Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, Biz daha kuraklık görmedik. Son 20 yıl muhteşem geçti. Sadece 2008, 2013 ve 2017'de kuraklık gördük. Artık 2022, 2023'de ciddi anlamda kurak bir dönem bekliyoruz. Şimdiden planlar yapılması lazım. Önce yeraltı barajları yapılmalı. 6'ncı yüzyılda İstanbul'da sarnıçlar vardı, şimdi de yapılmalı" dedi.
Türkiye'nin dört bir yanındaki barajlardaki su seviyelerinin azalmasıyla susuzluk alarmı verilmeye başladı. Geçen yıla oranla yağışların düşmesi ve su kullanımının artması, 2021 yazında kuraklık yaşanabileceği yönündeki tahminleri beraberinde getirdi. İzmir'de de barajlardaki su seviyeleri oldukça azaldı. Geçen yıl aralık ayında Tahtalı Barajı'ndaki su doluluk oranı, yüzde 66'yken, bu sene yüzde 37'ye düştü. Ürkmez Barajı'ndaki oran yüzde 58'den 43'e düşerken, Güzelhisar Barajı'nda ise doluluk yüzde 63'ten 46'ya düştü.
'2022 YILINDA BEKLENİYOR'
Henüz kuraklığın görülmediğini fakat 2022 yılında beklendiğini söyleyen Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Bu yıl yağışlarda yüzde 20 azalma var. Barajlarımızın biraz boşalması doğal. Barajların hepsindeki doluluk, yüzde 50'nin altında. İzmir için şu an bir tehlike yok. Fakat 2022, 2023 yıllarında kuraklık olabilir. İzmir, suyunun yüzde 40'ını Manisa'nın kuyularından alıyor. Ciddi bir kuraklık döneminde Manisa bize suyunu vermeyecektir. 1992'deki kuraklıkta Denizli'de, Muğla'da köyler arasında sorunlar çıktı.
SARNIÇLAR ŞİMDİ DE YAPILMALI
Biz daha kuraklık görmedik. Son 20 yıl muhteşem geçti. Sadece 2008, 2013 ve 2017'de kuraklık gördük. Artık 2022, 2023´te ciddi anlamda kurak bir dönem bekliyoruz. Şimdiden planlar yapılması lazım. Önce yeraltı barajları yapılmalı. 6'ncı yüzyılda İstanbul'da sarnıçlar vardı, şimdi de yapılmalı. Henüz kuraklık görmedik fakat az kaldı" dedi.
'BU NÜFUSA BU SİSTEMLE SU DAYANMAZ'
Son 20 yılın su ihtiyacı açısından oldukça iyi geçtiğini fakat aşırı nüfus artışı nedeniyle suyun tükenmeye başladığını aktaran Prof. Dr. Yaşar, "2008 yılında yüzde 5'leri gördük. Çok daha kurak dönemleri gördük. Şu anda küresel ısınmanın pik yaptığı son 20 yılda, yağışlarda da pik yaptık. Çok ciddi yağış artışı oldu. Çünkü küresel ısınma demek, küresel yağış artışı demektir. Her bir derece sıcaklık artışında yağış da artar. Ama bizim nüfusumuz öylesine patladı ki. 1960'lı yıllarda 27 milyon olan Türkiye nüfusu şu an 85-90 milyon, 3 katı artmış. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya nüfusu her 45 yılda bir yüzde 100 artıyor. Ama ülkemizde yüzde 300 artıyor. İzmir o yıllarda 1 milyonken 4.5 milyon olmuş. İstanbul da aynı şekilde. Bu nüfusa bu sistemle su dayanmaz" diye konuştu.
'TEK BAŞVURABİLECEĞİMİZ YER YERALTI SULARIDIR'
Susuzluk tehlikesine karşı alınması gereken önlemlerden bahseden Prof. Dr. Yaşar, "Bizim bilimsel kuraklığın hakkından gelmemiz lazım. Küresel ısınma bahanelerini bırakmamız lazım. Suyumuzu çok dikkatli kullanacağız. Yağmur ve kanalizasyon suları 2-3 yıldır temizlenmeye ve ayrılmaya başlandı. Ama biz ayrılan temiz yağmur sularını denize değil, mutlaka barajlara ya da göletlere vermeliyiz. Arıtma tesisindeki suları mutlaka tarıma kazandırmalıyız. Biz su fakiriyiz ama asıl sorunumuz su yönetimi. Çok başlılık var. 1992 kuraklığında Amerika, rezervuarlarını 1.5 litre küçülttü. Bu çok büyük bir rakam. Bir evde günde 10 kere sifonu çektiğinizde 15 litre yapar. Yeraltı sularını bir an önce kontrol altına almamız lazım. Asıl kuraklık dönemlerinde tek başvurabileceğimiz yer yeraltı sularıdır. Yeraltı kuyuları yapılmalıdır" diye konuştu.
Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.