin ve üstelik çapkın. Ama sempatik değil. Biraz daha sempatik olsa ve biraz daha keyifli görüntüler verse keşke. Ben daha basın mensuplarına keyifle gülümseyen bir halini hatırlamıyorum. Keşke tepki vermese. Hep tepki veriyor ilk kez rica ettiğini görüyorum.

        11

        K.K.: “Kızlarla aracın içinde mi sevişelim?” diye sitem edene kadar arabasını evinin önüne çekip yukarı çıksaymış ya! Ne diye saatlerce dolaşmış, vaktini boşa harcamış, yazık. Genç, bekâr bir adam, kiminle nereye gittiğine kim ne karışır... Bu saçma sapan kaçışlara ne gerek var anlamıyorum.

        12

        İ.D.: Okuduğumda çok güldüm Kural’ın bu sözlerine ama yanındaki kadınlar eminim hiç gülmemiştir. Adam açık açık gecelik ilişkiler yaşıyorum demiş işte daha ne desin...

        13

        R.B.: Dobra dobra konuşmuş. En azından bunları söylüyor, kaçak güreşip yalan dolana sığınmıyor. Helal olsun!

        14

        B.İ.: Ahmet Kural çapkınlıkta playboyları geride bırakıyor. Neredeyse her hafta farklı kadınlarla yakalanıyor. Bekâr adam, bence sorun yok ama sabahlara kadar süren yoğun gece hayatı oyunculuk kariyerini olumsuz etkileyebilir. Bu anlamda dikkat etmeli.

        15

        ‘Hacı’nın ‘Ben ayrıldım’ açıklaması çok yakışıksız’

        Altı yıldır birlikte olan Özge Ulusoy- Hacı Sabancı çifti ayrıldı. Ayrılığın ardından Ulusoy, “Ortak aldığımız zor bir karardı. İkimiz için de hayırlısı olsun” derken, Sabancı “Şiddetli bir kavga sonrasında bu kararı aldım. Benim kararımla ayrıldık” açıklamasını yaptı. Evlilik haberi beklenen çiftin ayrılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

        16

        O.B.: Ortada gönül işlerine karışan bir aile varsa bu yolun eninde sonunda buraya varacağı belli. Aileler ne kadar modern olsa da çocukları hakkında söz sahibi olmaya bayılıyorlar nedense. Bu entrikalar Osmanlı saray döneminden beri insanların mutluluğuyla oynuyor. Bu işin karması var, hiç korkulmaz mı böyle şeylerden?

        17

        E.Ö.: İki tarafı çok iyi tanıyan biri olarak üzüldüm. Çok iyi anlaşan iki mutlu insandı Özge ve Hacı. Ne oldu da böyle aniden bitti inanın ben bile herkesle aynı anda öğrendim ve çok üzüldüm. Çünkü gerçekten birlikte acayip eğleniyorlardı ve çok mutlulardı. İnşallah birbirlerine bir şans daha verirler.

        18

        K.K.: Ayrılık tamam da Özge Ulusoy’un “Ortak karar” açıklamasının yanında Hacı Sabancı’nın “Benim kararımla ayrıldık” açıklaması olmamış sanki! “Benim kararım” vurgusundaki ‘maço’ tavrı pek şık bulmadım doğrusu.

        19

        İ.D.: İkisini nerede görsem hep mutlu, eğlenceli ve iyi anlaşan bir çift izlenimi veriyorlardı. Demek ki dışarıdan göründüğü gibi değilmiş işin iç yüzü. Özge Ulusoy’un açıklaması çok yerinde. Hakan Sabancı’nın ‘ben’ vurgusu yakışıksız olmuş.

        20

        R.B.: ‘Hayaller Miami, gerçekler Kilyos plajı’ gibi oldu bu iş biraz. Geçtiğimiz yıl iki sevgili sürpriz bir şekilde ayrılmış, hatta bir ay ayrı kalmışlardı. O süre içerisinde Özge Ulusoy, Hakan Baş’la şipşak bir aşk yaşamıştı. Sonra Hacı Sabancı ‘Yeniden başlayalım’ deyince Özge Hanım yeniden Hacı Sabancı’yla aşka yelken açmıştı. Ben bu ilişkinin evliliğe gideceğini hiçbir zaman düşünmedim, ciddiye bile almadım. Benim tanıdığım Hacı Sabancı henüz evliliği düşünmüyor. Genç, yakışıklı, güzel kızlarla gezmeyi, aşk yaşamayı seviyor. Yaşandı bitti sonuçta, hiçbir şey sonsuz değil. Deli divane âşıklar değillerdi, bu bir zamane aşkıydı ve bitti. Bu kadar basit.

        21

        B.İ.: Pek çoğunun beklentisinin aksine aşklarına sahip çıkıp inadına ikinci kez barışarak istikrarlı bir ilişki oturtmuşlardı. Bitmesine şaşırdım. Duyduğuma göre ilişkiye dışardan çok müdahale olmuş ve artık dayanamaz hale gelmiş iki isim. İkisi için de hayırlısı olsun.

        22

        "TERBİYESİZCE BİR AÇIKLAMA"

        Galerici Gökhan Seven, ayrıldığı sevgilisi oyuncu Seda Tosun için ‘Para avcısı’ dedi. İki aylık ilişkilerini bitiren Seven, “İlişkimiz maddiyata dayalı bir hal almaya başladı. Kirasını ödetmeler, para istemeler bitmeyince ben de ilişkiyi bitirdim. Kendime kızıyorum. O bir para avcısı” açıklamasını yaptı. Sizce bitmiş bir ilişkinin arkasından bu tarz açıklamalar yapmak ne derece doğru?

        23

        O.B.: Eski sevgilinin ardından bu tip atıflarda bulunmak genelde kuyruk acısı belirtisidir. Olay gerçek bile olsa ortalıkta anlatmaya ne gerek var.

        24

        E.Ö.: Bu olayda benim kafam karışık, basmıyor arkadaşlar. Yorumu sizi bırakıyorum.

        25

        K.K.: İnsan en azından gazetelere, televizyonlara konuşmaz yani!

        26

        İ.D.: Velev ki söylediği doğru, ayrılırsın biter gider... Kime ne? Kimi ilgilendirir bu? Bahsettiği kişi de Hülya Avşar değil sonuçta. Belli ki tanınmak istiyor bu galerici. Neyse ben daha fazla yorum yapıp bu çiğliğe alet olmayayım ama bu arada Seda Tosun’un “Ayrılmak istedim, kendisini doğradı” açıklamasını da görmezden gelmeyin. Hiç sağlıklı kafalar değil bunlar.

        27

        R.B.: Delikanlı adam böyle konuşmaz. Saygısızca, terbiyesizce. Bir kadını böyle itham altında bırakacak sözler yakışık alıyor mu? Bu saatten sonra hangi kadın Gökhan Bey’in yüzüne bakacak? Çok terbiyesizce bir açıklama. Medeni bir şekilde ayrılırsın, mahalle dedikoducuları gibi arkadan konuşmak delikanlılığa sığmaz.

        28

        B.İ.: Sanki yıllarca parasını kaptırmış da dert yanıyor gibi. Bu konumda olamaz çünkü henüz iki aylık ilişkiymiş. Uymamış bitirmişsin işte. Ne diye konuşup duruyor ki? Paranı da al git demek geliyor içimden.

        29

        ‘Ayrılıkların dövmeyle hiçbir ilişkisi yok’

        Altı yıllık eşi Mete Okay İnan’la boşanma sürecinde olan Ebru Destan, “Bu zamana kadar kim dövme yaptırdıysa boşandı. Dövmenin uğursuz olduğuna inanıyorum” dedi. Ebru Şallı-Harun Tan, İsmail Hacıoğlu-Vildan Atasever, Sarp Levendoğlu-Birce Akalay gibi eski çiftler de birbirlerinin isimlerini dövme yaptırmıştı. Sizce dövme ilişkilere uğursuzluk getiriyor mu?

        30

        O.B.: Son dönemde duyduğum en komik beyan Ebru’nunki oldu. Dövmeyle ne alakası var, dövme yaptırmasanız ömür boyu mu sürecekti yani beraberliğiniz? Güldürmeyin. Siz yaşanmış tüm örneklere rağmen yine de ergen kafasına girip sevgilinizle/eşinizle ortak dövme yaptırıyorsunuz, sonra ilişki bitince suçu dövmeye atıyorsunuz. Ömür boyu sürecek ilişki çeşidi kalmadı ortada, bunu bir anlasanız.

        31

        E.Ö.: Doğru söylemiş ama kıyaslamamak gerek herkes için geçerli değil tabii. Ben dövme seven biri olarak sevgilinin adını yazdırmanın hatalı olduğunu savunuyorum ve her seferinde de söylüyorum.

        32

        K.K.: Dövmenin ne günahı var da sevdiğinin adını, fotoğrafını dövdürmek çok saçma yahu! Bu konunun uzmanı Johnny Depp sanırım. Adam sevdiği kadınların adının dövmelerini başka şekle sokmakta bir dünya markası resmen...

        33

        İ.D.: Yok canım öyle şey olur mu dövme yaptırmayanlar da boşanıyor. Sorun dövmede değil, sorun ilişkilerine fazla anlam yükleyip orasına burasına kazıtanlarda...

        34

        R.B.: Ebru Destan tarot falı mı baktırmış ki böyle şeyler söylüyor? Saçmalık...

        35

        B.İ.: Ayrılıkların dövmeyle bir ilişkisi yok. Böyle bir istatistik de yok. Aşkını dövdüren ayrılıyor da dövdürmeyen ömür boyu birlikte mi kalıyor? Ben insanların ayrılınca sildirmek isteyeceği türden dövmeleri yaptırmaması taraftarıyım. Ama sonuçta dövdürecek kadar çok sevdiysen ayrılınca da kalsın, ne olur yani?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ