Salgın sonrası futbol aynı mı: Bundesliga neyi işaret ediyor?

Bundesliga 61 günlük aranın ardından Avrupa'da geri dönen ilk futbol ligi olarak futbolseverlerin hasretini gidiyor. Çin'in Vuhan kentinden 200'den fazla ülkeye yayılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) 5 milyonu aşkın kişiye bulaşırken sporcular da bu hastalıktan nasibini aldı. Almanya'da 179 bin 787 kişi, Kovid-19'a yakalanırken ölüm sayısı ise 8 bin 256'da kaldı. Salgını diğer ülkelere kıyasla nispeten kontrol altına almayı başaran Almanya'da Bundesliga bir dizi önlemle geri dönerken akıllara bir soru geldi: İzlediğimiz Bundesliga, salgın öncesindekine benziyor mu?

TOPUN OYUNDA KALMA SÜRESİ ARTIŞ GÖSTERDİ

Salgın öncesinde Bundesliga, Avrupa'daki beş büyük lig arasında topun en çok oyunda kaldığı ikinci lig durumundaydı. Bundesliga'da bir maç izleyecekseniz, ortalama 55 dakika topun sahada kaldığını görecektiniz. Premier Lig'den sonra zirveyi zorlayan Almanya'da ilk hafta maçlarının 5'inde topun oyunda kalma süresi daha da arttı.

RB Leipzig-Freiburg maçında top yaklaşık 59 dakika sahada kalırken Düsseldorf-Paderborn maçında ise 60 dakikayı aştı. Opta'ya göre Eintracht Frankfurt-Borussia Mönchengladbach maçında iki takım da yüzde 7'lik artış gösterirken Union Berlin-Bayern Münih maçında 60 dakika baremi geçildi ancak rekor Werder Bremen - Bayer Leverkusen maçında geldi.

İki takım da sezon ortalamalarını yaklaşık 7 dakika artırınca top oyunda 63 dakikayı geçen bir süre kaldı ve Bundesliga rekoru kırıldı. Bu istatistik bir dizi değişkene bağlı olsa da bize bir şey anlatmakta faydalı: Salgın sonrasında Bundesliga'da oyun yavaşladı.

Topun oyunda kalma süresinin artması, oyuncuların maç boyunca daha fazla mücadeleye daha fazla odaklanması anlamına geliyor. Top dışarı çıktığında durup nefeslenebilme olanağı da bulursunuz. Rakibiniz size baskı kurduğunda yapacağınız/alacağınız faulle, topu dışarı atarak biraz olsun rahatlamayı ve oyunu soğutmayı tercih edebilirsiniz. Ancak ilk hafta maçlarında görünen tablo bunun tersi yönünde. RB Leipzig'in sportif direktörü Markus Koresche, The Athletic'e verdiği demeçte oyuncuların Freiburg maçında mücadelenin sonlarına doğru her zamankinden daha yorgun hissettiklerini söylediklerini belirtiyor.

Yaklaşık 60 günün büyük kısmını evde çalışarak geçiren futbolcuların, ilk maçında yorulması beklenen bir şey. Evde ağırlık ya da kondisyon bisikletiyle çalışmak, Bundesliga maçına çıkmaktan farklıdır ne de olsa. Bu denli verilen uzun aradan sonra hazırlık kampında yapılan yükleme fırsatını bulamayan oyuncular, sezonda rekabetin en kızıştığı fikstürde hiç alışık olmadıkları bir mücadelenin içinde kaldılar. Bu da hafta boyunca gerçekleşen 8 adale sakatlığını beraberinde getirdi.

Diğer yandan maçlarda oynanan oyunun standardı da değişiklik gösterdi. Kroesche, "Oyun normalden biraz daha hızlıydı ancak daha yoğun olduğundan emin değilim" diyor. Bu da takımların pas arası ve top çalma istatistiklerini incelenmesini beraberinde getiriyor.

PRES ŞİDDETİ DÜŞTÜ, İKİLİ MÜCADELELER AZALDI

Bundesliga'da yer alan 18 takımdan 10'u, salgın sonrasındaki ilk hafta maçlarında, sezon ortalamalarına göre daha az defansif aksiyona girişti. Topun oyunda kalma süresi artarken, yapılan pres şiddeti düştü.

Takımların kolektif savunma aksiyonlarındaki düşüş, ikili mücadelelerde ise daha çarpıcı bir veriyi ortaya koydu. 18 takımdan 14'ü, girilen ikili mücadele sayısında sezon ortalamasının gerisinde kaldı. Borussia Dortmund, Köln, Augsburg, Mainz ve Bayern Münih, ligde dişe diş mücadelesini artıran takımlar olurken diğerler kulüplerin futbolcuları, daha 'yumuşak' bir mücadeleyi tercih etti. Maç başına 108.5 ikili mücadeleye giren RB Leipzig oyuncuları geçen hafta 97 ikili mücadeleye girerken bir 90 dakikada 120 ikili mücadeleye giren Paderborn futbolcuları ise geçen hafta sadece 81'de kaldı.

İÇ SAHA AVANTAJI KAYBOLUYOR MU?

Futbol her zaman 'kazanması beklenen' takımın kazandığı bir oyun olmadığı için belki de bu kadar çok sevilmiştir. Yeşil sahada her şey yolunda gitse de beklenmeyen hatalar, tuhaf aksilikler, bir oyuncunun yeteneği, nadiren görülecek işler, kazanmasına kesin gözüyle bakılan takımı kaybedene çevirebilir. Diğer sporlara nispeten istatistiğin daha az anlamlı olduğu futbolda sahada yapılanlarla kazanma beklentisi oluşturmak çok kabul edilen bir şey olmasa da salgın sonrasındaki futbolu işaret etme açısından incelemek faydalı olabilir.

Stats Perform'un modeline göre geçen hafta oynanan 9 maçtan sadece 3'ü kazanma beklentisi yüzdesiyle örtüştü. Borussia Dortmund'un kazanmasına yüzde 61'lik şans verilirken Bayern Münih'e yüzde 64, Leverkusen'e de yüzde 41 şans verilmişti. Bu takımlar beklendiği gibi 3 puana erişirken kazanmasına yüzde 67 şans verilen RB Leipzig, Freiburg karşısında 1 puanla yetindi, yüzde 57'lik şansı bulunan Hoffenheim ise yüzde 18'lik şansı olan Hertha Berlin'e boyun eğdi. Diğer yandan 9 iç saha takımından sadece 1'i (Borussia Dortmund) 3 puana ulaşabildi. Üç maç berabere biterken, 5 deplasman takımı rakiplerini devirmeyi başardı.

Fortuna Düsseldorf Sportif Direktörü Lutz Pfannestiel, iç saha avantajının artık kaybolduğu görüşünde. "Nasıl bir iç saha avantajından bahsedebilirsiniz ki?" diyor Pfannenstiel. "Sahayı rakibinizden daha iyi biliyor olmak hala bir avantaj doğru ancak kayda değer bir şey olduğunu söylemek güç". Freiburg'la 1-1 berabere kalan RB Leipzig Teknik Direktörü Julian Nagelsmann da benzer görüşte: "Artık iç saha avantajı diye bir şey kalmadı. Elbette ki stadyuma, rakibe nazaran aşinasınız ancak sadece bu kadar..."

HAKEM KARARLARINA İTİRAZ AZALDI

Bundesliga'da salgın sonrası ikinci hafta oynanırken futbolcular düzenli olarak test ediliyor, yedek kulübesinde bulunanlar maskeyle biraz mesafeli oturuyor, goller temassız kutlanmaya çalışılıyor ve en alışılmışın dışında olanı futbolcular ve teknik direktörlerin sesleri yayına geliyor. Bunların dışında hakem kararlarına itirazlar da azaldı. "Oyuncular eskisi gibi beğenmedikleri bir karar sonrasında hakeme hücum etmedi" diyor 2-2'lik Köln-Mainz maçının hakemi Guido Winkmann. "Muhtemelen taraftar olmadığı için daha az duygu hissediyorlardır"

Bundesliga Hakem Komitesinin başındaki Lutz Froehlich de hakem kararlarına itimadın arttığını dile getiriyor. 62 yaşındaki yetkili, oyuncuların hakem kararları yerine sahadaki görevlerine odaklandıklarını söylüyor.