Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Anne ve Çocuk Hipnozla doğum nedir? Ne Değildir?

        Damla ÇELİKTABAN / HT MAGAZİN

        Özgü Namal'ın oğlu Nefes'i hipnoz yardımıyla, doğal yöntemle evde doğurması üzerine bu konu bir anda merak edilen bir tema oldu. Doğum konusunda bir hayli meraklı ve ilgili bir insan olarak bu yöntemin detayını öğrenmek üzere Namal ile hipnoz çalışmaları yapan Adil Maviş'e gittim. Maviş ile hipnozun doğuma katkısını ve bilimsellikten uzak olma iddialarını konuştuk...

        Hipnozla doğumdan ne anlıyoruz? Amacınız, yönteminiz nedir?

        Doğal doğumdan uzaklaşmanın en önemli nedeni, annenin doğum yapamayacağıyla ilgili kaygılar beslemesi. Biz hipnoz yöntemiyle doğuma hazırlanmasına yardımcı oluyoruz. Hipnoz kişinin bilinçaltı kaynaklarından maksimum yararlanmasını sağlar. Yapmak istediği şey için yeterli hale gelmesi veya yapabilme yeteneğini özgür bırakması demektir...

        Peki, ne yapıyorsunuz?

        Bir insana 40 kere delisin dersen delirir mantığı bir telkindir. Kişi kendini inandırdığı şeyi yapar ya da inandıramadığı şeyi yapamaz hale gelir. “İnanmıyorum yapacağıma” der.

        Riskli bir uygulama değil mi?

        Bu daha tehlikeli: Televizyonu açtınız, oturdunuz. Zihin kendini bırakmışken transa girer. Reklamları izlerken oradan telkinler alırsınız. Bu endişeler yapıyı bilmemekten kaynaklanıyor, kontrolü kaybetme korkusundan. Kontrolün tamamen elden gittiği ifadesi fevkalade yanlış...

        ‘ÖZGÜ KORKMUYORDU’

        Özgü Hanım size nasıl ulaştı?

        Ben hekimlere, psikologlara hipnoz eğitimleri veriyorum. Benden eğitim almış bir hekim aracılığıyla doğum konusunda benden bilgi alabileceğini öğrenmiş. Önce Serdar Bey, sonra Özgü Hanım geldi.

        Size geldiğinde doğumdan çok korkuyor muydu?

        Hayır, doğumdan korkmuyordu.

        Telkinler sonucunda rahat bir doğum geçirmiş öyle mi?

        Hamilelik sürecini normal geçirdi. Dalgaların geldiği dönemde doğum başladı. Hamilelik hikâyelerindeki rahatsızlıkları çok kolay atlattı.

        ‘TIP KADINI DOĞUMA HAZIRLAMIYOR’

        Çok vesveseli bir gebede de rahatlama sonucu alınabilir mi? Vesveseli ise bu yönteme daha çok ihtiyacı vardır. Kadın doğum uzmanına gidersin, gerekli tetkiklerini yapar, der ki “Her şey yolunda, merak etmeyin, şu aya gelince buna da bakarız.” Bir daha da bir ay sonra görürsünüz doktorunuzu. Tıp kişiyi doğuma hazırlayan bir hizmet sunmuyor.

        Ne zaman başlamalı çalışmaya?

        Hamileliğin 7. ayı itibarıyla zihni doğuma hazırlamak, özellikle doğal doğuma hazırlamak gerekli. Hipnozu da kişinin kendini kaybedip ne yaptığını bilmediği bir ruh hali içerisinde, yüzde yüz hiç acı duymadan bir doğum yapacak şey olarak algılamamalıyız.

        Ve uyku haline de geçmiyor...

        Trans haline geçiyor. Mesela maç izliyorsunuz, dikkatinizi o kadar çok verdiniz ki mesela biri size seslendiğinde onu duymuyorsunuz. Aslında bu da bir trans hali...

        Peki, doğum esnasında neye yoğunlaşıyor? Sancıları nasıl karşılıyor?

        Mesela sancı kelimesi yerine dalga kelimesini tercih ediyoruz. Sancının yaratmış olduğu çağrışımlar var. Dikkatinizi neye verirseniz o şeyi geliştirirsiniz.

        Korkunun kendisinden korkuyor...

        Korkunun algısını doğumdan önce farklı bir formata çeviriyoruz. Korktuğu zaman kasılıyor, kasıldığı zaman da sistemi koruma altına alıyor, savunma sistemine geçiyor. Kasılınca iki saatte olacak doğum 15 saate çıkabiliyor.

        Doğum gevşemeyi gerektirir...

        Hipnotik doğumu da bu gevşemeyi sağlayan bir araç olarak görmek lazım. Temel yaptığımız şey bedenin parazit, kaygı üreten, güvensizlik yaratan istenmeyen savunma sistemlerini devreye sokan durumlara karşı korumayı öğretmek.

        Kaç seans yapmanız lazım bunu öğrenebilmesi için?

        Psikolojik destek çerçevesi olarak görürsek 7-8 seansa kadar çıkartırız. Doğuma endeksli bir hizmet almak istiyorsa 4-5 seans yeterli olur.

        İnsanları dinleyip teşhis koyuyor musunuz?

        Bizim yaptığımız kişinin kendisiyle olan işbirliğini artırmak, kendi öz benliği ile olan alışverişinin kalitesini artırmak ve bunun sonucu olarak bedende zaten var olan kendini iyileştirme gücünü özgür bırakmak.

        Çalışmalarınızda 0-3 yaşa inip anıları da deşiyor musunuz?

        Buna ihtiyaç kalmıyor.

        Amaç durumun başlangıç noktasını bulmak da değil yani öyle mi?

        Olayı anlayabilmek bazen olayı çözmekten çok daha zahmetlidir. Bunun için harcanan emek, mücadele yüzünden çözüme güç kalmayabilir. Sebebi ne olursa olsun almış olduğunuz yanlış inançlar, telkinler, negatif etkiler ya da kendi kendimizi kilitlediğimiz bir şeyler olduğunu biliyoruz ve biz şuna inanıyoruz: Sorunun çözümün bilinç düzeyinde olmasa bile ve ben, sorunu çözecek kişi konumunda gibi görünen ben, bunun nedenini bilmesem bile çalıştığım kişinin bilinçaltı çözümü biliyor.

        Nasıl yani?

        Bilinç düzeyinde bilmiyor. Bildiğini bilmiyor. Onun bilinçaltının kullandığı dili kullanarak ifade ettiğimde algıları değişmeye ve çözümü engelleyen tutumu kalkmaya başlıyor. Sistem kendini iyileştirmeye başlıyor ve ben hâlâ sorunun ne olduğunu bilmiyorum. Ama diyor ki: “Çok yararlı oldu. Yıllardır çözemediğim bir şeyi çözmeme yardımcı oldunuz.” Ben hâlâ sorunun ne olduğunu bilmiyorum. Bilmeme gerek yok. Kişinin her türlü sorununu çözebilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz ancak o potansiyeli kullanabilme becerisini süreç içerisinde kaybettiğine, bundan dolayı yardıma ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz.

        Bilimsel mi değil mi?

        “Hipnozla doğum bilimsel değildir” diyen açıklamalar duyduk...

        Bu cümleyi söyleyen kişiler bilgi sahibi değil. Bilgi sahibi olmadıkları konuda fikir beyan ediyorlar. Ben doğurtturamam, ben ebe değilim, doğum uzmanı değilim. Benim işim bilinçaltı ama bilinçaltı dediğimiz her şeyi kapsayan bir şey. Onu ben doğurtmadım. Bilimsellik hiç önemli değil esas olan şey işine yarayıp yaramadığı ve mutlu olup olmadığı. Bilimsellikle o kadar çok ilgileniliyor ki bazen fayda göz ardı edilebiliyor. Öğrencilerim soruyor “Anlattıklarınız ne kadar bilimsel?” diye. “Anlattıklarım iddiadan ibaret ve ben bunu kolayca ispatlarım” diyorum. Gösterme, yapma şansım var. Ölçülme şansım var ama ben bunun bilimsel olduğunu iddia edemem, ben bilim adamı değilim. İnanır inanmazsınız, bilimsel bulur veya bulmazsınız. Bilimsellik konuşulmaya kişilerin de söyleyecek çok şeyi olmayınca en somut kalıp cümle “Bilimsel değil!” oluyor. Hipnoz bilimsel değil ya da bunlar safsata diyemez.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ