Varlıklı Türkler AB'yi istemiyor mu?

Tülay ŞUBATLI-Ayhan YILDIZ/AHT

İngiliz The Times Gazetesi’nde “We don’t need to join EU now, say the affluent Turks”, Türkçe çevirisiyle “Varlıklı Türkler Avrupa Birliği’ne (AB) ihtiyacımız yok” başlıklı makale tartışmaya neden oldu. Türkiye’nin bölgesel ve ekonomik gücünün arttığına dikkat çekilen makalede AB’ye üyeliğine desteğin de azaldığının ileri sürülmesi üzerine farklı çevrelere “Varlıklı Türkler AB’yi istemiyor mu?” diye sorduk.

İşte yanıtlar:

Bahçeşehir Ünv. AB İlişkileri Bölüm Bşk. Cengiz AKTAR:

Varlıklı Türklerin AB’yi istemediği doğru değil. Bugün Türkiye’nin en AB’ci cenahı, en AB’ci grubu işadamları. Avrupa’nın teknikleriyle iş yapıyorlar. Orayla iş yaptıkları için başka tarafa mal satabiliyorlar. İş dünyası AB’nin değerini gayet iyi biliyor. Yabancı sermaye yüzde 80’ler mertebesinde hâlâ Avrupa’dan geliyor. Türkiye’nin araştırma geliştirme -ki çok cılız- merkezi hâlâ Avrupa. Ayrıca orada 5 milyona yakın Türkiyeli yaşıyor, turistimiz Avrupa’dan geliyor. Say say bitmez. Türk ekonomisi AB ile bütünleşerek küreselleşti. Ve bugünkü özgüvenin arkasında aslında AB ile olan ilişki var. AB ile olan Gümrük Birliği, müzakere süreci var.

Bahçeşehir Ünv. Sosyoloji Bölüm Bşk. Prof. Dr. Nilüfer NARLI:

Benim gözlemime göre Türkiye’de AB’yi destekleyenlerde bir düşüş var ama bu nun sosyal sınıflara göre nasıl dağıldığını bilmiyoruz. Sınırlı gözlemlerime göre iş çevreleri özellikle TÜSİAD ve dindar iş çevreleri de ekonominin küreselleşmesinden yana bir tavır koyuyorlar ve AB ile bütünleşmekten yanalar. Yapılan çalışma lar Türkiye’de aşırı milliyetçilerin AB’ye daha fazla karşı olduğunu gösteriyor. Ama genelde bunun düşmesi ‘AB bizi almayacak’ ümitsizliğinden kaynaklandı. ‘İş çevreleri AB ile bütünleşmekten yana’

USAK AB Araştırmaları Merkezi Bşk. Prof. Dr. Kamer KASIM:

AB üyeliğini destekleyenlerde şu kanaat var: Türkiye zaten mevcut koşullarda AB’ye üye olamaz. Bu AB’nin Türkiye’yi dışlamasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin ekonomisi güçlendikçe, AB Türkiye’yi dışladıkça bu durum ‘Dünyanın 17. büyük ekonomisi olduk. AB’ye ihtiyacımız yok’ düşüncesini besliyor. Ama ülkenin toplam ticaretinde AB hâlâ birinci sırada yer alıyor. Avrupa, Türkiye için önemli. ‘AB’ye üye olmasak da ticareti sürdürüyoruz’ diye düşünülüyor. Üst orta sınıf ise dünyanın bir tek Avrupa‘dan ibaret olmadığını düşünüyor. ‘Ekonomi güçlendikçe ‘ihtiyacımız yok’ diyorlar’

Bloomberg HT.Com.Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt BAŞARAN: ‘Servetlerini AB yolunda artırdılar’

Böyle bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Varlıklı Türkler servetlerini AB’ye giden yolda daha da artırmışlardır. Şimdi kalkıp da böyle bir şey demeleri üyeliğe karşı olmaları ihanet olur. Burada İngiltere modeli önemli. İngiltere’nin yaptığını yaparsak bence daha iyi olur. İngiltere modeli Avrupa’ya yüzde yüz bağımlı değil. Varlıklı ve sıradan Türkler için AB her zaman önlerinde iyi bir seçenek olarak durur. Bu iyi seçeneği de kaybemek istemezler.

Habertürk Gazetesi Yazarı Abdurrahman YILDIRIM:

Türkiye’de varlıklı Türkler ve işadamları ağırlıklı olarak AB’ye girmek isterler. Ama bu grubun içerisinde AB’ye soğuk bakan muhafazakâr işadamları tam üyeliğine soğuk bakıyor. Son yılllarda Avrupa’nın yaşamış olduğu kriz ve AB’nin Türkiye’nin müzakarelerini engellemeye yönelik takındığı tutum nedeniyle üyelik sürecine ilginin azaldığı bir gerçek. Tartışmalar da buradan başlıyor olabilir. Ama kriz Avrupa’da kalıcı değil geçicidir. Müzakarelerde yeniden hızlanma olursa bu negatif tutum pozitife dönebilir. Ama Türk işadamlarının büyük çoğunluğu Avrupa standartlarını ister. ‘Varlıklı işadamları AB’ye girmek isterler’

'Ben de AB'ye lanet olsun diyorum'

Ekonomist Prof. Dr. Orhan MORGİL:

Türkiye AB’ye zaten Gümrük Birliği ile entegre oldu. TOBB, İktisadi Kalkınma Vakfı gibi kuruluşlar ülkenin AB üyeliğini desteklediklerini söylüyorlar. Onların temsilcileri de varlıklı Türkler olduğuna göre ‘Varlıklı Türkler AB’yi istemiyor’ şeklinde bir yorumda bulunmak zor. Türk halkının AB’ye genel desteğinin düşmesinin temel nedeni bana göre AB’nin davranışları. 2004’te müzakereleri başlattılar, sonra bütün fasılları kapadılar. Burada sorun AB’den kaynaklanıyor. Fransa ve Almanya Türkiye’nin tam üyeliğini istemiyor. Çünkü o zaman Türkiye AB Parlamentosunda büyük bir çoğunluğa pay olarak hem de temsilciliklerde önemli bir ağırlığa sahip olacak. Şu anda kendi ağırlıkları hâkimiyetleri olduğu için bu iki ülke Türkiye’yi istemiyor. Bir başka nokta ise Kıbrıs Rum Ke sim gi bi üye dev let ler is te di ği için Tür ki ye’nin gi ri şim le ri ni bloke ediyor. Bundan ötürü Türk halkı reaksiyon ve ri yor. Ben AB’ye tam üyeliği savunan bir aka de mis yen olarak AB’nin bu dav ra nış la rın dan sonra lanet olsun diyorum.