Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Genel Sağlık Sağlık yayınlarının "artıları" ve "eksileri" çıkartıldı

        Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nin TÜBİTAK'ın desteğiyle yürüttüğü araştırmada görevli 80 kişilik ekip, 3 yılda yaklaşık 3 bin gazete, dergi, internet ve televizyon yayınını sağlık haberleri konusunda mercek altına aldı.

        ''Türkiye'de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Benimsenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi'' projesinin yöneticisi AÜ İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, Türkiye'deki sağlık konulu yayıncılığın son birkaç yılda ciddi artış gösterdiğini gördüklerini ve bunların içeriklerinin de tartışıldığına şahit olduklarını belirterek, Türkiye'de sağlık konulu yayınları izlemek, değerlendirmek, bu yayınlarda neler olup bittiğini göstermek için AÜ ve TÜBİTAK desteğiyle 1 Nisan 2010 yılında çalışmalara başladıklarını kaydetti.

        Yaklaşık 3 yıl süren projenin tamamlandığını ifade eden Prof. Dr. Yüksel, şöyle konuştu:

        "Proje çerçevesinde Selçuk Üniversitesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yalçın Kaya, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Koçak, AÜ Açıköğretim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sinan Aydın ve 80 kişilik ekiple, konuyu bir iletişim süreci biçimde ele alıp, konunun kaynaklarıyla, ileti ya da mesaj kısmıyla, hedef kitlesiyle araştırmalar gerçekleştirdik.

        Proje çerçevesinde 33 ilde, 142 mahalle ve köyde 2 bin 503 vatandaş, 79 sağlık profesyoneli, 59 medya çalışanı, 6 akademisyen ve 6 uzmandan görüş aldık. Elde ettiğimiz verileri, iki kez düzenlediğimiz çalıştayda konunun uzmanlarını bir araya getirerek değerlendirme fırsatı bulduk."

        DOKTORDAN ÖĞRENDİKLERİ BİLGİYE GÜVENİYORLAR

        Prof. Dr. Yüksel, proje kapsamında görüşülen sağlık profesyonellerinin yüzde 21'inin, medya profesyonellerinin de yüzde 12'sinin medyadaki sağlık konulu yayın içeriklerini "kesinlikle güvenilmez" bulduğuna değinerek, bu yayınlar üzeriden düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

        Sağlık profesyonellerinin yüzde 91'inin, medya profesyonellerinin ise yüzde 58'inin medyada yer alan sağlık konularının ticarileştirilmesinden şikayet ettiğini anlatan Prof. Dr. Yüksel, şöyle devam etti:

        "Bu yayınlarda, bir şekilde bir şeylerin reklamını yapıldığını ve ürün satmaya yönelik olduğunu düşünüyorlar. Vatandaşlarımıza 'ciddi bir rahatsızlıkla karşılaştığınızda ne yaparsınız?' diye sorduk. Vatandaşların yüzde 94'ü doktora gitmeyi ve doktordan bilgi almayı doğru buluyor. Yüzde 75'i de doktordan öğrendikleri bilgiye güveniyor. Ciddi bir rahatsızlık karşısında vatandaşların yüzde 13'ü en çok internetten bilgi aldığını söyledi. Vatandaşların yüzde 61'inin gazete ve dergideki, yüzde 40'ının televizyondaki, yüzde 73'ünün de internette sağlık konulu yayınları hiç takip etmediğini belirledik."

        YAYINLARIN GÜVENİRLİĞİ

        Prof. Dr. Yüksel, "Sağlık profesyonellerinin yüzde 21'i, medya profesyonellerinin ise yüzde 12'si medyada yer alan sağlık konulu haber ve yazıları 'kesinlikle güvenilmez' diyerek, şunları söyledi:

        "Sağlık profesyonellerinin yüzde 62'si sağlık konularında halka doğru ve güvenilir bilgiler verilmediğine inanıyor. Vatandaşların yüzde 7'sinin gazetelerde yer alan sağlık konulu haber ve yazılardaki bilgilere hiçbir zaman güvenmediğini tespit ettik. Vatandaşlar arasında gazetelerde yer alan sağlık konulu haber ve yazılardaki bilgilere 'her zaman' ve 'çoğunlukla' güvendiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 27. Güvenirlik oranı sağlık konulu yayınları internetten takip edenler arasında yüzde 36 iken, televizyondan izleyenler arasında yüzde 40'a ulaşıyor. Öte yandan vatandaşların yüzde 9'u 'sağlık konulu medya içeriklerinin tıp doktorlarına olan güvenlerini azalttığını' ifade ediyor."

        Araştırma kapsamında görüşülen sağlık profesyonellerinin yüzde 38'inin ve medya profesyonellerinin yüzde 24'ünün medyada yer alan sağlık konularının içeriklerinin denetlenmediğini düşündüğünü aktaran Prof. Dr. Yüksel, medya ve sağlık profesyonellerinin, sorunun çözümünde özdenetim mekanizmasının işletilmesinin yararlı olacağına inandığını bildirdi.

        TİCARİ BASKI

        Sağlık profesyonellerinin yüzde 91'inin sağlık konulu yayınlara konu, kaynak, konuk seçiminde reklam, sponsorluk baskısı ya da ticari kaygı hissettiklerini söylediğine işaret eden Prof. Dr. Yüksel, şunları kaydetti:

        "Medya profesyonellerinin yüzde 58'i de böyle bir baskının 'kesinlikle' varolduğunu belirtti. Halk arasında da gazete okurlarının yüzde 48'i, televizyon izleyenlerin yüzde 45'i ve interneti takip edenlerin yüzde 46'sı sağlık konulu yayınlarda daha çok kişi, doktor, ürün, ilaç ve hastanelerin reklamlarının yapıldığı görüşüne katılıyor. Medyadan öğrendiği sağlık, beslenme, diyet, iyi yaşam, estetik ya da güzellikle ilgili herhangi bir kitap, hap kür ya da ürünü para karşılığı alanların oranını yüzde 9 olarak tespit ettik. Proje katılanların yüzde 4'ü de 'almak istedim ama alamadım' yanıtı verdi. Bu konuda özellikle bir pazarın oluştuğu görülüyor. Vatandaşların yüzde 4'ü medyadan öğrendiği sağlık konulu bilgi ya da tedavileri genellikle uyguladığını söylüyor. Her 100 kişiden 4'ünün medyadan bir şekilde duyduğu herhangi bir konudaki bilgiyi kendi ya da yakınları üzerinde denediğini tespit ettik. 'Bu uygulamadan fayda ya da zarar gördünüz mü?' sorusuna yüzde 15 'çoğunlukla fayda gördüm', yüzde 2 'zararını gördüm' yanıtı verdi. 100 kişiden 2'sinin zarar görmesi çok önemlidir. Televizyonda verilen her bilgi herkes için faydalı anlamına gelmiyor."

        "MUCİZE TEDAVİ" HABERLERİ

        Prof. Dr. Yüksel, "Medyadaki sağlık konulu haber ve yazıları okuduğumda moralim bozuluyor, kendimi kötü hissediyorum, rahatsız oluyorum" diyenlerin oranının yüzde 23 olduğunu bildirdi.

        "Vatandaşların yüzde 23'ü, televizyondaki sağlık konulu yayınları gereksiz yere endişelendirici, ürkütücü buluyor" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Yüksel, "Bu oran gazetelerde yüzde 22, internette de yüzde 15'lerde kalıyor. Sağlık profesyonellerinin yüzde 39'u 'deli dana, kuş gribi, domuz gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi' gibi salgın hastalıklar konularında doğru ve yeterli bilgi verilmediğine inanıyor. Bunların yüzde 34'ü de hastalıklar konusunda panik ve korku yaratıldığını düşünüyor. Sağlık profesyonellerinin yüzde 26'sı, medya profesyonellerinin ise yüzde 13'ü 'mucize tedavi' haberlerinin hastalara boş umut, beklenti verdiğine inanıyor. Gazetelerdeki sağlık konulu haber ve yazıların sayısının yeterli olup olmadığı sorusuna yanıt veren vatandaşların yüzde 41'inin 'yetersiz' bulduğunu söyledi" diye konuştu.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ