Çantan kadar konuş!

Zengin olsun ya da olmasın nice kadın, binlerce dolarlık marka çantalar için listelere yazılıp kuyruğa giriyor. Peki nedir bu işin sırrı? Meraklıları için 'çanta' konusunu masaya yatırdık.

Her şey çanta için

Bir dönem sadece kıyafet tamamlayıcısı olan çantalar, bugün statü ve para simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Sıradan bir eşofman takımını bile havalı yapan 'marka çanta bağımlılığı' çığ gibi büyüyor.

Alışveriş birçok kadın için vazgeçilmezdir. Ama son yıllarda bu alışverişin en önemli parçasını çanta oluşturuyor. Tabii sıradan bir çantadan bahsetmiyoruz. Her biri binlerce dolar eden, hatta 100 binlerce dolarlık modelleri dahi kapış kapış giden 'marka çantalar' konumuz. Hermes, Gucci, Louis Vuitton, Versace, Fendi, Prada... Alt sosyo-ekonomik kesimdekiler bir tasarımcı çantası alma uğruna aylarca maaşını biriktirirken, jet sosyete olarak tabir ettiğimiz kesimi daha da zorlu bir sınav bekliyor. Çünkü her biri servet değerinde olan bu çantaları alabilmek için, sadece paralı olmak yetmiyor. Cüzdanınız kadar isminizin ve çevrenizin de geniş olması şart. Bir Hermes Birkin almak için 100 bin dolar ödemek bütçenizi vurmasa da, bekleme listesi engeli sizi tam 12'den vurabiliyor. Ünlü tasarımcı Poebe Philo'nun, Chloe için tasarladığı 794 pound olan Pedington modeli buna en güzel örnek. Moda dergileri tarafından 'sezonun gözdesi' gösterilen bu çantadan 2005 bahar sezonunda sadece 8 bin adet üretilmiş, daha mağazalara dağıtılmadan hepsi satılmış, üstüne de binlerce kişilik bir bekleme listesi oluşmuştu. Peki ama dünyaca ünlü top model Kate Moss ile başlayan ve beğensek de beğenmesek de Victoria Beckham ile son sürat esmeye devam eden bu marka çanta bağımlılığı nedir ve kadınlara ne gibi getiriler sağlar? Erkeklerin anlamak istemediği ve kadınların sahip olabilmek için varını yoğunu ortaya koyduğu marka çantaları, dünyadaki müdavimlerini, gerçekleri ve sahteleriyle gözler önüne seriyoruz.

Yoksa senin Prada'n yok mu?

Marka çantalar, özellikle son iki yıldır, her yaştan ve her statüden kadınları etkisi altına almış durumda. Oysa ki bundan 20 yıl önce markaların insanın gözüne gözüne sokulması, logoların 'Ben buradayım,' diye bağırması bir görgüsüzlük olarak kabul edilirdi. 80'lerde de tasarımcılar büyük logolar yerine düğmeler kullanırdı. Özellikle Versace'nin her yanı Versace yazılı düğmeleri popülerdi. Çantalar ise, daha moda sözlüğündeki yerini almamıştı. 90'lı yıllarda da kimse maymun iştahlı ve görgüsüz görünmek istemiyordu. O dönem kadınların taktığı en şatafatlı ve lüks çanta kare şeklindeki, naylon Prada idi. Bu basit görünümlü, düz, naylondan çanta hiç de şatafatlı olmamasına rağmen, bir anda kadınların ilgisini çekti ve 90'lı yıllarda bazı çevreler Prada'sı olmayana 'zavallı' gözüyle baktı. Prada'nın bu kadar ses getirmesi, diğer tasarımcıları da harekete geçirdi. Önce Silvia Fendi, baget ve ay çöreği şeklindeki Fendi çantaları koleksiyonuna ekledi, sonra Gucci meşhur 'Jackie O' modelini yarattı. Böylece İtalya, çantalar savaşının merkezi haline geldi. Dior'un Prenses Diana için tasarladığı model de kısa süre içinde 'olması gerekenler' listesindeki yerini aldı. Ama çanta evriminde çığ açan olay, tasarımcı Marc Jacobs'ın 1997 yılında Louis Vuitton'a geçmesi oldu. Ve kısa süre içinde tüm dünya 'çanta gribi'ne yakalandı.

Ayıp örtüyor

Yves Saint Laurent, Gucci ya da Chloe... Bu ünlü markaların gece elbiseleri ya da ayakkabılarını almak herkesin harcı olmasa da, birçok kişi bu çantalara sahip olabilmek için elinden geleni yapıyor. 2000-2005 yılları arasında marka çanta satışının yüzde 145 oranında artması da bunun en önemli göstergesi. Yapılan araştırmalara göre 2010 yılında, dünyada çantaya yaklaşık 1 milyar dolar harcanacak. Bu rakam da çantanın moda dünyasında ne kadar önemli olduğunun en güzel ispatı. Bir çantaya binlerce, hatta 100 binlerce dolar ödemek, günümüz kadınları için hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü bugün bir mekândan içeri adımınızı attığınızda, ilk olarak çantanız süzülüyor ve sizin değeriniz onunla biçiliyor. Döküntü bir kıyafet, sıradan bir eşofman takım ya da ucuz bir elbisenin ayıbı, pahalı bir çantayla örtülebiliyor ne de olsa...

2007 çanta modası

Büyük boy çanta çılgınlığına ek olarak şık portföyler de bu yıl vitrinlerdeki yerini aldı. Farklı markalar, 2007'de değişik çanta modelleriyle öne çıkıyor. Prada genç ve enerjik çantalarını püskülle hareketlendiriyor. Louis Vuitton'un pazar heybesini andıran bez çantası oldukça rağbet görüyor... Gucci ise 2007'ye özel 50'li yıllarda Alain Delon'la ünlenen evrak çantalarını yeniden yorumladı. Hermes'in Kelly modeli ise bu yıl ikiye katlanmış şekilde karşımıza çıkıyor. Fütürizm akımı çantaya da yansıyor ve metalik renkteki çantalar popülerlik kazanıyor. Saydam, iç gösteren modeller ise her ne kadar kadınların başını ağrıtsa da 2007'nin 'olması gerekenler' listesinde yerini almayı başardı. 2007'de çantada öne çıkan bir diğer renk ise beyaz. "Kışın da beyaz mı olur?" demeyin. Şimdiden beyaz çanta modellerinin bekleme listesi kabarmış, elinizi çabuk tutun.

XXL rüzgârı esiyor

Logoların her geçen gün daha da büyüdüğünden bahsetmiştik. Logolarla birlikte çantaların ebatlarında da son iki yıldır inanılmaz bir değişim yaşandı. XXL çantalar, kadınların eşyalarını sığdıramama derdinin son bulmasını sağladı. Hollywood'un son lolita güzeli Lindsay Lohan'ın Marc by Marc Jacobs XXL çantasıyla görünmesi ise büyük çanta akımının hızla yayılmasında öncü rol oynadı. Sonrasında podyum dünyasının ikon isimleri de büyük boy çantaları tercih eder oldu. Bazı ünlülerimiz, "Büyük çanta popomu küçük gösteriyor," yalanının arkasına sığınsa da işin aslının karşı konulamaz görkemli görüntüsü olduğu, herkesçe kabul edilen bir gerçek. Ayrıca büyük çanta almak, binlerce doları bir çırpıda elden çıkaranlar için daha avantajlı bir hal aldı. "Bu kadar para verdim ama bak karşılığına kocaman bir şey aldım," yalanı bir nebze de olsa yüreklere su serpiveriyor. Çantaların boyu büyüdükçe, içine atılan malzemeler de aynı oranda çoğalır oldu. Ufak portföy çantaların içine sadece bir tiyatro bileti, sigaralık, kenarları altın işlemeli ipek mendil, gümüş kalp şeklinde bir anahtarlık, ruj ve allık konulurdu bir zamanlar. Şimdilerde ise ödenmemiş faturalardan yedek kıyafete, ağrı kesiciden kozmetik malzemelere kadar birçok gerekli ve gereksiz şeyi atıyoruz çantamıza. Öyle ki çoğu kez kayıp inci küpelerimiz bile mutfak masasının üzerine ters düz ettiğimiz çantanın içinden çıkıyor... Zaten bir kadının çantasını açıp içine bakmak, onun özelini

Bu modeller eskimiyor

Bugün 'çanta' deyince ilk akla gelen markaların tasarımları, eskimek nedir bilmiyor. İşte ünlü markaların karşı konulmaz modelleri....

Louis Vuitton

Bütün tasarımcı çantalarının ortak bir özelliği var; o da hemen ayırt edilebilir olması. Louis Vuitton ise eşsiz imzası ile bu işi çok iyi beceriyor.

1933: Speedy (Hızlı) Bugün hâlâ en çok satan modeller arasında olan Speedy, "İyi bir çanta asla ölmez," sözünün en güzel kanıtı, Audrey Hepburn'ün de favorisiydi.

1901: Steamer (Vapur) İlk kez valiz olarak tasarlanan Steamer modeli, 2007 yılında yeniden yorumlandı. Model, klasik Louis Vuitton'lar arasında yerini aldı bile.

2001: Graffiti (Duvar yazısı) Stephen Sprouse ve Marc Jacobs'ın birlikte tasarladıkları model, hâlâ en havalı çantalar arasında gösteriliyor.

Dior

Dior modaevine Lady Dior çanta kreasyonun katılması adeta bir devrim yarattı. O andan sonra Dior çantalar en popülerler arasındaki yerini aldı.

1995: Lady Dior (Leydi Dior) Prenses Diana için tasarlanan bu çanta modeli ile birlikte, el çantasının starı doğmuş oldu.

2000: Saddle (Semer) Beyonce'nin de kullandığı çantanın kot ve deri gibi farklı çeşitleri var.

2006: Dior Gaucho (Kovboy) Rakiplerine oranla içine daha fazla şey sığan bu çantayı, en çok modeller seviyor...

2007: Jeanne Fütürizm trendi, çantalarda da yerini aldı

BURCU ALDİNÇ-SABAH