Bugün Ümit Yaşar Oğuzcan'ın ölüm yıl dönümü... Ümit Yaşar Oğuzcan kimdir? Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu Vedat neden öldü? İşte Ümit Yaşar Oğuzcan'ın kitapları ve şiirleri...
Türk Edebiyatı'nın en değerli şairlerinden Ümit Yaşar Oğuzcan 36. yılında anılıyor. Hüzün ve aşk şiirleri deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Ümit Yaşar Oğuzcan kimdir? Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu Vedat neden öldü? İşte Ümit Yaşar Oğuzcan'ın kitapları ve şiirleri...
Ümit Yaşar Oğuzcan 36. ölüm yıl dönümünde de unutulmadı. Kıymetli şair, sosyal paylaşım platformu Twitter'da trend topic listesine girdi. Twitter'da kullanıcılar sabahtan beri Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirlerini paylaşıyor.Ümit Yaşar Oğuzcan kimdir? Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu Vedat neden öldü? İşte Ümit Yaşar Oğuzcan'ın kitapları ve şiirleri...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN KİMDİR?
Ümit Yaşar Oğuzcan, 22 Ağustos 1926'da Mersin'in Tarsus ilçesinde dünyaya geldi. Annesi Güzide Hanım, babası çeşitli devlet memurluklarında bulunmuş; gazetecilik, yazarlık, kitapçılık ve matbaacılık da yapmış Sabri Bey'dir. Oğuzcan'ın çocukluğu oldukça sıkıntılı geçti. Şair, çocukluğunu daha doğrusu hayatını çile olarak görmüş ve şu cümlelerle dile getirmiştir: "İlk çocukluk yıllarımdan bu yana çeşitli kazalar, hastalıklar, ameliyatlar geçirdim. Üç yaşımda ayağım kırıldı, dört yaşımda mangala oturdum, beş yaşımda 20 basamak merdivenden düştüm, yedi yaşımda başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli olarak geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım (o günden beri ateşliyimdir). 14 yaşımda apandisit, 19 yaşımda böbrek (tek böbrekliyim), 30 yaşımda bademcik ameliyatları geçirdim. 22 yaşımda evlendim. Düşme, boğulma, otomobil kazası nev'inden geçirdiğim ufak tefek tehlikelerden sonra 3 kere de canımdan bezdim. İntihara teşebbüs ettiğimi sanırım aranızda bilmeyen yoktur. Bunların sebebi sizi, bu husustaki merakınız da beni alakadar etmez tabii." (Oğuzcan 1967: 9). Tarsus'ta başladığı ilköğrenimini babasının görevi dolayısıyla İstanbul ve Eskişehir'de sürdürdü. Eskişehir İnkılâp İlkokulu'nu 1938 yılında bitirdi. Aynı yıl ortaokul birinci sınıfı Eskişehir Lisesi'nde, ertesi yıl ikinci sınıfı Tarsus Lisesi'nde okuduktan sonra 1941'de Konya Askeri Ortaokulu'nu bitirdi. 1942'de Konya Kuleli Askeri Lisesi'nde bir yıl okudu. Ertesi yıl başladığı Eskişehir Ticaret Lisesi'nden 1945'te mezun oldu. Tek böbrekli olduğu için kendisine çürük raporu verildi ve askerlikten muaf tutuldu.
Ankara Osmanlı Bankası'nda 1946'da başladığı bankacılık mesleğini 1947'de girdiği Türkiye İş Bankası'nda sürdürdü. 1947-1960 yılları arasında Türkiye İş Bankası'nın Adana, Turgutlu, Niğde ve Ankara şubelerinde görev yaptı. 20 Mart 1948 tarihinde Mersinli Mehmet Zeki Oğuzbaş'ın kızı Özhan Hanım ile evlendi. Bu evliğinden Vedat (d. 1949) ve Lütfi (d. 1952) adında iki oğlu oldu. Büyük oğlu Vedat 1973'te intihar etti. 1961'de Türkiye İş Bankası'nın Ankara'daki genel müdürlüğünde neşriyat müdür muavini iken görevinden ayrıldı. 1961'de İstanbul’a yerleşen şair, emekliye ayrıldıktan sonra da yayıncılığa başladı. Bu arada, geçirdiği bunalımlar sonucu 3 kez intihara teşebbüs etti (Hızlan 1984). İleriki yıllarda İş Bankasının Fatih ve Beyazıt şubelerinde iki defa tayin edildiyse de verilen görevleri beğenmediği için istifa etti. Bir müddet İstanbul'da Yapı ve Kredi Bankası'nda çalıştı. Buradan da ayrıldıktan sonra kendi eserlerini yayımlamak üzere İstanbul'da Ümit Yaşar Yayınevi'ni kurdu. 2-3 yıl kalemiyle geçindi. İşleri bozulunca bir müddet işsiz kaldı ve sıkıntı çekti. 1965-1968 yılları arasında İstanbul Akbank Umum Müdürlüğü'nde krediler ikinci müdürü olarak çalıştı. 1970'ten itibaren İş Bankası Kültür Yayınları'nın müşavirliğini yürüttü. Aynı bankanın halkla ilişkiler müdür yardımcılığı görevindeyken 1977'de kendi isteğiyle emekli oldu. Şiirlerinde sıkça geçen ve küçük oğlu Lütfi'nin "Babamın annemle evliyken yaşadığı platonik bir aşkıydı." dediği Ayten Hanım yüzünden Özhan Hanım, Ümit Yaşar'dan otuz yıl sonra ayrıldı. Bir şiir söyleşisinde âşık olduğu şiir tutkunu Ulufer Hanım ile ikinci evliliğini yaptı (1978). Emekliye ayrıldıktan sonra 1980'de İstanbul'da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu ve yöneticiliğini yaptı.
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN'IN KİTAPLARI
Mustafa Kemal'i Düşünüyorum
İnsanoğlu (1947)
Dolmuş (1955)
Üstüme Varma İstanbul (1961)
Sahibini Arayan Mektuplar (1961)
Yeni Dünya Rekoru (1961)
Sevenler Ölmez (1962)
Çigan Gözler (1962),
Ötesi Yok (1963)
Hüzün Şarkıları (1963)
Bir Gün Anlarsın (1965)
Sadrazamın Sol Kulağı (1965)
Mihribana Şiirleri (1965)
İnşallahla Maşallahla (1965)
Taşlar ve Başlar (1966)
Seni Sevmek (1966)
Toprak Olana Kadar (1968)
Göbek Davası (1968)
Ben Seni Sevdim mi (1968)
Halktan Yana (1969)
Aşk mıydı O (1969)
Önce Sen Sonra Ben (1971)
Rübailer (1972)
Acılar Denizi (1973)
Yalan Bitti (1975)
En Eski Yalnızlığımdın Sen Benim (1978)
Dikiz Aynası (yergi şiirleri, 1982)
Oğul koşması
Her Gece Sen
Beşinci Mektup
Milyon Kere Ayten
Bir Başka İstanbul
Beni Unutma
Ben Senin En Çok
Dostlar Seni Unutur mu?
Bekleyenler İçin
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN'IN ŞİİRLERi
GALATA KULESİ
6 Haziran 1973
Pırıl pırıl bir yaz günüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam benim oğlumdu...
Gencecikti Vedat
Işıl ışıldı gözleri
İçi
Bütün insanlar için sevgiyle doluydu
Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
Zaman durdu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
“Açarken ufkunda güller alevden”
Çıktı, her günkü gibi gülerek evden
Kimseye belli etmedi içindeki yangını
Yürüdü, kendinden emin
Sonsuzluğa doğru
Galata Kulesi’nde bekliyordu ecel
Bir fincan kahve, bir kadeh konyak
Ölüm yolcusunun son arzusu buydu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu
Küçüktü bir zaman
Kucağıma alır ninniler söylerdim ona
“Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat
6 Haziran 1973
Galata Kulesi’nden bir adam attı kendini
Bu nankör insanlara
Bu kalleş dünyaya inat
Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
“Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat”...
.pngMİLYON KERE AYTEN
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun.