Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Murat Dalkılıç: ‘Evlilik bana çok yaradı’

        Mehmet ÇALIŞKAN / HABERTÜRK MAGAZİN

        Murat Dalkılıç, müzik sektörünün krize girdiği ilk günlerde kendisini göstermeyi, ilerleyen tarihlerde de bir marka haline gelmeyi başardı. Şimdi de 4’üncü albümü ‘Epik’in çıkışı vesilesiyle karşımızda.

        Müzik sektöründeki krizin nedeni sizce nedir?

        Teknolojinin gelişmesiyle birlikte albümlerin fiziki satışları neredeyse sona erdi. Geçiş döneminde müzik sektörü internet ortamına adapte olamadı. İnternet ortamındaki korsan indirmeler de sektörü olumsuz etkiledi. Bütün bunların sonucunda müzik sektöründeki yatırımlar azaldı. Bunun yanı sıra terör olaylarının etkisi göz ardı edilemez. Örneğin konser veriyor olmamız saygısızlık olarak yorumlanıyor.

        Değil mi?

        Bir bakkal her sabah dükkânını açıyorsa, bir bankacı, bir muhasebeci, bir gazeteci işine gidiyorsa bizim işimiz de şarkı söylemek. Sadece işin fiziki durumundan dolayı konser vermenin saygısızlık olarak nitelendirilmesi müzik sektörüne karşı baskı yaratmaya başladı. İnsanlar bir kafeye gittiği zaman veya evinde, işyerinde, yolda şarkı dinliyor. Şarkıyı sanatçının sahnede kendisinden dinlemenin saygısızlık olacağını düşünmek mantıksız. Bu ve benzeri durumlarda ben, hayatın devam etmesi gerektiğini savunanlardanım. Zaten terörün istediği, hayatı olağan akışından çıkarmak değil mi? Acıyı da yaşamalıyız, işimizi de yapmalıyız.

        Her şeye rağmen hayat devam mı ediyor?

        Dünya var olduğu sürece bu olaylar devam edecek. Dünyanın nüfusu 7 milyar. Nüfus arttıkça ortam daha da kaotikleşiyor. Bundan sonra dünya durmadan kaos ortamı yaşamaya müsait bir alan olarak ömrünü devam ettirecek. Bu kaos ortamına adapte olamazsak, kendi modumuzu negatif yöne çekmeye ve insanlardan nefret etmeye başlarsak, intikam almaya, hırs yapmaya, birilerini öldürmeye meyil edersek kaosu beslemiş oluruz. Dolayısıyla biz de kaosu beslemeden, normal şartlarda hayatımızı nasıl yaşıyorsak öyle devam etmek zorundayız.

        Geleceğiniz adına karamsar mısınız?

        Hayır, kesinlikle. Hiç konser veremesem de ben elime gitarımı alır şarkı söylerim. Beste yapmaya da devam ederim. Belki de o bestelerden torunlarım faydalanacak. Ama krizi fark ettiğim andan itibaren hayatımı garantiye almak için ticaret yapmaya başladım. İşte kendi işime yatırım yapmam gerekirken başka yatırımlar yapmaya başladım. Bu kaotik ortamdan bir şekilde kendimizi sıyırmamız gerekiyor.

        ‘YATIRIMYAPAMIYORUZ’

        Ama sizin çok para kazandığınız düşünülür.

        Evet, dışarıdan öyle görünür. Şu anda sektörümüz gerçekten içler acısı durumda. Yani bizim müziğimiz emin olun dünyadaki diğer müziklerden standart olarak geride değil. Biz sadece diğer insanlar gibi doğru konseri veremiyoruz. Çünkü konserlerimize yatırım yapamıyoruz.

        Oyunculuk yapmanız müzik sektöründeki krizden dolayı mı?

        Dünyadaki bütün starlara bakarsanız zaten starlığı bir bütün olarak görüyorlar. Bu şov işi. Müzik, sinema, televizyon şovları... Bunların hepsi zaten bu kavramın içerisinde olan şeyler. Oyunculuğa ve müzisyenliğe bir bütün olarak bakıyorum.

        ‘Bizans Oyunları’nda ‘Muhteris’i canlandırdı.

        Aşkımız daha güzel bir boyutta’

        “Ünlülerin evlenmesi sakıncalıdır” diyenler var. Öyle midir?

        Saçma. İnsan belli bir noktadan sonra aile hayatı istiyor. Çoluk çocuğa karışmak, torun sahibi olmak doğamızda var. Bunun da bilincine vardıktan sonra, karşına da o kişi geldiği zaman kaçırmazsın. Benim şöyle de bir avantajım var; eşim de bu işi yapıyor. Dolayısıyla biz birbirimize köstek olmak yerine destek oluyoruz. Birbirimizin kariyerinin daha iyi olması için iki beyin birleşmiş oluyoruz. Bu da mutlu edici, heyecan ve yaşama sevinci veriyor.

        Merve Hanım’a olan aşkınız şimdi hangi boyutta?

        Her şey daha da güzel bir boyuta geliyor. Merve’ye karşı hissettiklerim her gün daha da güzel hale geliyor.

        Evlendikten sonra kariyerinizde radikal değişimler yaşandı mı?

        Hayır, kariyerim aynen devam ediyor. Evliliğin getirdiği ritüeller de ilk kez tadıldığı için ayrı bir heyecan yaşatıyor. Evlilik bana çok yaradı. Öyle görünmüyor mu? Emin olun kendimi çok iyi hissediyorum.

        ‘Merve beni şaşırttı’

        ‘Epik’te eşiniz Merve Hanım ile düet yapma nedeniniz nedir?

        Evde yaptığım için Merve de şarkıları yüzlerce kez dinledi. Kendi kariyeri için de 1.5 yıldır şan dersi alıyor. Her gününü bir şekilde kendini geliştirmek adına dolduran bir kız. ‘Boya Gitsin’ şarkısını çok sevdi. Ve söyleyince de inanılmaz şaşırdım, çok güzel söyledi. Bizim için çok güzel bir hatıra oldu.

        Baklava karınla da çıkarım’

        Göbekli olduğunuzu gösteren fotoğraflarınız çekildi. O fotoğraflar marka değerinize zarar verir mi?

        Vermez. İşimizde görselliğin önemi tartışılmaz ama ben vücudumla kariyer yapmadım. Yarın baklava karınla da çıkarım. Bunlar dönemsel değişimler.

        Şöhret sizi ilgilendiriyor mu?

        Tabii ki. İşimiz şöhret bazlı bir iş.

        Şöhret olmanın kötü taraflarını bertaraf etmek için neler yapıyorsunuz? Egonun illa da olması gerekli mi?

        Tabii ki olması gerekiyor. Ego aslında birazcık niyet olarak hırs tarafına geçmediği sürece aslında motivasyon da sağlıyor. Sanatçının ihtiyacı var, demoralizasyona yer vermemesi gerekiyor hayatında çünkü demoralizasyon daha başka... Sevildiğini bilmek aynı şekilde insanlara etki tepki olayı da yaratır. Sevildiğini bilmek bazen bana göre karşılıklı sevgiyi de getiriyor. Sen de saygı duymaya başlıyorsun, ona göre adım atıyorsun, ona göre bir şey söylüyorsun, ona göre konuşuyorsun. Total olarak her şeyine dikkat ediyorsun yani.

        ‘Güzel güzel yaşayın’

        Hayat felsefeniz nedir?

        Hayatımda her şey pozitif şeylere dayalıdır. Ben negatif hiçbir şeye tahammül edemiyorum. Yanımda çalışanlara, beraber çalıştığım arkadaşlarıma hep “Sorun yok. Ölümden başka her şeye çare var. Biz her şeyi, her problemi halledebilecek güçteyiz, çünkü Allah bize sağlık vermiş, akıl vermiş, her şeyi yapabiliriz” derim. Kin, nefret, intikam... Böyle düşünceleri olan insanları yok sayıyorum hayatımda.

        Size kötülük yapan ya da yapmak isteyenlere karşı tavrınız ne oluyor?

        Yok sayıyorum. Çünkü kötülük bence çok kasti bir şey. Kasti bir şey insana yapıldığı zaman sen de kasti bir şekilde karşılık veriyorsun, aynı şeyi yapıyorsun. O zaman enerji boşuna harcanmış oluyor.

        İnsanların birbirine nefret kusmasının sebebi sosyal medyanın yaygınlaşması mı?

        Sosyal medya provokatif olmaya çok müsait bir yer. Orada provokatifler insanları çok rahat kandırabilirler. İnsanların kandırıldıkları mecraların yaygınlaştığını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın iftar yemeğine gittiğim için beni yerden yere vuranlar oldu. Bu nasıl zihniyet, nasıl kin? Herkes yanındakiyle güzel güzel yaşasın.

        Neden gitmemeniz gerekiyormuş?

        İftara gittiğimizde “Vay efendim siz nasıl iftara gidersiniz?” diye eleştirdiler. Kin, nefret ve intikam duygularını reddediyorum. İnsanlar da istedikleri kadar kinleriyle, nefretleriyle yaşayıp hayatlarını o şekilde sürdürebilir. Siyasi düşüncelerimi de dünya görüşümü de kimseye açıklamak zorunda değilim. Zaten açıklamamalıyım, öyle bir misyonum yok.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ