Bodrum'a gitmeye değecek mekanlar

MURAT BOZOK / HABERTÜRK PAZAR

Tatil beldeleri arasında Bodrum için en özel olanı... Deniz, kum, doğa ve dinginlik gibi tatil kriterlerine baktığınızda Bodrum’dan çok daha iyi beldelerimiz olduğunu söyleyebiliriz ama enerjisi bu kadar yüksek başka bir yer yok. Buna rağmen Bodrum, bu yaz belki de son 10 yılın en durgun sezonunu geçiriyor. Turizmi hiç bu kadar kötü halde gördüğümü hatırlamıyorum. Bodrum’da sokaklar bahar aylarındaki gibi tenha, restoran ve otellerde doluluk yarı yarıya... 8 ay uyuyup, 4 ay yaşayan bu kent sanki kış uykusundan bir türlü kalkamamış gibi. Kiminle konuşsam “El ile gelen düğün bayram” diyor. Moraller düşük olsa da umutlar devam ediyor. Aslında Bodrum’un benim için özel olmasının nedeni belli başlı bazı restoranlar. Hatta kenti diğer tüm tatil yörelerinden ayıran restoranlar! İşte aralarından seçtiklerim...

EN LEZZETLİ: KISMET

Konacık’taki Kısmet Lokantası, bir nevi modern esnaf lokantası hatta kanımca Türkiye’nin en iyisi... İçeride her daim işadamlarını, politikacıları ve sanatçıları görmek mümkün. Papermoon’un Bodrum versiyonu... Bu lokantanın çok farklı bir çizgisi var. Öncelikle işlerini dürüstçe ve samimiyetle yapıyorlar ve Bodrum’un yerel lezzetlerini her zaman ön planda tutuyorlar. Her gün hazırladıkları birbirinden değişik Ege yemekleri ve taş fırından çıkan pideleri de çok lezzetli. Bodrum’a gitme nedenlerimin üst sıralarında. Yemeklerine gelince; benim favorim kuşbaşı pide. Ayrıca güveçte yoğurt, pazı sarması, ayşekadın fasulye, el yapımı kepekli ekmekler de aklıma ilk gelenler arasında. Tatlıyla aram çok iyi değildir ama bergamut reçelli fırında sütlaç tatlısına değinmeden geçemeyeceğim. Taş fırında pişirdikleri sütlaç, el yapımı bergamut reçeliyle buluşunca ortaya inanılmaz bir tat çıkıyor. Fiyat-kalite dengesini de iyi tutturmuşlar. Tek kötü tarafı, sadece öğlenleri açık olması!

EN ROMANTİK: MİMOZA

Mimoza’ya her gittiğimde kendimi, dünyanın en mesut insanı gibi hissediyorum. Bir restorancı olarak gıpta etmemek ve neden böyle hissettiğimi sorgulamamak elimde değil. Gümüşlük Koyu’nun Allah vergisi güzelliği elbette muhteşem ama mekânın dekorasyonundaki basit görünen nüanslar beni benden alıyor. Fikret Bey, her akşam Mimoza’nın başında. Yıllar önce ilk kez gittiğimde nasılsa, hâlâ aynı, geçen yıllar enerjisinden hiçbir şey eksiltmedi. Mutfağını, kullandığı malzemeyi, misafirlerini önemsiyor. Bu çaba ve olağanüstü doğa manzarası birleşince mekân bir Bodrum klasiği oluyor.

EN FARKLI: ORFOZ

Orfoz’u iki kardeş işletiyor; Çağrı ve Çağlar. Biri mutfaktan sorumlu, diğeri alışveriş ve servisten. Duruşları ve işlerine saygıları etkileyici. Bence kabuklu deniz mahsüllerinde sadece Bodrum’da değil, Türkiye’de de 1 numaralar. Bunun nedenini şöyle açıklayabilirim; Orfoz’da hiçbir şeyin kolayına kaçmıyor ve herkesin yaptığından farklı şeyler yapma gayreti içine giriyorlar, yani işlerinin hakkını veriyorlar. Eğer kendinizi bu iki kardeşe emanet ederseniz, önce hazırladıkları tadım mönüsü geliyor önünüze. Ufak porsiyonlar halinde ve eşine kolay rastlayamacağınız lezzette deniz mahsulleriyle harika bir akşam geçireceğinizi size garanti ediyorum. Midenizde anne usulü tatlılarına yer ayırmayı ihmal etmeyin.