Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Enfal Suresi Okunuşu ve Anlamı: Enfal Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
        1

        Enfal Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Enfal Suresi, Kur'an'ın 8. suresidir. Sure, 75 ayetten oluşur. Sure, ismini ilk ayetinde yer alan ve savaş ganimetleri anlamına gelen el-Enfal kelimesinden almıştır. Medine döneminde hicretin ikinci yılında Bedir Savaşı'ndan sonra indirildiğine inanılır. Surede Bedir Savaşında elde edilen ganimetlerin kimlere ve nasıl pay edileceği, Müslümanların birbiriyle iyi geçinmesi gerektiği, Allah'ın ve peygamberin emirlerine uymaları gerektiği konularından bahsedilmektedir. Enfal Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Enfal Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...

        2

        Enfal Suresi Arapça Okunuşu

        Bismillahirrahmanirrahim.

        1. Yes'eluneke anil enfal kulil enfalü lillahi ver rasul fettekullahe ve aslihu zate beyniküm ve etıy'ullahe ve rasulehu in küntüm mü'minın

        2. İnnemel mü'minunellezıne iza zükirallahü vecilet kulubühüm ve iza tüliyet aleyhim ayatühu zadethüm ımanev ve ala rabbihim yetevekkelun

        3. Ellezıne yükıymunes salate ve mimma razaknahüm yünfikun

        4. Ülaike hümül mü'minine hakka lehüm deracatün ınde rabbihim ve mağfiratüv ve rizkun kerım

        5. Kema ahraceke rabbüke mim beytike bil hakkı ve inne ferıkam minel mü'minıne le karihun

        6. Yücadiluneke fil hakkı ba'de ma tebeyyene keennema yüsakune ilel mevti ve hüm yenzurun

        7. Ve iz yeıdükümüllahü ıhdet taifeteyni enneha leküm ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunü leküm ve yürıdüllahü ey yühıkkal hakka bi kelimatihı ve yaktaa dabiral kafirın

        8. Li yühıkkal hakka ve yübtılel batıle ve lev kerihel mücrimun

        9. İz testeğıysune rabbeküm festecabe leküm ennı mümiddüküm bi elfim minel melaiketi mürdifın

        10. Ve ma cealehüllahü illa büşra ve li tatmeinne bihı kulubüküm ve men nasru illa min ındillah innellahe azızün hakım

        11. İz yüğaşşikümün nüase emenetem minhü ve yünessilü aleyküm mines semai mael li yütahhiraküm bihı ve yüzhibe anküm riczeş şeytani ve li yerbita ala kulubiküm ve yüsebbite bihil akdam

        12. İz yuhıy rabbüke ilel melaiketi ennı meaküm fe sebbitüllezıne amenu seülkıy fı kulubillezıne keferur ru'be fadribu fevkal a'nakı vadribu minhüm külle benan

        13. Zalike bi ennehüm şakkullahe ve rasuleh ve mey yüşakıkıllahe ve rasulehu fe innellahe şedıdül ıkab

        14. Zaliküm fe zukuhü ve enne lil kafirıne azaben nar

        15. Ya eyyühellezıne amenu iza lekıytümüllezıne keferu zahfen fe la tüvelluhümül edbar

        16. Ve mey yüvellihim yevmeizin dübürahu illa müteharrifel li kıtalin ev mütehayyizen ila fietin fe kad bae bi ğadabim minellahi ve me'vahü cehennem ve bi'sel mesıyr

        17. Fe lem taktüluhüm ve lakinnellahe katelehüm ve ma rameyte iz rameyte ve lakinnellahe rama ve li yübliyel mü'minıne minhü belaen hasena innellahe semıun alım

        18. Zaliküm ve ennellahe muhinü keydil kafirın

        19. İn testeftihu fekad caekümül feth ve in tentehu fe hüve hayrul leküm ve in teudu neud ve len tuğniye anküm fietüküm şey'ev ve lev kesürat ve ennellahe meal mü'minın

        20. Ya eyyühellezıne amenu etıy'ullahe ve rasulehu vela tevellev anhü ve entüm tesmeun

        21. Ve la tekunu kellezıne kalu semı'na ve hüm la yesmeun

        22. İnne şerrad devabbi ındellahis summül bükmüllezıne la ya'kılun

        23. Ve lev alimellahü fıhim hayral le esmeahüm ve lev esmeahüm le tevellev ve hüm mu'ridun

        24. Ya eyyühellezıne amenüstecıbü lillahi v lir rasuli iza deaküm lima yühyıküm va'lemu ennellahe yehulü beynel mer'i ve kalbihı ve ennehu ileyhi tuhşerun

        25. Vetteku fitnetel la tüsıybennellezıne zalemu minküm hassah va'lemu ennellahe şedıdül ıkab

        26. Vesküru iz entüm kalılüm müsted'afune fil erdı tehafune ey yetehattafekümün nasü fe avaküm ve eyyedeküm bi nasrihı ve razekaküm minet tayyibati lealleküm teşkürun

        27. Ya eyyühellezıne amenu la tehunüllahe ver rasule ve tehunu emanatiküm ve entüm ta'lemun

        28. Va'lemu ennema emvalüküm ve evladüküm fitnetüv ve ennellahe ındehu ecrun azıym

        29. Ya eyyühellezıne amenu in tettekullahe yec'al leküm fürkanev ve yükeffir anküm seyyiatiküm ve yağfir leküm vallahü zül fadlil azıym

        30. Ve iz yemküru bikellezıne keferu li yüsbituke ev yaktüluke ev yuhricuk ve yemkürune ve yemkürullah vallahü hayrul makirın

        31. Ve iza tütla alehim ayatüna kalu kad semı'na lev neşaü le kulna misle haza in haza illa esatıyrul evvelın

        32. Ve iz kalüllahümme in kane haza hüvel hakka min ındike fe emtır aleyna hıcaratem mines semai evi'tina bi azabin elım

        33. Ve ma kanellahü li yüazzibehüm ve ente fıhim ve ma kanellahü müazzibehüm ve hüm yestağfirun

        34. Ve ma lehüm ella yüazzibehümüllahü ve hüm yesuddune anil mescidil harami ve ma kanu evliyaeh in evliyaühu illel müttekune ve lakinne ekserahüm la ya'lemun

        35. Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaev ve tasdiyeh fe zukul azabe bi ma küntüm tekfürun

        36. İnnellezıne keferu yünfikune emvalehüm li yesuddu an sebılillah fe seyünfikuneha sümme tekunü aleyhim hasraten sümme yuğlebun vellezıne keferu ila cehenneme yuhşerun

        37. Li yemizellahül habise minet tayyibi ve yec'alel habıse ba'dahu ala ba'dın fe yerkümehu cemıan fe yec'alehu fı cehennem ülaike hümül hasirun

        38. Kul lillezıne keferu iy yentehu yuğfer lehüm ma kad selef ve iy yeudu fe kad medat sünnetül evvelın

        39. Ve katiluhüm hatta la tekune fitnetüv ve yekuned dınü küllühu lillah fe inintehev fe innellahe bi ma ya'melune besıyr

        40. Ve in tevellev fa'lemu ennellahe mevlaküm nı'mel mevla ve nı'men nesıyr

        41. Va'lemu ennema ğanimtüm min şey'in fe enne lillahi humüsehu ve lir rasuli ve lizil kurba vel yetama vel mesakıni vebnis sebıli in küntüm amentüm billahi ve ma enzelna ala abdina yevmel fürkani yevmel tekal cem'an vallahü ala külli şey'in kadır

        42. İz entüm bil udvetid dünya ve hüm bil udvetil kusva ver rakbü esfele minküm ve lev tevaadtüm lahteleftüm fil mıadi ve lakil li yakdıyellahü emran kane mef'ulel li yehlike men heleke am beyyinetiv ve yahya men hayye am beyyineh ve innellahe le semıun alım

        43. İz yürıkehümüllahü fı menamike kalıla ve lev erakehüm kesıral le feşiltüm ve le tenaza'tüm fil emri ve lainnellahe sellem innehu alımüm bi zatis sudur

        44. Ve iz yürıkümuhüm izil tekaytüm fı a'yüniküm kalılev ve yükallilüküm fı a'yünihim li yakdıyellahü emran kane mef'ula ve ilellahi türceul ümur

        45. Ya eyyühellezıne amenu iza lekıytüm fieten fesbütu veskürullahe kesıral lealleküm tüflihun

        46. Ve etıy'ullahe ve rasulehu ve la tenazeu fe tefşelu ve tezhebe rıhuküm vasbiru innellahe meas sabirın

        47. Ve la tekunu kellezıne haracu min diyarihim betarav ve riaen nasi ve yesuddune an sebılillah vallahü bi ma ya'melune mühıyt

        48. Ve iz zeyyene lehümüş şeytanü a'malehüm ve kale la ğalibe lekümül yevme minen nasi ve innı carul leküm felemma teraetil fietani nekesa ala akıbeyhi ve kale innı berıüm minküm innı era ma la teravne innı ehafüllah vallahü şedıdül ıkab

        49. İz yekulül münafikune vellezıne fı kulubihim meradun ğarra haülai dınühüm ve mey yetevekkel alellahi fe innellahe azızün hakım

        50. Ve lev tera iz yeteveffellezıne keferul melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm ve zuku azabel harıyk

        51. Zalike bima kaddemet eydıküm ve ennellahe leysi bi zallamil lil abıd

        52. Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim keferu bi ayatillahi fe ehazehümüllahü bi zünubihim innellahe kaviyyün şedıdül ıkab

        53. Zalike bi ennellahe lem yekü müğayyiran nı'meten en'ameha ala kavmin hatta yüğayyiru ma bi enfüsihim ve ennellahe semıun alım

        54. Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim kezzebu bi ayati rabbihim fe ehleknahüm bi zünubihim ve ağrakna ale fir'avn ve küllün kanu zalimın

        55. İnne şerrad devabbi ındellahillezıne keferu fehüm la yü'minun

        56. Ellezıne ahedte minhüm sümme yenkudune ahdehüm fı külli merrativ ve hüm la yettekun

        57. Fe imma teskafennehüm fil harbi fe şerrid bihim men halfehüm leallehüm yezzekkerun

        58. Ve imma tehafenne min kavmin hıyaneten fembiz ileyhim ala seva' innellahe la yühıbbül hainın

        59. Ve la yahsebennellezıne keferu sebeku innehüm la yu'cizun

        60. Ve eıddu lehüm mesteta'tüm min kuvvetiv ve mir ribatıl hayli türhibune bihı adüvvellahi ve adüvveküm ve aharıne min dunihim la ta'lemunehüm allahü ya'lemühüm ve ma tünfiku min şey'in fı sebılillahi yüveffe ileyküm ve entüm la tuzlemun

        61. Ve in cenehu lis selmi fecnah leha ve tevekkel alellah innehu hüves semıul alım

        62. Ve iy yürıdu ey yahdeuke fe inne hasbekellah hüvellezı eyyedeke bi nasrihı ve bil mü'minın

        63. Ve ellefe beyne kulubihim lev enfakte ma fil erdı cemıam ma ellefte beyne kulubihim ve lakinnellahe ellefe beynehüm innehu azızün hakım

        64. Ya eyyühen nebiyyü hasbükellahü ve menittebeake minel mü'minın

        65. Ya eyyühen nebiyyü harridıl mü'minıne alel kıtal iy yeküm minküm işrune sabirune yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm mietüy yağlibu elfem minellezıne keferu bi ennehüm kavmül la yefkahun

        66. El ane haffefellahü anküm ve alime enne fıküm da'fa fe iy yeküm minküm mietün sabiratüy yağlibu mieteyn ve iy yeküm minküm elfüy yağlibu elfeyni bi iznillah vallahü meas sabirın

        67. Ma kane li nebiyyin ey yekune lehu esra hatta yüshıne fil ard türıdune aradad dünya vallahü yürıdül ahırah vallahü azızün hakım

        68. Lev la kitabüm minellahi sebeka lemesseküm fıma ehaztüm azabün azıym

        69. Fe külu mimma ğanimtüm halalen teyyibev vettekullah innellahe ğafurur rahıym

        70. Ya eyyühen nebiyyü kul limen fı eydıküm minel esra iy ya'lemillahü fı kulubiküm hayray yü'tiküm hayram mimma ühıze minküm ve yağfir leküm vallahü ğafurur rahıym

        71. Ve iy yürıdu hıyaneteke fe kad hanüllahe min kablü fe emkene minhüm vallahü alımün hakım

        72. İnnelezıne amenu ve haceru ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike ba'duhüm evliyaü ba'd vellezıne amenu ve lem yühaciru ma leküm miv velayetihim min şey'in hatta yühaciru ve inistensaruküm fid dıni fe aleykümün nasru illa ala kavmim beyneküm ve beynehüm mısak vallahü bi ma ta'melune besıyr

        73. Vellezıne keferu ba'duhüm evliyaü ba'd illa tef'aluhü tekün fitnetün fel erdı ve fesadün kebır

        74. Vellezıne amenu ve haceru ve cahedu fı sebilillahi vellezıne avev ve nesaru ülaike hümül mü'minune hakka lehüm mağfiratüv ve rizkun kerım

        75. Vellezıne amenu mim ba'dü ve haceru ve cahedu meaküm fe ülaike minküm ve ülül erhami ba'duhüm evla bi ba'dın fı kitabillah innellahe bi külli şey'in alım

        3

        Enfal Suresi Türkçe Anlamı

        Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

        1. Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin.

        2. Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.

        3. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.

        4. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.

        5. (Onların bu hali,) müminlerden bir gurup kesinlikle istemediği halde, Rabbinin seni evinden hak uğruna çıkardığı (zamanki halleri) gibidir.

        6. Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı.

        7. Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kafirlerin ardını kesmek istiyordu.

        8. (Bunlar,) günahkarlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve batılı ortadan kaldırmak içindi.

        9. Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu.

        10. Allah bunu (meleklerle yardımı) sadece müjde olsun ve onunla kalbiniz yatışsın diye yapmıştı. Zaten yardım yalnız Allah tarafındandır. Çünkü Allah mutlak galiptir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir.

        11. O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.

        12. Hani Rabbin meleklere: "Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; Ben kafirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu.

        13. Bu söylenenler, onların Allah'a ve Resulüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır.

        14. İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kafirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır.

        15. Ey müminler! Toplu halde kafirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).

        16. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir!

        17. (Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı (onu). Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.

        18. Bu böyledir. Şüphesiz Allah, kafirlerin tuzağını bozar.

        19. (Ey kafirler!) Eğer siz fetih istiyorsanız, işte size fetih geldi! (Yenelim derken yenildiniz.) Ve eğer (inkardan) vazgeçerseniz bu sizin için daha iyidir. Yine (Peygamber'e düşmanlığa) dönerseniz, biz de (ona) yardıma döneriz. Topluluğunuz çok bile olsa, sizden hiçbir şeyi savamaz. Çünkü Allah müminlerle beraberdir.

        20. Ey iman edenler! Allah'a ve Resulüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.

        21. İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın.

        22. Şüphesiz Allah katında hayvanların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.

        23. Allah onlarda bir hayır görseydi elbette onlara işittirirdi. Fakat işittirseydi bile yine onlar yüz çevirerek dönerlerdi.

        24. Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.

        25. Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.

        26. Hatırlayın ki, bir zaman siz yeryüzünde aciz tanınan az (bir toplum) idiniz; insanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz da şükredesiniz diye Allah size yer yurt verdi; yardımıyla sizi destekledi ve size temizinden rızıklar verdi.

        27. Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.

        28. Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah'ın katındadır.

        29. Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.

        30. Hatırla ki, kafirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.

        31. Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman dediler ki: "(Evet) işittik, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleyebiliriz. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."

        32. Hani (o kafirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.

        33. Halbuki sen onların içinde iken Allah, onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.

        34. Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellileri olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellileri takva sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

        35. Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kafirler!) İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!

        36. Şüphesiz ki inkar edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlup olacaklardır. Kafirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.

        37. (Bu toplama) Allah'ın murdarı temizden ayıklaması (mümini kafirden ayırması) ve bütün murdarların bir kısmını diğer bir kısmının üstüne koyup hepsini yığarak cehenneme atması içindir. İşte onlar ziyana uğrayanların kendileridir.

        38. İnkar edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir!

        39. Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkara) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.

        40. Eğer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!.

        41. Eğer Allah'a ve hak ile batılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (Bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'a, Resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir.

        42. Hatırlayın ki, (Bedir savaşında) siz vadinin yakın kenarında (Medine tarafında) idiniz, onlar da uzak kenarında (Mekke tarafında) idiler. Kervan da sizden daha aşağıda (deniz sahilinde) idi. Eğer (savaş için) sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilafa düşerdiniz. Fakat Allah, gerekli olan emri yerine getirmesi, helak olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helak olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için (böyle yaptı). Çünkü Allah hakkıyla işitendir, bilendir.

        43. Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girişecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir.

        44. Allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Bütün işler Allah'a döner.

        45. Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.

        46. Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

        47. Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kafirler) gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.

        48. Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'ın azabı şiddetlidir, dedi.

        49. O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), "Bunları, dinleri aldatmış" diyorlardı. Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir).

        50. Melekler yüzlerine ve arkalarına vurarak ve "Tadın yakıcı cehennem azabını" (diyerek) o kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin!

        51. İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir.

        52. (Bunların gidişatı) tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. (Onlar da) Allah'ın ayetlerini inkar etmişlerdi de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı. Allah güçlüdür. O'nun cezası şiddetlidir.

        53. Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlak ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir.

        54. (Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helak etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.

        55. Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kafir olanlardır. Çünkü onlar iman etmezler.

        56. Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir.

        57. Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.

        58. (Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez.

        59. İnkar edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) aciz bırakamazlar.

        60. Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.

        61. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.

        62. Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kafidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir.

        63. Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.

        64. Ey Peygamber! Sana ve sana uyan müminlere Allah yeter.

        65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kafire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kafir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.

        66. Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

        67. Yeryüzünde ağır basıncaya (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.

        68. Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

        69. Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah bağışlayan, merhamet edendir.

        70. Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere de ki: Eğer Allah kalplerinizde hayır olduğunu bilirse, sizden alınandan (fidyeden) daha hayırlısını size verir ve sizi bağışlar. Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

        71. Eğer sana hainlik etmek isterlerse (üzülme, çünkü) daha önce Allah'a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkan ve kudret vermişti. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

        72. İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.

        73. Kafir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.

        74. İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.

        75. Sonradan iman eden ve hicret edip de sizinle beraber cihad edenler de sizdendir. Allah'ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (varis olmağa) daha uygundur. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir.

        4

        Enfal Suresi Konusu

        Kur’an-ı Kerim’in bir özeti olan Fatiha suresinde Allah’ın lutfuna mazhar olanlarla O’nun gazabına uğrayanlardan ve doğru yoldan sapanlardan söz edilmiş, yalnız Allah’a kulluk eden ve sadece O’ndan yardım dileyenlere doğru yoldan ayrılmamaları telkin buyurulmuştu. Kulluk yolundan sapanların bir kısmı bu yolda sebat edenlere düşman oldukları ve onlara hayat hakkı tanımadıkları için tarih boyunca hak ile batılın mensupları arasında mücadele devam etmiştir. Bu mücadelenin bazan kaçınılmaz hale gelen şekillerinden biri de savaştır. Surenin asıl konusu Bedir örneğinden hareketle genel olarak savaşın amacı, barış, savaşta ele geçen esirler ve ganimetle ilgili hükümlerdir. Kur’an’ın temel amacı insanlara iman, ibadet ve ahlak değerlerini kazandırmak olduğu için surede yeri geldikçe bu doğrultuda şu konulara yer verilmiştir:

        1. Gerçek bir müminde bulunması gereken nitelikler,

        2. Hicret,

        3. Allah’ın ihlaslı ve fedakar kullarına müstesna yardımları,

        4. Allah ve resulüne itaatin gerekliliği ve sonuçları,

        5. Takva ahlakı ile hakkı batıldan ayırma bilinci arasındaki ilişki,

        6. İnkarın dünya ve ahiret hayatında insana getirdikleri,

        7. Allah’ın lutuf, nimet ve cezasının, kulların kendilerini değiştirme ve iyileştirme çabalarıyla bağlantısı,

        8. Maddi ve manevi değerleri koruyabilmek ve meşru savunmayı gerçekleştirebilmek için gerekli olan stratejik donanım ve hazırlık,

        9. Müminler arasındaki birlik ve dayanışma ilişkisinin (velayet) şartları ile boyutları.

        5

        Enfal Suresi Nuzül

        Mushaftaki sıralamada sekizinci, iniş sırasına göre seksen sekizinci suredir. Bakara suresinden sonra, Al-i İmran’dan önce inmiştir.

        Surenin 30-36. ayetleri dışında kalan kısmının Medine’de indiğinde ittifak vardır. Bu yedi ayet ise bazı müfessirlere göre Mekke’de nazil olmuştur. Sure Medine’de, Bakara’dan sonra ikinci sırada gelmeye başlamış, fakat araya başka surelerin bazı ayetlerinin nüzulü de girmiştir.

        Hicretin üzerinden bir buçuk yıl geçip ramazan ayı gelince müslümanlar Medine yakınlarındaki Bedir mevkiinde, Mekkeli müşriklerle ilk önemli savaşlarını yapmışlardı. Savaş müslümanların zaferiyle sonuçlanmış, düşmandan ganimet de elde edilmişti. Ganimetlerin paylaşımı konusunda daha önceden uygulanarak sabit olmuş İslami bir kural bulunmadığı için, doğrudan çarpışmaya katılanlarla cephe gerisinde hizmet verenler, gençlerle yaşlılar, teşvik vb. maksatlarla kendilerine ödül vaad edilmiş kimselerle buna razı olmayanlar arasında ihtilaf çıkmıştı. Ayrıca bu savaşta kardeşini şehid vermiş olan Sa‘d b. Ebu Vakkās da müşriklerden Said b. Asi’yi katletmiş, maktulün kılıcını alarak Resulullah’a gelmiş, bunun kendisine verilmesini istemişti. İşte bu olaylar ve talepler üzerine daha Bedir’den ayrılmadan ve ganimetler paylaştırılmadan surenin ilk ayeti nazil olmuştur. Bazı müfessirlere göre Hz. Peygamber’i ve müminleri savaşa teşvik eden, iman cephesinin bire karşı on kişiyle savaşsalar bile galip geleceklerini bildiren 64-65. ayetler savaştan önce gelmiştir. Şu halde surenin Medine’de, Bedir Savaşı sırasında gelmeye başladığı kesinlik kazanmakta, tamamlanmasının ise daha sonraki zamanlarda olduğu anlaşılmaktadır (İbn Kesir, III, 545; İbn Aşur, IX, 245-246).

        6

        Enfal Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

        “Ganimetler” diye çevrilen enfal kelimesi, lugat manası “fazlalık, fazladan” demek olan nefelin çoğuludur. Düşmandan elde edilen maddi değerler için fıkıhta üç terim kullanılmaktadır: Nefel, ganimet, fey. Savaşarak elde edilene ganimet, savaşmadan ele geçirilene fey denilmektedir. Nefel ise hem ganimet manasında hem de ganimetin belli bir parçasını ifade etmek için kullanılmıştır. Açıklamakta olduğumuz ayette enfal, ganimet manasını ifade etmektedir. Ancak Hz. Peygamber’in gerekli gördüğü hallerde bazı kimselere ganimetten bir şeyler verdiğini (tenfil) bildiren hadislerde (Müslim, “Fezailü’s-sahabe”, 44) kelime dört manada kullanılmıştır: a) Bir düşman askerini öldüren kimseye verilen “maktulün üzerinden çıkan zati eşyası” (seleb). Bunda tahmis uygulanmaz; yani beşte biri hazine için alınmazdı. b) Savaşa girip ganimet elde etmiş bulunan bir kıtaya, tahmisten sonra ödül olarak verilen pay. c) Ganimetin beşte birinden verilen ödüller, yapılan yardımlar.

        d) Ganimetin bütününden çobanlık, istihbarat, kılavuzluk gibi hizmetleri üstlenen kimselere verilen pay (Ebu Ubeyd, s. 430).

        Bedir Savaşı’nda ele geçirilen ganimetlerin kimlere ait olacağı ve nasıl paylaştırılacağı konusunda, bazı sahabiler arasında tereddüt ve tartışma ortaya çıkınca Allah Teala ganimetin nasıl paylaştırılacağını belirlemeden önce, bu tavrın ahlaki sakıncasına işaret buyurmuş ve eğitmeye yönelik telkinlerde bulunmayı murat etmiş; savaşta ve barışta müminlerin asıl hedef ve vazifelerinin neler olduğunu, nelere öncelik vermeleri gerektiğini açıklamıştır. Buna göre her şey gibi ganimet de Allah’ındır. O’nun resulü vahyi tebliğ etme ve dini öğretme yanında örnek gösterme ve uygulama vazifesi ile de yükümlü kılınmıştır. Tam manasıyla mülk olarak Allah’a ait bulunan ganimetin kullarına nasıl paylaştırılacağını açıklama ve bunu uygulama vazifesi de Resulullah’a aittir. Müminler ganimet için savaşmamalı, ganimete göz dikmemeli, bir şey verilirse almalı, verilmezse hak iddia etmemelidir. Mülkiyeti Allah’a, kullanım ve dağıtım şekillerindeki tasarruf hakkı da Resulullah’a ait bulunan bir madde üzerinde tartışan, bu arada birilerinin öfkelenmesine ve incinmesine sebep olanlara düşen vazife ise hemen gönül almak, ilişkileri yeniden normal çizgiye getirmek ve güzelleştirmektir. “Ganimetin Allah’a ve resulüne ait olması” böyle anlaşılınca ileride gelecek olan ve ganimetlerin beşe bölüneceğini, beşte birinin Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara ait olduğunu ifade eden ayetin bunu neshettiğini, hükmü değiştirdiğini söylemenin anlamı kalmamaktadır. Bu ayet konunun ahlaki boyutunu, meseleye bir kul gibi yaklaşmanın örneğini vermekte, 41. ayet ise Allah’ın kendine ait olanı nasıl dağıtmayı murat ettiğini açıklamaktadır. Bazı tefsir ve fıkıh alimlerine göre bu ayet, ganimet ile ilgili hüküm ve uygulamanın ilk aşamasını açıklamaktadır. Hz. Peygamber Bedir Savaşı’nda alınan ganimetlere bu ayetin hükmünü uygulamış, tamamı kendisine bırakılmış bulunan ganimetin beşte birini (tahmis) ayırmadan hepsini gazilere dağıtmıştır. Sonra ganimetin beşte birini ayırmasını, geri kalanı savaşa katılanlara dağıtmasını bildiren 41. ayet gelmiş ve bu ayetin hükmünü değiştirmiştir (Ebu Ubeyd, s. 426). Burada neshi kabul etmeyen fakih ve müfessirlere göre iki ayeti, yukarıda açıklandığı şekilde anlayıp birleştirmek, birlikte uygulamak mümkündür, nesih söz konusu değildir, ayrıca Hz. Peygamber’in Bedir Savaşı’nda tahmisi uygulamadığı yönündeki rivayet de sağlam bir rivayet zincirinden yoksundur (İbn Kesir, III, 549-550).

        7

        Enfal Suresi Kaç Ayet?

        Enfal Suresi 75 ayetten oluşmaktadır.

        Enfal Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

        Enfal Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 176. Sayfada başlayıp 185. Sayfada biter ve 9 ile 10. cüzde yer alır.

        Enfal Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

        Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

        Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Enfal suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

        Keza, başörtüsü olmadan da Enfal suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

        Enfal Suresi Adetliyken Okunur Mu?

        Enfal suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        8

        EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

        • Ayetel Kürsi
        • Kunut Duaları
        • Sübhaneke Duası
        • Nasr Suresi
        • İnşirah Suresi
        • İhlas Suresi
        • Asr Suresi
        • Felak Nas Suresi
        • Yasin Suresi
        • Kadir Suresi
        • Alak Suresi
        • Al-i İmran Suresi
        • Beyyine Suresi
        • Cuma Suresi
        • Hümeze Suresi
        • Fatiha Suresi
        • Müzzemmil Suresi
        • Duha Suresi
        • Fetih Suresi
        • Kevser Suresi
        • Kehf Suresi
        • Müddessir Suresi
        • Münafikun Suresi
        • Bakara Suresi
        • Sebe Suresi
        • Muhammed Suresi
        • Nisa Suresi
        • Duhan Suresi
        • Salli Barik Duaları
        • Kaf Suresi
        • Nebe Suresi
        • Tur Suresi
        • Ahzab Suresi
        • Abese Suresi
        • Rad Suresi
        • Fatır Suresi
        • Tebbet Suresi
        • Maun Suresi
        • Fussilet Suresi
        • Mürselat Suresi
        • Fil Suresi
        • Hakka Suresi
        • Şura Suresi
        • Casiye Suresi
        • İbrahim Suresi
        • Ankebut Suresi
        • Kıyamet Suresi
        • Saffat Suresi
        • Tekasür Suresi
        • Zilzal Suresi
        • Neml Suresi
        • Kureyş Suresi
        • Kalem Suresi
        • Mearic Suresi
        • Şifa Duası
        • Rızık Duası
        • Dilek Duası
        • Nazar Duası
        Haberi Hazırlayan: Kubilay Kos

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ