Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Dinçer sert konuştu.... - İş-Yaşam Haberleri

        Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, ifade özgürlüğünün vazgeçilmez bir değer olduğunu belirterek, "İfade özgürlüğünün hangi hallerde sınırlanabileceği Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi çerçevesinde tanımlanmıştır. Bir hukuk devletinde hangi eylem ve söylemlerin yasalarla tanımlanan sınırların ötesine geçip suç teşkil ettiği hukuk çerçevesinde değerlendirilir. Aksi halde keyfi sınırlamalar basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırır." dedi.

        TÜSİAD'ın 45. Olağan Genel Kurulu'nun açılışında konuşan Dinçer, dünyanın 2015'e pek içaçıcı haberlerle başlamadığını ifade ederek, yaşananların arka planında dünyadaki ekonomik krizin ve buna bağlı ekonomik dengesizliklerin rol oynadığını söyledi.

        Dünya ekonomisinin 2008'de başlayan krizi geride bırakmayı başaramadığını vurgulayan Dinçer, "Deflasyon ciddi bir tehdit. Açıktan korumacılık yapılmasa da giderek dünya ticaret hacmini daraltan tedbirler alıyor. Üstelik krizin yalnızca ekonomiyle sınırlı olmadığı aynı zamanda ciddi bir siyasal meşruiyet krizinin de tetiklendiği giderek daha iyi anlaşılıyor. 2. Dünya Savaşı'ndan beri ekonominin işleyişini sağlayan kurumsal yapı yeni koşullarda etkisiz kalıyor. Bu anlamda dünyada yeni bir yönetişim sorunu yaşanıyor." ifadelerini kullandı.

        Yolsuzluk konusunun da bu arayışlar çerçevesinde dünya gündeminde hak ettiği şekilde ve yoğunlukla tartışıldığına dikkat çeken Dinçer, şöyle konuştu: "Bu nedenle Türkiye'nin bu yıl başkanlık yapacağı G20, son Avustralya zirvesinde yolsuzlukla mücadeleyi baş gündem maddesi haline getirdi. Krizin bir yan sonucu olarak hemen bütün ülkelerde vatandaşlar yönetici sınıflara güvenlerini kaybetmiş durumdalar. Yalnızca Avrupa ve ABD'de değil, Çin'de, Hindistan'da da benzer bir durumun yaşandığını bu ülkelerdeki gelişmelerden çıkarabiliyoruz. Siyasette güç kazanan popülist hareketleri, yabancı düşmanlığından prim yapan söylemleri, otoriterleşme yöneliminde bu mercekten görmek gerektiğini düşünüyoruz."

        Dinçer, Paris saldırısının laiklik ve ifade özgürlüğünü hedef aldığını ifade etti. Dinçer, ifade özgürlüğünün vazgeçilmez bir değer olduğunu belirterek, "İfade özgürlüğünün hangi hallerde sınırlanabileceği Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi çerçevesinde tanımlanmıştır. Bir hukuk devletinde hangi eylem ve söylemlerin yasalarla tanımlanan sınırların ötesine geçip suç teşkil ettiği hukuk çerçevesinde değerlendirilir. Aksi halde keyfi sınırlamalar basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırır." dedi.

        Dinçer, laikliğin önemli bir ilke, kriter olduğuna temas ederken, "Bu ilkeden dini ve siyasi alanın ayrı tutulması, din ve vicdan özgürlüğünün olmasını, hiçbir grubun hayat biçimini topluma dayatmamasını anlıyoruz. Siyaset insanların özel yaşamı ve ruhani yanı ile ilgilenmez." dedi.

        Dinçer, şöyle devam etti: "Pek çok reform var ama demokrasi ve iktisadi hayatta önemli reformlar yarım kaldı. Orta gelir tuzağının kıyısında bekler durumda ülke. Krize yakalandığımız evre reformlar ve demokratikleşme adına talihsiz oldu. Ama art arda açıklanan paketler ve yargı reformlarından anlaşılacağı gibi daha yapılacak çok şey var."

        Dinçer, 62. Hükümet'in pek çok reform açıkladığını belirterek, "Bu reformlar ne zaman hayata geçirilecek? Belli reformlar için tarihler var tabii. Ama burada önemli alanlar belirlenmeli. Reformlar için seçimlerin sonrasını, gelecek 4 seneden yararlanabiliriz." ifadelerini kullandı.

        Dinçer, "Hukuk güvenliği, yargıya güvende erozyon ciddi erozyon görüldü. Bu ekonomi ve demokrasi için zafiyet. Bu yönde güven arttırıcı önlemler nelerdir?" diye sordu.

        CİHAN

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ