OSD Başkanı Eroldu: "Sanayinin geleceği için yerlilerin payı artmalı"

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2023 yılının ilk 9 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 12 artarak 1 milyon 74 bin 155 adet olarak gerçekleşti.

OSD verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde toplam otomobil satışları yüzde 67, ithal otomobil satışları yüzde 87 ve yerli otomobil satışları yüzde 36 oranlarında arttı. Yılın ilk dokuz ayında otomobil pazarında ithalatın payı ise yüzde 69 olarak gerçekleşti.

Türkiye otomotiv sanayisinin 9 aylık sonuçlarını değerlendiren OSD Başkanı Cengiz Eroldu, yerli araçların pazar kaybı yaşamasının otomotiv sanayisi açısından olumsuz bir gelişme olduğunu vurguladı.

Eroldu, "Türkiye'de otomotiv sanayinin sürdürülebilirliği ve devamlılığı açısından iç piyasadaki satışlarımız bizim için önemli. Bizler yalnızca ihracata yönelik projelerle ayakta kalamıyoruz. O yüzden Türk otomotiv sanayinin belli bir iç pazar satışını koruyor olması lazım. Toplam araçlarda geçen sene yüzde 45 olan yerli üreticilerin payı bu sene maalesef yüzde 37’lere gerilemiş durumda. Burada en önemli faktör otomobil. Otomobilde de yüzde 39’dan yüzde 31’e giden bir yerli payı payımız var" dedi.

"5 MİLYONA ALAN DA 600 BİNE ALAN DA AYNI VERGİYİ ÖDÜYOR"

Türkiye otomotiv pazarında bütün içten yanmalı ve hibrit otomobillerin yüzde 80 ve üzeri ÖTV diliminde yer aldığına değinen OSD Başkanı Eroldu, "Bu durum, mobilite ihtiyacı duyan vatandaşların araçlara erişimini engelliyor, aynı zamanda iç piyasadaki yerli araç payının azalmasını da tetikliyor. Bugün Türkiye'deki yerli üreticiler genelde B ve C segmentlerinde daha erişilebilir araçlar sunuyorlar. Bu erişilebilir araçların yüzde 80 ÖTV ile satılması müşteriler üzerinde daha büyük bir etki yaratıyor. O da ithalatın payını artırmasına yol açıyor. 5 milyonluk otomobil alan da 600 bin liralık bir otomobil alan da aynı vergiyi ödüyor" görüşünü paylaştı.

Otomobil alımlarında finansmana erişiminde yaşanan sorunlara da işaret eden Eroldu, özellikle bireysel müşterilerin otomobil kredisi alma konusunda zorluklar yaşadığını söyledi. Cengiz Eroldu, "Ayrıca, matrahlara dayalı belli yüzdelerde kredi kullanılabiliyor. Bankaların da bireysel müşterilere kredi vermekte çok istekli olmadığını görüyoruz. Tüm bu faktörleri alt alta topladığımız zaman da geçen sene yüzde 45 olan iç pazardaki payımızın maalesef yüzde 37’ye gerilediği bir tablo çıkıyor ortaya ki bu otomotiv sanayi için çok sürdürülebilir bir rakam değil" dedi.

"İHRACATTA REKABET KAYBEDİYORUZ"

Cengiz Eroldu, kısa bir süre önce yayınlanan Orta Vadeli Program (OVP) ve IMF'nin Türkiye ekonomisine yönelik raporunu da otomotiv sanayisi açısından değerlendirdi.

OVP’deki gelecek yıllar için döviz kuru tahminlerinin enflasyona paralel öngörüldüğünün altını çizen Eroldu, "Zaten işin olması gereken tarafı bu. Geçmiş yıllarda yani 2022 ve 2023’te aradaki bu bağlantı koptu. Yani ne kadar enflasyon artışı varsa kur artışı da olması normal. Öte yandan, Türk Lirası değerli mi değersiz mi tartışması var. Otomotiv sanayi olarak bizi de ilgilendiriyor. İhracatçılar açısından bakarsak, rekabet kaybediyoruz Çünkü enflasyon karşılığında maliyetlerimizde de Türk Lirası cinsinde artış olacak. Batıda da enflasyon var ama sonuçta 8 ile 10 arasında bir enflasyonist yapı var. Türkiye’de 60’lı mertebelerde bir enflasyon olduğu zaman ki kur zaten 60’ın altında kalıyorsa biz ihraç ettiğimiz Euro pazarlarda rekabet kaybediyoruz. Yani OVP'de öngörülen kur tahminleri gerçekleşirse ihracatçı açısından yine zor ve rekabetçiliğin azaldığı yıllar olacak. Bizim özellikle otomotivde de gördüğümüz net bir rekabet kaybımız var" dedi.

"SENDİKALAR ASGARİ ÜCRETİ BEKLEYECEK"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, OVP'nin yayınladığı günlerde yaptığı açıklamada, önümüzdeki dönemde ücret düzenlemelerinin hedef enflasyona göre yapılacağını bildirmişti.

Bu konuyu da değerlendiren OSD Başkanı Cengiz Eroldu ise, asgari ücreti işaret etti.

Eroldu, "Otomotiv Sanayi büyük oranda sendikalı işletmelerden oluşuyor. Biz de toplu sözleşme dönemine girdik. Şimdi tabii ki saha çalışanları ücretleri, ofis çalışanları ücretlerini etkiliyor veya ofis çalışanları ücretleri saha çalışanları ücretlerini etkiliyor. Dolayısıyla birlikte bir hareket var. Ayrıca, asgari ücretin nasıl olacağını sendikalar bekleyecekler gibi görünüyor. Sene başında yeni asgari ücret açıklaması olacak. Bir de Türkiye'deki ücret kültürünü değiştirmek çok kolay değil diye düşünüyorum. Türkiye'deki iş hukukundaki bugüne kadarki yaklaşım hep geçmiş enflasyon üzerinden oldu, ama tabii Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in söylediği de yanlış değil. Öbür türlü bu enflasyon sarmalından çıkamayız" dedi.

"ÇİNLİLERE TÜRKİYE'DE ÜRETİM YAPTIRAMAZSAK İTHALATI DÜŞÜREMEYİZ"

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, otomotiv sektörüne yönelik değerlendirmesinde Çin'e özel bir parantez açtı.

Otomobil pazarında ithal araç payının artmasında Çinli üreticilerin de payının olduğunu belirten Eroldu, Türkiye pazarında Çinli markaların pazar payını arttığını kaydetti.

Eroldu, "Yerli üreticinin iç piyasadaki adedi artarken pazar payı düşüyor. Çünkü ithalat daha fazla büyüyor. Önceden Çin yoktu, şimdi Çinli markalar pazara girdi. Çin Türkiye'de pastadan bir pay aldı. Bugün Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillerde vergi yüzde 40 arttı ama bir de önceden getirilen yüzde 10 ek vergi var. İçten yanmalı motora sahip Çin'den ithal edilen otomobillerde de yine bir yüzde 10’luk vergi var. O vergilere rağmen daha büyük araçları kendilerinden daha küçük araçlar ile benzer fiyatlara satabiliyorlar. Bu bir pazara giriş politikası da olabilir. Burada asıl olan, Çinlilere Türkiye’de üretim yaptırabiliyor olmamız. Aksi halde otomotiv ithalatını düşürmemiz zor" dedi.

Öte yandan, Avrupa Birliği'nin Çin menşeili elektrikli araçlara yönelik anti-dumping soruşturmasını yakından takip ettiklerini de anlatan Eroldu, "Çinli markaların Avrupa’daki yükselişleri devam ediyor. Pazar payları elektrikli araç pazarında yüzde 3.7’yi aşmış durumda ve hızlı bir şekilde artış trendi var. Bu sadece Çinli markalar. Bir de Avrupalı üreticilerin Çin’de yaptırdıkları elektrikli araçlar var, o bu rakamın içinde yok. Avrupalılar Çinli markaların Avrupa’daki sanayi açısından bir tehdit oluşturduğunu görüyor. Diğer taraftan Çin’in de otomotivdeki imajı da iyileşiyor. Örneğin, İtalya'da yapılan bir ankete göre, müşterilerin yüzde 38’i Çinli araçları kabul ediyor. Bu çok yüksek bir rakam. 10 sene önce sorulsaydı herhalde bu yüzde 5 falan çıkardı bu sonuç" ifadelerini kullandı.