Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Töre cinayetlerinde ilginç sonuç

        Ömür Ünver

        Doğan, namus-töre cinayetlerine ilişkin cezaevindeki hükümlülerle görüşerek yaptığı araştırmada bu cinayetlerin en çok Türkler sonra Kürtler tarafından işlendiğini belirlerken ailenin özgür iradesiyle değil aileye yapılan “toplum baskısı” sonucu işlendiğini de ortaya koydu.

        İngiltere’de Keele Üniversitesi’nde doktora yapan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Hukuk Müşaviri Recep Doğan, “Türkiye genelinde namus saikiyle cinayet işleyen sanıklarda, sanık perspektifini ve sanıkların namus anlayışını” ortaya koymak amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi. Cinayeti işleyenler ile kurbanların çoğunluğunun 19-24 yaş aralığında olduğu saptanan araştırmada, hükümlülerin eğitim durumlarının da düşük olduğu tespit edildi. Keele Üniversitesi’nden ceza hukuku, kriminoloji ve hukuk alanında üç profesörün danışmanlığında yapılan araştırma kapsamında, Adalet Bakanlığı’ndan alınan özel izinle 65 cezaevinde namus ve töre cinayeti nedeniyle kalan 86’sı erkek 11’i kadın toplam 97 hükümlü tarafından işlenen 88 cinayete ilişkin dosyalar incelendi. Doğan’ın araştırma kapsamında mülakatı 92 hükümlüden 31’i bunu redderken, 61’i kabul etti. 2,5 saat süren mülakatlar sonucunda, araştırma konusuyla ilgili olduğu belirlenen 5’i kadın 39 kişi değerlendirmeye alındı.

        Cenazeye sahip çıkılmıyor

        “Namus için yaptım” diyen hükümlülere ilişkin yapılan araştırmada, gerek dava dosyasında gerekse derinlemesine yapılan 2,5 saatlik mülakatlar neticesinde, bu cinayetleri diğerlerinden ayırabilecek tekralanan davranış özelliklerine rastlanılmadı. Yani gerek işleniş şekli gerekse cinayetten önceki ve cinayet sırasındaki davranışlar, bu cinayetleri diğerlerinden ayırmayı sağlayabilecek karakteristik özellikler sunmadı. Bu cinayetlerde tekrarlanan tek unsur, cinayet sonrasında mağdurenin cenazesinin usulüne uygun biçimde kaldırılmasında isteksiz davranma, cenaze törenine katılmama veya cenazeyi sahiplenmeme noktasında kendini gösterdi.

        Kocalar ve eğitimsizler ilk sırada

        Mahkumların çoğu Türk

        Araştırmada, 39 katılımcıya kendilerini günlük hayatta etnik ve kültürel açıdan nasıl tanımladıkları sorulduğunda 18 sanık Türk (yüzde 46), 12 sanık Kürt (yüzde 31), 2 sanık Laz (yüzde 5), 2 sanık Arap (yüzde 5), 1’er sanık Kürt-Alevi (yüzde 3), 1 sanık Türk-Yörük Alevi (yüzde 3), 1 sanık Türk-Alevi (yüzde 3), 1 sanık Zaza (yüzde 3), 1 sanık Roman (yüzde 3) olduğunu söyledi. Dolayısıyla yaygın kanaatin aksine bu cinayetlerin Kürtlere özgü bir sorun olmadığı sonucuna ulaşıldı.

        Erkekler tarafından işlenen 34 cinayette, 36 kadının öldürülmesinde fail konumundakilerin 13’ünde koca, 5’inde baba, 5’inde ağabey, 4’ünde oğul, 3’ünde küçük kardeş, 2’sinde amca oğlu olduğu; failler arasında 1 üvey kardeş, 1 yeğen, 1 kayınbirader, 1 üvey kayınbirader bulunduğu belirlendi.

        En yaşlı sanık 68 yaşında

        Erkek sanıkların cinayet tarihindeki yaş grubuna bakıldığında toplam 34 sanıktan, cinayet tarihindeki en yaşlı sanık 68, en genç sanık ise 15 yaşında görülüyor; 8 cinayet ile 19-24 yaş arası erkekler bu cinayeti en çok işlemeye meyilli grup olarak gözüküyor. Kadın sanıklara bakıldığında toplam 5 katılımcıdan en genç sanık 16, en yaşlı sanık 42 yaşında görünüyor. Yine 2 cinayet ile 19-24 yaş arası kadınlar bu cinayetleri işlemede en hassas olan grubu oluşturuyor. Dolayısı ile toplam 39 cinayetten ancak 2’sinde sanık 18 yaşından küçük bu da 18 yaşından küçük olan sanık yüzdesini toplamda yüzde 5’ten daha az bir rakama düşürüyor.

        Üniversite mezunu yok

        Araştırmaya katılan erkek sanıkların hiçbiri üniversite mezunu değil. Ama cezaevinde üniversite sınavını kazanan ve hâlâ öğrenci olan 1 sanık ile üniversiteden ayrılan 1 sanık var. Sanıkların yüzde 50’den fazlası ilkokul mezunu yüzde 5’i okuma yazma dahi bilmiyor... Sadece yüzde 7’si ise okuyup yazabiliyor. Araştırmaya katılan 5 kadın sanıktan 2’si cahil, 1’i okuryazar, 1’i ilkokul ,1’i ise lise mezunu. Lise mezunu olan sanık cinayet sırasında aynı zamanda üniversite öğrencisi, dolayısıyla kadın sanıklar erkek sanıklara göre daha fazla eğitimli.

        Mülakattan örnekler

        Öldürmeyince başımıza gelmeyen kalmadı

        “Cinayetlerde çevre ve toplum baskısı göz ardı edilmemeli” denilen araştırmada 27 yaşında cinayet işleyen 35 yaşındaki bir mahkumun anlattıkları dikkati toplum baskısına çekiyor: “Kızların kaçması ile cinayet arasında 10 aylık süre var. Bu sürede başımıza gelmeyen kalmadı. Önce babam utancından X şehrindeki evini satarak Y’ye taşındı. Elimizde olan paraları kızları bulmak için harcadık. Dışarı çıkamadık; inşaatçıyız dışarı çıkamayınca iş bulamadık, herkes birbirini suçlamaya başladı. Annem ve babamın arası bozuldu. Babam annemi babasının evine gönderdi, neredeyse boşanacaklardı. Kayınbabam, kızını benden aldı ve evine götürdü. Karımı onlardan kaçırdım. Milletin geçtiği yerden geçemiyordum, sokağın başına kadar gidiyor kimse yoksa geçiyordum. Selam verdiğinde görmezden gelenler, görüp de selam vermeyenler oluyordu. Teyzemin oğlu ile tartıştık kavgadan sonra ‘Kız kardeşleri kaçmış, onlara erkeklik yapamıyor; onları öldüremiyor gelip bana karışıyor’ demiş. ’Gel beraber bulalım’ diyenler de oldu.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ