Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Fiskos Ayşegül Yıldız: Evlenmeyi ben istemedim - Magazin haberleri
        1

        Ayşegül Yıldız, İbrahim Tatlıses ile 20 yıllık beraberliğinin ardından ilişkisi ve biten evliliği hakkında ilk kez konuştu.Yıldız, Posta'dan Oya Çınar'a konuştu. İşte açıklamalarından satırbaşları:

        2

        -36 yaşındayım, nihayet ne istediğimin idrakına vardığım, iyi hissettiğim bir dönemdeyim. Sadece huzur ve sağlık! Birçok tecrübeye erken yaşta vakıf oldum. İyisiyle kötüsüyle değişik sınavlardan geçtim ve hepsini başarıyla atlattım. Mükafatı da kızım Elif Ada oldu. Artık geçmiş tamamen kapandı.

        3

        - Bazı insanlar çok kötü ve zannediyorlar ki siz kötülük yapamazsınız. Zeka olarak hepsini katlayıp fırlatıp atacakken hep, “Allah’ım beni kötü insanlara uydurma” diyerek dua etmek zordu. İnsanoğlu yoldan çıkmaya çok müsait. Büyük kötülükler yapabilirdim aslında. Ben her şeyin geri döndüğüne ve Allah’ın adaletinin şaşmayacağına inanıyorum.

        4

        - “İbrahim Tatlıses’in sevgilisiyim” diye ortada dolaşmak kadar saçma bir durum yok. Başka birinin başarısıyla hava atmak anlamsız. Birçok kişi bunu idrak edemiyor. Ortada öyle dolaşıyor. Karakterle alakalı herhalde.

        5

        -16 yaşında İstanbul’da bir konserinde tanıştık. Bursa’da yaşıyordum o zaman. Bir yıl sonra da babamı kaybettim. Çok sonra İbrahim Bey Bursa’ya konsere geldiğinde yeniden denk geldik. “Nerelerdesin? Dizi çekiyorum, İstanbul’a gel” dedi. Ben de, “Ailemden izin alabilirseniz gelmek isterim” dedim. Zaten Bursa’da bir televizyon kanalında program yapıyordum. Yani bu işlere onunla tanıştıktan sonra girmedim. Ailemden izin aldı, İstanbul’a geldim. O zaman da sanıldığı gibi sevgili değildik. İlişkimiz başladığında 20’lerimdeydim.

        6

        - Sırf insanlar “İbrahim Bey’i kullanarak bir yere geldi” demesinler diye kariyerimi de sildim. Onunla olmak bana avantaj değil dezavantaj oldu. Hayalini kurduğum şeyleri elimin tersiyle ittim. Çok teklif aldım, hepsini geri çevirdim. Kabul etseydim “İbrahim Tatlıses’in torpiliyle buraya geldi” diyeceklerdi. İbrahim Tatlıses adını ne reklam aracı olarak ne de maddi manevi çıkar sağlamak için kullandım.

        7

        - Ne tazminat ne de nafaka istedim. Bir tek Elif Ada’nın nafakasını ödüyor. 20 yıl hayatı paylaştık ama benim tercihimdi. Şimdi, “Sana 20 yılımı verdim. Sen de bana bu kadar para vereceksin” demek benim yapacağım şey değil. Bana zül gelir.

        8

        - Allah’la aramda özel bir bağ var. Yaptığım şeyler ona iyi gözükmek için. Üç beş kulun nasıl gördüğü umurumda değil. Onun için yıllarca kimseye cevap vermedim, basına konuşmadım. Benimle ilgili neler yazdılar... ‘Kapatma’ olduğumu, İbrahim Tatlıses’in beni kovduğunu ama benim gitmediğimi... Gerçekle alakası olmayan şeyler. Velev ki doğru olsun, daha 20’lerimin başındaydım. Cahiliye dönemidir o yaşlar. Okurken tüylerim diken diken olurdu. Ağlar dururdum.

        9

        -'Yuva yıkan kadın' değilim. Hangi yuva? Bir evlilik mi vardı ortada? Diğer tarafa ne anlatıldığından ziyade bana ne söylendiği önemli. Bana hiçbir zaman İbrahim Bey, “Devam eden bir ilişkim var” demedi. Bana hiçbir ilişkisinin olmadığını söyledi. Öyle bir algı yaratmaya çalıştılar. Ona inanmaya çalışmaları da umurumda değil.

        10

        - Evlilik benim talebim değildi. İlişkimiz boyunca evlilik hesabı yapmadım. Özellikle o dönem evliliği hiç düşünmüyordum. Büyük bir kaza olmuş, karşınızda ölümle mücadele eden bir insan var. Aklımdan bile geçmedi. Hatta, “İyileş, sonra zaten olur” dedim. Ona rağmen İbrahim Bey istediği için evlendik. Hiçbir şey hissetmedim. Önümüzdeki zorlu süreci düşünüyordum. Başkalarının hesaplarıyla benim hesabım hiçbir zaman tutmadı.

        11

        - Evlendiğimizde Derya Tuna, “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer” demişti... Çünkü onun zihniyeti o! Demek ki o tekkeyi çorba içmek için beklemiş. Karşındakini kendin gibi bilirsin.

        12

        - Yürümeyince yürümüyor. Bazı şeyler zamanla bitiyor. Çok sabırlı bir insanım, ona fazla güvenildi. “Limit dolmak üzere, yapma” diyorum. Ama karşı taraf blöf yaptığımı zannediyor. “Nasılsa beni bırakmaz” diyor. Ama sabrım bitince bende film kopuyor. O saatten sonra ne arkadaş, ne dost, ne eş... Hiçbir şey oluyorum bir anda. İbrahim Bey artık sadece çocuğumun babası. Arkadaşım değil, dostum değil.

        13

        - İbrahim Bey beni aldattığını hiçbir zaman kabul etmedi. Hepsi için farklı açıklamaları vardı. Ben de yaşım gereği duymak istediğimi duydum. İnanmak istediğime inandım. Bu yaşta olsaydım o açıklamaları asla kabul etmezdim.

        14

        - İbrahim Bey’in bana hiç kısıtlaması olmadı. Ne ilişkimiz süresince ne de sonrasında. Dışarıdan nasıl algılanıyordu bilmiyorum ama hep kendi özgürlüklerimi yaşadım. Şimdi de öyle. Yaşadığım hayat benim tercihimdi. Zaten barlarda gezen tozan biri değildim. Ha isteseydim o hayatı da yaşar ve kimseyi engel görmezdim. Ama istemedim. Ben masaya otururken İbrahim ayağa kalkar, ceketini iliklerdi. İnsanına göre muamele demek ki... Ha karşılıklı tartışmalar yaşamışızdır, hatta birbirimize bir şeyler fırlatmışlığımız da vardır. Ama asla tek taraflı olmazdı. Birkaç kere de kovaladı ama yakalayamadı hahaha.

        15

        -Dilan (Çıtak Tatlıses) arıyor soruyor. İdo erkek çocuğu, ondan bazı şeyleri beklemek yanlış olur. Ama Ahmet Abisi ile görüşüyorlar. Melek Ablası ile de hiç görüşmedi. Herkesin kendi tercihi... Ama şunu anlamıyorum. Benimle hesabı olabilir, ben yetişkinim. Bana kızabilirsin, görüşmeyebilirsin... Ama bu çocuk beş yaşında bir sübyan. Allah katında bile sorgusu suali yok. Çok isterdim kardeşleriyle bağı kuvvetli olsun, aile kavramını öğrensin. Bana bir şey olursa göğsünü gere gere, “Benim dört ablam, iki ağabeyim var” diyebilsin. Ama anladığım kadarıyla öyle bir şey olmayacak.