Çiçeklerle kandırdı bıçakla öldürdü!

AHMET ÜNSAL / MANİSA (AHT)

Türkiye’nin kanını donduran Manisa’daki vahşetin ardından eşi Şefika Etik’i kendisine ihanet ettiği gerekçesiyle bıçaklayarak öldüren İbrahim Etik tutuklandı. Öldürülen Şefika Etik’in sığınma evindeki arkadaşlarının “Gitme seni öldürür” uyarılarını dikkate almayıp “Ben kocamı çok seviyorum. Çocuklarımın geleceği için gidiyorum” dediği öğrenildi.

Cinayetin ardından yakalanıp gözaltına alınan ve emniyetteki sorgusu sırasında çelik yelekle Manisa Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen zanlı İbrahim Etik’e kendi yakını olan bir kadın, elindeki cep telefonunu fırlatarak “Ne yaptın sen İbrahim, nasıl yaptın bunu İbrahim” diye tepki gösterdi. Yaşlı kadın polislerce olay yerinden uzaklaştırılırken; İbrahim Etik, sağlık kontrolü sonrasında Cumhuriyet Savcılığı’na götürüldü. Etik, yürürken gazetecilere “Bana cinayeti neden işlediğimi soracaksınız, bunu gidin Akmescit Mahallesi Camii imamına sorun?” diye seslendi.

Etik çiftinin ev sahibi olan Akmescit Mahallesi Camii İmamı A.Y.’nin, zanlı Etik’in, evini benzin dökerek yaktığı gerekçesiyle şikâyetçi olduğu öğrenildi. A.Y., zanlının, kendisi hakkındaki iddiaların doğru olmadığını söyledi. Etik, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

'HAKKINIZI HELAL EDİN'

Etik’in cinayetten bir saat önce kadın sığınma evine elinde çiçeklerle giderek eşini ikna ettiği de öğrenildi. Şefika Etik’in kendisine “Gitme seni öldürür” diyen sığınma evindeki arkadaşlarına “Buradan gider gitmez bir işe girip çalışacağım. Hakkınızı helal edin” dediği belirtildi. Etik’in, arkadaşlarının “Sana bir iş bulur, hatta bir ev tutar birlikte kalırız” teklifini de reddettiği öğrenildi.

Şefika Etik’in cenazesi, toprağa verilmek üzere memleketi Muş’a gönderildi. Cinayetin soruşturmasını çok yönlü sürdüren Manisa Asayiş Şubesi Ağır Suçlar birimleri katil zanlısının cinayeti planlayarak işlediği yönündeki delilleri de topladı.

'SIĞINMA EVİ RAPORU ACİL TAMAMLANSIN'

Manisa'da dayakçı kocasının elinden kaçarak sığınma evine yerleşen ancak ölümden kaçamayan Şefika Etik olayı sonrası harekete geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ‘sığınmaevi raporunun acilen tamamlanması’ talimatı verdi. Şahin’in kurmaylarına ve sığınmaevi müdürlerine ilettiği mesajda “birinci öncelik gizlilik” dediği öğrenildi. HABERTÜRK hazırlıkları son aşamaya gelen rapora ulaştı.

Raporda, “Kadın ölümden kaçıp, sığınıyor. Polis ise kocasına yerini söylüyor. Gizlilik olmadan sığınma evleri otelden farksız” tespiti yapıldı. İşte raporda yer alan önemli başlıklar:

- Sığınma evi kaydı yapılırken TC Kimlik Numarası alınmasın. SGK’sı varsa yeri kolayca tespit ediliyor. Nüfus müdürlüğü gizlilik anlaşması yapsın.

- Ağır risk altındaki kadınlara kimlik değişikliği yapılarak, yurtdışına gönderilsin.

- 12 yaşından büyük erkek çocuklar sığınma evine giremediği için kadınlar vazgeçiyor. Sorun aşılmalı.

- 18 yaşından küçük kızlar için sığınma evlerinde özel ders verilmeli.

- Kadınlara iş bulunmalı. Sığınma evinden çıkan kadınlar için sosyal konut projeleri hayata geçirilmeli.

4 AŞAMALI MODEL

Aile Bakanlğı kadına yönelik şiddeti önleme amaçlı tasarı taslağı hazırladı. Sığınma evleri raporundaki öneriler de tasarıya alınacak. Bu konuda ortak görüş olarak 4 aşamalı bir model önerildi.

1- KADIN DANIŞMA MERKEZLERİ: Her kadın buraya gelip öğrenmek istediği bilgiyi danışabilecek, hukuksal haklarını öğrenebilecek. Bu merkezler her mahallede kadınlara yönelik kursların içinde de açılabilir.

2- ARA İSTASYON EVLERİ: Danışma Merkezi’ne giden kadının ciddi can güvenliği riski varsa, hemen bu istasyonlara yönlendirilecek. Kadın burada 34 günlüğüne, geçici olarak kalabilecek.

3- SIĞINMA EVİNE GEÇİŞ: İstasyon Evi’nde kaldıktan sonra gidecek yeri olmayan, hayati tehlikesi bulunan kadın sığınma evine yerleştirilecek.

4- SIĞINMA SONRASI TAKİP: Sığınma evinden ayrılan kadının bir süre daha takibi yapılacak.

***

ESRA YAZDIÇ / ANKARA

BAKAN: YÜREĞİMDE HİSSETTİM

Bakan Fatma Şahin, dün sürmanşetimizde yer alan fotoğraftan etkilendi: “Bir kadın olarak acıyı yüreğimde hissettim” dedi ve şöyle konuştu:

“Bu haberi işleyen bir gazetemizin tutumu hakkındaki görüşlerimi de paylaşmak isterim; Kadına yönelik şiddetin, ülkemizin baş edilmesi gereken çok önemli bir sorunu olduğunun bütün kesimlerce fark edilmiş olması olumlu bir gelişmedir. Ancak, bu konudaki duyarlılığı harekete geçirmek adına da olsa, kadına yönelik şiddeti işleyen haberlerde, şiddetin toplumun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek biçimde sergilenmemesi için de azami özen gösterilmesi gerektiği açıktır. Sürmanşette yer verilen fotoğrafın, şiddete karşı duyarlılık yaratmanın ötesinde, eşi tarafından öldürülen bir kadının ölü bedenini sergileyerek, hayatını kaybetmiş de olsa en başta bir kadının kişilik haklarını zedelediğini düşünüyorum.”

***

HİLAL ÖZTÜRK / AHT

ASMA: KADINLAR UYANIYOR

Avukat Türkay Asma, Habertürk’ün sürmanşetten verdiği fotoğrafa destek verdi. Asma, şöyle konuştu:

“Kadını malı gibi görüyorlar, ‘sen benden ayrılamazsın, malımı kaybetmek istemiyorum’ diyip, öldürüyor. Birçok kişi bu fotoğraftaki vahşetin görünmesini istemiyor. Ben bunu görsünler istiyorum. Bunun bir vahşet olduğu anlaşılsın istiyorum. Dün yanıma şiddete uğrayan ilkokul mezunu bir kadın geldi. Boşanmak istediğini söyleyince, ‘şiddet yoksa nafaka veya tazminat alamazsın’ dedim. Kadın ‘İlla dövülmem ya da öldürülmem mi lazım, ben mal muamelesi görmek istemiyorum. Ne nafaka ne de tazminat istiyorum’ dedi. Kadınlar bir şeylerin farkına varıyor.”

***

'KADINA ŞİDDETTE SON NOKTA' TARTIŞMA YARATTI

Manisa’da kadına yönelik şiddetin gün be gün arttığını çarpıcı bir dille anlatan fotoğrafımız, dün Türkiye’nin en çok konuştuğu konular arasında yer buldu. Eşi tarafından bıçaklandıktan sonra, sırtında bir ekmek bıçağıyla hastaneye götürülen Etik’in bu fotoğrafı, özellikle sosyal paylaşım sitelerinde çok tartışıldı. Sosyal medyada kimileri kadına yönelik şiddetin ulaştığı noktayı, Türkiye gerçeğini ortaya koyduğu için Habertürk’ün tutumunu haklı buldu. Bazı okurlarımız ise ‘Böyle bir fotoğraf yayınlanmamalıydı’ diye bizi eleştirdi.

İşte HABERTÜRK’ün, yarattığı düşündüren etki...

ŞİDDETE TEPKİ VERİN

BAŞAK SAYAN: “Habertürk’ün manşetine tepki vereceğinize kadına karşı şiddete tepki verin! Kaç kadın öldürüldü bu şekilde, kimsenin kılı kıpırdamıyor!

ASUMAN DABAK: “Nedir bu kadınların çektiği... Habertürk’e teşekkürler gözümüze soktuğu ve baş sayfa haberi yaptığı için. 3’üncü sayfadan terfi ettiler.”

ARDA SÜAR: “Bence Habertürk fotoğrafı kullanmakla iyi etmiş. Çünkü kadına karşı şiddet konusunda toplumca kör, sağır ve dilsiz olduk. Şok tedavisi lazımdı.”

EMRE DOKUYAN: “Habertürk’ü yayınladığı fotoğraf yüzünden eleştirip, eleştirdiği twite fotoğrafı ekleyenler var. Twit burada bitiyor.”

SEÇİL DAMLA KAYAALP: “Ben anlamadım şimdi Habertürk’ü mü kınıyoruz, bunu o kadına yapanı mı, bu kadar da olmayın ya! Sonuna kadar Habertürk’ü destekliyorum!”

BÜLENT NEVRES: “Niye herkes Habertürk’e kızıyor? Bu fotoğraf evin dışında sanırım ambulansın önünde çekilmiş. Neden bunun hakkında tek kelime edilmiyor?”

SELİN SURİ: “Sizce de Habertürk’ün reyting kaygılarını kınayıp boykot etmek yerine kalkıp bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu artık?”

MESUT KARTAL: “Bugüne kadar şiddet gören, dayak yiyen, öldürülen koca mağduru kadınlar için ne yaptınız ki siz şimdi Habertürk’ü kınıyorsunuz! Popülist mallar!”

SERCAN SOYKAN: “Sabahtan beri Habertürk’e sövenler o bıçağı kadına sokan hakkında tek kelime etmiyor.”

'ÖLEN KADININ DA HAKLARI VAR'

GÜLBEN ERGEN: “Habertürk bugünden itibaren beni yerden yere vursa da! Bu insanlık dışı manşet ve fotoğraf için yazıklar olsun bir kadın, bir anne, çocukları var. Kadıncağızın çıplak fotoğrafını sırtında bıçakla kanlar içinde bağırsakları dışarı çıkmış halini çocukları ömür boyu görecekler!”

BİROL GÜVEN: “Habertürk kadına şiddete dikkat çekmek istemiş ama evde çocuklar var, nasıl götüreceğiz bu gazeteyi eve?”

HAMDİ ALKAN: “Kadına şiddette son nokta; bu fotoğrafın yayınlanması ile nokta nokta nokta oldu. Kadına şiddet ile o fotoğrafı gazeteye basan zihniyet eşdeğerdir.”

KADINLARA GÖZDAĞI VERDİ

Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) şu eleştiride bulundu:

“Fotoğraf, toplumun ruhsal sağlığını umursamamakta, ölenin kişilik haklarını hiçe saymakta ve kadınlara gözdağı vermekte bir son nokta olmuştur. Ölen kadın, onun çocukları ve yakınları, sayenizde sonsuza dek yaşayacak bu fotoğrafla tekrar tekrar istismara uğrayacaktır. Sorumluların özür dilemesi tek doğru şey olacaktır.”