Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Dövme yaptırmak isteyenler dikkat

        Mustafa ALKAN/ HABERTÜRK PAZAR

        Benim dövmem yok. Karşı olduğumdan değil. Gençken, İncir Reçeli filmindeki ünlü replik gibi “Vücuduma kazıyacak kadar değerli bir şey aklıma gelmedi”. Yaş ilerleyip vücudum iyiden iyiye deforme olunca da kendime yakıştıramadım.

        Eskiden çalıştığım bir işyerinde bir kadının omzuna “martini” logosunu kazıttığını görünce dövmeyle aramdaki mesafe iyice açıldı. Şimdilerde dövmeyle ilgili tek derdim, ergenliğe ilerleyen kızım dövme yaptırmak isterse ne yapacağım?

        Biliyorum, o meşhur “Baba dövme yaptırabilir miyim” sorusu eninde sonunda karşıma çıkacak. Karşı çıksam belki de son yıllarda moda olan, gün ışığında görünmeyen, ancak gece karanlığında parlayan fosforlu dövmelerden yaptıracak.

        BİR TÜKETİM KALIBI OLDU

        Yaptırsın, sorun değil. Ama yaptıracağı neyse “anlamlı” veya “değerli” olacağından kuşkuluyum. Çünkü Fransız sosyolog David le Breton’un “Dövme: Benliğin imzası” adlı kitabında yazdığı gibi “Dövme artık tamamen sıradanlaştı” gibi geliyor bana.

        “Dövme bugün banalleşti” diyor Le Breton, “80’li yılların isyankâr davranışlarından çok uzağız. Dövme yaptırmak bir tüketim kalıbı, günümüz estetik anlayışı bir ifadesinden ibaret artık.” Dövmenin bir isyanın simgesi olduğu konusu öteden beri tartışmalı. Ancak dövme yaptırmanın kitleselleştiğine kuşku yok.

        Dövmeye yoğun bir ilgi var. Binlerce dövme salonu ve atölyesi vızır vızır işliyor, düzenlenen festivaller binlerce ziyaretçi çekiyor. Dövme üzerine “İnk Masters”, “L.A. Ink” ve “Tatoo Titans” gibi reality şovlar büyük ilgi görüyor.

        Paris’te düzenlenen yarışmalı, atölyeli, konferanslı bir çeşit “dövme olimpiyatı” olan “Mondial de Tatuage” sadece 3 günde 35 binin üzerinde ziyaretçi çekti.

        Bunların önemli bölümü dünyanın önde gelen 398 dövme sanatçısının imzasını taşıyan yeni bir dövmeyle ayrıldı. Çünkü bu aralar, önde gelen bir dövme sanatçısının imzasını vücudunda taşımak çok revaçta.

        20 YIL SONRA ÇOĞUNLUK ‘DÖVÜLMÜŞ’ OLACAK

        Dövme yaptıranlar da öyle sanıldığı gibi “kötü çocuk” ve “kötü kızlar” değil. Her yaş grubundan, her toplumsal sınıftan veya meslekten insanlar dövme yaptırıyor. Türkiye’deki kayıtlı dövme salonlarının sayısı 500’ü geçti. Dövmecilerin bir meslek odası da var.

        Dövme sahibi olanların sayısının ise 1 milyonu aştığı söyleniyor. Dünyada ise durum salgın haline gelmiş durumda. Fransız IFOP’un bir araştırmasına göre ABD’de halkın yüzde 29’unun en az bir dövmesi bulunuyor ama 18-35 yaş Amerikalılar arasında dövme sahiplerinin oranı yüzde 47’ye çıkıyor.

        Fransa’da aynı yaş grubunda dövme sahiplerinin oranı yüzde 22. İngiltere’de 16-44 yaş arası nüfusta dövme yaptıranların oranı ise yüzde 29. Rakamlarına bakılırsa sadece bu 3 ülkedeki dövmeli insan sayısı 150 milyonu aştı. Bu eğilim sürerse bazı ülkelerde dövme sahipleri, 20-30 yıl sonra çoğunluğa geçebilir.

        ‘GÖĞÜS ALTI MOTİFLERİ GÖZDEYMİŞ’

        Nihayetinde binlerce yıldır denizciler, asiller, Afrika kabileleri veya Kuzey Amerika yerleri veya yakın zamanda motosiklet çeteleri gibi gruplara has görülen dövme artık kitlelere mal olmuş durumda. Dövme severler bunu “dövmenin demokratikleşmesi” olarak adlandırmayı seviyor.

        Dövmeyi bir ifade hakkı olarak görenlerin sayısı da az değil. Ama herkesin tenini dövme ustalarının eline teslim ederken özgürlükler ve derin anlamlar peşinde koştuğunu iddia etmek abartılı olur.

        Kimisi eşinin sevgilisinin çocuklarının adını yazdırıyor, kimisi tuttuğu takımın, partinin, mensubu olduğu grubun, mesleğin simgelerini, kimi ise bireysel felsefesini yansıttığını düşündüğü sözleri, mısraları sinema ve animasyon karakterlerinin imajlarını bedenine aksettiriyor.

        Bugünlerde kadınlarda göğüs altı motifleri gözdeymiş mesela. Fransa’da yayınlanan Tattoage Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Jerome Pierrat, dövmenin artık bir aidiyet, bir isyan ve talebin ifadesinden çok “Bir estetik arayış” olduğunu söylüyor. Genç kızlar ve erkekler, dövmeleri cinsel çekiciliğin önemli bir unsuru olarak görüyor.

        DÖVME KOLEKSİYONERLERİ

        Bir de bunların hepsini tek bedene sığdıran İngiliz eski futbolcu David Beckham gibileri var. Doğum tarihini, ilk profesyonel olduğu tarihi, eşinin ve çocuklarının adlarını ve doğum tarihlerini, beğendiği şiiri, mistik figürleri ve daha nicelerini tenin her köşesine dövdüren Beckham’ın, yaşı kadar yani tam 41 dövmesi bulunuyor.

        Beckham kadar olmasa da bedenlerinde mürekkep değmemiş tek santimetrekaresi kalmamasına yemin etmiş gibi görülen Angelina Jolie, Lady Gaga, Raul Meiriles gibi dövmeseverlere “Dövme koleksiyoncusu” deniyor. Ünlü isimlerin dövme yaptırması önemli. Çünkü Miller’in altını çizdiği gibi onların dövmeyi onlar “trendy” hale getiriyor, dövmenin bir “başarı” sembolü hale gelmesine neden oluyorlar.

        Prof. David le Breton ise dövme salgınını özentilik veya estetik arayışı olarak açıklanamayacağını, özellikle gençlerde dövmenin “Kişinin kendi kendini beyanı” olarak görüldüğünü söylüyor. Le Breton’a göre dövme aracılığıyla gençler “Kendi logolarını” oluşturup “Bedenim benimdir” diyor.

        SİLİNİR Mİ ACABA?

        Peki ya yaşla birlikte dünya görüşü, estetik anlayışı değişirse vücuda kazınan sevgiler ve her türlü hayranlıklar solarsa? İngiliz Dematologlar Derneği’nin geçen ay yayınladığı bir rapora göre dövme yaptıranların üçte biri pişman oluyor ve sildirmenin yolunu arıyor.

        Geçen yılın Angelina Jolie ve Beyonce’nin eski ilişkilerini vücudundan sildirdiği haber verilmişti. Onun da çözümü var ama biraz acılı, uzun ve pahalı. Dövme silme klinikleri de en az dövme salonları kadar revaçta. Amerikalı Araştırma şirketi IBIS’e göre ABD’de dövme sildirme kliniklerinin sayısı son 5 yılda yüzde 440 arttı. Seansı 150 ila 500 lira arasında değişen sildirme işlemleri, dövmenin cinsine göre birkaç seans sürüyor.

        Üstelik bu seanslar epey acıya dayanıklılık gerektiriyor. Gazeteden dövmesini sildirmeye niyetlenen bir arkadaşımız ağrıya dayanamayıp ikinci seansta yarım bıraktırmıştı. Dövme ustaları müşterilerin “geçici hevesle” dövme yaptırmamasına dikkat eder hale geldi. Ustalar “Hangover” filmindeki gibi, ertesi gün pişmanlıkların yaşanmaması için aşırı sarhoş müşterileri kabul etmiyor.

        Desen veya yazı seçildikten sonra müşterilere en az bir saat düşünme hakkı tanıyorlar. Ancak bu sürenin de yeterli olacağı kuşkulu. Nitekim Tattoage Mondial’in fikir babalarından Tin Tin lakıplı dövme ustası, “Dövme moda değildir. Moda geçicidir. Dövme ise kalıcı” diyerek insanların dövme yapmadan önce iyice düşünüp karar vermesi gerektiğini söylüyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ