Sayın Bakan, gıdada zehir saçan markaları açıklayın!

GAZETE HABERTÜRK / HT EKONOMİ / Esen EVRAN

Tarım Bakanlığı’nın gıda analiz sonuçlarının bebek maması, bal-pekmez ve pul bibere ait sonuçları tüketicileri ürküttü. Ancak bu açıklamanın tüketiciye uyarı niteliği taşıması için, sadece aflatoksin, kurşun, zirai ilaç kalıntısı oranlarının değil, sağlığa zararlı üretim yapan marka ve firmaların da açıklanması gerekiyor Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, 2009 yılında 22 bin 172 gıda örneğinde yaptığı analizlerin sonuçları, tüketicilerin yedikleriyle ilgili şüphesini arttırdı, ancak ne yazık ki önlem almalarını sağlayamadı. Bakanlığın AB kriterlerine uyum çerçevesinde açıkladığı bu veriler, standarda uymayan marka ve şirket isimlerinin açıklanmaması nedeniyle, yeni soru işaretleri yarattı. Hiç kimse, “nasılsa bakanlık savcılığa suç duyurusunda bulunuyor” diye rahatlamadı, zira söz konusu olan AB’ye uyum ise Avrupa’da bu konuya dair örnek uygulamalar var.

TÜKETİCİ DESTEKLİ DERGİ

Örneğin Almanya’da Stiftung Warentest ve Oko Test adlı iki kuruluş, belirli aralıklarla çıkardıkları dergiler aracılığıyla, yüzlerce farklı markaya ait ürüne ait test sonuçlarını duyuruyor. Değerlendirme sonuçları, bilimsel terimlerle değil, herkesin anlayabileceği basit tablolarla ortaya konuyor ve ürünler, ‘çok iyi’,’iyi’, ‘kullanılabilir’, kötü, ‘çok kötü’ ve ‘çok çok kötü’ gibi sıfatlarla kategorilere ayrılıyor. Kitapçıkta bu tanımların hangi gerekçelere dayanılarak yapıldığı da yer alıyor, örneğin “Bu ürünün aflatoksin oranı yüksek, bu da karaciğer kanserine neden olur” deniyor. Dergiler, tarafsızlıklarından şüphe duyulmasın diye de sadece abonelerin geliriyle yaşıyor. Şimdi gıda sektöründe olsanız ve markanızın pazar payını artırmak isteseniz, böyle bir dergide ‘çok çok iyi’ diye tanımlanmaktan daha iyi bir yol var mıdır? İşte ortada böyle dergiler olduğunda, tüketici de bunları referans aldığında, şirketlere yaşayabilmek için iyi olmaktan başka yol kalmayacak.

‘Riski bile bile, niçin mühendis çalıştırma şartını kaldırdınız?’

Tarım Bakanlığı’nın analiz sonuçlarının ardından dün Gıda Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Şennur Özkaya’dan da bir açıklama geldi. Özkaya, “Şeffaflığın sağlanması açısından olumlu ancak yetersiz” dedi ve önemli bir soruna dikkat çekti: ‘’Pekmez ve bal genelde küçük işletmelerde üretiliyor. Yeni çıkarılan gıda kanunu ile küçük işletmelerde gıda mühendisi ve üniversite mezunu gıda üretim sorumlusu çalıştırılması zorunluluğu kaldırıldı. Risk ortada iken yasa ile işletmelerde gıda mühendisi çalıştırılması zorunluluğunun kaldırılması tehlikeli sonuçlar verebilir.’’ Denetim sonuçlarının iyi değerlendirilmesi için ayrıntılı bilginin gerekliliğini ifade eden Özkaya, şöyle devam etti: ‘’Denetim sonuçları ile birlikte işletmeler, işletmelerin büyüklüğü hakkında da bilgi verilmesi gerekirdi. Sonuçların daha sağlıklı olması için, ürün örneklerinin sektörü ne kadar temsil ettiğini de bilmemiz gerekir.’’

Avusturyalı baharatçı ‘masum’ pul bibere geldi

Avrupa’nın baharat sektöründe en büyük iki markasından biri olan Avusturya merkezli Kotanyi, 66 çeşit baharat ürünüyle 1 yıl önce Türkiye pazarına girdi. Avrupa’da 128 yıllık geçmişe sahip olan Kotanyi, aynı zamanda Türk pul biberini de Avrupa pazarına taşımayı amaçlıyor. Dün Kotanyi Türkiye Genel Müdürü Muhittin Eser aradı. Avrupa’da aflatoksin konusunda çok sıkı kriterler belirlendiğini söyledi, Kahramanmaraş’ta Müsan firmasından aldıkları pul biberin, sıfıra yakın oranda aflatoksin içerdiğini söyledi. Çünkü Müsan, yıllar önce bu sorunun yeniden gündeme gelmesinden sonra kurutma işlemini dev mikrodalga fırınlarda yapan bir sistem kurmuş. Kotanyi şimdi pul biberi sıfıra yakın aflatoksin oranıyla 21 Avrupa ülkesine ihraç etmeye hazırlanıyor. Bunun için 8 ton ürün satın alınmış.