Danışmanlık hizmeti evlilikleri kurtarır mı?

Tülay ŞUBATLI-HT Gazete

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, çiftleri boşanmaktan vazgeçirmek için hazırladığı yeni mevzuat taslağı tartışma yarattı. Yeni düzenlemeyle Aile Mahkemesi hâkimleri davanın her aşamasında çiftleri, danışmanlık hizmeti almaları için Sosyal Hizmetler Merkezleri’ne yönlendirecek. Burada çiftlerin herbirine en az 4 seans danışmanlık hizmeti verilmesi planlanıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, kamuoyunda tartışılmaya başlanan konuyla ilgili, önce hukuki altyapıyı oluşturacaklarını belirterek “Çalışmaların sonunda bir aile bile mutlu ve huzurlu bir şekilde yoluna devam ederse bu hepimizin kazancı olacak’’ diye konuştu. Şahin, “İlk aşamada 4 seansla başlayacağız, 4 seansın sonunda aile, kendi karar verecek. Daha derin ve danışman hizmeti gerekiyorsa, bunu farklı yöntemlerle götüreceğiz” dedi. Bizde konunun uzmanlarına “Bu formül evliliklerin kurtarılmasında işe yarar mı?” diye sorduk.

'Yapılmak istenen eşlere düşünme fırsatı tanımak'

Avukat Kezban HATEMİ:

“Türkiye’de psikologlar ve uzmanlar, normal boşanma davalarında da devrede. Yapılmak istenen iyi birşey. Eşlere düşünme fırsatı tanımaktır. Çiftleri düşünmeye sevk etmeleri güzel bir şey. Ben de boşanma davaları öyle hemen oldu bittiye getirilsin istemiyorum. Çünkü boşanmalarda en büyük yıkımı çocuklar görüyor. Çocukların hasar görmemesi için yuvanın yıkılması önlenebilir. Aile birliğini korumak güzel bir şeydir, ama evlilik katlanılamaz, çekilmez hal almışsa, sevgi ve saygının kalmadığı durumlarda zorlamanın anlamı yok.”

'Şiddet gören kadına eşinle anlaşmıdenilecek?'

Avukat Hülya GÜLBAHAR:

“Çiftler zorunluymuş gibi uzmanlara yönlendirilecek. Anlaşmalı boşanmayı zorlaştırarak çiftlerin özgür iradeleriyle aldıkları karara müdahale etmek, bireyin temel hakkına aykırı. Boşanmada çiftlerin psikolojik desteğe ihtiyacı olabilir. Ama buna ihtiyaç duymayanları mecbur etmek bireysel özerklik hakkını zedeleyecek, özel yaşama müdahale anlamında bir uygulamadır. Boşanmaların önemli bir bölümünde ana neden kadına karşı şiddettir. Şiddet gören kadına kocanla anlaş mı denilecek?”

'Devreye uzman girecek'

Avukat Yazar Cengiz HORTOĞLU:

“Boşanmaların en büyük nedenlerinden biri, tarafların birbirlerini anlamamaları ve dinlememeleri. Yani empati kuramamalarından kaynaklanıyor. Aile danışmanlarının yapacağı en önemli şey bu iletişimi, empatiyi sağlamak olmalı. Dışarıdan bir gözün evliliğe bakması ve değerlendirmesi çok önemli. Bu uygulama ayrıca bitmiş ama kâğıt üzerinde kalan evliliklerin de sağlıklı bir şekilde sonlanmasına neden olacak. Çünkü devreye uzmanlar girecek.”

'Aile değil birey korunmalı'

Emekli Aile Hâkimi- Avukat Eray KARINCA:

“Boşanma aşamasında çiftlerin psikoloğa yönlendirilmesi zaten var. Bundan ötesi otoriter bir dayatmadır. Bunu doğru bulmuyorum. Boşanma kararı insanların özgür iradeyle verecekleri bir karar. Bunun temelinde hep ‘kutsal aile’, ‘aileyi koruyalım’ düşüncesi var. Aile Bakanlığı’nın aileyi değil bireyi koruması gerekir. Çünkü aile dediğin zaman bireylerden öte bir kurum sözkonusu. Sorun insanların birey olamayışında. İnsanlar boşanma kararını durup dururken, kolay vermiyor.”

'Çiftlerden birinde sorun olabiliyor'

Psikiyatr Ayhan AKCAN:

“Bu uygulama var. Henüz etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Ancak yarar sağladığı kesin. Çiftlerden birinde psikolojik bir problem olabiliyor. Mesela depresyon, takıntı ya da paranoya düzeyinde kıskançlık yaşayabiliyorlar ve bunlar boşanma kararı doğuruyor. Bunların tedavileri mümkün, tedavi edilirse bu tartışmadan dolayı alınan boşanma kararı değişebilir. Şu anda yüzde 10 gibi bir dönüş var. Büyük ihtimalle faydası olur diye düşünüyorum.”

‘Kişiler boşanacaksa hâkime, devlete ne?’

Psikiyatr Prof. Dr. Mansur BEYAZYÜREK:

“Kişiler boşanacaksa hâkime ne, devlete ne? Boşanma aşamasına gelmiş bir evliliğin psikologla çözülüp çözülmeyeceğini hâkim nasıl değerlendirecek, hâkim ilişki uzmanı değil ki. Dayatma olması nedeniyle tepkiye yol açabilir. Her evlilik kendine özeldir. Bunların hepsi psikologla çözülür gibi bir genellemenin doğru olduğunu düşünmüyorum.”