Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Altın Koza'da filmler izleyicilerle buluştu
        1

        Yönetmen Reis Çelik, 'Lal Gece' filminin özel gösterimi sonrası söyleşi gerçekleştirdi. Yoğun program, Çukurova Altın Koza Film Akademisi’nin düzenlediği özel söyleşiler, 'Belgesel Film Yarışması' ve 'Kısa Film Yarışması'nın finalist filmlerinin gösterimi ile devam etti.

        Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu ve Sinematek Adana işbirliğiyle, Adana Başkent Hastanesi Kışla Yerleşkesi’nde gerçekleşen sohbette Reis Çelik, soruları cevapladı. Çelik, "Cengiz Aytmatov’un 'Beyaz Gemi' kitabını okuduktan sonra filmini izledim ve o gün, yönetmen olmaya karar verdim. Niye yapmak istedim? Çünkü ben 11 yaşından itibaren kendimi ifade etme derdiyle yaşadım. İnsanlar kendi gerçekleriyle yüzleşmedikçe kendini yenileyemez. Kendi realitesini ortaya koymayan ve kendi derdiyle yüzleşmeyen toplumlar gelişemez. Her şeyi halının altına koyarsanız o halı kokar. Sanatın iki özelliği var. Birincisi; sanat, insanlık tarihi boyunca söylenmeyeni söyleyen, cesaret eden, aykırı bir kavramdır. İkincisi ise sanatın yüzleştirici olması. Bir romanı okuyunca o toplumla yüzleşirsiniz. Bu her sanat dalı için geçerli. Toplum ne ile karşı karşıya, toplum neyden etkileniyor, sanatla görürsünüz. Ben de yüzleşme kavramını sinemada işlemek istedim’’ dedi.

        2

        Festivalin 'Ulusal Yarışma' filmlerinden 'Yüzleşme', izleyicilerin karşısına çıktı. Senarist ve yönetmen Filiz Kuka’nın ilk filmi olan 'Yüzleşme’ye, filmin oyuncuları Asiye Dinçsoy, Okan Urun, Nilay Erdönmez ve Güney Sayın katıldı. Gösterim sonrası izleyicilerin sorularını yanıtlayan Filiz Kuka, “İnsanın kendini öldürme isteğini her zaman merak etmiştim. Yüzleşme bir nevi yüzleşememeyi de anlatıyor. Aslında yüzleşemiyorlar, şimdi başlıyor her şey. İnsanlar yüzleşemiyor aslında bu filmde” dedi. Babasını çok erken kaybettiğini, bu filmin kendisini iyileştirmediğini söyleyen Kuka, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sadece böyle bir durumla ben karşılaşsam ne yaparım diye düşündüm. Garip bir hissiyatım var. Ölüye saygımız sonsuzdur garip bir şekilde. Ama canlıya saygımız yoktur. Farklı bir hissi var bu filmin bende."

        'Yüzleşme'nin başrol oyuncularından Asiye Dinçsoy da, duygularını “Senaryo çok değişik geldi bana. Konu itibariyle işlenmemiş bir hikâye. Oyuncu arkadaşlarımla göz göze anlaşabilmek çok önemliydi. Yüzleşmeler, dertler, sorunlar, sıkıntılar, aile olmak böyle bir şey” sözleriyle dile getirdi. "Oyunculuğun her çeşidi zor ama seyirciye geçirebilmek, yönetmenin amaçladığı duyguyu aktarabilmek kolay değil" diyen Dinçsoy, bu konuda ise şunları söyledi; "Yüzleşmeleri hayatımızda her zaman yaşıyor muyuz, diye düşünüyorum bazen. Ne olaylar oluyor hayatımızda da ama üzerini kapattığımız da çok oluyor."

        Filmin diğer başrol oyuncusu Nilay Erdönmez de film ile ilgili olarak; “Ölüm üstüne düşünmek kaçınılmaz oluyor kimi zaman. Bu filmin etrafında düşünmek, tartışmak, okumak önemliydi benim için de… İster hasta olsun, ister yaşlı olsun birinci dereceden bağlı olduğumuz insanların orada duruyor fikri çok enteresan. His değil, fikir bu. O fikir sende kalsın istiyorsun. Filmde de bu var” diyerek düşüncelerini aktardı.

        3

        Yarışma filmlerinden bir diğeri olan 'Cam Perde'nin gösterimi de senarist ve yönetmen Fikret Reyhan ile oyuncular; Selen Kurtaran, Uğur Karabulut, Alper Çankaya ve Fatih Sönmez’in katılımıyla gerçekleşti.

        Gösterim sonrasında yapılan söyleşide yönetmen Fikret Reyhan; “Gazetede bir haber okumuştum. Sinemacı olarak bir şeyler yapmamız gerekir diye düşündüm. YouTube’da izlediğim bir videodan da çok etkilendim. Çok fazla haberdar oluyor insanlar ama o işin içinde olmak başka bir şey. Onları yaşayanlar, onların faillerini düşündüğünüzde durum çok çok farklı. Kadınlar tarafından hissetmeye anlamaya çalıştım. Karakterleri yaratırken çok fazla röportaj yaptım, bu durumu yaşayanlarla. Zihni bir sorun olduğunu fark ettim. Cinsiyetçi kodlar yeniden üretiliyordu. Farkında olmadan kodlar içinde gidip geliyordu. Ben nasıl bunları mikro bir dünyadan makro bir dünyaya ulaştırabilirim onu düşündüm. Nasıl bu zihniyete ulaştırabilirim diye düşününce, kareler oluşmaya başladı. Büyük resme ihtiyacım olan büyük karakterler zamanla oluştu. Öncelikle Selim ve Ömer karakterlerini oluşturdum” dedi.

        Kolay bir süreç olmadığını da söyleyen Fikret Reyhan, duygularını “En acısı da bir noktadan sonra hayatımız normalleşiyordu. O stresin içinde yaşamayı öğrendiğimiz zaman aslında biliyorduk ki o gölgeler her yerden karşımıza çıkabiliyor, zarar görebiliyor insanlar” sözleriyle dile getirdi.

        4

        Filmin başrolün oyuncusu Selen Kurtaran ise “Senaryoyu ilk okuduğumda bir erkeğin böyle bir hikâyeyi yazması beni çok etkiledi. Böyle bir konuya kafa yorulması hoşuma gitti. Senaryoyu okuduğumda Nesrin’i oynamak istedim. Her şey çok tanıdık geldi ama o hissi sürekli her gün sırtınızda hissetmek, tedirgin olmak ve bunu benimsemiş olmak… Hepsi karmaşık hissiyatlar. Çok içimize işlemiş bir duygu. Farkında olmadan normalleştirebiliyoruz duyguları” diye rolünü anlattı.

        5

        İlk günün üçüncü yarışma filmi olarak gösterilen 'Öte' ise yönetmen Malik Isasis ile Esra Saydam’ın imzasını taşıyor. Film ekibinden Esra Saydam, İlkin Kitapçı, Osman Ada, Gülsüm Ölgen, Eda Çarıkçı ve Eren Acili’nin katılımıyla gerçekleşen gösterinin ardından soru cevap yapıldı.
        Esra Saydam: Arkadaşım Malik Türkiye’de film çekmek istiyordu, dolayısıyla çok küçük bir ekiple film çekmek istedik. Siyahi bir kadın olursa, ikimizde o karaktere bir şeyler ekleyebiliriz dedik. Malik siyahi, ben bir kadın, yalnız bir kadının dolaşmasının ne anlama geldiğini biliyordum. O da siyahi bir kadın olarak dolaşmanın ne anlama geldiğini biliyordu. Filmin öyküsü buradan çıktı.

        6
        7

        30'uncu  Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nin Yarışması'nın 'Belgesel Film Yarışması' bölümünde yarışan Tuba Deniz'in yönetmenliğindeki 'Hayal Eyler Gönül Geçmiş Zaman' ve Kerem Soyyılmaz'ın yönetmenliğindeki 'Rodakis'i Ararken' adlı filmler gösterildi.
        Festival kapsamında ayrıca, 'Kim Mihri' ve 'Bilge Ana Mevlüde Genç' adlı belgeseller de özel gösterimle sinemaseverlerle buluştu.

        Uluslararası Kısa Film Yarışması'nın finalistlerinden; Zeynep Demirhan'ın yönettiği 'Yüzler', Halime Usta'nın yönettiği 'Soğuk, Uzak ve Kirli', Leonardo Martinelli'nin yönettiği 'A Bird Called Memory', George Todria'nin yönettiği "Amaia's Guests", Angélica Restrepo'nın yönettiği 'All My Scars', Carlos Velandia'nın yönettiği 'Vanish in the Wind', Anson Chu'nun yönettiği 'No Place for Old Men' ve Ahmad Alyaseer'in yönettiği 'Our Males and Females', beyazperdeye çıktı. 'Yüzler'in yönetmeni Zeynep Demirhan ve 'Soğuk, Uzak ve Kirli'nin yönetmeni Halime Usta, film gösterimi sonrası gelen soruları cevapladı.

         

        Ulusal Öğrenci Kısa Film Yarışması'nın finalistlerinden; İclal Yiğitoğlu'nun yönettiği 'Behind The Curtain', Mustafa Mert Yağcı'nın yönettiği 'Akşamüstü Rüyası', Arif Canpolat'ın yönettiği 'Kuşlar İşer mi', Ercem Metin'in yönettiği 'Şöhret', Ümit Güç'ün yönettiği 'Karıncanın Ayak İzleri', Ali Alkım Duman'ın yönettiği 'Bir İhtimal Daha' ve Can Baran'ın yönettiği 'Apartman Boşluğu' filmleri de gösterildi.

        8

        Festival kapsamında Çukurova Altın Koza Film Akademisi'nin düzenlediği, 'Pelikülden Dijitale Sinemada Tasarım' konulu konuşmada Dr. Öğretim Üyesi Emre Ahmet Seçmen, sinema bölümü öğrencileri ve sinemaseverlerle bir araya geldi. Seçmen, kurgudan sese, renkten bilgisayara, dijital dönemin ilklerini, dijital dönemin analog denemelerini ve dijital sinemayla birlikte gelen dönüşümü anlattı. Emre Ahmet Seçmen, "Geleneksel üretimde bazı filmleri gördükten sonra, bana göre sinema salonlarının önemi bitmeyecektir. Sinemalara kaliteli filmler gelirse eskiden olduğu gibi salonlara dönüş olacaktır" dedi.

        9

        Çukurova Altın Koza Film Akademisi'nin düzenlediği ''Küçük Ekipman Büyük Yaratıcılık' başlıklı konuşmada ise Görüntü Yönetmenleri Derneği'nden görüntü yönetmeni Nusret Emre Bilgin sinemaseverlerle tecrübelerini paylaştı. Düzenlenen konuşmada Bilgin, teknolojinin ilerlemesiyle kamera sisteminin küçülmesi ve kameraya erişimin kolaylaşmasına değindi. Teknolojinin ilerlemesiyle üretkenliğin arttığına dikkat çeken Nusret Emre Bilgin, ışık, kamera tekniklerini uygulamaları olarak anlattı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ