Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar "Aşk bir büyü değil, bir psikolojidir"

        Yakında Başak Sayan’ın kaleminden aşka ve baştan çıkarmaya dair düşüncelerin eğlenceli bir yorumunu okuyacaksınız. Kitabı haziran başında Goa Yayınları tarafından basılacak. Yaprak Dökümü’nün kötü kalpli Ceyda’sı olarak ün salan Başak Sayan’la kitabını, aşk hayatını ve oyunculuk serüvenini konuştuk.

        HT PAZAR / Helin AVŞAR

        *** İlk kitabınız için çok ilginç bir konu seçmişsiniz... Neden baştan çıkarma yöntemlerini kaleme aldınız?

        Kitlesel baştan çıkarma yöntemleri ile kişisel baştan çıkarma yöntemleri temelde aynıdır. Kitap bu yöntemleri anlatırken aynı zamanda içinde akan küçük bir hikâye de var.

        *** Bir insan kaç kere âşık olabilir?

        Aşk bir büyü değil, bir psikolojidir. İnsanın hayal etme arzusuna hizmet eder. İnsan kaç kere âşık olabilir sorusuna gelince; Oscar Wilde’ a göre hayatları boyunca sadece bir kez seven insanlar geri zekâlıdır.

        *** Neden aşk ve baştan çıkarma üzerine yazmayı tercih ettiniz?

        Çünkü hayattaki en önemli kavramlardan biri bu. Oyuncular izleyicilerini baştan çıkarır, yazarlar okuyucularını, liderler toplumları, reklamlar ise insanları... Eğer baştan çıkarıcı değilsen ilerleyemezsin.

        *** Nedir baştan çıkarmak ?

        Karşındakilerin beynine hükmetmektir. Güç elde etme sanatıdır. Bir stratejidir.

        *** Bir erkek için yaptığınız en büyük fedakârlık neydi?

        Kimse için bir fedakârlık yapmadım. Kimseden de bir fedakârlık beklemem. Bir erdemdir belki ama benim sahip olmak istemediğim türden bir erdem.

        *** Güzel olmak sizin için bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı?

        Güzellik çoğu zaman büyük bir dezavantaj. İnsanlara sadece güzel değil aynı zamanda zeki ve yetenekli olduğunuzu göstermeniz zaman alır.

        *** Karşı cinsle ilişkileriniz iyi midir?

        Karşı cinsle ilişkilerim çok uzun zaman hep sorunlu oldu. Ve ben her seferinde neden böyle olduğunu sorgulamak zorunda kaldım. Ama artık onları yaşamamın kitabı yazmamı sağladığını biliyorum.

        *** En büyük korkunuz nedir?

        Çok korkum olması sanırım.

        *** Ahmet Hakan’la yaşadığınız ilişkinin geçtiğimiz günlerde son bulduğu konuşuldu. Ayrıldınız mı?

        Özel hayatımla ilgili konuşmak hoşuma gitmiyor.

        *** Aileniz oyuncu olmanızı kabullenememiş. Bu süreci nasıl atlattınız?

        Ailem ilerde kimseye muhtaç olmayacağım bir mesleğim olmasını istedi, onların kafasındaki iş oyunculuk değildi. Zor bir süreçti. Babamla bir süre konuşmadık. Herkesi etkiledi bu kararım. Ama o kadar büyük bir aşkla istiyordum ki, şimdi benimle gurur duyuyorlar.

        *** CHP kurultayında neden ağladınız?

        Dayım Ecevit ile dosttu. DSP merkez binasına giderken beni de götürürdü. Ecevit’e hayranlığım ve inancım o zaman başlamıştı. CHP kurultayında ağladım çünkü duygusal bir konuşmaydı. Rahşan Hanım’ın oradayken Kemal Bey’in Ecevit kasketini taktığı an gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Zaten aktif bir şeyler yapmaya karar verdim. Önümüzdeki süreçte bu yolda adım atacağım.

        *** Popüler kültür sizin için ne anlam ifade ediyor?

        Dizide oynuyorum. Kitap yazıyorum. Popüler kültürü yadsıyarak bir yere varamazsınız. O size hizmet etmeli ancak böyle sağlıklı bir durum yaratılabilinir. Özel hayatımla gündemde olmamaya çalışıyorum. Ama bunu bir yere kadar yapabiliyorsunuz. Bir şikâyetim yok yani.

        "Kendimi her izleyişimde eksik buluyorum"

        *** Oyunculuğunuzu beğeniyor musunuz?

        Her kendimi izlediğimde eksik olan şeyleri görüyorum. Hiç bakıp da “Olmuş be” dediğim an olmadı.

        *** Ne tür roller geliyor size, çoğunlukla kötü kadın karakterler mi?

        Vasat ve pek güzel olmayan karakterleri de canlandırdım ama hiçbiri Yaprak Dökümü kadar başarılı olmadığından hatırlanmıyor. İstediğim rolü almak için mücadele ederim. Kötüyü oynamaya gelince, sanırım içimdeki karanlık bir noktayı yansıtıyorum. Çünkü her oyuncu bilir ki, canlandırdığı karakterin içinde kendinden bir şeyler vardır.

        *** Starlık mı yoksa karakter oyuncusu olmak mı?

        Hayatımın sonuna kadar sadece yazmak ve oynamak istiyorum.

        Napolyon’un hayatını inceledim

        *** Kitabınızdaki öykü kurgu mu yoksa hayatınızdan izler taşıyor mu?

        Elbette benim hayatımdan da izler taşıyor. Tüm kitaplar yazarın hayatındaki küçük anların birleştirilmesi değil midir? İster hayalde, ister gerçekte...

        *** Kitaptaki aforizmayı ne yazdırdı size?

        Katıksız sadakat özgürlüğü engeller. İçinde şüphe ve küçük engellerin olmadığı ilişkiler ise aşkın kendisini yok etmesine neden olur dedim. Çünkü hiçbir aşk kuşku duymadan oluşmaz, engellenmedikçe büyümez. Kitabın bazı bölümleri için Napolyon’un hayatını incelemek durumunda kaldım. Bunu sadece erkeler için söylemiş ama aslında iki tür içinde geçerli: “Zafer, savaşta kovalayan, aşkta ise kaçan erkeğindir.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ